Tuhaf tesadüflere esir Tanzimat romanı gibi diziler , dizilerimiz...

Fatih Kutay


Ülkemizde o kadar çok yerli dizi var ki hepsini izlemeye kalksan  ömür yetmez... Kimsenin de böyle bir derdi olduğunu sanmıyorum. Bir dizi iki üç bölümde istenilen "reyting"e ulaşmasa yerine hemen yenisi geliyor. Ne ara bu kadar senaryo yazılıyor ne ara bu diziler çekiliyor (hem de özetsiz iki saat) anlamak mümkün  değil...


Bir senarist çıkmazı mı yoksa reyting kaygısı mı maşallah yerli dizilerde tesadüflerden geçilmiyor. Öyle tesadüfler art arda geliyor ki dizinin tüm gerçekliği bir anda yerle bir oluyor , tadı kaçıyor , doğal gerçekliğinden sıyrılıp bambaşka bir hal alıyor dizi. Olay örgüsünde heyecan yaratacağım diye de bu kadar zorlama tesadüfün bir anlamı var mı onu senaristlere sormak lazım!

Hemen burada Ahmet Mithat Efendi gibi araya girip siz değerli okuyucularımı bilgilendirmek isterim... Ey kâri bilmem bilir misiniz Tanzimat romanlarında tesadüfler olayın kırılma noktasını oluşturur ve olay akışı hep bu gerçek hayatta milyonda bir olabilecek tesadüflerle sağlanır. Örneğin İntibah romanında

NE TESADÜFTÜR Kİ babasının ölümünden sonra bunalıma giren  kahramanımız  Ali Bey Çamlıca'ya kafa dağıtmaya  gittiğinde kötü kadın Mahpeyker'le karşılaşır , görür görmez ona vurulur , artık bundan sonrası çorap söküğü gibi gelir (Hadi bu belki olabilir diyelim)

NE TESADÜFTÜR Kİ ilk yerli roman olan Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat'ta Talat'ı seven Fitnat'a (bu arada esas oğlanla esas kızımız  da tesadüfen karşılaşmışlardır )evdekiler bir hile yapar ve onu Ali Bey denilen bir adamla  nikahlarlar ve yazlığa gidiyoruz diyerek düğün evine götürürler. Gerçeğin farkına varan Fıtnat, kendini Ali Bey'e teslim etmez. Aralarındaki tartışma esnasında Ali Bey, Fıtnat'ın boğazından kopan ve elinde kalan muskayı açıp okuduğunda onun öz kızı olduğunu öğrenir. (Ooof ki ne oooof !)

NE TESADÜFTÜR Kİ, Vatan Yahut Silistre adlı tiyatro eserinde erkek kılığına girerek cepheye sevgilisinin peşinden giden Zekiye finalde kale kumandanı olan Sıtkı Beyin gerçek babası olduğunu oracıkta  öğrenir.

Örnekleri pekala çoğaltmak mümkün. Hadi bu değerli eserler ilk olma özelliği taşıdığı için bu kusurları görmeyelim; ama aradan neredeyse iki yüz yıl geçmiş Tanzimat roman geleneği yerli dizilerimizde daha da abartılı şekilde her dizide farklı bir gariplikle  hortlayarak karşımıza çıkıveriyor.

Ben sadece bir diziyi izlemeye çalışıyorum, Fox'ta yayınlanan Bana Sevmeyi Anlat... Bana Sevmeyi Anlat dizisi daha ilk bölümden itibaren tuhaf tesadüflerle başladı. Başrollerini Kadir Doğulu ve Seda Bakan'ın oynadığı dizide ileride sevgili olacakları besbelli olan Alper (Kadir Doğulu) ve Leyla (Seda Bakan)

NE TESADÜFTÜR Kİ yine bir tesadüf sonucu karşılaşıyor, tabii ki ilk görüşte bir elektriklenme olmuyor ama olsun, ileride deliler gibi aşık olacakları ayan beyan ortada...

NE TESADÜFTÜR Kİ Leyla evleneceği gün damadın (Haşmet-Mustafa Üstündağ) kötü bir adam olduğunu yine bir tesadüf sonucu öğreniyor ve düğünden topuklamak zorunda kalıyor. (ne oluyorsa hep bu kapı dinlemelerinden oluyor )

NE TESADÜFTÜR Kİ Leyla, düğünden kaçarken tesadüfen oradan geçmekte olan Alper'in (Kadir Doğulu) arabasında buluveriyor kendini...

NE TESADÜFTÜR Kİ çalışmak zorunda olan Leyla, İstanbul'da zibilyonlarca  iş yerinden bula bula kendisini bebekten bırakıp giden aslında öz annesi olan muhteris iş kadını Canan'ın yanında buluyor...

NE TESADÜFTÜR Kİ Canan, kızının babasını yıllar sonra yine bir tesadüf sonucu görüyor...

NE TESADÜFTÜR Kİ Canan; Leyla'nın yakın arkadaşı olan  saygın görünümlü mafya babası Haşmet'in düğünden kaçan müstakbel karısı olduğunu yine bir tesadüfle öğreniyor...


Tesadüflerin son yayınlanan bölümüne kadar hepsini yazsam "Sergüzeşt" kalınlığında bir roman olur...

Senaristleri de anlıyorum tabii, şahsen bana versen bir dizinin ilk yarım saatini zor yazarım, her hafta her hafta neredeyse bir sinema filmi senaryosu yazmak zorundalar... Hatta olayı öyle bir kurgulamalılar ki diziyi en can alıcı yerinde bitirip izleyenlerin haftaya da diziyi izlemelerini sağlamaları gerekiyor. Hal böyleyken tesadüfler de işin doğal parçası oluveriyor işte...

Sevgili senaristler, işiniz çok zor biliyorum ve emeğinize sonuna kadar saygılıyım; ama lütfen biraz da olsun biz izleyicileri düşünün ve artık aşk tesadüfleri sevmesin n'olur !


Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar