irfan yiğit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
irfan yiğit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Kas 2017

Esas Mesele O Tahtaya Çivileri Çakmamak

Esas Mesele O Tahtaya Çivileri Çakmamak

İrfan Yiğit

Öfke, çok güçlü bir duygu, güçlü bir duygusal tepki... Dizginlenmezse veya kontrol altına alınmazsa telafisi zor  zararlara sebep olabilir...

Hangimiz zaman zaman öfkelenmiyoruz ki? Yaşadığımız yüzyılda bazen sakin kalabilmek, mutedil hareket etmek oldukça zorlaşıyor. Trafikte, işyerinde, okulda yaşadığımız herhangi bir olay, kötü bir söz veya hak etmediğimiz bir muamele bizi öfkenlendirebiliyor. Hayal kırıklığı yaşadığımızda, stres altındayken, haksızlığa uğradığımızda, kelimeler lal olup da kendimizi ifade edemediğimiz zamanlarda öfkelenebiliyoruz.

Öfkeli bir anınızı hatırlayın şimdi. Bedeniniz nasıl tepki veriyor bu duruma? Kalbiniz hızla çarpıyor, yüzünüz kızarıyor, ateş basıyor, sık sık veya zor nefes alıyorsunuz değil mi? Böylesi  bir durumda nasıl bir tepki veriyorsunuz? Ses tonunuz mu yükseliyor? Öfkeli bir bakış mı atıyorsunuz ya da direkt saldırgan bir tutum mu sergiliyorsunuz?

Şunu unutmamak gerekiyor. Öfke gelince maalesef akıl ve mantık devre dışı kalıyor çoğu zaman. İnsan bir emre itaat eder gibi duygularının esiri oluyor. Gözü hiçbir şey görmüyor ve olacakları kestiremiyor. Akıl ve mantık devre dışı kalınca yıkıcı sonuçları olabiliyor çoğu zaman.

"Öfkeli anınızda kimseye yanıt vermeyin" sözü tam da buraya uygun düşüyor. Öfkeli bir anınızda bir arkadaşınızla veya aile bireylerinde biriyle tartışırken söylediğiniz sözler o an fark etmeseniz de  derin izler bırakır. Ağızdan çıkan söz, tüpten çıkan diş macunu gibidir. Artık çıkmıştır ve geri döndüremezsin onu. 

Şu hikayeyi bilirsiniz:

        Kötü karakterli bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş. "Arkadaşlarınla tartışıp, kavga ettiğin her zaman bu tahtaya bir çivi çak" demiş. Genç, ilk gün tahtaya otuz yedi  çivi çakmış. Sonraki haftalarda öfkesini  kontrol etmeye çalışmış ve geçen her gün daha az çivi çakmış.

Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış tahtaya. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahtanın önüne götürmüş. Gence "Bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahtadan bir çivi çıkar sök" demiş.

Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki bütün  çiviler  çıkarılmış. Babası ona "Aferin iyi davrandın ama bu tahtaya dikkatli bak. Çok delik var. Artık geçmişteki gibi güzel olmayacak" demiş.
 
Arkadaşlarla tartışılıp kavga edildiği zaman kötü kelimeler söylenilir. Her kötü kelime bir yara (delik) bırakır. Arkadaşına bin defa kendisini affettiğini söyleyebilirsin, ama bu delik aynen kalacak kapanmayacak. Bir arkadaş, bir dost  ender bulunan bir mücevher gibidir. Seni güldürür, yüreklendirir, ihtiyaç duyduğunda sana yardımcı olur, seni dinler ve sana yüreğini açar" demiş.

Bu kıssadan hisseden de anlaşılıyor ki esas mesele o tahtaya hiç çivi çakmamakta...

26 Eki 2017

Milli Kültürümüzün Yaygınlaştırılmasında Bize Düşen Görevler Nelerdir?

Milli Kültürümüzün Yaygınlaştırılmasında Bize Düşen Görevler Nelerdir?

Yazı: edebiyatfatihi.net özgün ve kaliteli içerikler burada

Her ulusun, toplumun kendine has bir kültürü vardır. Kültür bir milletin sahip olduğu maddi ve manevi unsrların bütünüdür. Milli kültür ise  bir millete özgü bilgi, inanç ve davranışlar bütünü ile bu bütünün parçası olan maddi nesnelerdir.

