HİKAYE HARİTASI YÖNTEMİYLE METİN ÖĞRETİMİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
HİKAYE HARİTASI YÖNTEMİYLE METİN ÖĞRETİMİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Kas 2016

HİKAYE HARİTASI YÖNTEMİYLE METİN ÖĞRETİMİ

HİKAYE HARİTASI YÖNTEMİYLE METİN ÖĞRETİMİ

YRD. DOÇ. DR. HAYATİ AKYOL*

Giriş

Teknolojik gelişmeler ne kadar hızlı olursa olsun özellikle ilköğretimde sınıf içerisinde öğretmenin yerini dolduracak bir teknolojik ürüne henüz sahip değiliz. Bütün ürünler (bilgisayarlar, ders kitapları vb.) öğretmene yardımcı olan unsurlardır. Öğretmen iyi öğretim yapmak için bu ürünleri etkili bir şekilde nasıl kullanacağını bilmelidir. Ders kitapları özellikle gelişmekte olan ülkelerde öğretim sürecinin vazgeçilmez araçlarıdır. Bu makalede, ilköğretim okulları ders kitaplarındaki metinlerin önemli bir bölümünü oluşturan hikâyelerin yapısı hakkında bilgi verilerek, seçilen bir hikâye üzerinde "hikâye haritası" yöntemiyle öğretim üzerinde durulmuştur.


Hikâye Kavramı Ve Yapısı
Çocuklar okul öncesi eğitim çağından itibaren hikâye kavramı hakkında çok basit de olsa bir takım bilgilere sahiptirler. Hatta iki yaş civarında hikâye kavramının çocuklarda oluştuğunu savunanlar vardır (1, 2). Fakat bu oluşum bilinçli bir oluşum değildir. Pellegrini ve Galda'ya (3) göre çocuklar sekiz yaş civarında hikâye elementlerinin tamamını hatırlayabilirler. Çocuklar hikâye kavramını kendilerine anlatılanları dinlemekle, kendilerinin okuduklarını anlatmakla ve yazmakla zaman içerisinde aşamalı olarak geliştirmekteler. Okula başlayan çocuklar en azından başlangıçta söylenen "bir varmış bir yokmuş; develer tellal iken, pireler berber iken"i ve sonuçta söylenen "onlar muradına ermiş biz çıkalım kerevete" cümlelerini bilmektedirler. Hikâye haritası hangi bilginin önemli hangisinin önemsiz olduğunu, çocuğun anlamasına yardımcı olur.
Hikâyeler giriş, gelişme ve sonuç olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde sahne ve karakterler tanımlanarak, problemin çerçevesi çizilip, okuyucu hikâyeye motive edilmektedir. Gelişmebölümünde, problem bütün çıplaklığıyla ortaya konmakta ve problemin çözümü sürecinde ana karakteri engelleyen unsurlar ortaya konmaktadır. Karakter hakkında daha çok bilgi verilmekte ve bu bölümde okuyucu karakterle ilişki içerisine girmekte, onu ideal bir tip olarak benimsemeye çalışmakta veya tasvip etmemektedir. Bu bölüm hikâyenin en uzun bölümüdür. Sonuç bölümünde ise problem çözülmekte, dağınık bir şekilde verilen olaylar toparlanmakta ve okuyucu bu bölümde bir rahatlama içerisine girmektedir. Çünkü okuyucu olayların akışı içerisinde özellikle gelişme bölümünde duygusal ve zihinsel olarak etkilenmekte ve bu etkilenme herhangi bir sonuca bağlanmadığı için okuyucuyu rahatsız etmektedir. İşte sonuç bölümünde bu belirsizlik (rahatsızlığın kaynağı) ortadan kaldırılmaktadır.
Hikâyelerde genellikle bir çatışma vardır. Bunu "problem" diye de ifade edebiliriz. Sözü edilen çatışmayı Lukens (4) dört şekilde ele alıyor;
1) Tabiat ile karakter arasında çatışma,
2) Toplum ile karakter arasında çatışma,
3) Karakterler arasında çatışma,
4) Karakterin kendi iç çatışması.
Hikâyede olayların sıralanışı önemlidir. "Problem" hikâyenin başlangıcında ortaya konan çatışmadır. "Engeller" karakterin veya karakterlerin çözmeye çalıştığı problemin çözümünü zorlaştırıcı unsurlardır. Özellikle gelişme bölümünde yer alırlar. "Doruk" problemin çözülmekte olduğu en heyecanlı noktadır. Bu kısım gelişme ile sonucu ayıran kısımdır. Bütün teşebbüsler gerçekleştirilmiş ve problem bir sonuca bağlanmak üzeredir.
Diğer önemli bir unsur da sahnedir. Hikâyeler akla gelebilecek her yerde gerçekleşebilir. Örneğin değişik iklim şartlarında gerçekleşebilir. Gece veya gündüz olabilir. Geçmiş, şimdiki ve gelecek zamanda gerçekleşebilir. Karakterler incelenirken onların neye benzediği, neler yaptığı, neler söylediği, ve nasıl düşündükleri önemlidir. "Tema" hikâyenin altında yatan anlamdır. Bazen açıkça ifade edilir bazen de imâ yoluyla ifade edilir.
Yazarın bakış açısı da ayrı bir unsurdur. Yazar anlatımını birinci ağızdan ("ben") yapabilir. Herşeyi bilen pozisyonunda anlatabilir. Bir karakter üzerinde yoğunlaşarak veya karakterlerin üzerinde durmadan olayları anlatabilir. Bütün bu anlatılanlar bir tablo şeklinde aşağıda özetlenmiştir.