manşet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
manşet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 May 2017

EBA Anılarla Öğretmenlik Sonuçları-İlk 20 Eser

Haber : edebiyatfatihi.net

EBA'nın  (Eğitim Bilişim Ağı) düzenlediği "Anılarla Öğretmenlik" yarışması kapsamında en fazla oyu alan eserler arasından seçilen 20 eserlik seçki belirlendi.

Birbirinden değerli hatıra yazılarından "Ardahan'a Yolculuk , Ben Bir Öğretmenim , Ben Bir Rehber Öğretmenim , Biz Oralarda Kayboluruz , Bozkırın Sırrı , Boş Yatak , Gri Zamanların Altın Çocukları , Gölge , Gönül Bağı , Kömür Tozu İçinde Kaybolmuş Elmaslar ,Sadece Isındım , Sefer Vakti , Taptaze Ufuklar , Umuda Tutunuş, Umut Ölürse Hayaller de Ölür , Yakın Arkadaş , Yargılamadan Sevmek , İyi ki  Öğretmen Olmuşum " adlı eserler sesli olarak EBA'da yayınlandı ...



11 Mayıs ...Günlerden Sait Faik

11 Mayıs ...Günlerden Sait Faik 


Edebiyatımızın en büyük öykü ustalarından Sait Faik Abasıyanık 11 Mayıs 1954 tarihinde vefat etmişti ... 

Olayı  temel alan geleneksel öykü kalıplarını  yıkarak Türk öykücülüğünde yeni yollar açan Sait Faik'in Burgazada'daki evi vefatından 10 yıl sonra 11 Mayıs 1964'te müzeye dönüştürüldü ...

"Sanat aslında insandır"  diyen Sait Faik, eserlerinde genel anlamıyla insanı işlemiştir. Konusu da kaynağı da malzemesi de  duygusu da insandır.

Bütün yollar insana uzar onun anlayışında. Her şey insan için vardır, insansız dünya ve hayat anlamsız olacaktır: "İnsansız hiçbir şeyin güzelliği yok, her şey onun sayesinde onunla güzel. Bu dakikada, bu günün güzelliği gökte ay, uzakta güneşin bir billur bahçe gibi pırıltısı; hiçbir şey değil."



Sait Faik Abasıyanık'la ilgili aşağıdaki içeriklerimiz ilginizi çekebilir :

                                                            



9 May 2017

ÜNLÜ YAZARLARIN HİÇ BİLİNMEYEN İLGİNÇ ÖZELLİKLERİ

ÜNLÜ YAZARLARIN BİLİNMEYENLERİ

derleyen: edebiyatfatihi.net yayın editörü

  • Tam bir kahve tiryakisi olan Orhan Veli'nin olayı abartıp büyük bira bardaklarıyla günde yedi sekiz bardak kahve içtiğini ....
  • Dünyanın belki de en iyi aşk romanı olan “Aşk Hikayesi”nin yazarı edebiyat profesörü Erich Segal’in basmakalıp bir öykü anlattığı için çok eleştirildiğini;ama bu romanın New York Times’ın en çok satanlar listesinde tam 41 hafta birinci sırada kaldığını...

  • Türk edebiyatının ustalarından Orhan Kemal’in ilk gençliğinde başlayan kahvehane tutkusunun bütün ömrünce sürdüğünü ve ona göre kahvehanelerin bir çeşit “laboratuvar” olduğunu...
    • Garip akımının üç temsilcisinden biri olan Oktay Rifat’ın babasının TDK’nin ilk başkanı olduğunu...
    • “Sokağı edebiyatımıza getiren sanatçı” olarak bilinen yazar büyük usta H.Rahmi Gürpınar’ın mikrop alacağı kaygısıyla eldivensiz dışarı çıkmadığını,insanlarla el sıkışmaktan ya da öpüşmekten hoşlanmadığını evdeki kapı kollarını bile entarisinin eteğiyle tutarak açtığını ...
    • Fransız şiirinin kutsal kitabı sayılan Les Fleurs du Mal/Kötülük Çiçekleri’nin yazarı Charles Baudlaire’in yapıtlarındaki başkaldırıyla çağının öncüsü olurken yaşamındaki başkaldırısıyla kendisi için öngörülen saygın hayatın yerine bohemliği seçtiğini ...
    • Tanzimat Dönemi sanatçısı Şemsettin Sami'nin babasının Galatasaray'ın kurucusu Ali Sami Yen olduğunu ...


    İlk Üniversite Sınavı Ne Zaman Yapıldı ?

    İlk Üniversite Sınavı Ne Zaman Yapıldı ?

    Blogumuzun "soru sor" bölümüne gelen bir soruda ilk üniversite sınavlarının ne zaman yapıldığı  soruluyordu... 

    Cumhuriyet döneminde, 1960’lı yıllara gelinceye kadar lise mezunları az olduğundan pek çok fakülte, kendisine başvuran bu mezunları sınavsız kabul etmiştir. Kontenjanlarını aşan bir taleple karşılaşan fakülteler seçme işini genellikle şu yolların birini izleyerek yapmıştır:
    (a) Başvuru sırasını dikkate alma ve ihtiyaç kadar adayı kabul ettikten sonra kayıtları durdurma, 
    (b) Fakültede verilen eğitimin niteliğini dikkate alarak liselerin fen ya da edebiyat kolu mezunlarını kabul etme, 
    (c) Başvuranları lise bitirme derecesine göre sıralayarak bu sıraya göre öğrenci alma.


