9.Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı
3.Ünite:Türkçenin Sesleri ve Özellikleri (Sayfa:52-58)
B. TÜRKÇENİN SESLERİ
VE ÖZELLİKLERİ
Hazırlık
1. Ses ile harf
arasında nasıl bir ilişki vardır? Sözlü olarak ifade ediniz.
1. Harf
ile ses terimlerini birbirinden ayırmak gerekir. Ses kulağa, harf ise göze
hitap eder.Önce ses vardı. Sonra yazının icat edilmesiyle sesler yazıda
harflerle temsil edilmeye başladı.Bir dilin sesleri farklı alfabelerle de
yazıya aktarılabilir.
2. Türkçede “gelinlik”
kelimesinin “gelınlık”, “yazıyor” kelimesinin “yaziyör” şeklinde söylenmemesi
Türkçenin hangi özelliği ile ilgili olabilir? Tartışınız. Sonucu tahtaya
yazınız.
2. Ünlü
uyumları ile izah edilebilir. Türkçede ince sesle başlayan inceyle kalın sesle
başlayan kalın devam eder.
3. Ana dili Türkçe
olmayan yabancı uyruklu birinin Türkçeyi öğrendikten sonra aşağıdaki kelimeleri
gösterildiği şekilde yanlış telaffuz etmesinin sebebi ne olabilir? Sözlü olarak
ifade ediniz.
3.
Türkçedeki ses özelliklerini ve ses olaylarını bilmemesinden kaynaklanır.
İnceleme
1. Metin
HASAN BOĞULDU
1. Etkinlik
Ünlü ve ünsüzlerin
özellikleri ile ilgili yapılan araştırmalardan hareketle aşağıdaki etkinlik
gerçekleştirilir. Sınıf iki gruba ayrılır.
1.
a. Bütün
kelimeleri büyük ünlü uyumuna uyan aşağıdaki cümlede geçen ünlüleri kalınlık ve
incelik bakımından değerlendiriniz. Bu ünlülerin nasıl bir uyumla bir araya
geldiğini tartışınız. Ulaştığınız sonuçlardan hareketle büyük ünlü uyumunun
(kalınlık-incelik uyumu) kuralını belirleyerek aşağıdaki şemaya yazınız.
Büyük
ünlü uymunda
|
Kalın
ünlüden sonra kalın
|
gelir.
|
İnce
ünlüden sonra
|
b. Hasan
Boğuldu metin parçasında geçen “Önce dili tutulmuş, hiç tınmadan ardından yürümüş,
sonra bir yüreklenmiş, eşeğini sürüp Emine’nin yanına varmış.” cümlesindeki
kelimelerin büyük ünlü uyumuna uyup uymadığını tespit ediniz.
b.
“Önce dili tutulmuş, hiç tınmadan ardından yürümüş, sonra bir yüreklenmiş,
eşeğini sürüp Emine’nin yanına varmış.” cümlesinde bütün sözcükler büyük ünlü
uyumuna uyar.
2. a. Aşağıda verilen bilgilerden
hareketle Hasan Boğuldu metninden ünlüleri
atılarak alınan cümlenin ünlülerini yazınız.
2. SEN BİLDİĞİN
KADARINI SÖYLEYİVER
b. Cümledeki bütün
kelimeler küçük ünlü uyumuna (düzlük-yuvarlaklık
uyumu) uyduğuna göreulaştığınız sonuçlardan hareketle küçük ünlü uyumunun
kuralını belirleyiniz ve bu kuralı aşağıdaki şemaya yazınız.
Küçük ünlü uyumunda
|
A,E,İ,I
ünlülerden sonra A,E,İ,I
|
ünlü gelir
|
o, ö, u, ü ünlülerden sonra ya a, e ya
u, ü
|
c. Hasan
Boğuldu metninde geçen “Önce dili tutulmuş, hiç tınmadan ardından yürümüş, sonra
bir yüreklenmiş, eşeğini sürüp Emine’nin yanına varmış.” cümlesindeki
kelimelerin küçük ünlü uyumuna uyup uymadığını tespit ediniz.
c. “Önce
dili tutulmuş, hiç tınmadan ardından yürümüş, sonra bir yüreklenmiş, eşeğini
sürüp Emine’nin yanına varmış.” cümlesinde bütün sözcükler küçük ünlü uyumuna
uyar.
3. Hasan
Boğuldu metninden alınan aşağıdaki cümlenin bazı kelimeleri ünlü uyumuna uymayacak
şekilde düzenlenmiştir. İki cümleyi okuyarak ünlü uyumuna uymanın önemi ile
ilgili çıkarımlarda bulununuz.
3.
Türkçedeki ünlü uyumları sadece Türkçeye özgü bir durumdur. Önemi ise
Türkçedeki seslerin çok şekilli olması ve bunların eklenirken hangisinin uygun
olduğunu bulmak için hazırlanmıştır.
2. Etkinlik
Öğrenciler tarafından
aşağıdaki cümlelerde büyük ve küçük ünlü uyumu kuralına aykırı olan kelimeler
bulunur. Bu kelimelerin ses uyumlarına uymama nedenleri tartışılır. Sonuçlar
sözlü olarak ifade edilir.
“Hasan
Emine’yi görmek istiyor.” , “Hasan Emine’ye bakarken yüreği titrerdi.” , “Hasan
Emine’nin yolunu sabahleyin erkenden gözlerdi.” , “Emine Hasan’a yeşilimtrak
gözleriyle uzun uzun bakardı.” , “Emine’nin babasıgil bu sevdayı istemezdi.”
İsti-yor
Bakar-ken
Sabah-leyin
Yeşil-imtrak
Babası-gil
Sözcükleri
ünlü uyumlarına uymaz. Nedeni: Türkçede eklerin 4 yada 8 şekli varken bu
sözcüklerin tek şekli olmasıdır. Mesela kes-kin sözcüğündeki –kin ekinin
-kın,-kun,-kün,-gin,-gun,-gün,-gın şekli var ama –yor, -ken, -leyin, -imtrak
gibi eklerin tek şekli vardır.
4. a. Hasan
Boğuldu metninden alınan aşağıdaki cümlede geçen “omuz” kelimesinde, ünlü
düşmesinin nasıl gerçekleştiği gösterilmiştir. Verilen bu bilgilerden hareketle
ünlü düşmesinin nasıl meydana geldiğini belirleyerek defterinize yazınız.
a. İki heceli
sözcüklerde kendisinden sonra ünlü ile başlayan bir ek gelirse ikinci hece
sesli harf düşer. Buna orta hece düşmesi denir.
b. Aşağıdaki
cümlelerde ünlü düşmesinin meydana geldiği kelimeleri bularak ünlü düşmesinin
nasıl gerçekleştiğini söyleyiniz.
b. gönül-ü
> gönlü
gider-ise>giderse
rızık-ı >rızkı
gider-imiş>gidermiş
oğul-unu>oğlunu
oğul-um>oğlum
akıl-ı>aklı
5. a. Hasan
Boğuldu metninden alınan aşağıdaki cümlede geçen “azıcık” kelimesinde, ünlü
türemesinin nasıl gerçekleştiği gösterilmiştir. Verilen bu bilgilerden
hareketle ünlü türemesinin nasıl meydana geldiğini belirleyerek defterinize
yazınız.
a. Bazı
sözcüklerde “cik” küçültme eki getirildiğinde sözcükle ek arasına bir ünlü
getirilir.
b. Aşağıdaki cümlede
ünlü türemesinin meydana geldiği kelimeyi bularak bu ses olayının nasıl gerçekleştiğini
söyleyiniz.
b.
bir-cik>
biricik
6. a. Hasan
Boğuldu metninden alınan aşağıdaki cümlede geçen “söylüyor” kelimesinde, ünlü
daralmasının nasıl gerçekleştiği gösterilmiştir. Verilen bu bilgilerden
hareketle ünlü daralmasının nasıl meydana geldiğini belirleyiniz.
a. “a ve e
”ünlüleriyle biten fiile “-yor” eki getirildiğinde fiilin sonundaki “ a
ve e” sesleri darlaşarak “ı, i, u, ü ” ye dönüşür.
b. Aşağıdaki cümlede
ünlü daralmasının meydana geldiği kelimeyi bularak bu ses olayının nasıl gerçekleştiğini
söyleyiniz.
b.
de-y- iver>diyiver (NOT: y sesinin daraltma özelliği sadece de-, ye-, ne
sözcüklerinde meydana olur.)
