8 May 2012

11.SINIF DİL VE ANLATIM KONUSU: SÖYLEV(NUTUK,HİTABET)

Reklamlar





SÖYLEV (NUTUK, HİTABET)


Bir topluluk önünde belirli bir konuda yapılan etkili ve inandırıcı konuşmalara söylev (nutuk, hitabet) denir.Söylev kavramı eskiden nutuk terimiyle karşılanır; topluluk önünde konuşma sanatına hitabet, söylevciye de hatip denirdi.Söylev (nutuk), aslında bir sözlü kompozisyon ürünüdür. Söylev, söz ve sesle birleşen bir sanattır. Yazıya geçmişse ve kitabi özelliği varsa aynı zamanda yazılı kompozisyon ürünü olarak da kabul görür.Söylevlerin amacı, güzel bir konuşmayla insanları heyecanlandırmak, bir fikri, bir kanaati insanlara aşılamak ve benimsetmek; onları istenen yönde harekete geçirmektir.


Söylev Türünün Genel Özellikleri
 Söylev, tiyatro ile gelişmiştir.
 Hemen her yazı türü yeri gelince söylevden yararlanır.
 Söylenen sözler ve söyleyiş biçimi inandırıcı, etkileyici, coşturucu nitelikler taşır.
 Söylevci, söylevin çeşidine ve konuya bağlı olarak anlaşılır sözcükler seçer; söylevde cümleler kısa, yalın, akıcı, içten ve etkilidir.

 Söylevci, konuştuğu konuyu çeşitli yönleriyle iyice bilir ve söyleyeceklerine inanır.
 Söylev veren kişi konuşmasını duruş, jest ve hareketleriyle destekler.
 Söylevcilerin en önemli yeteneği, toplulukları inandırmadaki güçleridir. Ayrıca iddialarını kanıtlar ve dinleyicide oluşacak kuşkuları ortadan kaldırırlar.
 Sesi topluluğun sesine dönüştürme, onları coşturma, toplulukta duygusal doruklar ve insanda tartışma atmosferi yaratmak söylevin önemli özelliklerindendir.
 Söyleyişte yersiz ve gereksiz vurgular, anlaşılmaz ve abartılı sözler, aşırı ses yükseltmelerinden kaçınılır. Dilin, alıcıyı harekete geçirme işlevi ile heyecana bağlı işlevi birlikte kullanılır.
 Dinleyicilerin zevk, kültür düzeyleri ve gereksinimleri konuşmacı tarafından dikkate alınır.
 Etkili, heyecanlı ve açık cümlelerle söylev bitirilir; söylevde ünlem cümleleri çokça kullanılır.


Konularına Göre Söylev Türleri


Her konuda söylev verilebilir. Ancak dini, siyasi, sosyal ve askeri alanlarda verilen söylevler önemlidir.a. Dinî söylev: Tapınaklarda bireysel ve toplumsal sorunları dinsel açıdan yorumlayan söylevdir. İslami toplumlarda bu tür söylevlere hutbe denir.b. Siyasi söylev: Genellikle parlamentolarda, diplomatik toplantılarda, mitinglerde söylenen siyasi amaçlı söylevlerdir.


CUMHURİYET DÖNEMİ ÖĞRETİCİ METİNLERİ


Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Söylev (Nutuk)Arapça bir kelime olan "hitabet", hitap etmek, vaaz etmek, güzel söz söyleme sanatı, hutbe okuma, nutuk irad etme gibi anlamlara gelmektedir. Terimin "nutuk", "söylev" gibi karşılıkları da vardır. Bir kişinin bir topluluk karşısında belli bir konuda yaptığı etkili, anlamlı ve coşturucu konuşmaya söylev metni, bu konuşmayı yapan kişiye de hatip (konuşma) denir. Konularına göre siyasi söylev ve bilimsel söylev olarak ayrılabilir.