    1974 yılında, Üniversitelerarası Kurul, üniversiteye giriş sınavlarının tek merkezden yapılmasını uygun bulmuş ve 1750 sayılı Üniversiteler Kanununun 52. Maddesine dayanarak 22 Kasım 1974 tarihinde Üniversitelerarası Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezini (ÜSYM) kurmuştur. Üniversitelere öğrenci seçme ve yerleştirme işlemleri, 1981 yılına kadar bu merkez tarafından yürütülmüştür.

     1981 yılında, Merkez, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 10. ve 45. maddeleriyle Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) adı ile Yükseköğretim Kurulu’nun bir alt kuruluşu haline getirilmiştir. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı, 1974 ve 1975 yıllarında aynı gün sabah ve öğleden sonra birer olmak üzere iki oturumda, 1976-1980 yıllarında aynı günde ve bir oturumda uygulanmış; 1981 yılından itibaren iki basamaklı bir sınav haline getirilmiştir. 

    İki basamaklı sınav sisteminde ilk basamağı oluşturan Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) nisan, ikinci basamağı oluşturan Öğrenci Yerleştirme Sınavı (ÖYS) ise haziran ayı içinde uygulanmaktadır. 

    1987 yılından itibaren, yükseköğretim programları ile ilgili tercihlerini belli alanlarda toplayan adaylara, sınavda belli testleri cevaplama, diğerlerini cevaplamama olanağı tanınmıştır. Böylece oluşan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı sistemi, nispeten daha küçük çaplı bazı değişikliklerle günümüze değin sürüp gelmiştir Günümüzde tek basamak olarak yapılan üniversiteye giriş sınavına 2003 yılında yaklaşık 1,5 milyon öğrenci girmiş ve bu öğrencilerin ancak 250 bini var olan üniversitelere yerleşebilmiştir. Böylesi zorlu bir yarışta çocuklarının geride kalmamasını isteyen aileler büyük meblağlar ödeyerek çocuklarını dershanelere göndermeye çalışıyorlar. Dershaneleri daha iyi tanımak için dershanelerin tarihini ve amaçlarını iyi bilmek gerekir.

    Kaynak : ÖSYM ve Gürsel Karaaslan-Dicle Üniversitesi Öğrencisi 

    8 May 2017

    9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 2.Dönem 2.Yazılı Sınav Soruları ve Cevap Anahtarı,Yepyeni-Test-İNDİR

    9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 2.Dönem 2.Yazılı Sınav Soruları ve Cevap Anahtarını aşağıdaki bağlantıya tıklayarak direkt indirebilirsiniz... Sorular değişen müfredata uygun özgün ve kalitelidir.
    Bu yazılı sorularını başka sitelerde yayınlayamanıza iznimiz yoktur. 

    9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 2.Dönem 2.Yazılı Sınav Soruları ve Cevapları-TEST-YEPYENİ-İNDİR








    Edebiyatımızın Genç Kız Romancısı

    Edebiyatımızın Genç Kız Romancısı

    Milli Edebiyat ve Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatının önemli romancısı Reşat Nuri Güntekin  romanlarında evlilik , aşk , kadın -erkek ilişkileri, aile hayatı, Batılılaşma, eğitim, yozlaşma , kan davası, taassup ,küçük şehirlerdeki memur zihniyeti ve bürokrasi çarkı gibi bireysel ve toplumsal temalara yönelmiştir.


    Bazı romanlarında ( Çalıkuşu , Dudaktan Kalbe , Akşam Güneşi, Bir Kadın Düşmanı ) romantik bir duyarlılıkla insanın duygusal tarafını ortaya çıkarıp sevgi,merhamet ve acıma duygularının getirdiği atmosferi yoğun olarak kullanması "genç kız romancısı" olarak anılmasına neden olmuştur ...

    6 May 2017

    Epik Tiyatronun Öncüsü Haldun Taner'in vefat yıldönümü

    EPİK TİYATRONUN ÖNCÜSÜ HALDUN TANER ANILIYOR ...

     edebiyatfatihi.net

    7 Mayıs 1986'da vefat eden Haldun Taner , Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önde gelen yazarlarından birisidir. 

    HALDUN TANER

     Türkiye’de epik tiyatro türü ve kabare tiyatrosunun öncüsü olan Haldun Taner ,  yazınsal yaşamına gençlik yıllarında yazdığı skeçlerle başladı. Asistanlığı sırasında yazdığı “Günün Adamı” oyunu, İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda sahnelenmeden yasaklandı. Viyana’ya tiyatro bilimi eğitimi için gitti. Türk Tiyatrosu’ndaki ilk epik tiyatro örneği olan “Keşanlı Ali Destanı” adlı oyunu ile dünya çapında tanındı. Bu oyun yurtdışında Almanya, İngiltere, Çekoslovakya, eski Yugoslavya’nın çeşitli kentlerinde oynandı. Atıf Yılmaz tarafından sinemaya aktarıldı (1964). Daha sonraki dönemlerde konularını güncel olaylardan alan siyasal-sosyal taşlamaların ağır bastığı oyunlar yazdı. Epik tiyatro ve kabarenin alnında verdiği yapıtlar çağdaş Türk tiyatrosunun klasikleri oldu. Eşsiz bir arı Türkçe kullanan Haldun Taner, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının ve tiyatrosunun önde gelen yazarları arasına girdi.


