MEVLANA "HAMDIM, PİŞTİM, YANDIM"
Mevlana, nefsin istek ve arzularından ve bir iç hesaplaşmadan geçmeyen insanın insan-ı kamil yani olgunlaşamayacağını belirtmektedir. "Hamdım, piştim, yandım" sözü tasavvufi anlamda (olgunluğun) olgunlaşmak için çeşitli aşamalar sonucu gerçekleştiğini özlü şekilde ifade eder.
Tasavvuf kelime anlamıyla gönlünü Allah'a bağlamak demektir. Tasavvuf yolu, bir "çile yolu"dur. Kaba demir kızgın ateşe sokulmadan şekillendirilemez. Öyle de, çilesiz nefsi arıtmak ve olgunluğa erişmek mümkün değildir. Edebiyatçı-yazar Beşir Ayvazoğlu Ötüken Yayınları'ndan çıkan Aşk Estetiği adlı eserinde konuyla ilgili şöyle bir açıklama yapar.
“Pişmek mecazen olgunlaşmayı ifade etmektedir; yanmak ise daha yüksek bir merhale. Yakıcılık, klasik şiirin mecaz sisteminde ve tasavvufi sembolizmde aşk’ın sıfatlarından biridir. Manevi gelişmesini kısaca ‘Hamdım, piştim, yandım’ diye özetleyen Mevlana, Mesnevi’nin dokuzuncu beytinde, ney'in, yani Kâmil İnsan'ın içine ateşin, yani aşkın düştüğünü söyleyerek ‘Kimde o ateş yoksa, yok olsun!’ deyiverir. Esasen içine ateş düşen ve olgunlaşan insanlar artık şeytanın ve cinlerin hammaddesi olan ateşten etkilenmezler; onlar birer semenderdir. Zira İbnü'l-Arabî'ye göre ‘ruh-ı latif cism-i kesif gibi ateşte yanıp inhilal etmez. Nitekim riyazatla telattuf eden evliyaullahdan ateşte yanmamak ve suya batmamak ve havada tayeran etmek gibi asar-ı ruhiyye zahir olur” (Ayvazoğlu, 1993:44).
Kaynakça:
Ayvazoğlu, B. (1993). Aşk Estetiği. Ötüken Yayınları, İstanbul, s.148
إرسال تعليق
YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...
1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.