Milli kültürümüze oluşturan değerler arasında dil, din, tüm sanatsal etkinlikler (müzik, edebiyat, sinema) güzel sanatlar  ve diğer bilimlerimiz sayılabilir. 

Milli kültürümüzü korumak konusunda milletimizin her bireyine görevler düşmektedir. Milli kültürümüzü yaygınlaştırma ve gelecek nesillere aktarma bilincinde olarak işe başlayabiliriz.


Bunun için neler yapılabilir?

Öncelikle kültürü oluşturan en önemli unsur olan dilimizin kullanımından başlayabiliriz. Öz Türkçesi dururken yabancı sözcük kullanımının dili yozlaştırmaktan başka bir şeye yaramadığını artık anlamalıyız. Anne sütü kadar temiz Türkçemize sahip çıkarak, güzel Türkçemizi doğru konuşup yazarak milli kültürümüzü de korumuş oluruz. Dilin kirletilmesi Türkçemizin geleceği için de büyük tehlikedir. “Önce Türkçe!” sloganını  kafamıza  ve gönüllerimize  yerleştirmeli, herkesi güzel Türkçe öğrenmeye ve kullanmaya özendirmeliyiz.

Halk kültürümüzü oluşturan unutulmaya yüz tutmuş değerlerimiz tekrar canlandırılmalıdır. Bunun için yazılı ve görsel iletişim  araçlarından  faydalanılabilir, -hazırlanan  kamu spotlarıyla toplumda farkındalık yaratılabilir. 

Milli kültürümüzün tanıtılmasında ve yaygınlaştırılmasında devlet daha çok kaynak ayırabilir, milli kültür unsurlarımız hem yurt içinde hem de yurt dışında tanıtılabilir.

Kültürümüzü oluşturan hususlarda, bir yandan uluslararası tırmanışların gerisinde kalmamaya çalışırken, öte yandan da kendimize özgü kültürümüze ve geleneklerimize sadakatle bağlı kalmamız gerektiği düşüncesiyle hareket etmeliyiz. Böylece, geçmişten kopmadan geleceğe uzanmayı başarabiliriz. 

11 Haz 2017

Hepsini Bugün Öğrendim #8

Hepsini Bugün Öğrendim #8

İrfan Yiğit 

CANLI YAYINDA KİTABI YEDİ
Az önce haberlerde denk geldi. İşçi Partisi yüzde 38'i geçerse yazdığım kitabı yiyeceğim" diyen İngiliz akademisyen Matthew Goodwin, tahmini tutmayınca canlı yayında kitap yedi. Sözünün eri adammış, vallahi bravo! İlkeli olmak bir erdemdir. 👏👏

YOK BÖYLE BİR HAMİLELİK TESTİ

Ekşi Sözlük'te okuduğum entriye göre eski Mısır'da kadınlar, hamile olup olmadıklarını ve hamileyse de bebeklerinin cinsiyetini buğday ve arpa dolu çuvallara işeyerek öğrenirlermiş. Eğer kadın hamileyse çuvaldaki arpa ve buğdaylar daha önce yeşerirmiş ve arpa önce filizlenirse bebek kız; buğday önce filizlenirse de bebek erkek olacak anlamına gelirmiş. 1900'lü yıllarda yapılan bir araştırmada da bu yöntemin %70 oranında başarılı olduğu görülmüş.



TÜRKÇEDE EN ÇOK FARKLI ANLAMA GELEN KELİME

TDK Sözlüğüne göre "çıkmak" kelimesi kullanıldığı yere 56 farklı anlama geliyormuş. Buradan bakabilirsiniz. Türkçenin zenginliği bu olsa gerek.

AT BİNMEK Mİ ATA BİNMEK Mİ?

TDK Sözlük ufkumuzu geliştirmeye devam ediyor. Genelde "at bindim" şeklinde sözün doğrusu "Ata bindim"miş. "At bindim" kulağa hiç hoş gelmiyordu zaten.
at binmek X ata binmek 👍
ata binmek

VİETNAM ORMANLARINDA DOĞAL YAŞAM ESKİYE DÖNMÜŞ

En sevdiğim ve merakla takip ettiğim Nat.Geo Wild kanalında harika bir belgeselde izledim.50 yıl önce savaştan harap olan Vietnam'da birçok canlı büyük zarar görmüştü. "Vahşi Yolculuk" adlı belgeselden öğrendiğime göre dünya üzerindeki biyoçeşitliliği en fazla olan ülkelerden biri olarak bilinen  ve dünya türlerinin %10’unun yaşadığı Vietnam'da bilim insanlarının soylarının tükendiği düşündüğü  pek çok hayvan yeniden görülmüş. Bunda da dünyanın en hızlı büyüyen bitkisi bambunun ekosistemi tamir etmesi ve pek çok hayvana yaşam alanı yaratması etkili olmuş.

3 May 2017

En Geveze Kuş

ASLA VAZGEÇME 

İrfan YİĞİT 

www.edebiyatfatihi.net 

  Yaşadığımız hayatta elbette ki her şey her zaman yolunda gitmiyor...Canımızı çok sıkan , bir türlü üstesinden gelemeyeceğimizi sandığımız olaylar veya durumlarla karşılaşabiliyoruz...Böylesi bir durumda bazı insanlar hemen pes etmeyi yeğliyor , ve mağlup oluyor maalesef ...

  Kendi gücümüze inanmadıkça umudumuzu muhafaza etmedikçe başarılı olma ihtimalimiz de azalır... Kendisini sürekli olumsuzluğa odaklayan insanlarda  "umut"  , bir kar tanesi gibi eriyip gider avucunda...


16 Nis 2017

HEPSİNİ BUGÜN ÖĞRENDİM #7

HEPSİNİ BUGÜN ÖĞRENDİM #7

İrfan YİĞİT
edebiyatfatihi.net blog yazarı 

GELENEĞİNİZ BATSIN ! 

Endonezya'da bir adada yaşayan Dani Kabilesi'nde dünyanın en garip yası tutuluyormuş... Bu tuhaf kabilenin kadınları ölen kocaları için tutukları yas ve acının bir belirtisi olarak parmaklarını kesiyorlarmış. Ruhların kocasına karşı öfkesini dindirmenin tek yolunun kesilen parmaklarla ona güç vermek olacağını sanıyorlarmış bir de. Ne diyelim Allah hidayet versin!

BURADA GÖNÜL KİMİ SEVSE ŞİŞMAN ODUR.

Tövbeler olsun, bu kulaklar daha neler duyacak, bu gözler daha neler görecek? Moritanya’da dünyanın güzellik anlayışından farklı bir güzellik anlayışı mevcutmuş. Bu ülkede şişman kadınlar güzel olarak kabul ediliyor ve itibar görüyorlarmış... Evlenme çağına gelen kızlar en az 60, en fazla 100 kg olmak zorundaymış. Aksi takdirde, kızlara zorla yemek yedirerek kilo almaları sağlanıyormuş.


TÜRKİYE'DE İLK REFERANDUM 

Malum şu aralar referandumla yatıp referandumla kalkıyoruz... Her şeyin ilk'ini araştırmak ilgi alanım olduğu için ülkemizdeki referandumun ilki ne zaman yapıldı diye araştırdım. Karşıma şu tarih çıktı: 9 Temmuz 1960: Türkiye’de ilk referandum, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra hazırlanan 1961 Anayasası için bu tarihte yapılmış.

BEYAZ GELİNLİK GİYME MODASI

Yine gereksiz bir ilk bilgisi. Her genç kızın rüyası beyaz gelinlik, İngiltere Kraliçesi Victoria’nın 1940 yılında yapılan düğününde, bu türde beyaz bir gelinlik giymeyi tercih etmesi sonrası tüm dünyaya yayılmış.

EKMEK ALMAYA GÖNDERSEN GİTMEZ AMA !!!

Bugün öğrendiğim son ilginç olaysa şu: 2003 yılında Amerikalı 18 yaşında bir genç kız evinden ayrılıp trenle Amerika'yı gezmeye karar vermiş. Yanına sadece dandik bir fotoğraf makinesi alıp beş yıl boyunca trenlerde yatıp kalkmış... Sonra da evine dönüp çektiği fotoğrafları paylaşmış...