    5 May 2017

    Milli Edebiyat Dönemi Tiyatro Yazarları ve Eserleri

     Milli Edebiyat Dönemi Tiyatro Yazarları ve Eserleri 
     Milli Edebiyat Dönemi Tiyatro Yazarları ve Eserleri  Hakkında Bilgiler 

    inceleme: 👊 www.edebiyatfatihi.net 

    Milli edebiyat döneminde  yalnızca tiyatro yazarı olarak tanınan iki yazardan biri Musahipzade Celâl (1868-1959), öteki de İbnürrefik Ahmet Nuri Sekizinci (1866-1935) dir.
    1908'de oyun yazmaya başlayan Müsahipzade Celâl'in ilk oyunu 1913'te sahneye konulan Köprülüler'dir.Diğerleri  İstanbul Efendisi (1920,1936), Lâle Devri (1921,1936), Macun Hokkası (1936), Atlı Ases (1936), Fermanlı Deli Hazretleri (1936), Balaban Ağa (1936)


    İbnürrefik Ahmet Nuri'nin eserleri  :

    Türk Kızı, Köprülüler, İstanbul Efendisi, Lâle Devri, Macun Hokkası, Yedekçi Kaşıkçılar, Atlı Ases, Demirbaş Şarl, Moda Çılgınları, İtaat İlâmı, Fermanlı Deli Hazretleri, Aynaroz Kadısı, Kafes Arkasında, Bir Kavuk Devrildi, Mum Söndü, Pazartesi-Perşembe, Gül ve Gönül, Balaban Ağa, Selma, Genç Osman, Gücü Gücü Yetene, Kadın Tertibi, Kısmet Değilmiş

    Bu iki oyun yazarıyla birlikte dönemin roman ve öykü yazarlarından aşağıdaki sanatçılar da kimileri sahnelenen oyunlar yazmışlardır.

    •  Aka Gündüz  : Muhterem Katil,Beyaz Kahraman,Yandım Osman, Mavi Yıldırım
    • Reşat Nuri : Bir Yağmur Gecesi , Balıkesir Muhasebecisi , Tanrıdağı Ziyafeti 
    • Ömer Seyfettin : Mahçupluk İmtihanı 
    •  Halide Edip :  Maske ve Ruh 
    • Yakup Kadri : Nirvana 
    • Mithat Cemal : Yirmi Sekiz Kanun-i Evvel
    •  Halit Fahri : Baykuş 
    • Yusuf Ziya :  Binnaz , Nâme , Nikâhta Keramet 
      Faruk Nafiz :  Canavar , Özyurt  , Akın 


    4 May 2017

    CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI BOŞLUK DOLDURMA-DOĞRU YANLIŞ SORULARI VE CEVAPLARI

      CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI BOŞLUK DOLDURMA-DOĞRU YANLIŞ SORULARI VE CEVAPLARI


      Aşağıdaki ifadelerin sonuna  yargılar doğru "D" yanlış ise "Y" yazınız. 
    1. Cumhuriyet Dönemi sanatçıları eserlerinde Anadolu coğrafyası ve insanına, cumhuriyete, Atatürk ilke ve inkılaplarına kucak açarken Batı’dan gelen anlatma tarzlarını da başarılı biçimde kullanmışlardır. 
    2.  Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının yaydığı sosyal güvensizlik, Cumhuriyet Döneminin dil ve zevkini etkilemiştir. 
    3.  Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı tıpkı Tanzimat sonrası edebî yenileşme hareketlerinde görüldüğü gibi üç kaynaktan beslenmiştir: Batı edebiyatı, divan edebiyatı, halk edebiyatı.
    4. Cumhuriyet Döneminde yazılmış şiirlerde aruz vezni kesinlikle kullanılmaz, bunun yerine sadece hece vezni kullanılır. 
    5. Cumhuriyetçilik, devlet işlerinde dinî otoritenin değil aklın ve mantığın belirleyici olmasını işaret eden bir ilkedir. 
    6.  Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı ürünlerine devrin siyasal özellikleri yansıtılmaz. 
    7.  Şiirlerde aruza karşı genellikle hece vezni tercih edilmiştir. 
    8. Sanatçılar toplumsal konular yanında bireysel konuları da ele almışlardır.
    9. Ömer Seyfettin Cumhuriyet Döneminde eser veren bir öykücüdür.
    10. Millî zevk, Batı’dan gelen anlatma biçimleriyle birleştirilmiştir.
    11. Cumhuriyet Dönemi, edebiyatta millî değerlere yönelmenin ilk halkası olmuştur. 
    12. Laiklik, devlet işlerinin ve hukuk kurallarının dine göre değil akla ve bilime göre şekillendirilmesidir. 
    13.  Cumhuriyet, Fransız Devrimi (1789) ile birlikte gelişen, kaynağını aydınlanma dönemi filozoflarından alan bir yönetim biçimidir. 
    14.   Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının oluşumunda Tanzimat ve Meşrutiyet Dönemlerinde ortaya çıkan fikir hareketlerinin etkisi yoktur. 
    15. Büyük Türkiye Rüyası, Kültür ve Dil, Nesillerin Ruhu adlı önemli makale türündeki kiapların yazarı Mehmet Kaplan'dır 
    16. Yakup Kadri'nin Zoraki Diplomat adlı eseri roman türündedir.
    17. Eski Saat, Pazar Konuşmaları Falih Rıfkı Atay'ın fıkra türündeki eserleridir. 
    18. Bu dönem öğretici metinlerinde  yazı dili konuşma diline yaklaştırılmıştır. 
    19. Bu dönem öğretici metinlerinde Arapça ve Farsça kelimelere sıkça yer verilmiştir 
    20. Milli Eğitim eski bakanlarından Hasan Ali Yücel'in "İngiltere Mektupları, Kıbrıs Mektupları"adlı gezi yazıları vardır. 



    2.Aşağıdaki ifadelerde boş bırakılan yerleri uygun sözcüklerle tamamlayınız. 

    1. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı, Atatürk’ün .............................. ilkesinden güç almaktadır. Cumhuriyet Dönemi edebî eserlerinde en fazla ele alınan konu ........................................................................'dır.
    2. Cumhuriyet Dönemi yazar ve şairlerinin dil konusundaki tercihi, öncelikli olarak ............................................... olmuştur. 
    3. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı, temellerini ............................ Döneminden alır.
    4.  Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte .......................... devlet sisteminden ...........................devlet sistemine geçiş sağlanmıştır. 
    5. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatını, hemen öncesindeki edebiyat dönemi olan ........................................’tan kesin sınırlarla ayırmak mümkün değildir. 
    6. Cumhuriyet Dönemi edebî türlerinden .........................da ağırlıklı olarak Anadolu coğrafyası ve insanı ele alınmıştır.
    7.  Millî Edebiyatla başlayan halka yönelme ve Anadolu’yu tanıma çabası, ........................nın ana ilkesi olmuş, Türk milletinin her kesimi edebî eserlerde yer almıştır.
    8. Yahya Kemal’in ……………………… adlı eseri hem makale hem sohbet özelliği taşımaktadır.
    9. Ahmet Haşim’in “Bize Göre” adlı eseri hem ………………… hem de ……………………… türüne örnektir.
    10. Şehir konulu denemelerin Türk edebiyatındaki ilk örneklerine ……………………….. adı verilmiştir.DOSYAYI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

    CEVAPLARI
    1. Cumhuriyet Dönemi sanatçıları eserlerinde Anadolu coğrafyası ve insanına, cumhuriyete, Atatürk ilke ve inkılaplarına kucak açarken Batı’dan gelen anlatma tarzlarını da başarılı biçimde kullanmışlardır. ( D )
    2.  Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının yaydığı sosyal güvensizlik, Cumhuriyet Döneminin dil ve zevkini etkilemiştir. ( D )
    3.  Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı tıpkı Tanzimat sonrası edebî yenileşme hareketlerinde görüldüğü gibi üç kaynaktan beslenmiştir: Batı edebiyatı, divan edebiyatı, halk edebiyatı. ( D ) Cumhuriyet Döneminde yazılmış şiirlerde aruz vezni kesinlikle kullanılmaz, bunun yerine sadece hece vezni kullanılır. ( Y ) 
    4. Cumhuriyetçilik, devlet işlerinde dinî otoritenin değil aklın ve mantığın belirleyici olmasını işaret eden bir ilkedir. ( Y )
    5.  Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı ürünlerine devrin siyasal özellikleri yansıtılmaz. ( Y ) 
    6.  Şiirlerde aruza karşı genellikle hece vezni tercih edilmiştir. (D)
    7. Sanatçılar toplumsal konular yanında bireysel konuları da ele almışlardır. (D)
    8. Ömer Seyfettin Cumhuriyet Döneminde eser veren bir öykücüdür.  (Y)
    9. Millî zevk, Batı’dan gelen anlatma biçimleriyle birleştirilmiştir. (D)
    10. Cumhuriyet Dönemi, edebiyatta millî değerlere yönelmenin ilk halkası olmuştur. ( Y ) 
    11. Laiklik, devlet işlerinin ve hukuk kurallarının dine göre değil akla ve bilime göre şekillendirilmesidir. ( D )       
    12.  Cumhuriyet, Fransız Devrimi (1789) ile birlikte gelişen, kaynağını aydınlanma dönemi filozoflarından alan bir yönetim biçimidir. ( D ) 
    13. ·Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının oluşumunda Tanzimat ve Meşrutiyet Dönemlerinde ortaya çıkan fikir hareketlerinin etkisi yoktur. ( Y )
    14.   Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının oluşumunda Tanzimat ve Meşrutiyet Dönemlerinde ortaya çıkan fikir hareketlerinin etkisi yoktur. ( Y )
    15. Büyük Türkiye Rüyası, Kültür ve Dil, Nesillerin Ruhu adlı önemli makale türündeki kiapların yazarı Mehmet Kaplan'dır (D)
    16. Yakup Kadri'nin Zoraki Diplomat adlı eseri roman türündedir. (Y)
    17. Eski Saat, Pazar Konuşmaları Falih Rıfkı Atay'ın fıkra türündeki eserleridir. (D)
    18. Bu dönem öğretici metinlerinde  yazı dili konuşma diline yaklaştırılmıştır. (D)
    19. Bu dönem öğretici metinlerinde Arapça ve Farsça kelimelere sıkça yer verilmiştir (Y)
    20. Milli Eğitim eski bakanlarından Hasan Ali Yücel'in "İngiltere Mektupları, Kıbrıs Mektupları"adlı gezi yazıları vardır. (D)
    BOŞLUK DOLDURMA CEVAPLARI 
    1. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı, Atatürk’ün HALKÇILIK ilkesinden güç almaktadır. Cumhuriyet Dönemi edebî eserlerinde en fazla ele alınan konu ANADOLU VE ANADOLU İNSANIDIR . 
    2. Cumhuriyet Dönemi yazar ve şairlerinin dil konusundaki tercihi, öncelikli olarak GÜNLÜK KONUŞMA DİLİ olmuştur. 
    3. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı, temellerini MİLLİ EDEBİYAT Döneminden alır.
    4.  Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte MONARŞIK devlet sisteminden DEMOKRATIK devlet sistemine geçiş sağlanmıştır. 
    5. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatını, hemen öncesindeki edebiyat dönemi olan MILLI EDEBIYAT’tan kesin sınırlarla ayırmak mümkün değildir. 
    6. Cumhuriyet Dönemi edebî türlerinden ROMANda ağırlıklı olarak Anadolu coğrafyası ve insanı ele alınmıştır.
    7.  Millî Edebiyatla başlayan halka yönelme ve Anadolu’yu tanıma çabası, CUMHURİYET DEVRİ TÜRK EDEBİYATInın ana ilkesi olmuş, Türk milletinin her kesimi edebî eserlerde yer almıştır.
    8. Yahya Kemal’in …EĞİL DAĞLAR … adlı eseri hem makale hem sohbet özelliği taşımaktadır.
    9. Ahmet Haşim’in “Bize Göre” adlı eseri hem FIKRA  hem de DENEME türüne örnektir.
    10. Şehir konulu denemelerin Türk edebiyatındaki ilk örneklerine …ŞEHRENGİZ.. adı verilmiştir.

    3 May 2017

    Deli Dumrul , Salur Kazan ve Bamsı Beyrek filmleri vizyona giriyor

    Deli Dumrul , Salur Kazan ve Bamsı Beyrek filmleri vizyona giriyor. 

    Ünlü yönetmen Burak Aksak destan geleneğinden halk hikayeciliğine geçişin ilk ürünü Dede Korkut Hikayeleri filmleriyle geliyor .

    Geçen yıl  yazında Twitter  hesabından paylaştığı fotoğraflarla filmlerinin duyurusunu yapan ünlü yönetmen Dede Korkut Hikâyeleri'nde yer alan Deli Dumrul, Salur Kazan, Bamsı Beyrek gibi karakterleri anlatacak...

    Serinin ilk filminin 9 Haziran'da vizyona girmesi bekleniyor.

    Orhan Seyfi Orhon Gönlüm Şiirinin İncelemesi

    Bu yazımızda Orhan Seyfi Orhon'un Gönlüm adlı şiirinin incelemesini (yapı özellikleri , ahenk unsurları , teması , dil ve anlatım , yorumu ) bulabilirsiniz ...

    Orhan Seyfi Orhon Gönlüm Şiirinin İncelemesi

    www.edebiyatfatihi.net 

    GÖNÜL

    Benim gönlüm bir kelebek
    Dolaşıyor çiçek çiçek.
    Tükenecek ömrü böyle
    Çırpınarak, titreyerek
    
    Ne şerefli bir adı var,
    Ne bir büyük maksadı var.
    Her gün biraz zedelenen
    İki ipek kanadı var!
    
    Sabırlıdır, gözü toktur,
    Zavallının derdi çoktur.
    Yorulunca konacağı
    Bir yuvası bile yoktur.
    
    Her şey ona karşı durur:
    Güneş yakar, kış dondurur.
    Bazı tutar kanadından
    Bir fırtına yere vurur.
    
    Benim gönlüm bir kelebek
    Dolaşıyor titreyerek.
    Zavallının bir baharlık
    Ömrü böyle tükenecek!
    
    Orhan Seyfi Orhon
    
    
    İncelemesi :
    
    
    Yapı Özellikleri :

    Şiir beş dörtlükten oluşan bir yapıya sahiptir.
    Şekil olarak halk edebiyatındaki semai nazım şekline benzemektedir.

    Ahenk unsurları : 

     4+4 8'li hece kalıbıyla yazılmıştır. Bu 4+4'lük ölçü kelebeğin hareketliliğine
    çok uygundur . Mısraların çoğunun küçük bir cümlecik olması kelebeğin durmadan
    değişen hareketlerine uyuyor .Şair ilk dörtlüğün 3. ve 4. dizelerini değiştirerek tekrarlamak
    suretiyle de ahenk sağlamıştır .

    Kafiye düzeni , kafiye ve redifleri aşağıdaki resimde...👇



    
    
    Teması : Gönül

    Dil ve anlatım :
    Şiirde kullanılan günlük konuşma diline yakın , özentisiz , yalın ve sade bir dildir.
    Kafiye ve rediflerde zorlama yoktur . Şiirin ölçüsü ile dizeler arasında bir uyum söz konusudur.


    Yorumu :

    Şair şiirde gönlünü bir kelebeğe benzetiyor .Kelebek bir yerde durmayan , çiçekten çiçeğe konan hafif , narin kolay zedelenen bir varlıktır.

    Şairin hayatta bütün istediği çiçek çiçek dolaşarak gönlünü oyalamaktan ibadettir
    Kelebek duyarlılığı olan bir insandan böyle bir şey beklenemez.

    Şiirlerinde daha ziyade aşk konularını işleyen Orhan Seyfi bu duyguyu derin bir ihtiras olarak yaşamaktan çok Kelebek gibi güzeldden güzele dolaşan hafif çapkınlık seviyesinde ele alır...

    Şairin Edebi Kişiliği 

    Orhan Seyfi Orhon edebi kişiliği ve eserleri için tıklayınız

    Dudaktan Kalbe roman özeti , konusu , dil ve anlatım özellikleri

    Dudaktan Kalbe roman özeti , konusu , dil ve anlatım özellikleri

    ROMANIN ÖZETİ: 

    Saip Paşa İzmir'in önde gelen tanınmış kişilerinden biridir.

