ÖZ AYNASI

Beyza DALAR

Bir aynaya ihtiyacımız vardı. Yansımamızı görebileceğimiz herhangi bir şeye ihtiyaç duyduk hep. Çünkü kendimizi bildiğimizden, bildiğimizi sandığımızdan beri odaklandığımız tek şey yansımamız oldu. Aynalara baktığımız zaman kendimizi yansıtan her şeyi gördüğümüzü sandık. Gözümüzün gördüğü her şeye inanmak zorundayız ne de olsa...

Kendimizi tanıyamadığımız her zaman, benliğimizin önündeki engelleri aşmamış olmamız değil de, o engelleri görüp görmememiz oldu. Susmak bilmeyen onlarca ses yığını zihnimizde, yansımalarımız da belirdiğinde onları elemek ve seçmek yerine hepsini büzüştürdüğümüz için, “Neyim acaba?” diye soramadık kendimize.

İşin aslı, biz pek merak da etmedik kendimizi. Bir karış yakınımızdakiler neyi seviyorsa onu gördük uyduruk yansımalarımızda. Hayat bizi deneyene kadar çiğ balıkların veya klasik müziğin hep en güzel ortak zevkler olduğunu düşünmüştük. Ta ki  çiğ balığı yedikten sonra içimizdeki tuhaf korkuyu hissedene, klasik müziği dinlerkenki ruhumuzdaki darlığa kadar. Bu örnekler değişiklik gösterebilir tabiİ ki. Hayattaki her şeyi tecrübe edemeyeceğimiz gibi, kendimizi tanımadan verdiğimiz kararlardan sonradan pişmanlık duymadan edemeyeceğiz.

Tutturmuşlar bir karakter diye. Benim bildiğim karakter her insanda farklı olması gereken, farklı olmasa bile bir ruha sahip olan, görünmeyen, gizli bir beden. Ama görülüyor ki, biz insanlara öyle bir karakter anlayışı adapte edilmiş ki, buzdan bir duvar gibi özümüzün önüne dikilmiş. Herkesin sahip olması gereken birkaç şey belirlenmiş, sözde karakterlerin sınırları çizilmiş, ‘alın size karakter’ denilmiş gibi. Tanıyamadığımız, fark edemediğimiz benliğimiz kalın bir kurallar silsilesine kurban oluyor.

Aynalara geri dönecek olursak, karşılarında ilgisizce kendimizi seyrediyor olacağız. O sihirli yansımamıza bir çocuk masumiyetinde bakamadığımızdan, kendini kurtarmaya çalışan özümüzü de fark edemeyeceğiz. Ve görmediğimiz için, başkalarının bizi tanıttığı şekilde yaşamaya devam etmek zorunda olacağız.

Kendimizi emanet ettiğimiz aynalarda, uyduruk yansımaları değilde kenarda köşede çırpınan özümüzü bulmaya, gözlerimizi kapatıp insanların bize yakıştırmak istediği karakterlere değil de, kendimize “Ben neyim?” diye sormaya çok ihtiyacımız var. Belki bir gün, aynalardan çıkan özümüz kalıplara bağlı insanlara değil de, kendine tereddütsüz sorular sorabilen insanlara ilham olur.

Beyza DALAR


Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar