Esas Mesele O Tahtaya Çivileri Çakmamak

İrfan Yiğit

Öfke, çok güçlü bir duygu, güçlü bir duygusal tepki... Dizginlenmezse veya kontrol altına alınmazsa telafisi zor  zararlara sebep olabilir...

Hangimiz zaman zaman öfkelenmiyoruz ki? Yaşadığımız yüzyılda bazen sakin kalabilmek, mutedil hareket etmek oldukça zorlaşıyor. Trafikte, işyerinde, okulda yaşadığımız herhangi bir olay, kötü bir söz veya hak etmediğimiz bir muamele bizi öfkenlendirebiliyor. Hayal kırıklığı yaşadığımızda, stres altındayken, haksızlığa uğradığımızda, kelimeler lal olup da kendimizi ifade edemediğimiz zamanlarda öfkelenebiliyoruz.

Öfkeli bir anınızı hatırlayın şimdi. Bedeniniz nasıl tepki veriyor bu duruma? Kalbiniz hızla çarpıyor, yüzünüz kızarıyor, ateş basıyor, sık sık veya zor nefes alıyorsunuz değil mi? Böylesi  bir durumda nasıl bir tepki veriyorsunuz? Ses tonunuz mu yükseliyor? Öfkeli bir bakış mı atıyorsunuz ya da direkt saldırgan bir tutum mu sergiliyorsunuz?

Şunu unutmamak gerekiyor. Öfke gelince maalesef akıl ve mantık devre dışı kalıyor çoğu zaman. İnsan bir emre itaat eder gibi duygularının esiri oluyor. Gözü hiçbir şey görmüyor ve olacakları kestiremiyor. Akıl ve mantık devre dışı kalınca yıkıcı sonuçları olabiliyor çoğu zaman.

"Öfkeli anınızda kimseye yanıt vermeyin" sözü tam da buraya uygun düşüyor. Öfkeli bir anınızda bir arkadaşınızla veya aile bireylerinde biriyle tartışırken söylediğiniz sözler o an fark etmeseniz de  derin izler bırakır. Ağızdan çıkan söz, tüpten çıkan diş macunu gibidir. Artık çıkmıştır ve geri döndüremezsin onu. 

Şu hikayeyi bilirsiniz:

        Kötü karakterli bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş. "Arkadaşlarınla tartışıp, kavga ettiğin her zaman bu tahtaya bir çivi çak" demiş. Genç, ilk gün tahtaya otuz yedi  çivi çakmış. Sonraki haftalarda öfkesini  kontrol etmeye çalışmış ve geçen her gün daha az çivi çakmış.

Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış tahtaya. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahtanın önüne götürmüş. Gence "Bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahtadan bir çivi çıkar sök" demiş.

Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki bütün  çiviler  çıkarılmış. Babası ona "Aferin iyi davrandın ama bu tahtaya dikkatli bak. Çok delik var. Artık geçmişteki gibi güzel olmayacak" demiş.
 
Arkadaşlarla tartışılıp kavga edildiği zaman kötü kelimeler söylenilir. Her kötü kelime bir yara (delik) bırakır. Arkadaşına bin defa kendisini affettiğini söyleyebilirsin, ama bu delik aynen kalacak kapanmayacak. Bir arkadaş, bir dost  ender bulunan bir mücevher gibidir. Seni güldürür, yüreklendirir, ihtiyaç duyduğunda sana yardımcı olur, seni dinler ve sana yüreğini açar" demiş.

Bu kıssadan hisseden de anlaşılıyor ki esas mesele o tahtaya hiç çivi çakmamakta...


Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar