YAZARLAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
YAZARLAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 May 2016

MİSAFİR YAZARIMIZDAN BEYİN GÜCÜNÜ ARTTIRAN KİTAP ÖNERİLERİ

MİSAFİR YAZARIMIZDAN BEYİN GÜCÜNÜ ARTTIRAN KİTAP ÖNERİLERİ
EMRE CAN

1 Eyl 2015

BURSA'NIN İZİNİ SÜRERKEN...

Aşağıdaki yazı ve fotoğraflar takipçilerimizden Tamer Uysal tarafından gönderilmiştir , siz de yazılarınızı gönderebilirsiniz... edebiyatfatihinet@gmail.com
BURSA ÜZERİNE...
(1)
"Söz uçar yazı kalır."
(Latin Atasözü)
Çoğu zaman yazı yazma sürecine girdiğimde aklıma Aziz Nesin geliyor. Usta "hangi ortamda yazarsınız" sorusuna "Bu ortam, yazacağım yazı türüne göre değişir" diyor ve ekliyor: " Çok ciddi bir yazı yazacaksam odamın kapısını ve pencerelerini sıkı sıkı kapatırım."...Bende de bir yazı konusu ortaya çıktıktan sonra biraz yürüyüş iyi gelir. Çünkü gözlem ve sokaklar insana iyi fikir verir.Feridun Andaç'ın bu latin darbımeseli ile aynı başlıkta bir kitabı vardı. Yazar ve şairlerle söyleşiler içeriyor. Yazarların yazım süreçleri farklı mutlaka. Sessiz bir ortamda üretime odaklanmak gerekir. Aziz Nesin gibi müzikle de odaklanabilir farklı ortamlarda da yaratılabilir ama yalnızlık mutlaka şart: Yazar yalnızlığı denilen...Gezerken yazı yazamazsınız ama bana iyi fikir veriyor. Tek eksiğim var: Aşırı unutkanlık. Ne yaptımsa halt edemediğim. Yaşlanıyorum...
Artık fotoğraf makinesi yanımızda. Cep telefonunu alırken "nasıl olsun" diyen satıcıya basit olsun fotoğraf çekeyim müzik dinleyebileyim yeter demiştim. Üniversite yıllarında walkman elimden düşmezdi şimdi bu aletlerle her şey mümkün.. Ötekilerin pabucu dama atıldı. Herkesin elinin altında vizör var...İstediği görüntüyü cebinde taşıdığı bu aletle ölümsüzleştirebiliyor (Oysa biz bir kamerayı tutmak için 4 yılımızı vermiştik)...Şimdi çektiklerime bakıp bakıp yazdığım oluyor...
Roland Barthes, "Şehirler bir yazıdır, gezenler ise bir okur."Bursa sokaklarında zaman zaman geziyorum, dönüp dolaşıp aynı yerlerde... İnsan alıştığı yerlerden kolay kopmuyor, kopamıyor. Ne kadar uzaklaşabilirsiniz neyi bırakabilirsiniz... Can Yücel ne diyordu .
Değil bu şehirden gitmek,
İki sokak öteye taşınamıyorum.
Alıp götürsem gelmez ki…

14 Tem 2015

BENCİL OLMA SENCİL OL !

DİĞERGAMLIK
MUSTAFA TOPÇU
www.edebiyatfatihi.net için yazdı
Diğergamlık kökeni itibariyle Farsça bir kelimedir ve en basit tanımıyla başkasını kendine tercih edebilmek demektir. Bunun zıddı olan hodgamlık ise sürekli kendini düşünmenin adıdır, kısacası bencilliktir.  Diğergamlık hiç de kolay bir haslet değildir. Üst düzey ruhi bir olgunluk gerektirir. Her kişinin değil er kişinin işidir. İnsanın başka birini kendisinin de önüne koyabilmesi ancak büyük bir nefis mücadelesinden ve terbiyesinden geçerek mümkün olabilmektedir.
Diğergam olmak fedakarlığın bir diğer adıdır. Cömertlik duygusunun yaşanabilecek en üst mertebesidir. Çünkü diğergamlık kişinin kendinden vazgeçerek başkasını kendinden daha çok düşünmek demektir. 

Diğergamlık “önce ben” yerine “önce sen” veya “önce o” diyebilmektir. Bu büyük fazilete ulaşanlar Cenab-ı Hak tarafından Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerimde  övülmüşlerdir. Mekke’den şehirlerine göç eden Müslümanlara büyük fedakarlıklarla yardım eden Medineli Müslümanlar hakkında “Onlardan (muhacilerden) önce o yurda (Medine’ye) yerleşmiş  ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar, hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar. Kendilri son derece ihtiyaç içinde olsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” (Haşr Suresi/9) ayeti indirilmiştir.


10 May 2014

ÇOK OKUNAN BLOG YAZARIMIZDAN: KENDİME İYİ BAK

        İSMAİL GÖÇER     KENDİME İYİ BAK 

güneşi gördüm bâhtiyâr köşkü 

ağaçlar tonsuz yeşil elbiselerle 
erguvan bahçeleri denizlerin dibi
buluttan evlerde sözler tek hece 
değil sultan süleyman ülkesi 
yâr kalesi zabt-ı nâ-mümkün
ipsiz uçurtmalarla bin bir gün gece
âvâre yollar yıllar âvâre

7 May 2014

HANİ NEREDE O SAF AŞKLAR?




Caner Özcan
NEREDE  YİTİP GİTMEYEN O AŞKLAR?

        Bir şaheserdir halk hikayelerimiz. Halkın dimağında yer alan o muhteşem aşkların vuku bulduğu birer canlı anıttır.Hiçbir zaman yitip gitmemiş aşkların uğrak noktasıdır.En saf aşkların birer nişanesidir.Bu hikayelerin kültürümüzde özellikle de edebiyatımızda kendisine yer bulması bizim için hiç kuşkusuz en büyük hazinedir.Büyük  aşkların hazinesidir bu hikayeler.Güçlü bir gelenek etrafında örülmüş, aşıklar tarafından saz eşliğinde icra edilen bir geleneğin en önemli ürünlerindendir.Müziğin sihirli dokunuşunun bu hikayelere yansıması dinleyiciler tarafından bir sevinç kaynağı olmuş,teknolojinin gündelik hayatımıza egemen olmadığı dönemlerde roman ,hikaye gibi hayatımızda önemli bir yere sahip olan düz yazının boşluğunu doldurmuştur.Edebiyatımız açısından değeri de bundan ileri gelmektedir.

19 Mar 2014

İstiklal Marşını Dinlerken...konulu kompozisyon (ödüllü),

İstiklal Marşını Dinlerken...konulu kompozisyon (ödüllü),
İstiklal Marşını Dinlerken...konulu kompozisyon (ödüllü),
Bu yazı "İstiklal Marşı'nı Dinlerken" temalı kompozisyon yarışmasında il 1.si olmuştur.

(Yazıyı büyütmek için resmin üzerine tıklayınız)

14 Ara 2013

İSMAİL GÖÇER: SERENAD


        İSMAİL GÖÇER       
SERENAD 
 
kararır aynada yüzüm 
bu şehrin sisli sabahlarında 
ulur aya karşı kirli kalabalıklar 
ıstakoz feryâdları gibi 
avucumda 
çığlık çığlık suskunluklarım var..  
 

1 Ara 2013

İSMAİL GÖÇER YAZDI: DOĞUM GÜLÜ



        İSMAİL GÖÇER       


DOĞUM  GÜLÜ 
ötelerden kokularla 
bir gülpâre ki ateşten 
yıllanmış mey gölgesi
kara toprağın sinesinden 
bitiverdi 

19 Kas 2013

MUTLULUĞUN FORMÜLÜ ÇOK AÇIK


CANER ÖZCAN
Mutluluğun Formülü:KUTADGU BİLİG 

            Türklerin Talas Savaşı’ndan sonra kitleler halinde İslamiyet’i kabul etmesi Türk sosyal ve kültürel hayatında hiç şüphesiz ki çok büyük değişiklikler yapmıştır.Bu hadise neticesinde Türkler yeni bir kültür ve medeniyet dairesine girmişlerdir.Sosyal ve kültürel hayatlarındaki bu değişiklikler hiç kuşkusuz Türklerin edebi hayatlarını da değiştirmiştir.