    Saip Paşanın yeğeni Hüseyin  Kenan , dayısının zoruyla mühendis olmuş daha sonra müzikteki yeteneğini Batı dünyasına kabul ettirmiştir . Dayısının ısrarıyla İzmir'e gelir.


    Saip Paşa vaktiyle haylaz bir oğlan diye bildiği Hüseyin Kenan'la şimdi  övündüğünü ziyaretlerle göstermektedir . Bütün bu kalabalıktan ve şatafattan sıkılan Hüseyin Kenan Bozkaya'ya giderek dinlenmek ister .

    Bozkaya'da Lamia ile tanışır . Lamia'ya hafif çilli yüzünden dolayı kınalı yapıncak adını takmıştır .

    Hüseyin Kenan evli bir kadın olan Nimet Hanıma  kur yapmaktadır . Burası küçük bir kasaba olduğu için dedikodulardan kurtulmak için de Lamia'ya yakınlık gösterir gibi görünmektedir .

    Hüseyin Kenan Prenses Cavidan ile evlenme aşamasındayken Lamia'yı hamile bırakır ancak Lamia böyle bir evliliği reddeder . Başka biriyle evlenen Lamia sevdiği Hüseyin Kenan'ın başkasıyla evlendiğini duyunca eşinden ayrılır ve İstanbul'a yerleşir .

    Bu arada kocasının yeğeni Doktor Vedat onunla evlenmek istese de reddeder .

    Daha sonra Vedat'la Lamia'nın evleneceğini duyan Hüseyin Kenan intihar eder.

    DİL VE ANLATIM ÖZELLİKLERİ

    Kitap akıcı bir üslupla yazılmıştır. Usta romancımız Reşat Nuri , bu romanında da sade ve canlı bir dil kullanmıştır.
    Reşat Nuri'nin romanlarında anlatım çok kuvvetlidir. Olayları birbirine bağlamakta ustadır. Romancı olarak kendisinin
    Romancı olarak kendisinin anlattığı romanlar: Dudaktan Kalbe, Yeşil Gece, Yaprak Dökümü, Kızılcık Dalları, Eski Hastalık, Değirmen ve Kan Davası’dır. Bu tür anlatımda, kişilerini istediği gibi yönetmekte, onlara kendi düşüncelerini söyletmekte ve bütün düşünce sorumluluğunu üzerine almaktadır.

    2 May 2017

    11.Sınıf Türk Edebiyatı Kitabı Cevapları,Ekoyay, Sayfa 193

    11.Sınıf Türk Edebiyatı Kitabı Cevapları,Ekoyay,

    SAYFA 193

    ÖLÇME DEĞERLENDİRME

    A. Aşağıdaki soruları sözlü olarak cevaplayınız.

     • Milli Edebiyat Döneminde yazılan hikâyelerin belirgin özellikleri nelerdir? 
    • Millî edebiyat yazarları, hikâyelerinde “millî tarih, millî değerler, yurt ve toplum sorunları, Anadolu’nun savaş yıllarındaki durumu” gibi konuları işlemiştir.
    • Millî Edebiyat Dönemi hikâyelerinde dil, dönemin anlayışı gereği yabancı kelimelerden arınmış, halkın kullandığı sade dildir
    • Millî Edebiyat Dönemi hikâyelerinde tasvirler gerçekçidir.
    • Genellikle Maupassant tarzı hikâyeler (olay hikâyeleri) yazılmıştır. 
    • Realizmin etkisi görülür.
    • Kahramanlık teması sıkça işlenmeye başlanmıştır
    • Ömer Seyfettin hikâyelerinde genellikle hangi temalar üzerinde durmuştur?

    Millî tarih , milli bilinç  , tarihteki kahramanlıklar , sosyal temalar , Batılılaşmanın ne­den olduğu toplumsal alışkanlıklar üzerinde durmuştur. 

    www.edebiyafatihi.net 

    B) Aşağıdaki cümlelerin sonuna yargılar doğru ise D yanlış ise Y yazınız.

    Y , Y , Y

    C) Çoktan seçmeli sorular

    1) B
    2) D
    3) C



    👉DİĞER SAYFALAR İÇİN TIKLAYINIZ

    1 May 2017

    REFİK HALİT KARAY,BİR SALDIRI HİKAYESİNİN OLAY ÖRGÜSÜ,ÖZETİ,KİŞİLER,YER VE ZAMAN,TEMASI,TEMEL ÇATIŞMASI

    REFİK HALİT KARAY - BİR SALDIRI HİKAYESİ 

    ÖZETİ

    www.edebiyatfatihi.net 

     Hayrullah Efendi,yağmurlu bir kış günü akşam vakti vapurdan inen dört yolcudan biridir.Her akşamki gibi bayırına tek başına tırmanmaya başlar.Ama birden alnına bir demirin dayandığını hisseder.Boğuk bir ses,cüzdanını vermesini emreder. Hayrullah Efendi,içi para dolu cüzdanını uzatır.Adam cüzdanı bakar,içinde;bir sürü yüzlük,beşlik bulunan cüzdandan bir tane beşlik alır.Cüzdanı geri uzatır ve koşarak uzaklaşır.Hayrullah Efendi ağzına kadar para dolu olan cüzdanından sadece bir beşlik alan bu adamı merak eder ve takip etmeye başlar.Adam takip edildiğinin farkında olmadan bir dükkâna girer.Koca somun bir ekmek alır hemen bir parçasını ağzına atar,peynir,zeytin alarak dükkândan çıkar.Hayrullah Efendi öğrenir ki bu adam hırsız değil,namuslu aç bir adamdır. Çünkü mütareke yıllarında bulunmaktadırlar.Yedek subaylar ne maaş alabilirlerdi ne iş bulabilirlerdi.Yıllarca yaşadıkları hudutlardan eve dönünce açlık ve yoksulluktan kurtulamazlar.Demin gırtlağına sarılan adam kendisi burada kârına bakıp işine sarıldığı yıllarda ; o işi rahatça yapılabilmesi için göğsünü tâ uzaklarda savaş meydanlarında siper yapmıştır. Zorla aldığı para bir pay, hattâ hak idir. Hayrullah Efendi ertesi gün bir kayık erzak hazırlatır ve adamın evine gönderir.