3 Şub 2017

HEPSİNİ BUGÜN ÖĞRENDİM #6

Merhabalar, 

Bir süre ara verdiğim ve yoğun ilgi gören "Hepsini Bugün Öğrendim" yazılarımla karşınızdayım... Günlük gazeteler , haber siteleri , belgesel kanalları derken yine  bir sürü ilginç bilgi biriktirdim... Buyrun bakalım ... 

HEPSİNİ BUGÜN ÖĞRENDİM #6

İRFAN YİĞİT 

PELİN ÖZTEKİN 90 KİLO VERMİŞ.
Çok Güzel Hareketler'den tanıdığımız benim de çok sevdiğim  oyuncu Pelin Öztekin (Rasim Öztekin'in kızı) tam 90 kilo vererek 63'e düşmüş... Skeçlerde sürekli "şişman" şakalarına maruz kalan Pelin Öztekin'i inanılmaz azminden ötürü tebrik etmek gerekiyor... Bir kez daha anladım ki insanın istedikten sonra başaramayağı şey yokmuş...Bravo vallahi! 😍
Foto: Pelin Öztekin İnstagram sayfası

14 Ara 2016

Hepsini bugün öğrendim #5

Hepsini bugün öğrendim #5
İRFAN YİĞİT/www.edebiyatfatihi.net

PRİME-TİME İLK ZAMANLAR RADYO İÇİN KULLANILIYORMUŞ

Türkçesi altın saatler olan prime-time televizyonların en çok izlendigi 20.00 - 22.59 (22.59 dahil) arası saat dilimini kapsayan bir terim. Günümüzde dizilere teslim olan prime time teriminin temelleri radyo çağında ortaya çıkmış. Radyonun icadından ve popüler olmaya başlamasından sonra henüz icat edilmemiş olan televizyon ile tanışmamış olan aileler o zamanlar radyo başında bir araya gelerek özel zamanlar yaratmış ve dönemin radyoları da yayınlarını bu saatlere uygun olarak planlamıştır. dinleyenlerin gündelik yaşamına uygun olarak geliştirilen bu yayın planlaması da yayın akışı denen kavrammış aslında.

DÜNYADA 50 MİLYON EŞEK VARMIŞ


Hürriyet gazetesinde bugün okuduğum habere göre dünyada 50 milyon eşek ve katırın olduğu tahmin ediliyormuş. Etiyopya'da otomobilden çok eşek varmış. Doğma büyüme İstanbul'dayım bir tane bile eşek görmedim desem yalan olmaz.

GERZEK VE MANYAMIŞ KELİMELERİNİN MUCİDİ AYŞEN GRUDAYMIŞ

Bir yaşıma daha girdim. Günlük hayatta sıkça kullanılan "gerzek" ve "manyamış" kelimelerini Yeşilçam'ın unutulmaz oyuncusu Ayşen Gruda bulmuş meğer. Saba Tümer'in programında bu ilginç açıklamayı yapan Ayşen Gruda "gerzek" ve "manyamış" kelimelerini ben buldum; ama bir tek o gün kullandım bir daha kullanmadım' demiş.Bizde yalan yok, ilgili link için buradan lütfen...


                                         
                                  SOKAK TABELALARINDAKİ "TN" DE NE OLA ?
Bir süredir aklıma takılıyordu , sokak tabelalarındaki "TN" neyin açılımı diye merak ediyordum , tahminlerim tutmamış , "TN" tanıtım numarası demekmiş. Bu aydınlanmanın etkisiyle artık sokaklarda daha rahat dolaşabilirim.

3 Ara 2016

HEPSİNİ BUGÜN ÖĞRENDİM #4

Merhabalar,

Hafta sonu rahatlığının da etkisiyle bol bol belgesel izleyip internette o siteden bu siteye araştırma yaptım, karşıma yine ilginç bilgiler çıktı.

İRFAN YİĞİT/edebiyatfatihi.net


MOR RENK ÖNCEDEN SADECE ASİLLER İÇİNMİŞ.
Roma imparatorları mor renk giysileri kendilerinden başkasının giymesini yasaklayan yasalar çıkartırmış, Neron daha da ileriye giderek kendisinden başka mor giyenlerin ölümle cezalandırılacağını tüm Romalılar’a duyurmuş. Ah bu asilzadeler!