9 Kas 2013

FİKİRLER ÖLMEZ...ATAMIZI SAYGIYLA ANIYORUZ...

  Hiç unutmuyorum, bir eylül sabahıydı ilk okula başladığımda. Minik ellerim canım annemin avuçları arasında güvendeydi. O güne kadar hiç yanımdan ayrılmayan meleğim  beni lacivert takım elbiseli birine teslim etti ve gitti. İlk öğretmenimdi, ilk sınıfımdı, evimden uzakta bir başına ilk kalışımdı...Hiç unutmadım.

4 Kas 2013

İRFAN YİĞİT / CETVEL

İRFAN YİĞİT
  CETVEL
   Doğruluk, gökyüzünün şeffaf mavisini aşan saflığıyla adıyla bile bütün güzelliklere kapı açan en büyük hazinedir aslında. Bazı insanlar yalana daha çok mum tutuyorlar. Hayatlarının her alanında yalancılığın normal, sıradan bir durum olarak zannedenler var.

CANER ÖZCAN / KİTAB-I DEDEM KORKUT


CANER ÖZCAN
KİTAB-I  DEDEM KORKUT
           Türk sosyal hayatının,Türk kültürünün en görkemli eserlerinden biri olan  Dede Korkut Kitabı ,Türk Dili ve Edebiyatı alanının hiç kuşkusuz en kıymetli eseridir.Bu alanda çalışma yapan araştırmacılara yıllardır kaynak kitap olmak suretiyle misyonunu devam ettirmektedir.İslamiyet’in kabulüyle yeni bir kültür ve medeniyet dairesine giren Türklerin sosyal yaşamlarını,inançlarını,kültürel özelliklerini tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir.Dede Korkut sadece birkaçını saydığımız bu yönleriyle bir değerler hazinesidir.Tabiri caizse Türk hayatının manalar denizinin anahtarının saklı olduğu bir kaledir.Mehmet Fuad Köprülü bu hususta  şöyle bir değerlendirme yapmayı uygun görmüştür:’’Terazinin bir kefesine bütün Türk edebiyatını koyun ,diğer kefesine de Dede Korkut Kitabını koyun.Yine de Dede Korkut ağır basar.’’Fuad Hoca’nın bu değerlendirmesine katılmamak,bu değerlendirmeyi göz ardı etmek mümkün değildir.Çünkü eserimiz hem güzel Türkçemizin el değmemiş örneklerini ihtiva ediyor hem de milletimizin yüzyıllar önceki hayatını ve kültürünü gözler önüne seriyor.

Damla BAYRAKTAR / VATANIM DA VATANIM

Damla BAYRAKTAR

     VATANIM DA VATANIM

4 Kasım 2013 Pazartesi
Damla  BAYRAKTAR
   Ilık kış güneşinin yalancı bir bahar yaşattığı  yılın son ayının  sıradan bir günü...Sınıfımızın penceresinden bakıyorum gökyüzüne, mavileşen  gökyüzünün  derinliklerinde  kuşlar  sürü sürü kim bilir  hangi coğrafyaya doğru kanat çırpıyor.Su toprağa çoktan karıştı, yaprak toprağa… Ağaçlar biz daha sıkı giyinirken attı üzerindekileri, toprak alabildiğine sessizliğe karıştı.Haftanın son günü,son ders saati...Birazdan İstiklal Marşı’nı okuyup evlerimize dağılacağız...

İSMAİL GÖÇER / SÛR

İSMAİL GÖÇER
SûR
yıldızları sökük ışıkları sönük şehrin
mahkumiyetinde her yer zifiri karanlık.
yaşamam imi ritimsiz senfonisi kalplerin
kan yerine dolanır bedenlerde yalnızlık...