7. a. Hasan
Boğuldu metninden alınan aşağıdaki cümlede geçen “düşte” kelimesinde, ünsüz
benzeşmesinin (uyumu) nasıl gerçekleştiği gösterilmiştir. Verilen bu
bilgilerden hareketle ünsüz benzeşmesinin nasıl meydana geldiğini belirleyerek
tahtaya yazınız.
a.
Türkçede sözcüklerde sert ünsüzlerden (p,f,s,t,k,ç,ş,h,p) sonra “d,c,g” ile
başlayan bir ek gelirse bu seslerden c=ç’ ye, d=t’ ye, g=k’ye dönüşür. Yani bu
sesler sertleşir.
b. Aşağıdaki cümlede
ünsüz benzeşmesinin meydana geldiği kelimeleri bularak bu ses olayının nasıl
gerçekleştiğini söyleyiniz.
b.
çök-dü>çöktü
çat-dı>çattı
8. a. Hasan Boğuldu metninden alınan
aşağıdaki cümlede geçen “yoğum” kelimesinde, ünsüz yumuşamasının nasıl
gerçekleştiği gösterilmiştir. Verilen bu bilgilerden hareketle ünsüz
yumuşamasının nasıl meydana geldiğini belirleyiniz. Sonuçları defterinize
yazınız.
a. Sözcük
sonunda bulunan p,ç,t,k sesleri ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında
yumuşayarak b,c,d,ğ dönüşürler.
b. Aşağıdaki
cümlelerde, ünsüz yumuşamasının meydana geldiği kelimeleri bularak ünsüz
yumuşamasının nasıl gerçekleştiğini söyleyiniz.
b.
dert-i>derdi
in-dik-i>indiği
boğ-u-l-duk-u-n-u>boğulduğunu
9. Hasan
Boğuldu metninden alınan aşağıdaki cümlede geçen “ufacık” kelimesinde, ünsüz
düşmesinin nasıl gerçekleştiği gösterilmiştir. Verilen bu bilgilerden hareketle
ünsüz düşmesinin nasıl meydana geldiğini belirleyerek tahtaya yazınız.
9. Türeme ve birleşme
sırasında ünsüz kaybı olabilmektedir.
- minik+ cik= minicik
- ufak+cık = ufacık
- küçük + cük = küçücük
- yüksek+l= yüksel
- ast + teğmen = asteğmen
- üst + teğmen = üsteğmen sözcüklerinde
olduğu gibi…
2.
Metin
KAR MÛSİKÎLERİ
10. Kar
Mûsikîleri metninden alınan aşağıdaki cümlede geçen “zannedilen”
kelimesinde, ünsüz türemesinin nasıl gerçekleştiği gösterilmiştir. Verilen bu
bilgilerden hareketle ünsüz türemesinin nasıl meydana geldiğini belirleyerek
tahtaya yazınız.
10. Kimi tek heceli
sözcükler ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında veya ünlüyle başlayan bir
sözcükle başlayan bir sözcükle birleştiklerinde bunların sonundaki ünsüzler
ikizleşir.
Anlama – Yorumlama
3. Etkinlik
Gün içinde yapılan
herhangi bir günlük konuşma yazıya aktarılır. Birkaç yazıda görülen ses
olayları ve ünlü uyumları tespit edilir.
1. Aşağıdaki
metinlerde altı çizili kelimelerde meydana gelen ses olaylarını gösteriniz, bu
ses olaylarının sebeplerini açıklayınız.
Sepetçi
:sepet-ci>sepetçi=Ünsüz Sertleşmesi
Ucuna
:uç-u-n-a>ucuna=Ünsüz Yumuşaması
sokağına
:sokak-ı-n-a>sokağına= Ünsüz Yumuşaması
edemediğim
:et-e-me-dik-im>edemediğim= Ünsüz Yumuşaması
oğlu ğul-u>oğlu=Ünlü
Düşmesi
tanzifatçısı
:tanzifat-cı>tanzifatçı=Ünsüz Sertleşmesi
çevresinde
:çevir-e>çevre= Ünlü Düşmesi
götürmüyordu
:götür-me-yor-idi>götürmüyordu=Hem Ünlü Daralması hem de Ünlü Düşmesi
dördü
:dört-ü > dördü= Ünsüz Yumuşaması
yamağı
:yamak-ı >yamağı= Ünsüz Yumuşaması
yiyecek
:ye-y-ecek>yiyecek= Ünlü Daralması
çırağı
:çırak-ı > çırağı= Ünsüz Yumuşaması
ekmekçiliğe
:ekmek-ci-lik-e>ekmekçiliğe=Hem Ünsüz Sertleşmesi hem de Ünsüz
Yumuşaması
çocuğundan
:çocuk-u>çocuğu= Ünsüz Yumuşaması
istemekte
:istemek-de>istemekte= Ünsüz Sertleşmesi
hakkı
:hak-ı >hakkı=
Ölçme – Değerlendirme
1. Aşağıdaki
cümlelerden hangisinde ses olaylarından ünsüz uyumu (benzeşmesi) bulunmaktadır?
A) Yemek
üstüne hemen yola çıkmak iyi değildir.
B) Kazdağı’nın yolu
çetindir, nasıl çıkacaksın?
C) Heybeni eşeğin
üstüne at da rahat git!
D) Ben bugün varsam
yarın yoğum.
E) Güz yaklaştı;
zeytinden sonra düğününüzü yaparız.
CEVAP:E
2. Aşağıdaki
cümlelerde geçen altı çizili kelimelerden hangisi küçük ünlü uyumuna uymaz?
A) Yalnız orada
boğulduğunu söylüyorlar!
B) Bakmış artık beklemenin yolu yok.
C) Kışın derdi senden evvel benim
içime çöktü.
D) Artık sen beni unut, ben de
seni unutayım.
E) Ama Hasan’ın anası bakmış ki bu iş sürüp
gidesi değil…
CEVAP:A
3. Aşağıdaki
cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri yazınız.
Türkçe kelimelerin
düzlük-yuvarlaklık özelliklerine göre bir düzen içinde sıralanmasına KÜÇÜK
ÜNLÜ UYUMU denir.
Türkçede sürekli sert
sessiz “P , Ç , T , K” seslerinden biri ile biten bir kelime,
sesli ile başlayan bir ek alınca kelimenin sonundaki sert sessiz
yumuşayarak “B , C , D , Ğ” seslerinden biri olur.
Türkçede “KEN
,YOR , DAŞ ,IMTRAK, LEYİN” ekleri büyük ünlü uyumunu bozan
eklerdir.
4. Aşağıdaki
altı çizili kelimelerde meydana gelen ses olayını doğru şekilde eşleştiriniz.
Kapalı kapılar ardında neler
konuşuyorsun? Ünsüz yumuşaması
Küçücük elleri mis
kokuyordu.
