9.sınıf Türk edebiyatı 2.dönem 2.yazılı soruları ve cevapları
ORMAN
TÜKENiRSE
Her
şey birkaç saat içinde olup bitti. Önce bir yağmur boşandı. Sonra da dağlardan
köye yaman bir sel geldi. Önüne ne çıktıysa aldı götürdü. Evlerle birlikte
bütün eşyalar da sele gitti. Bunun üzerine köylüler toplandılar. Hepsi:
— Bu böyle olmaz, dediler. Bu iş böyle gitmez. Bu bizim köy,
bahtsız bir köy. Çünkü iki dağ arasında. Yağmur boşandı da sel indi mi her
şeyimizi sele veriyoruz. Bir şey yapmamız gerek. Bir genç:
— Alıp başımızı
gidelim, dedi. Büyük şehirlere gidelim. Oralarda iş yok mu? İş bulur,
çalışırız. Bir ihtiyar:
— Olmaz öyle şey, dedi. Evden, yurttan
ayrılmak kolay değil. Herkes bırakır giderse köy kime kalacak? Şu güzel dağ, şu
güzel tepeler, şu bahçeler ne olacak? Bu köyü bırakamayız, başka yerlere
gidemeyiz. Başka bir genç:
—
Her yıl sel geliyor. Emeklerimiz boşa gidiyor. İnsan nerede olsa
çalışır, nerede olsa karnını doyurur, dedi.
İhtiyar adam kızdı:
—
Sen ne diyorsun oğul, dedi. Senin dediğin, insanoğluna yakışmaz. Köyde
kalacak, hep birlikte sele karşı savaşacağız, bize bu yakışır.
Köylülerin arasında en
yaşlısı Koca Hasan'dı. Koca Hasan dedi ki:
— Bundan yıllarca önce, bu köyde, sel
nedir kimse bilmezdi. Ama o zamanlar köy böyle değildi. Dağlar, bayırlar,
tepeler hep ormandı. Her yan yeşillikler içindeydi. Daha sonra o kesti, bu
kesti, yavaş yavaş orman tükendi. Dağlar, tepeler, bayırlar kelleşti. Böylece
olanlar bize oldu. Artık yağmur yağdı mı ardından da sel geliyor.
Şimdi yapacağımız bir iş var. Köyü
ağaçlandıracağız. Dağlara, tepelere bol bol ağaç dikeceğiz. Başka çaremiz yok.
Koca Hasan sustu. Herkes ona hak verdi. Ertesi
gün, bütün köylü ağaç dikmeye başladı. ( Orhan ASENA )
SORULAR
SORU–1)
Yukarıdaki öykünün ( ana düşünce ) nedir?
Ormanları yok edersek sonu felaket olur...
SORU–2) Yukarıdaki öyküde yapıya ait hangi unsurlar vardır?
Açıklayınız.
Olay örgüsü, yer, zaman ve kişiler...
SORU–3) Yukarıdaki öykü hangi anlatıcı ve bakış açısıyla
yazılmıştır? Niçin?
İlahi bakış açılı hakim anlatıcı tarafından...Çünkü anlatıcı olayların öncesi ve sonrasını bilen kahramanların zihinlerinden geçenleri okuyabilen bir anlatıcıdır...
SORU–4) Öykü türleri hakkında bilgi veriniz. Yukarıdaki
öykü hangi tür öyküler içerisinde yer alır?
Olay Öyküsü
Bu tür öyküde yazar okuyucuyu “çarpıcı” bir olayla öyküye bağlamaya çalışır. Öykücü, giriş, gelişme ve sonuç bölümleri içinde olayı aktarır; önce gerilimi artırır, sonra düşürür.
Olay öyküsünün dünya edebiyatındaki öncüsü Fransız sanatçı Maupassant’tır. Bizim edebiyatımızda olay öyküsünün önde gelen bazı sanatçıları şunlardır: Ömer Seyfettin, Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin, Y. Kadri Karaosmanoğ-lu, Sabahattin Ali vb…
Durum / Kesit Öyküsü
Bu tür öyküde yazar, ya yaşamdan okuyucuya bir kesit sunar ya da bir insanlık durumunu belli bir ortam içinde aktarır. Kesit öyküsünde “olay”ın ve “gerilim”in yerini belli bir ortamdan kaynaklanan izlenimler, çağrışımlar almıştır. Konular günlük yaşamın içinden gelişi güzel çıkarılır. Sıradan insanlar kendi ortamı içinde, değişik açılardan yansıtılır. Bu tür öykülerde serim, düğüm, çözüm gibi bölümlere rastlanmaz.
Modern Öykü:
Yazarın , insanların her gün gördükleri fakat düşünmedikleri bazı durumların gerisindeki gerçekleri hayal ve bir takım olağanüstülüklerle anlattığı hikaye biçimine Modern Hikaye denir.
.
OĞUZ KAĞAN DESTANI
‘ ndan
“Günlerden bir gün Ay Kağan ‘ın gözü
parladı, bir erkek çocuk doğurdu. Bu çocuğun yüzü mavi, ağzı ateş kızılı,
gözleri ela, saçları ve kaşları kara idi. Güzel perilerden daha güzeldi. Bu
çocuk anasının göğsünden ilk sütü emdi, bir daha emmedi. Çiğ et, aş, şarap
diledi. Dile gelmeye başladı. Kırk günden sonra büyüdü, yürüdü, oynadı. Ayağı
öküz ayağı gibi, beli kurt beli gibi, omzu samur omzu gibi, göğsü ayı göğsü
gibi idi. Bütün vücudu tüylü idi. At sürüleri güder, atlara biner, av avlardı.
