makale örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
makale örnekleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Eki 2016

ŞEHİR YAŞAMI YALNIZLIĞI


Şehir Hayatı Yalnızlığı


Şehir hayatını yaşayan ve (genellikle) bu hayattan sıkılan insanlarda çoğu kez aynı düşünceyle karşı karşıya kalıyorum. “Emekli” olup Anadolu’ya, Ege’ye, Akdeniz'e gitme hayalleri. Bunun altında yatan nedenleri derinlemesine incelemeye gerek yok. Anadolu insanı saftır, temizdir, sıcakkanlıdır. Oraların toprağı, suyu başkadır, doğaldır, organiktir falan filan. Bu böyledir.



Hal böyle olunca düşünmeden edemiyor insan, peki şehirlerde yaşayan insanların farkı ne bu Anadolu insanlarından? Hepimiz insanız en nihayetinde. Ben buna biraz da “izole olmak” diyorum naçizane. Kendimizi toplum içinde soyutlaştırmamızdan ötürü diyorum. Halbuki sabah işe giderken bindiğiniz bir otobüste neşe dolu bir “Günaydın” la karşılaştığınızı düşünsenize? Belki de tüm günü neşeli geçirmenizi sağlayacak bir günaydın.

                                        

12 Nis 2015

(makale örneği) DOMUZ GRİBİ VİRÜSÜ İLE BİRLİKTE Mİ YAŞIYORUZ?


DOMUZ GRİBİ VİRÜSÜ İLE BİRLİKTE Mİ YAŞIYORUZ? 
Bilindiği üzere, birkaç yıl önce domuz gribi adı da verilen Influenza A H1N1 virüsü,
dünyanın birçok ülkesinde önemli salgınlar yapmış ve ölümlere neden olmuştu. Son iki yıldan beri, domuz gribi salgınları fazla görülmüyordu. Son olarak basında, Sivas’tan bir vatandaşımızın domuz gribinden öldüğü yazılmaktadır.

2015 yılının Ocak ve Şubat aylarında, domuz gribi virüsü olan Influenza A H1N1’in seyrek de olsa hastalarda ortaya çıktığını görmekteyiz. 2014 Ekim ayından bu tarafa, 5 ay içinde 291 hastada multipleks PCR yöntemiyle hastalarda solunum yolu materyalinden 18 virüs ve 4 bakteri olmak üzere, 22 patojen araştırılmıştır. 2014’ün Ekim-Kasım-Aralık aylarında toplam 164 hastadan 34 (%20.7)’ünde Influenza A saptanmıştır. 2015’in Ocak ve Şubat aylarında ise, toplam 127 hastadan 7 (%5.5)’sinde domuz gribi virüsü adı da verilen Influenza A H1N1 saptanmıştır. Ayrıca, Influenza A’nın yalnızca 10 (%7.87) hastada pozitif olduğu, yerini büyük ölçüde 33 (%26) hastada pozitiflik ile Influenza B’ye bıraktığı görülmektedir. Domuz gribi virüsü Influenza A H1N1’in 4 hastada tek başına bulunduğu, 3 hastada ise Influenza B ile birlikte bulunduğu görülmektedir.

11 Mar 2015

Sosyal medyanın psikolojik etkileri (makale örneği)


 SOSYAL MEDYANIN PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Tüm dünyada her üç kişiden ikisi(18-25 yaş grubu: % 82), herhangi bir sosyal medya ortamında. Sosyal medya yaşamımızın bir parçası oldu. Çocuklarınızın geleceğini yönlendirme konusunda bugününü kavramak için; öğrenmek ve bilgilenmek zorundayız. Yeditepe Üni. Tıp Fak. öğretim üyesi Prof. Dr. Bengi Semerci, “Sosyal Medyanın Psikolojik Etkileri” hakkında bize ışık tutuyor.  İşte o yazının özeti:
Durum Tespiti:
• Eklenen arkadaşların % 82'si gerçek hayattan, % 60’ı arkadaşların arkadaşları, % 29’u tanımadıkları, % 11'i işle ilgili. • 2012'de beş dakikasını online olmaya ayıranlar: %20 • Her bir dakikada 694.980 durum güncellemesi oluyor ve 532.080 twitt atılıyor • Her gün 250 milyon fotoğraf ekleniyor ve bunun % 35'i kişinin kendisine ait fotoğraflar • Narsistiklerin ve düşük benlik kaygısı olanların sosyal medyada geçirdikleri zaman daha çok • 955 milyon aktif kullanıcısı ile Facebook bir ülke olsaydı, Çin ve Hindistan’dan sonra dünyanın en kalabalık 3. ülkesi olurdu. 307 milyon üyesi ile YouTube da öyle • Haftada bir milyar, günde ortalama 400 bin twitt atılıyor • İnternet kullanıcılarından sosyal ağları kullananların oranı % 68 • 31 milyon kullanıcıyla Türkiye Facebook’ta en aktif 7. ülke • Türkiye, Avrupa’nın internette en çok zaman geçiren ülkesi...

Zararları:
• Sosyal medya dikizleme ve dedikodu kültürünü arttırdı • Başkasıyla yüz yüze konuşurken söyleyemeyeceğiniz her şeyi orada rahatlıkla söyleyebiliyorsunuz. • Tehlikeleri artırıyor, orada kimliksizleşmeye başlıyorsunuz • Gazetelerin üçüncü sayfalarında internetten tanıştı diye başlayan cinayet, tecavüz, şantaj haberlerini okuyoruz. • Popülarite arttıkça arkadaş sayısı, takip eden sayısı artıyor. Sayı arttıkça yalancı kahramanlar oluşuyor • "Ne kadar çok kişi takip ediyorsa o kadar iyiyim" duygusu beslenir ve narsisizme yol açar • Yüz yüze iletişimi azaltıp, yalnızlığı arttırıyor • Sosyal medya bağımlılık oldu; ulaşamadığı zaman depresyona girenler var • Sosyal medya devrimlerimiz oldu; kitleleri harekete geçiren, büyük sosyal olayları örgütleyen platforma dönüştü • Ama her sosyal örgütlenme olumlu olmuyor. Söylenti yayarak, kitleleri felakete sürüklemek de mümkün • İş yerlerinde çalışanlararası huzuru bozma, şirket bilgilerinin paylaşımı gibi yeni riskler.