Siyasi SöylevTürk edebiyatında ise ilk siyasî söylev örneği Orhun Yazıtlarıdır. Bunlar, 732'de dikilen Kül Tigin, 735'te dikilen Bilge Kağan, 720-725 yıllarında dikilen Tonyukuk Yazıtlarıdır. Siyasî söylev örneği olarak ayrıca şu kişilerin söylevlerini de verebiliriz: İttihat ve Terakki'nin hatibi Ömer Naci Naci, Selânik'te 1906'da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'nin bir toplantısında Atatürk'e hitaben şöyle der: "Mustafa Kemal! Arkandayız, seni takip edeceğiz! Ölümler, cellâtlar, işkenceler bile bizi bu azmimizden çeviremeyecektir. Hürriyet verilmez, ancak alınır. Zulüm ve istibdad altında inleyen bu masum ve bîçâre milleti kurtaracağız, yaşasın hürriyet ve istiklâl!" (Fethi Tevetoğlu, Ömer Naci, Ankara 1987)Halide Edip Adıvar (1884-1964), özellikle Mondros Mütarekesinden sonra İstanbul ve İzmir'in işgal edildiği sıralarda, 16 Mayıs 1919'da İstanbul Sultanahmet'te düzenlenen protesto mitinginde şöyle der: "Kardeşler, Vatandaşlar! Yedi yüz yılın şerefi, göğe yükselen bu minarelerin tepesinden Osmanlı tarihinin yeni faciasını seyrediyor, bu meydanlardan çok zaman alay hâlinde geçmiş olan büyük atalarımızın ruhuna hitabediyor, başımı bu görünmeyen ve yenilmez ruhlara kaldırarak diyorum ki: Ben İslâmiyet'in bedbaht bir kızıyım ve bugünün talihsiz fakat aynı derecede kahraman anasıyım. Atalarımızın ruhları önünde eğiliyor, onlara bugünün yeni Türkiyesi adına hitabediyorum ki, silâhsız olan bugünkü milletin kalbi de onlarınki gibi yenilmez kudrettedir, Allah'a ve haklarımıza iman ediyoruz."Yine aynı şekilde Hamdullah Suphi Tanrıöver (1885-1966) de 30 Mayıs 1919'da İkinci Sultanahmet Mitingi'nde İzmir'in Yunanlılar tarafından işgalini protesto konuşmasını şöyle bitiriyordu: "Sevgili millettaşlarım! Dualarınızı, dileklerinizi, iradenizi kendi sesimde toplayarak bütün dünyaya haykırıyorum: Esarete razı değiliz. Biz esir olamayız, Türk vatanına karşı hazırlanan su-i kastı biliyoruz ve reddediyoruz. İstanbul ve Anadolu Türk kalacaktır!...." Hamdullah Suphi Tanrıöver'in hitabeleri Dağ Yolu 1,2 (1987) adlı kitapta toplanmıştır.Mehmet Emin Yurdakul da 23 Mayıs 1919 günü Sultanahmet Meydanı'nda 200.000 kişiye şöyle hitap ediyordu: "Kardeşler, Keşke asırların geceleri ve dünyaların mezarları gözlerime dolarak bir kör olsaydım. Sokak sokak dilense idim de milletimin, kulağımı parçalayan bu felâket seslerini işitmeseydim, bu kara günleri görmeseydim. Keşke göğün yıldırımları, yerin canavarları birleşerek beni kanlar içinde topraklara yuvarlasaydı da vatanımın bu musibeti huzurunda bulunmasaydım ve bu azapları çekmeseydim. Zira bugün uğradığı felâket ve musibetler o kadar acı!..."Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün 15-20 Ekim 1927 tarihlerinde Cumhuriyet Halk Partisi İkinci Kurultayı'nda 36.5 saat süreyle okuduğu Nutuk'u, Gençliğe Hitabe'si ve Cumhuriyetin 10. yılında okuduğu 10. Yıl Nutku önemli birer söylev örneğidirler.Süleyman Nazif de 23 Kanun-ı Sani 1920'de Cuma gün, İstanbul Üniversitesi Konferans salonunda düzenlenen Piere Loti gününde yaptığı konuşmayı Hitabe (1920) adıyla yayınlamıştır. Rıza Tevfik Bölükbaşı, Süleyman Nazif, Behçet Kemal Çağlar, Selim Sırrı Tarcan, Osman Bölükbaşı... gibi siyasi kimliği olan kişiler siyasal söylevlerinde başarılı sayılabilir.


Bilimsel ve Kültürel SöylevÖrgün eğitim kurumlarında ders veren öğretmen ve öğretim üyeleri de öğrencilerin karşısında bir anlamda hatiptirler. Eğitimciler de derslerinin etkili olabilmesi için hitabet sanatının inceliklerine baş vururlar. Ayrıca genele açık bilimsel toplantı, panel ve konferanslarda yapılan konuşmalar da bu gruba girmektedir. Belli bir kültürel derinliğe sahip düşünce adamları ve sanatçıların fikir; sanat ve kültür konularında verdikleri konferanslar da hitabet türü içinde değerlendirilirler.Fazıl Ahmet Aykaç Hitabeler (1934), Hamdullah Suphi Tanrıöver (1885-1966), Necip Fazıl Kısakürek Müdafaa (1946), Sahte Kahramanlar (1976), Yolumuz Halimiz Çaremiz (1977)... Osman Yüksel Serdengeçti (1917-1983)...

Artikel Terkait

Yorumları Göster
Yorumları Gizle

1 yorum var

sLayt oLayıdı iyiydi

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4) Yorumunuza emoji eklemek için "Emoticon" butonuna tıklayın.
5)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.


EmoticonEmoticon

Edebiyat yazılılarında başarınızı artırın, kanalımıza abone olun!