    26 Oca 2017

    TATİLDE OKUYABİLECEĞİNİZ TAVSİYE KİTAP LİSTESİ

    Yoğun ve yorucu geçen bir eğitim-öğretim dönemi daha bitiyor. Sizin için 15 günlük tatilde okuyabileceğiniz kitapları derledik...Bol kitaplı güzel bir tatil geçirmeniz dileğiyle...
    Tavsiye Kitap Listesi




    15 Oca 2017

    "NE DEMİŞ" KÖŞEMİZDE ÇIKAN TÜM RESİMLİ GÜZEL SÖZLER...


    "NE DEMİŞ" KÖŞEMİZDE ÇIKAN TÜM RESİMLİ GÜZEL SÖZLER...
    Blogumuzda daha önceleri sürekli değişen güzel sözlere yer veriyorduk. "Ne Demiş?" köşesini hatırlayalım dedik...

    23 Kas 2016

    EN ÜNLÜ ŞAİRLERDEN EN GÜZEL ÖĞRETMEN ŞİİRLERİ



    ÖĞRETMEN
    A'dan başlar aydınlık,
    Bir taş koyar bütün yapılarda temele öğretmen.
    Soluğudur düşüncenin buğdaydan yalaza dek
    Yeryüzünde ne varsa ondan gelmedir,
    Yeryüzü ile el ele öğretmen

    Göz gözdür o, uzakları görürüz
    Ağızdır o, türkü söyleriz haykırırız günlerden.
    Ulaşırız erdem üstüne, gelecekler üstüne biz hep
    Çizer büyük değirmisini
    Uç olur da gergele öğretmen.

    Hey hey, burası bir dağ köyü, kurda kuşa
    Bırakılmış göğün kıyısına bırakılmış
    83 toprak ev, 83 acı duman,
    Çoluğuyla, çocuğuyla 415 karanlık
    Kurtulacağız, el ayak kurtulacağız,
    Bir okul yapıla, bir gele öğretmen.

    Bir ışık, bir ışık daha,
    Gecelerin içindeki ejderlerle dövüşür
    Nice istemeseler de, nice önleseler de,
    Uyandırır toplumunu
    İyiye, doğruya, güzele öğretmen.

    Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

    23 Ara 2015

    "Gazete, haber, sütun, sürmanşet, manşet, muhabir, ajans, köşe yazısı, tekzip, asparagas ve sansasyonel" kavramlarının anlamları

     "Gazete, haber, sütun, sürmanşet, manşet, muhabir, ajans, köşe yazısı, tekzip, asparagas ve sansasyonel" kavramlarının anlamlarını araştırınız.
    1. GAZETE: . Politika, ekonomi, kültür ve daha başka konularda haber ve bilgi vermek için yorumlu veya yorumsuz, her gün veya belirli zaman aralıklarıyla çıkarılan yayın
    2. HABER :Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, salık
    3. SÜTUN : Gazete, dergi, kitap vb. yazılı şeylerde, sayfanın yukarıdan aşağıya doğru ayrılmış olduğu dar bölümlerden her biri, kolon:
    4. Sürmanşet: Gazetelerin birinci sayfasındaki logo­nun üzerinde kullanılan başlık
    5. Manşet: Gazetelerin ilk sayfasına iri puntolarla ko­nulan başlık
    6. Muhabir: Basın ve yayın organlarına haber topla­yan, bildiren veya yazan kimse
    7. Ajans: Haber toplama, yayma ve üyelerine dağıtma işiyle uğraşan kuruluş
    8. KÖŞE YAZISI:bir yazarın herhangi bir konu veya günlük olaylar hakkındaki görüşlerini, düşüncelerini ayrıntılara inmeden anlattığı gazete ve dergilerde yayınlanan kısa fikir yazılarının genel adıdır.
    9. TEKZİP: Düzeltme, cevaplama yazısıdır. Yapılan yanlış bir habere konu olan kişi yada kurumun haberin düzeltilmesi için yazdığı yazıdır.
    10. Asparagas: gerçek olmayan, masa başında uydurulan, yalan haber, uydurma haber demektir.
    11. Sansasyonel: Çarpıcı

    21 Ağu 2014

    SAİT FAİK SON KUŞLAR ÖYKÜ KİTABINDAKİ ÖYKÜ ÖZETLERİ

    SON KUŞLAR ÖYKÜ KİTABI ÖZETLER

    Kitaptaki yirmi hikaye  kısaca açıklanmıştır.

    Son Kuşlar
    Öyküde  normalde insanlar tarafından sevilen, zenginliğini belli etmeyen, mütevazı bir adam olan Konstantin'in güz mevsimi geldiğinde bir canavara dönüşüp adadaki kuşları avlaması ve onun yüzünden kuşların artık adaya pek uğramadığı ve anlatıcının bu duruma çok üzüldüğü anlatılıyor.(BU ÖYKÜNÜN AYRINTILI İNCELEMESİ İÇİN TIKLAYINIZ...)