Ünsüz düşmesi
Kahroluyorum bu şiiri
okuyunca. Ünlü düşmesi
Sanki daracık sokaklarda
tutsak
kalmıştı. Ünlü
türemesi
5. Aşağıdaki
cümlelerin karşısına yargılar doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
“-(i)yor” eki dışında
küçük ünlü uyumuna aykırı ek bulunmaz. ( D )
Türkçede “b, f, m, p,
v” sesleri dudak ünsüzleridir. ( D )
Türkçede kalın sesli
ünlü yoktur. ( Y )
6. Ağızdan
çıkış noktasına göre ünsüzler nasıl gruplandırılır?
6. Dudak ünsüzleri: Dudakların birbirine
dokunmasıyla çıkar: b, m, p
Diş-dudak ünsüzleri: Üst dişlerin alt
dudağa dokunmasıyla çıkar: f, v
Diş ünsüzleri: Dil ucunun üst dişlere
yaklaşmasıyla veya dokunmasıyla çıkar. c, ç,
d, j, l, n, r, s, ş, t, z
Damak ünsüzleri: Dilin orta kısmının ön
damağa ya da dil kökünün art damağa yaklaşmasıyla çıkar. g, ğ,
k, y
Gırtlak
ünsüzleri: Bu ses, ciğerlerden gelen havanın ses tellerine çarpmasından ve ağızda hiç
bir engele uğramadan çıkmasıyla oluşur. Türkçede gırtlak ünsüzü olarak sadece h
sesi vardır.
9.Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı
3.Ünite:Telaffuz-Söyleyiş(Sayfa:59,60,61,62,63,64,65,66,67,68,69)
A. TELAFFUZ (SÖYLEYİŞ]
1. Ses ve Seslerin
Kullanımı
Hazırlık
1. “Büyük
büyük büyülteçli, babacan Babaeskili bonboncu Bilal’le Bigalı bıngıldak
Bahir’in bön bün bakışlarına, bomboş büyülü, büyük büyük laflarına kızıyordu.
Bir berbere, bir bibere bre berber beri gel biber al diyordu.”
Emin ÖZDEMİR
Yukarıdaki tekerlemeyi
okurken telaffuzla ilgili nasıl bir durum ortaya çıkmaktadır? Sözlü olarak
ifade ediniz.
1. b
sesi ile ilgili yapılan bir tekerleme olduğu için b sesi çıkış noktası belirgin
olarak hissedilmektedir.
2. Aşağıdaki
çizimlerde gösterilen iletişim süreçleri ile ilgili neler söylenebilir?
2.İletişim aşamasında
ne kadar düzgün bir telaffuz ve söyleyiş olursa iletişimin oluşmasında sıkıntı
olmaz.
3. Günlük hayatınızda
sesini iyi kullanan, güzel ve etkileyici konuşan insanlarla bir arada bulunmak
size neler kazandırır?
3.
Günlük hayatta etkili konuşan insanlarla bir arada olmak bizi etkiler ve onlar
gibi olmak eğilimi bizlerde oluşur.
4. Türkçeyi yeni
öğrenen bir turisti Türkiye’de nasıl bir ortama götürürsek konuşulanları
anlamayarak çevresiyle iletişim kurmakta zorlanır?
4. Ağız
özellikleri ön planda bir köye götürsek anlaşmakta sıkıntı çeker. Çünkü o yazı
diline uygun olarak dili öğrenmiştir. Telaffuzları düzgün şekilde öğrenmiştir.
5. Duyduğunuz ve
gördüğünüz kadarıyla çevrenizde güzel ve etkileyici konuşanların nasıl bir
eğitim aldıklarını söyleyiniz.
5. Öncelikle bol bol kitap
okumuşlar ve ses ve söyleyiş eğitim olan diksiyon dersi almışlardır.
İnceleme
1.
Metin
KEŞANLI ALİ DESTANI
1. Etkinlik
a. Yapılan hazırlıklar
doğrultusunda “konuşmalarda rastlanan ses kusurları, bunların konuşma üzerinde
olumsuz etkileri ve bu etkilerin giderilme yöntemleri” konulu sunum sınıfta
gerçekleştirilir.
a. Söyleyişi
Etkileyen Kusurlar
Çeşitli seslendirme
kusurları nedeniyle söylenenler yeterince anlaşılamaz ve tekrar edilmek zorunda
kalınır. Konuşmacı harfleri doğru telaffuz edemeyebilir veya konuşurken bazı
heceleri yutabilir. Harflerin hatalı telaffuz edilmesi karşılıklı konuşmalarda
pek dikkat çekmese de topluluk karşısında veya mikrofondan yapılan konuşmalarda
derhal dikkat çekerler. Bu tür hatalar konuşmacının anlaşılmamasına ya da
yanlış anlaşılmasına yol açarlar.
Buna göre:
1.GEVŞEKLİK: Ses organlarının genel
tembelliğidir ve en çok karşılaşılan durumdur. Bu genel gevşeklik genel bir
konuşma sönüklüğüne yol açar. Gevşekliği gidermek için dişleriniz arasına bir
kalem sıkıştırın ve aşağıdaki cümleleri hızla okuyun.
- Bir berber bir berbere bre berber beri gel diye
bar bar bağırmış.
- Biz de bize biz derler, sizde bize ne derler?
- Pireli peyniri perhizli pireler teperlerse pireli
peynirler de pır pır pervaz ederler.
2.PELTEKLİK: Bir harfin
çıkarılamayarak bir diğeri ile değirilmesidir. Bu durum dilin yeterince
eğitilmemesinden, lehçelerin yapısından veya bazı dillerin fazla etkisinde
kalmaktan kaynaklanabilir. Türkçe üzerinde tespit edilen pelteklik türleri
aşağıda belirtilmiştir.
Zeleştirme:(J) yeri
(Z) .Örnek: Jale-Zale, Jilet-Zilet,
Seleştirme: Ş yerine S. Örnek: Paşâm-Pasam, şapka-Sapka
Jeleştirme: C yerine J. Örnek: Ancak-Anjak), Kucak -Kujak
Şeleştirme: S yerine Ş. Örnek: Sana söylüyorum-yerine sana şöylüyorum
Leleştirme: (R) yerine (L). Örnek: Birader-Bilader, Berber-Belber, Merhem-Melhem, Terlik-Tellik
İnce â yerine kalın a: Kemâl-Kemal, Lâstik-Lastik
Seleştirme: Ş yerine S. Örnek: Paşâm-Pasam, şapka-Sapka
Jeleştirme: C yerine J. Örnek: Ancak-Anjak), Kucak -Kujak
Şeleştirme: S yerine Ş. Örnek: Sana söylüyorum-yerine sana şöylüyorum
Leleştirme: (R) yerine (L). Örnek: Birader-Bilader, Berber-Belber, Merhem-Melhem, Terlik-Tellik
İnce â yerine kalın a: Kemâl-Kemal, Lâstik-Lastik
Yukarıdaki örneklerde
ilk sırada belirtilen sesler çıkarılamadığından ikinci sesler onların yerine
ikame edilmektedir. Bu seslerin çıkarılamaması durumunda bunların üzerinde
uygun alıştırmaların sık sık yapılması gerekmektedir.
J- Jilet, jandarma,
jale, jumbo,
Ş- Paşa, şaka, şakir, şeker
R- Rüya, hücreler, hürrem, harran, sarraf
A- Lale, lastik, lahana, kamil
S- Sorgun, hassasiyet, fason
Ş- Paşa, şaka, şakir, şeker
R- Rüya, hücreler, hürrem, harran, sarraf
A- Lale, lastik, lahana, kamil
S- Sorgun, hassasiyet, fason
3. TUTUKLUK :Bir hece üzerinde
takılıp kalma, heceyi veya kelimeyi tekrarlama durumudur. Bu sorun en çok
düşünce akışındaki duraklamadan kaynaklanır. Normal şartlar altında aşırı stres
de tutukluğa yol açabilir. Tutukluğu gidermek için herhangi bir metni önce
yavaşça ve sonra hızlanarak okuyun. Eğitici sizi bireysel olarak takip
edecektir.
Tutukluk Örneği: Bu,
bu bizim…… şerefimiz….. olacak ….diye ….. uzun uzun…..bize bize anlattı.
4. KEKELEME : Tutukluğun ileri
aşaması, söz söylerken birden bire duraklama, çoğunlukla buna katılan yüz
buruşturması ve gerilme hareketiyle hecelerin tekrarlanması. Kekemeler soluk
aldıkları veya pek geç soluk verdikleri sırada konuşurlar. Kekeleme genellikle
çocukluk döneminde oluşan bir konuşma bozukluğudur. Erken yaşta konuşmaya
başlayan çocukların konuşma başarılarına çevrenin gösterdiği aşırı ilgi çocuğun
duygularını zararlı yönde etkiler. Çok iyi konuşarak dikkat çekmek isteyen
çocuğun kendi üzerinde ürettiği baskı bir süre sonra kekeleme rahatsızlığını
oluşturur. Kekeleme çocuklukta yaşanan aşırı baskı, şiddet veya aşırı
utançlığın etkisiyle de gelişebilir. Maddi bir hastalık olmamakla birlikte
kekeleme beyin konuşma merkezinde mesaj akışında oluşan karışıklığın bir
sonucudur ve çoğunlukla psikolojik bir sorundur.Kekemeliği gidermek için:
1.Okumayı yeni öğrenir
gibi düşük hızda fakat yüksek sesle bol bol okumak
2.Belli cümleleri
ezberleyerek tekrar tekrar seslendirmek.
3.Bu metinde yer alan tekerlemelerin ısrarla okunması
3.Bu metinde yer alan tekerlemelerin ısrarla okunması
5.ASALAK SESLER: Bazı sesler veya
kelimeler asalak olarak kelimelerin arasına takılır ve konuşmayı tahammül
edilmez hale getirir. Asalak sesler veya kelimeler konuşmacının fikir netliği
ve kendine güveni hakkında şüphe uyandırır. Konuşmanın kalitesini baltalar ve
dinleyiciyi sıkar. Bu kapsamda “ııı, eee, aaa, şey, yani, mesela, evet…” gibi
ses veya kelimeler konuşma arasında sık sık veya gerekmediği halde
kullanıldığında dinleyici rahatsız olur.
Örnekler:
Bana şey dedi. Bugün
yıldönümü olduğu için eee şey yapacaktık. Tören salonunu düzenleyecektik.
Evet sevgili dinleyenler. Bugün yine sizlerle birlikteyiz. Evet bugünkü konumuz çalışmanın fazileti hakkında.
Yani şunu diyorum. Mesela siz zor durumda kaldınız. Yani mesela başınızdan bir felaket geçti.
Evet sevgili dinleyenler. Bugün yine sizlerle birlikteyiz. Evet bugünkü konumuz çalışmanın fazileti hakkında.
Yani şunu diyorum. Mesela siz zor durumda kaldınız. Yani mesela başınızdan bir felaket geçti.
b. Yapılan sunumdan hareketle
ses-telaffuz ilişkisi hakkında çıkarımlarda bulunulur. Sonuçlar maddeler
hâlinde tahtaya yazılır.
b.
2. Etkinlik
“Ali, İzmarit ve
Zilha” tiplerini canlandıracak üç öğrenci seçilir. Seçilen öğrenciler aşağıdaki
metin parçasını iki şekilde canlandıracaklardır:
a. Birincisinde Keşanlı
Ali Destanı’ndan alınan ve bütün noktalama işaretleri kaldırılan aşağıdaki metin
parçasını canlandırırlar. Bu canlandırmada konuşmalar hiçbir noktalama işareti
düşünülmeden, duraklama yapılmadan bir solukta gerçekleştirilir.
b. İkincisinde
aynı parça orijinal şekliyle canlandırılır. Bu canlandırmada konuşmalar
noktalama işaretleri (duraklamalar) dikkate alınarak gerçekleştirilir.
Oyun sonunda, konuşma
sırasında meydana gelen duraklamaların önemi, soluk alıp vermeyle ve noktalama
işaretleriyle ilişkisi hakkında çıkarımlarda bulunulur. Sonuçlar maddeler
hâlinde tahtaya yazılır.
3. Etkinlik
a. Keşanlı Ali Destanı
’ndan alınan cümlelerde geçen kelimelerin dik ve baskılı okunarak vurgulanan
heceleri aşağıda gösterilmiştir. Bu cümleler okunarak kelimelerde vurgunun
nasıl gerçekleştiği tespit edilir.
a. Sözcük
(Kelime) Vurgusu: Konuşma sırasında bazı hecelerin diğerlerine göre
daha kuvvetli, daha şiddetli söylenmesine denir.
- Anlatımda vurgu
söze duygu değeri katar; söylenen sözün daha anlaşılır olmasını sağlar ve
ahengi canlandırır.
- Türkçede genel
olarak vurgu son hecededir.
- Yer isimlerinde
vurgu ilk veya orta hecededir: Ankara -İstanbul – Sakarya gibi
- Kelimelere ek
eklendiğinde, vurgu son heceden bu eke geçer: Kitap – Kitapçı –
Kitapçılık – Kitapçılar
- Tek heceli
kelimelerde vurgu yapılmaz.
- Pekiştirme ekleri
alan sıfatlardaki pekiştirme ekleri vurguludur: Dümdüz, Sapsarı,
Masmavi
- Birleşik
kelimelerde normalde iki vurgu bulunur ancak genelde ilk kelimedeki vurgu
daha güçlüdür: Çanakkale
b. “Türkçede kelime
vurgusu” konusunda yapılan araştırmalardan ve yukarıda ulaşılan sonuçlardan
hareketle, kelime vurgusunun kelimenin hangi hecesinde gerçekleştiği
belirlenir. Sonuçlar aşağıdaki şemaya yazılır.
Türkçede Kelime Vurgusu
|
Tek heceli sözcüklerde vurgu yapılmaz (Al,
ne, dün)
|
bulunur.
|
İki heceli sözcüklerde ikinci hecede vurgu
olur.(oku, okul, sana, sizin ,orda)
|
||
Şimdiki zaman eki ile yapılır ve vurguyu
üzerine alı (di-yor-dum)
|
||
İle edatıyla yapılır (hiddetle)
|
1.
a. Keşanlı Ali
Destanı metninde bir yabancı olan Olga “Dün sana öğrettiğim dersi ezberledin?”
cümlesinde anlamı vermek için sesini nasıl kullanmıştır?
a. Soru
anlamı ile kullanmak istemiştir fakat soru eklerinin hiçbirini kullanmadan
vurgu ve tonlamayla soru sormuştum.
b. “Dün sana
öğrettiğim dersi ezberledin!” cümlesini okurken ses tonumuzu ayarlayarak
aşağıdaki anlamları vermeye çalışınız.
Tasdik, kabul
etme : “Dün sana öğrettiğim dersi ezberledin!”
Şaşırma
: “Dün sana öğrettiğim dersi ezberledin!”
Alay,
küçümseme : “Dün sana öğrettiğim dersi
ezberledin!”
c. Ulaştığınız
sonuçlardan hareketle konuşma sırasında kullanılan ses tonu ile verilmek
istenen anlamın ilişkisini belirleyiniz.
c. Ses
tonu ve verilmek istenen mesaj arasında ilişki vardır. Birini uyarırken sert
ifade ile “Yavrum” dersek kızdığımızı anlar. Yumuşak bir ifade dersek şefkat
gösterdiğimizi anlar.
4. Etkinlik
Keşanlı Ali Destanı
metninden alınan ve okunuşa göre anlamı değişebilen aşağıdaki cümleler önce metinde
kastedilen anlama göre, sonra metinde kastedilen anlamın dışında okunur.
Buradan hareketle vurgunun metne kazandırdıkları tartışılır. Ulaşılan sonuçlar
sözlü olarak ifade edilir.
2.
a. Aşağıda Olga ve
Zilha’nın bir diyaloğu resimlenmiştir. Zilha’nın konuşmasında meydana gelen
boğumlama kusurlarını açıklamalardan hareketle gideriniz.
a. “Telefonu alırım,
sen kimi arıyorsun diye sorarım.” Şeklinde düzeltilir.
b. Keşanlı Ali
Destanı metninde geçen diğer boğumlama kusurlarını bularak bu boğumlama kusurlarının
doğrusunu söyleyiniz.
b.
c. Ulaştığınız
sonuçlardan hareketle telaffuzda boğumlamanın önemini tartışınız. Sonuçları
tahtaya yazınız.
c. Boğumlanma
Boğumlanma,
ses organları tarafından seslerin doğru yerden ve doğru zamanlamayla
çıkmasıdır. İletişim kurduğumuz zamanlarda, hızlı konuşan, yuvarlayan ya da
tane tane konuşmayan insanlarla zaman zaman hepimiz karşılaşmışızdır. Bu
kişilerde boğumlanma sorunu yaşanıyor demektir. Yani boğumlamanız bozuksa
anlaşılamama durumu ortaya çıkabilir. Anlaşılamazsanız konuşmanızın da bir
anlamı kalmaz.
Boğumlanmayı
gerçekleştiren organlarımız iki gruba ayrılır:
1) Hareket
eden boğumlanma organları: Bunlar çene, dudaklar, dil ve yumuşak
damaktır.
Dilinizin damağınızın gerisine doğru götürdüğünüzde orda yumuşak
bir bölge
hissedeceksiniz. Bu bölgeye yumuşak damak adı verilir.
2) Hareket
etmeyen boğumlanma organları: Bunlar dişler, diş etleri ve damaktır.
Boğumlanmayı
bu organlarımızın çeşitli hareketleriyle elde etmek mümkündür. Bu
organlarımız
kaslarla ilgili oldukları için bu kasların eğitilmeleri boğumlanmamızın düzgün
bir şekilde gerçekleştirilebilmesini sağlamaktadır.
3. Keşanlı Ali
Destanı metninde tespit ettiğiniz telaffuz kusurunun kahramanlar üzerinde
olumsuz etkisi olup olmadığını söyleyiniz.
Kahramanlar üzerinde
olumlu ya da olumsuz etkisi elbette vardır. Telaffuz kusuru çok olan
kahramanlar genellikle komik durumda okuyucuya sunulur ve onların konuşmasında
bir ciddiyet oluşturulmaz.
4. a. Yanda
gösterildiği gibi “Yok efendim.” cümlesi normal bir okunuşla okunduğunda “Yo
kefendim.” şeklinde ulanarak okunur. Verilen bu örnekten hareketle ulamanın
nasıl gerçekleştiğini belirleyerek defterinize yazınız.
a.
Genel olarak tanımlarsak bir kelimenin sonundaki sessiz harfin ardından gelen
kelimenin sesli harfle birleştirilerek seslendirilmesine ulama diyoruz. Ulama,
söz akışına pürüzsüzlük ve tatlılık verir. Uygun ulama ile yapılan konuşmalarda
veya seslendirmelerde ses bir nehrin akışı gibi sakin ve düzenli olarak
ilerler.
Türkçede
yer alan ulama özellikleri:
1. Sessiz
harfle biten bir kelimenin son harfi sesli harfle başlayan yanındaki kelimenin
ilk harfiyle birleşir.
Yazıda
|
Konuşmada
|
Ak–şam– ol–du
|
Ak–şa–mol–du
|
E–lim–den– al–dı.
|
E–lim-de–nal–dı.
|
2.
Orijinal yapılarında “b,c,d,g” harfleriyle biten kelimeler vardır. Bunlar yalın
kaldıklarında “p, ç, t, k”ya dönüşürler. Yazı dilinde sonlarına ek aldıklarında
yumuşak konumlarına dönerler. Örneğin Arapça orijiniyle “kitab” Türkçede
“kitap” şeklinde yazılır. Ancak yanına ek aldığında “kitabım” örneğinde olduğu
gibi “p”, “b”ye dönüşür. Konuşma dilinde ise ulama bu kurala paralel olarak
aynı kelimeyi bir sonraki kelime ile ilişkilendirir. Yazı dilinde sert olan
harf ulama ile yumuşar.
(Orijinali) Yazı Dilinde İfadesi
|
Konuşma Dilinde İfadesi
|
(Mahmud) Mah–mut ev–len–di.
|
Mah-mu–dev–len–di
|
(Mes’ud) Mes–ut ol–du.
|
Me–su-dol-du.
|
(Kitab) Ki–tap al–dı.
|
Ki–ta–bal–dı.
|
3.
Türkçede kelime sonundaki “k” ünsüzünü, “h” ünsüzü ile başlayan bir kelimenin
izlemesi durumunda “h” ünsüzü düşer. İki kelime birbirine bağlanır.
Yazı Dilinde
|
Konuşma dilinde
|
Ye–mek ha–ne
|
Ye–me–ka–ne
|
E–rik ho–şa–fı
|
E–ri–ko–şa–fı
|
4. Eğer
kelimeler arasında durak olursa, kurala uygun olsa da ulama yapılmaz.
Yazı Dilinde
|
Konuşma dilinde
|
İstiyorum, onu göreceğim.
|
İstiyorum, onu göreceğim.
|
Koşuştururken, okulu unuttu.
|
Koşuştururken, okulu unuttu.
|
5. Bazı
durumlarda iki ayrı kelimenin tek heceli olan ilkinde bir ünlü düşer ve iki
kelime birleşir.
Yazı Dilinde
|
Konuşma dilinde
|
Ne i–çin
|
Ni-çin
|
Ne a–sıl
|
Na-sıl
|
Ne ol–du
|
Nol-du
|
Keşanlı Ali
Destanı’nın ilk paragrafında geçen ulamaları tespit ediniz. Ulamaları yapmadan
metni okuduğunuzda telaffuzla ilgili nasıl bir durum ortaya çıkar? Tartışınız.
Ulaştığınız sonuçlardan hareketle telaffuzda ulamanın önemi ile ilgili
çıkarımlarda bulununuz.
ZİLHA —
Ne diyordum efendicağzıma söyleyim. Beni bu eve evladı maneviyatlık aldılar.
Bir çocuğu bir de Şamama’yı gezdiriyorum. İşim o kadar. Şamama, evin köpeği.
Burada medeniyet varmış be! Eskiden ayaklarımı aydan aya yıkardım. Hem de
çorabımı çıkarmadan. Oldu olacak ikisi birden yıkansın diye. Şimdi her gün
banyo yapıyorum.
- diyordu(m e) fendicağzıma
- maneviyatlı (k a) ldılar
- İşi (m o)
- Eskide (n a) yaklarımı
- Ayda (n a) ya
Yukarıdaki
paragraftaki ulamalar bunlardır.
5. Etkinlik
İki öğrenci seçilir.
Keşanlı Ali Destanı metninde Ali ile Zilha arasında geçen diyalog, Ali çok
kibar ve nazik bir ses tonuyla, Zilha sert ve sinirli bir ses tonuyla
öğrenciler tarafından canlandırılır. Ortaya çıkan sonuçtan ve aşağıdaki şemada
verilen örnekten hareketle:
a. Konuşma
esnasında sesin nasıl kullanılması gerektiği,
a.