KONSERVE AÇACAĞI KONSERVEDEN YARIM ASIR SONRA BULUNMUŞ
Da Vinci Learning kanalından şaşırtıcı bir bilgi öğrendim.Konserve gıda için ilk patent hakkı 1810'da Peter Durand'a verilmiş; ama konserve kutularının küçük ve yararlı yoldaşı konserve açacağının icadı tam yarım asır sonra olmuş. O zamana dek insanlar bu kutuları açmak için çekiç, keski hatta silah bile kullanmış.


AVRUPALILAR SARIMSAĞI ÇOK SONRA KEŞFETMİŞ
                                                       

Şu aralar pek sorunlu olduğumuz Avrupa, Haçlı seferlerine kadar sarımsak gibi çok faydalı bir lezzetten haberdar değilmiş. Ayrıca Amerika'nın keşfine kadar da insanlık, patates, domates gibi temel besinlerden bihaber yaşıyormuş. O çok zararlı; ama enfes patates kızartmalarından mahrum kalacaktık demek Amerika keşfedilmeseydi.

ÜNLÜ BOYA MARKASI DYO'NUN AÇILIMI

Yabancı sandığımız bir marka halis mulis yerli çıktı yine. "Pınar" gibi dev bir markanın sahibi olduğu Yaşar Holding'in boya markası DYO Türkiye’nin ilk boya üreticisi olup DYO'nun açılımı Durmuş Yaşar Oğullları imiş 😊

Kaynak: yasar.com.tr

MİLLİ PİYANGO İLK ZAMANLAR SADECE YARDIM AMAÇLIYMIŞ.
                                                      
Bir yıl daha bitiyor, kısa ve emeksiz yoldan zengin olmak isteyenlerin umudu Milli Piyango haberleri bültenlerin yine vazgeçilmezi oluyor. Piyangonun tarihini araştırdım ve şu sonuçlar çıktı: Piyango, Osmanlı'da 19.yüzyılın ortalarında gayrimüslimler arasında yaygınlaşmış, piyangoya uzunca bir süre devlet tarafından sıcak bakılmamış ve sadece yardım amaçlı düzenlenenlere izin verilmiş. Sonrası ise malum!

25 Eki 2016

HEPSİNİ BUGÜN ÖĞRENDİM #3

HEPSİNİ BUGÜN ÖĞRENDİM 

İrfan YİĞİT /edebiyatfatihi.net blog yazarı

KERİMCAN DURMAZ ASLINDA MUHAFAZARMIŞ
 Televizyondaki talk-show programlarından ve gazete röportajlarından çok ilginç(?) şeyler öğreniyorum... Sosyal medya  fenomeni Kerimcan Durmaz görüntüsünün tam aksine muhafazakarmış. Kerimcan , Posta gazetesine verdiği röportajda "Muhafazakârım, Kur’an okuyup namaz kılıyorum; gerçek hayatımı yansıtsam yer yerinden oynar!" demiş...  Beynimi gereksiz bir bilgiyle daha doldurmanın kıvancıyla(!) diğer öğrendiğim ilginç bilgilere  geçiyorum...


22 Eki 2016

HEPSİNİ BUGÜN ÖĞRENDİM #2

HEPSİNİ BUGÜN ÖĞRENDİM #2

İrfan YİĞİT

edebiyatfatihi.net blog yazarı
Merhabalar, bugün yine bir sürü belgesel izleyip düzenli olarak takip ettiğim dergileri okudum.

DÜNYANIN EN YAŞLI KÖPEĞİ SANILAN MAGGİE BU YIL ÖLMÜŞ

Köpekler insan yılı olarak ortalama 12 yıl yaşıyormuş. Dünyanın en yaşlı köpeği olduğu sanılan 30 yaşındaki Maggie bu yılın nisan ayında Avustralya'da ölmüş, Maggie'nin yaşı insan yaşıyla 133'e tekabül ediyormuş. En çok takip ettiğim kanallar arasında Discovery Show Case'de "Köpekleri Tanıyalım" adlı harika belgeselin ilk bölümünden bu bilgiler...