    Bulamayan
    Yazar Arşimet kanunu bir adama kanıtlamaya çalışıyor ,adam sonunda pes ediyor.

    Yaşayan
    Evinden sahildeki balık tutan adamları gözlemliyor yazar, onların balık tuttukları andaki sevinçlerini,yüz ifadelerini,iş yaparkenki hallerini gözlemliyor. Balıkları pay edilirken yapılan  açgözlülüklerden  bahsediyor.

    Kendi Kendine
    Yazar denize çok yakın bir yere oturmuş,doğayı ve çevresindeki insanları gözlemliyor,betimliyor.

    Radyoaktiviteli Röpartajlı Hikaye
    Yazar,eskiden suyu sayesinde meşhur olan fakat şimdilerde kimsenin uğramadığı bir köye gidiyor. Köyü gözlemliyor,betimliyor,köyün çok gelişmiş bir köy olduğunun kanısına varıyor.

    Bir Kaya Parçası Gibi
      Yazar, Barba denilen arkadaşıyla balığa çıkıyor.Sandalda balık tutmaya çalışıyorlar,sohbet ediyorlar.Yazar betimlemeleri ile gözlerimlerini okur ile paylaşıyor.

    Gün Ola Harman Ola
    Yazar,Mercan Usta ile yemek yiyiyor,konuşmalarını ve betimlemelerini okurlarla paylaşıyor.

    Ağıt
     Yazar ıstakoz avcısı ile beraber denize açılıyor.Pis bir canlı olmasına rağmen ıstakozun çok pahalı bir yiyecek olduğunu bu yüzden de ıstakoz avcısının bile 4-5 kere yediğini söylüyor.Her zamanki gibi denizi vs. betimliyor.

    Balıkçısını Bulan Olta 
    Yazarın evde otururken canı sıkılıyor,can sıkıntısı gidermek için balık tutmaya karar veriyor.5 liraya bir olta alıp adadaki bir sahile gidiyor,balık tutmaya çalışıyor fakat pek de başarılı olamıyor. Sigara ve simit keyfi için oltayı orada bulun bir gence emanet ediyor. Emanet ettiği adam ise bir sürü balık tutuyor, bir süre sonra ise oltayı hafiften kaçırmaya çalışıyor.Bunu fark eden yazar ise şakayla karışık oltayı adamdan alıyor.

    Barba Antinos
     Yazar, Duvarcı Barba Antimos'un işini çok iyi yaptığını,ülser hastası olduğunu ve mütevazı olduğunu anlatıyor.

    Haritadaki Bir Nokta
     Yazar yaptığı pis işlerden dolayı kendisini düzeltebileceğini düşündüğü ailesinin adasına dönüyor.Burada namuslu şerefli insanların olduğunu anlatıyor.Balıkçıların yanına gidiyor ve pay kısmındaki aç gözlülüklerden bahsediyor.

    Sivriada Gecesi
    Yazar,tövbe etmeye gittiği adadaki tayfa ile denize açılıyor. Gece yemek yiyorlar,balık tutuyorlar vs. Tayfa yazara iş yapmadığı için kızıyorlar.Yazarın ellerinde ise önceden gördüğü diğer martılardan çok farklı olan bir martı ölüyor,yazar bu duruma çok üzülüyor.

    Sivriada Sabahı
    Tayfa güneşle birlikte kalktıktan sonra iş yapmaya başlıyor; Martı yumurtaları topluyorlar,sakat bir tavşan yakalıyorlar vs. Yazar ise tayfanın reisi ile balık tutmaya çalışıyor fakat pek de başarılı olamıyor, reis yazarla dalga geçiyor.

    Türk Ülkesi
    Yazar bir Türk ülkesine gidiyor,ülkeyi eleştiriyor,insanlarını beğenmediğini söylüyor. 

    Yandan Çarklı 
    Sevgi ve saygı hakkında bir mololog yazmış yazar.

    Pay
    Yazar, tayfa arasındaki payda geçen bir tartışmayı anlatıyor. İnsanlarıın bencilliğini ve aç gözlülüğünü ortaya koyuyor.

    Korentli Bir Hakye
    Yazar Yunanlı bir  yazarla karşılaşıyor ve birbirlerinin hikayelerinin konularında kendi diliyle sözleriyle anlatıyorlar.Yazar da bu bölümde bize Yunanlı yazardan etkilenerek yazdığı hikayeyi bizimle paylaşıyor.

    Kırlangıç Yunasındaki Kadın
    Kahve yöneten bir kadından bahsediliyor. Saçlarını hiç toplamadığını söylüyor yazar.Kahvede bulunan kırlangıç yuvasına da dikkat çekiyor yazar.

    Dondurmacının Çırağı
    Yazar, insanların sürekli birbirlerinin kusularını aradağını,birbirleriyle küstüklerinde bile üzüntü duymadıklarını hatta mutlu olduklarını söylüyor ve küçükken dondurmacının çırağıyla yaşadığı dostluğu anlatıyor.Böyle dostlukların olması gerektiğini söylüyor.

    18 Ağu 2014

    2014'ÜN OKUNMASI GEREKEN KİTAPLARI

    Okunması gereken kitaplar 2014

    Piruze ve Oğulları
    Sinan Akyüz’ün Piruze Şam’da Bir Türk Gelin kitabının devamı niteliğinde olan Piruze ve Oğulları okuyanları yine derinden etkileyen bir hikaye sunuyor.
    Puan: 9.2 -