Doğal bir söyleyişle söylenir.
b. Doğal
söyleyişle yapmacık söyleyişin farkı,
b.
Doğal söyleyişle ifade edilen sözcüklerde anlatılmak ve verilmek istenen ileti
kendini gösterir. Yapmacık olan hemen kendini belli eder ve ileti doğru
anlaşılmaz.
c. Doğal
söyleyişle yapmacık söyleyişin dinleyici üzerindeki etkisi tespit edilerek
tahtaya yazılır.
c.
Doğal söyleyiş her zaman alıcı üzerinde etkilidir.
5. a. Yandaki şiiri
okuyunuz ve telaffuzda zorluk çekilen ses ile kelimeleri tespit ederek tahtaya
yazınız.
a.
Dümbürleyli ve Lümbürleyli sözcüklerinin telaffuz zordur.
b. Tespit
edilen ses ve kelimelerin telaffuzunda neden güçlük çekilmektedir?
b.
Kelimeler hem anlamsız hem seslerin çıkış noktaları birbirinden farklı olarak gözükmektedir.
c. Ulaştığınız
sonuçlardan hareketle seslerin özelliklerini bilmenin, onları doğru ve güzel
telaffuz etmenin önemini tartışınız. Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
c.
6.Keşanlı Ali
Destanı’nda geçen aşağıdaki cümlelerde koyu renkle gösterilen “l” ve “k”
seslerini inceleyiniz. Bu seslerin çıkış yerlerinin aynı olup olmadığını tespit
ederek alfabelerin bütün sesleri ifade edip etmeyeceğini belirleyiniz. Sonucu
defterinize yazınız.
6. Çıkış
yerleri aynı değildir. L sesi sert damak ünsüzü olup dilin ucu biraz daha
geride sert damağa değmelidir. K sesi ise yumuşak damak ünsüzü olup dilin arka
tarafı (dil sırtı), yumuşak (art) damakla buluşurken dilin ucu alt dişlere
değmelidir.
Alfabenin
bütün seslerini ifade etmez.
6. Etkinlik
Türkçeyi güzel konuşan
bir kişinin (spiker, diksiyon öğretmeni gibi) konuşması kaset ve CD’den
dinlenir. Bu konuşma diğer insanların konuşmalarıyla karşılaştırılır. Sonuçlar
sözlü olarak ifade edilir.
7. Etkinlik
Keşanlı Ali Destanı
metninde yerel söylenişe göre yazılmış kelimeler tespit edilerek bu kelimeler
yazı dilindeki şekliyle telaffuz edilmeye çalışılır. Buradan hareketle yazı
dilinde kullanılan yazım kuralları ile telaffuzun bütünüyle örtüşüp örtüşmediği
tartışılır. Ortaya çıkan sonuç deftere yazılır.
7. a. Kibarlık
Budalası metninde Felsefe Hocası neden Mösyö Juardain’a seslerin özelliklerini
öğretmektedir?
a. Kibarlık öğretmek
için. Söyleyişi düzgün kişiler genellikle kibar ve efendi kişi olarak
algılanırlar.
b. Buradan
hareketle seslerin çıkış yerlerini bilmekle doğru ve güzel telaffuz
arasında bir ilişki olduğu söylenebilir mi? Tartışınız. Ulaştığınız sonucu
defterinize yazınız.
b. Çıkış yerlerini
bilmek doğru ve güzel telaffuzda etkilidir.
8. Kibarlık
Budalası metninde verilen ve aşağıdaki tabloda gösterilen beş ünlünün söyleniş
özelliklerini dikkate alarak Türkçede bulunan diğer üç ünlüyü ve bu ünlülerin
söyleniş özelliklerini belirleyiniz. Sonuçları aşağıdaki noktalı yerlere
yazınız.
Geniş (Ağız çok açık)Dar
(Ağız az açık)Geniş (Ağız çok açık)Dar (Ağız az açık)
ÜNLÜLER
|
Düz (Dudaklar düz durumda)
|
Yuvarlak (Dudaklar yuvarlak durumda)
|
||
Kalın (Dil geride)
|
a
|
ı
|
o
|
u
|
İnce (Dil ileride)
|
e
|
i
|
ö
|
ü
|
9. Keşanlı
Ali Destanı ve Kibarlık
Budalası metinlerinde geçen “öğrettiğim, tükürükleri, yaklaştırarak, dokunmayacak”
kelimelerindeki ünlüleri yukarıdaki tabloda verilen özelliklerden hareketle
kalınlık-incelik ve düzlük-yuvarlaklık yönüyle gruplandırınız.
9.
Öğrettiğim >
İnce > Düz yuvarlak karışık
tükürükleri,
>İnce > Düz yuvarlak karışık
yaklaştırarak >
Kalın > Düz
dokunmayacak >
Kalın >Düz yuvarlak karışık
10. Keşanlı
Ali Destanı ve Kibarlık
Budalası metinlerinde geçen “lakin, konuşma, lazım, banabaksana” kelimelerindeki “a”
seslerinin ses değerleri aynı mıdır? Buradan hareketle bir alfabede bütün
seslerin gösterilmesinin mümkün olup olmayacağını tartışınız. Sonucu
defterinize yazınız.
10.
Değildir. Bunlar vurgu ve tonlamaya göre kullanıldığı cümleye göre
değişir. Bütün lafabeyi göstermek mümkün değildir.
11.
a. Keşanlı
Ali Destanı’nda Zilha, Kibarlık Budalası’nda Mösyö Juardain
güzel konuşmak için nasıl bir eğitim alırlar?
a. Seslerin çıkış
noktalarına dikkat ederek eğitim alırlar.
b. Zilha’nın ve Mösyö
Juardain’in aldığı eğitimden hareketle bir dilin ses terbiyesi ve konuşma
biçiminin öğretilme yöntemleri ile ilgili neler söylenebilir? Tartışınız.
Sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
b. Bir dili öğrenmek
için öncelikle o dilde kullanılan sesleri doğru telaffuz etmek gerekir. Bunu
bilmediğimiz zaman yanlış söyleyiş ortaya çıkar.
12. a. Aşağıdaki
parçalarda koyu renkte gösterilen kelimeleri ve bu kelimelerle ilgili bilgileri
inceleyiniz.
b. Bu
kelimelerden ikinci kutucuktaki “olmayacak, dokunmayacak, üşütmeyesin”
kelimelerini telaffuz özelliklerine dikkat ederek tekrar okuyunuz. Bu okuyuşta
kelimelerin “olmıyacak, dokunmıyacak, üşütmiyesin” şeklinde telaffuz edilip
edilmeyeceğini tartışınız. Buradan hareketle ünlülerle ilgili ses olaylarının
konuşma dilinde telaffuz kusuruna neden olup olmayacağını belirleyiniz.
Telaffuz
kusurlarına neden olurlar. Bu tarz ifadeler bizde konuşma dilinde olsa da
bunları “olmayacak, dokunmayacak, üşütmeyesin” şeklinde konuşmalıyız.
13. Kibarlık
Budalası metninde bazı ünsüzlerin söyleniş özelliği verilmiştir. Siz de aşağıdaki
tablodan hareketle Kibarlık
Budalası metnindeki gibi Türkçede bulunan diğer ünsüzlerin söyleniş özelliklerini
belirleyiniz.
Ünsüzlerin
Sınıflandırılması
Ünsüzler ağız
boşluğundaki boğumlandığı yere (çıkak), sürekli söylenip söylenemediğine ve
yumuşak (ötümlü) ve sert (ötümsüz) oluşlarına göre sınıflandırılır.
a. Boğumlanmalarına
(çıkak) göre:
Dudak ünsüzleri: Dudakların birbirine
dokunmasıyla çıkar: b, m, p
Diş-dudak ünsüzleri: Üst dişlerin alt
dudağa dokunmasıyla çıkar: f, v
Diş ünsüzleri: Dil ucunun üst dişlere
yaklaşmasıyla veya dokunmasıyla çıkar. c, ç,
d, j, l, n, r, s, ş, t, z
Damak ünsüzleri: Dilin orta kısmının ön
damağa ya da dil kökünün art damağa yaklaşmasıyla çıkar. g, ğ,
k, y
Gırtlak
ünsüzleri: Bu ses, ciğerlerden gelen havanın ses tellerine çarpmasından ve ağızda hiç
bir engele uğramadan çıkmasıyla oluşur. Türkçede gırtlak ünsüzü olarak sadece h
sesi vardır.
b. Sürekli söylenip
söylenmeyeceğine göre:
Ünsüzlerin söylenirken
ses yolunun kapanmasına veya sürekli açık olmasına göre sınıflandırılmasıdır.
Ünsüzler söylenirken ses yolu kapanıyorsa süreksiz, sürekli açık kalıyorsa
sürekli ünsüzler adını alır. Bunu belirlemek için ünsüzün başına bir ünlü
getirilir. Ak, süt, iç seslerini söylerken ses yolu tıkanmaktadır. Özzzzzzzzz,
elllllllll, offffff seslerini söylerken ses yolu açık kalmaktadır. Bu
özelliğine göre ünsüzler ikiye ayrılır:
Sürekli ünsüzler: f, ğ,
h, j, l, m, n, r, s, ş, v, y, z
Süreksiz ünsüzler: b, c,
ç, d, g, k, p, t
c. Yumuşak ve sert
oluşlarına göre:
Ünsüzler ses
tellerinde titreşime uğrayıp uğramadığına göre yumuşak (tonlu) ve sert (tonsuz)
olmak üzere ikiye ayrılır.
Yumuşak ünsüzler: Ses tellerinin
titreşmesiyle oluşan ünsüzlerdir. b, c,
d, g, ğ, j, l, m, n, r, v, y, z
Sert ünsüzler: Ses telleri
titreşmeden oluşan ünsüzlerdir. ç, f,
h, k, p, s, ş, t
14. a. Keşanlı
Ali Destanı metninden alınan aşağıdaki cümlelerde geçen altı
çizili kelimelerdeki “k, g” ünsüzlerinin ses değerleri aynı mıdır? Sözlü
olarak ifade ediniz.
a.
Değildir. Çıkış noktaları aynı olsa da ses değerleri aynı değildir.
b. Buradan
hareketle yazı dilindeki bir işaretle (harf, gösterge) konuşma dilindeki farklı
seslerin gösterilebildiği söylenebilir mi? Tartışınız. Sonuçları sözlü olarak
ifade ediniz.
b. Söylenebilir.
Yukarıdaki çizimde
Mösyö Juardain ile Zilha birbirleriyle konuşturulmuştur. Bu diyalogda Mösyö
Juardain tekerlemeyi söylerken “p, r, z, l,” seslerinin telaffuzunda
zorlanmaktadır. Bu seslerin hangi özelliğinden dolayı Mösyö Juardain’in
telaffuzda güçlük çektiğini tartışınız. Ulaştığınız sonuca göre seslerin hangi
durumda telaffuzu güçleştirdiğini belirleyiniz.
“p, r,
z, l,” sesleri çıkış noktaları farklı olunca söylemekte zorlanılmaktadır. Çıkış
noktası (boğumlanma) farklı olan sesleri insanlar çıkarmakta zorlanırlar.
Boğumlanma noktaları aynı olursa sorun olmaz.
8. Etkinlik
“Kırktırdım,
koşullaştırılmıştık, çürütücülerde” kelimelerinde olduğu gibi aynı sesin
tekrarlandığı sözlerin kulağa hoş gelip gelmediğini tartışınız. Sonuçları sözlü
olarak ifade ediniz.
16. Aşağıdaki
tekerlemeleri okuyarak söyleyişi bozan sesleri bulunuz ve söyleyişin bozulma
nedenlerini belirtiniz.
16.
ü,z,m,l sesleri söyleyişi zorlaştırmaktadır. Yine boğumlanma noktalarının
farklı olmasıdır.
17. Keşanlı
Ali Destanı metninde Zilha ve Kibarlık
Budalası metninde Mösyö Juardain neden güzel konuşmak için ders alıyorlar? Güzel ve
doğru konuşma kişiye neler kazandırır? Tartışınız. Sonuçları maddeler hâlinde
tahtaya yazınız.
17.
Toplumda güzel konuşan itibar ve saygınlık kazanır.
9. Etkinlik
İki öğrenci seçilir.
a. Birinci öğrenci tarafından Kibarlık
Budalası metninden alınan ve aynı kelimeler kullanılarak oluşturulan aşağıdaki beş
cümle, hep aynı tonda duraklamadan okunur.
b. İkinci öğrenci
tarafından bu cümleler anlamları dikkate alınarak farklı tonlamalarla vurgulu
ve duraklamalara dikkat edilerek okunur.
c. Bu iki okunuştan
hangisinin güzel olduğu ve metnin anlamını tam yansıttığı belirlenir.
ç. Metnin anlamını tam
olarak yansıtan okunuşta nerelerde farklı tonlamalar, nerelerde duraklamalar
yapıldığı tespit edilir.
d. Ortaya çıkan
sonuçtan hareketle vurgu, tonlama ve duraklamanın önemi ile ilgili çıkarımlarda
bulunulur.
Birincisi
sizin söylediğiniz şekle koyarız: “Güzel Markiz, güzel gözlerinizin gönlüme
saldığı aşk beni öldürüyor. Yahut: Gönlüme saldığı aşk beni oldürüyor, güzel
Markiz, güzel gözlerinizin. Yahut: Güzel gözlerinizin gönlüme saldığı aşk,
güzel Markiz beni öldürüyor. Yahut: Öldürüyor, güzel Markiz, güzel gözlerinizin
gönlüme saldığı aşk beni. Yahut da: Beni, güzel gözlerinizin öldürüyor güzel
Markiz, gönlüme saldığı aşk.
Anlama – Yorumlama
1. Aşağıdaki şemayı
ses-telaffuz ilişkisi etrafında yorumlayınız.
1. Dil
göstergelerinin oluşturan harflerin boğumlanma noktalarına dikkat edilmediğinde
telaffuz kusuru olur fakat dikkat edildiğinde böyle bir sorunla karşılaşılmaz.
2. Doğru, etkili ve
güzel bir şekilde konuşabilmek için nelere dikkat etmelisiniz?
2.
Dildeki seslerin boğumlanma noktalarına dikkat etmeli, vurgu ve tonlamalara
dikkat etmeliyiz.
3. Aşağıdaki şiiri,
şiirin tonlama ve duraklama özelliklerine göre okuyarak tonlama ve
duraklamaların anlamla ilişkisini tartışınız. Sonuçları sözlü olarak ifade
ediniz.
3.
Anlam ilişkisi vardır. Özellikle şiirde vur ha vur gibi ifadelerin tonlama ve
duraklamalara dikkat edilmeden okunması şiirde ahengin kaybolmasına neden olur.
4. Yanda verilen, herhangi
bir cümledeki anlaşılırlık ile boğumlama arasındaki ilişkiyi gösteren grafiği
yorumlayınız.
4.
İletişimde anlaşılırlığın olması için boğumlanma kusurunun olmaması lazım.
10. Etkinlik
Aşağıdaki şiir ezgiyle
ya da normal şekilde okunur. Şiir okunurken ne gibi telaffuz zorlukları
çekildiği, bunların
nasıl giderildiği
tartışılır. Sonuçlar tahtaya yazılır.