Yine
günlerden bir gün Oğuz bir yerde Tanrı ’ya yalvarırken karanlık bastı, gökten
mavi bir ışık indi. Oğuz bu ışığa doğru yürüdü, o ışığın içinde yalnız başına
oturan bir kız gördü, sevdi, aldı. Günlerden, gecelerden sonra kız, üç erkek
çocuk doğurdu. Bunlara Gün, Ay, Yıldız adlarını koydular.”
SORU–5) Oğuz Kağan Destanı’nda, destanların
hangi özellikleri bulunmaktadır? Yazınız.
Olağanüstülükler vardır.
Yapıp etmeler fiiler ön plandadır.
Kahramanlar lider ve kurtarıcı rolündedir.
Zaman ve mekan belirsizdir...
SORU–6) “ Kime yaranmak olursa olsun, güzel Türkçe dururken, sokak levhalarına,
tabelalara Fransızca ibareler yazılmasına aleyhtar olduğumu söyledim. Paşa ve
doktor, basit kozmopolit fikirleriyle bana hücum etmeye başladılar. Paşa
Fransızlara sevgisini toplumsal bir bağlılık seviyesine çıkarmak için nafile
yoruluyor. Fransa’nın bizim kültürümüz üstündeki tesirlerine dair alelade
Tanzimat fikirlerini sıralıyordu. Doktorun samimi olup olmadığını bilmiyordum,
fakat onun bütün delili Türkçe’nin yetersizliğini iddiadan ileri geçmiyordu.”
Reçetelerinizi bile Fransızca yazıyoruz.” diyordu.
Yukarıdaki metin parçasından yola çıkarak
metnin yazıldığı dönemin zihniyeti hakkında bilgi veriniz.
Batı'ya özenme vardır.
Türkçe yabancı dillerin tehdidi altındadır.
Paşa gibi unvanlar ...
Fransa'nın Türk kültürüne etkileri çok açık görülüyor...
SORU–7) ) Hacivat: Vay Karagözüm,
maşallah maşallah akşamı şerifler hayır olsun
Karagöz: Senin de silsileni sansarlar boğsun
Hacivat: (kızgın) Bak Karagöz böyle gelir gelmez bana vurmaya hakkın yok
Karagöz: Sen de şu yumruğu al da burnuna sok (vurur)
Yukarıdaki
oyun hangi tiyatrodan alınmıştır? Bu tiyatro türü hakkında bilgi veriniz.Karagöz oyunundan alınmıştır.
SORU–8) Geleneksel Türk tiyatrosu ile modern Türk tiyatrosu
arasındaki farkları yazınız.
- Geleneksel türk tiyatrosunda yazılı bir metin yokken , modern türk tiyatrosunda vardır.
- Geleneksel türk tiyatrosunda sahne fikri yokken modern türk tiyatrosunda sahne ve dekor vardır.
- Geleneksel türk tiyatrosunda belirli tiplaer varken , modern türk tiyatrosunda çeşitli karakterler ve tipler olabilir.
- Geleneksel türk tiyatrosunda taklit ve yanlış anlamalar önemli yer tutarken modern türk tiyatrosunda konuya göre dil kullanılır.
- Geleneksel türk tiyatrosu halk çevresinde , modern türk tiyatrosu ise aydın çevrede ortaya çıkmıştır.
- Modern Türk Tiyatrosunda teknoloji kullanılır. Geleneksel Türk Tiyatrosunda ise teknoloji kullanılmaz.
- Modern Türk tiyatrosunda bir ön hazırlık çalışması vardır Gelenekselde bu yoktur.
- Modern Türk tiyatrosunda bir senaryo yani yazılı bir metin vardı gelenkselde ise bu yoktur tamamen doğaçlamadır.
- Modern Tiyatro daha profosyonel geleneksel daha amatördür.
SORU–9)
Aşağıdaki boş bırakılan yerleri uygun şekilde doldurunuz.
a) Kalıplaşmış davranışlar sergileyen, aynıyla
başka eserlerde karşımıza çıkabilecek kahramanlara TİP denir.
c)
Edebiyatımızdaki ilk psikolojik roman
EYLÜLdür.
d)
Hacivat tipinin orta oyunundaki benzer
tiplemesi PİŞEKAR ’dır.
e)
Masallardaki kalıplaşmış sözlere
TEKERLEME denir.
SORU–10) “Şaha kalkmış at
kişniyordu. Pembeye kesmiş, pespembe olmuş dağ yürümeye başladı, ışıkları
höpürdeterek. Pembe bir sel köpürerek akıyordu dağdan aşağı. Ovayı binlerce,
pembeye kesmiş kır atın kişnemesi doldurmuştu. Atlar birbirine girmişler,
uçuyorlardı. Atların kanatları birbirine değiyor; yeleleri, kuyrukları
savruluyordu. Işıklar gittikçe dünyayı dolduruyordu.”
Yukarıdaki
metinde, yazar, aşağıdakilerden hangisine başvurmamıştır?
A) Gerçekçi bir anlatıma
B) Betimlemelere ( Tasvir ) C) Kelimelere yeni anlamlar yüklemeye
D) Hayal gücüne E) Kelime tekrarları yaparak anlatıma
akıcılık kazandırmaya
PUANLAMA: Her soru 10 puandır.
Sınav süresi 1 ders saatidir. Başarılar dilerim.
diğer tüm 9.sınıf yazılı soruları için tıklayınız
diğer tüm 9.sınıf yazılı soruları için tıklayınız
YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...
1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4) Yorumunuza emoji eklemek için "Emoticon" butonuna tıklayın.
5)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.
EmoticonEmoticon