Ölçme – Değerlendirme
1. Aşağıdaki
seçeneklerden hangisinde bilgi yanlışı söz konusudur?
A) Türkçede dört
kalın, dört ince toplam sekiz ünlü vardır.
B) “Ö” ünlüsü ince-yuvarlak
özellikler taşır.
C) Ünlü daralması ses
olayı telaffuz kusuruna neden olabilir.
D) “Ü” ünlüsü
kalın-yuvarlak özellikler taşır.
E) Türkçede “a” sesi
kullanılışa göre farklı ses değerleri kazanmasına karşın sadece “a” göstergesi
ile ifade edilir.
CEVAP: D
2. Aşağıdaki
cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri yazınız.
“Bana sökmez böyle
kibar ağızları.” cümlesindeki “kibar ağızları” kelimelerinde KONUŞMA(TELAFFUZ)bulunmaktadır.
“Sen oku, çok güzel
okuyorsun.” cümlesindeki kelimelerde vurgu sırasıyla şu eklerdedir: o-KU ,
gü-ZEL, oku-YOR “
İlahi… madam/
Hadi… sesi… duydu/ burnu… da… gıdıklandı/ O… duruşun… niye/ ” cümlelerinde şeklinde
duraklama yapılır. (Duraklama yapılacak yere “/” işaretini koyunuz.)
3. Aşağıdaki
seslerle bu seslerin özelliklerini doğru şekilde eşleştiriniz.
diş ünsüzü
|
z, s, r, l, n
|
damak ünsüzü
|
g, ğ, k, y
|
dudak ünsüzü
|
m, b, p
|
dar-ince- yuvarlak ünlü
|
ü
|
geniş-kalın- yuvarlak ünlü
|
o
|
dar-ince- düz ünlü
|
i
|
4. Aşağıdaki
cümlelerin karşısına yargılar doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
Yazı dilindeki bir
işaretle konuşma dilindeki farklı sesler gösterilebilir. (
D )
Bir cümlede veya
birbirini takip eden cümlelerde aynı seslerin art arda tekrarı anlatımın
bozulmasına neden olur. ( D )
Yazım kurallarıyla
telaffuz bütünüyle örtüşür. ( D )
5. Dili
etkili, güzel ve doğru kullanmanın önemi nedir?
9.Sınıf Dil ve Anlatım Kitabı
3.Ünite Sonu Değerlendirme Soru ve Cevapları (Sayfa 69,70)
Ünite Sonu Ölçme –
Değerlendirme
PENALTI SIRASINDA
KALECİNİN KORKUSU
Değilmiki spor, toplum yaşamın da en
önde bir ilgi alanı; öyleyse herzaman yaşamla övür olmak zorunda olan
edebiyatda ona el atacak. Atıyorda zaten. Değme yazarların bazı yapıtlarının
spor terminolojisinden alınmış adlar taşıması rastlantı değil.
…
Haldun TANER
1. Yukarıdaki metinde
yanlış yazılmış kelimeleri tespit ederek bu kelimelerin doğru şeklini yazınız.
1.
Değil mi ki spor, toplum yaşamında en önde bir ilgi alanı; öyleyse her zaman
yaşamla övür olmak zorunda olan edebiyat da ona el atacak. Atıyor da zaten.
Değme yazarların bazı yapıtlarının spor terminolojisinden alınmış adlar
taşıması rastlantı değil.
2. Yukarıdaki metnin
son cümlesindeki kelimelerde vurgunun kelimenin hangi hecesinde gerçekleştiğini
belirleyerek defterinize yazınız.
2.
“Genç kız etrafına baktı. Bu müstesna
günün gönlüne çöken
azametinden silkinmek, kurtulmakistiyordu. Hatta aynı azamet,
bütün cihana hâkim olmuş gibi idi. Neydi bu konuşacakmış gibi hisli
tabiat. Kalbe ürperti veren bu
muhteşem dekorda, kim ne derse desin bir kahredici güzelliğin hâkim sesi
vardı. Bir güzellik, bir aşk güzelliği.”
Samiha AYVERDİ
3. Yukarıda altı
çizili kelimelerde görülen ses olaylarını sebepleriyle birlikte açıklayınız.
3.
bak+dı> baktı
> Ünsüz Benzeşmesi
gönül+üne >
gönlüne > Ünlü Düşmesi
iste+yor+idi >
istiyordu > Ünlü Daralması ve Ünlü Düşmesi
kalp+e > kalbe >
Ünsüz Benzeşmesi
kahır+et+ici >
kahredici > Ünlü Düşmesi ve Ünsüz Yumuşaması
güzellik+in >
güzelliğin > Ünsüz Yumuşaması
4. Yukarıdaki parçadan
alınan “Bu müstesna günün gönlüne çöken azametinden silkinmek, kurtulmak
istiyordu.” cümlesindeki kelimeleri kalınlık-incelik uyumuna göre inceleyiniz.
4.
Bu=
Aranmaz
müstesna=Uymamış kalın
ve ince var.
günün = Hepsi
ince ve uymuş.
gönlüne = Hepsi ince
ve uymuş.
çöken= Hepsi ince ve
uymuş.
azametinden= Uymamış
kalın ve ince var.
silkinmek= Hepsi ince
ve uymuş.
kurtulmak= Hepsi kalın
ve uymuş.
istiyordu= Uymamış
kalın ve ince var.
5. Aşağıdaki
cümlelerin karşısına yargılar doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
- Ünlüler söylenişlerine göre farklı ses değerleri
kazanırlar. Bu ses değerlerinin alfabedeki işaretlerle gösterilmesi mümkün
değildir. ( Y )
- Türkçede, vurgunun anlamı belirlemek gibi bir
özelliği olduğu söylenemez. ( Y )
- Bir cümlede veya birbirini takip eden cümlelerde
aynı seslerin art arda tekrarı anlatımın bozulmasına sebep olur. (
D )
6. Aşağıdaki
cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri yazınız.
- Türkçede sonunda ç, f, h, k, p, s, ş, t ünsüzleri
bulunan kelimeler “c, d, g” ünsüzleriyle başlayan bir ek aldığı zaman ekin
başındaki ÜNSÜZ sertleşerek “ç, t, k” olur. Bu
olaya ÜNSÜZ SERTELEŞMESİ (ÜNSÜZ BENZEŞMESİ) denir.
- Türkçede “a,e” ünlüsü ile biten fiillerin şimdiki
zaman çekimlerinde, söylenişte ve yazılışta “a” ünlüsü “ı,u”;“e” ünlüsü
“i,ü” olur. Bu ses olayına ÜNLÜ DARALMASI denir.
7.
İstanbul’u
dinliyorum gözlerim kapalı,
Önce hafiften rüzgâr
esiyor,
Yavaş yavaş
sallanıyor,
Yapraklar ağaçlarda.
Yukarıda parantezlerle
belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri
getirilmelidir?
A) Ünlü
Daralması-Ünsüz Benzeşmesi
B) Ünsüz
Yumuşaması-Ünlü Düşmesi
C) Ünlü
Daralması-Ünsüz Yumuşaması
D) Ünsüz
Yumuşaması-Ünsüz Yumuşaması
E) Ünlü Daralması-Ünlü
Düşmesi
CEVAP: Yukarıda
parantezle belirtilen bir bölüm yok ama ses olayları sadece dinliyorum ve
hafiften sözcüklerinde olduğu doğru cevabın A olduğunu düşünüyoruz.
8. Aşağıdaki
sözcüklerden hangisi ünlüyle başlayan bir ek aldığında bir ses olayı meydana
gelmez?
A) sabır
B) geçit
C) top
D) dolap
E) kara
CEVAP:C