HAKLAR SÖYLEMİNDE
ÇEVRE EĞİTİMİNİN YERİ VE
TÜRKİYE’DE ÇEVRE EĞİTİMİNİN
ANAYASAL DAYANAKLARI
ELİF ÇOLAKOĞLU
Çevre eğitimi, çevrenin korunmasında, iyileştirilmesinde ve geliştirilmesinde çağdaş çevre yönetiminin önemli araçlarından biri olarak kabul edilmektedir. Çevre sorunlarının ortaya çıkmasından temel sorumlu olarak görülebilecek insana, yaşam boyu sürebilecek kapsamlı ve iyi bir eğitim ile sahip olduğu çevreye ilişkin sorumluluklarının ve görevlerinin hatırlatılması gerekmektedir. Bu eğitim, bireyleri çevre koruma konusunda bilgili ve bilinçli kılmanın yanı sıra, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına ve tüketim alışkanlıklarında çevreyi korumaya yönelik olumlu tutum ve davranış değişikliklerine yol açacaktır. İnsanın doğayla uyumunu yeniden gözden geçirmesi, empati kurabilmesi ve yaşam seviyesini ve kalitesini düşürmeden etkinliklerini, üretim ve tüketim faaliyetlerini çevredeki doğal dengelere göre dü- zenleyebilmesi olasıdır. Çevre eğitimi, söz konusu bu süreci ve eğilimi tersine çevirebilmede, değiştirebilmede ve olumlayabilmede gereklidir. Bu, gerek insanların çevre ve gerekse çevrenin insan, canlı ve cansız varlıklar üzerindeki etkilerinin bilinmesi ile birlikte çevre sorunlarının çözümünde etkili olacaktır. İlköğretimden üniversiteye dek tüm eğitim kurumlarında çevre eğitiminin planlı ve sürekli bir anlayışla verilmesi, insanı daha bilinçli ve duyarlı bir hale getirecek ve ona ya- şadığı çevreden yararlanırken, doğal dengeleri bozmadan sürdürülebilir
davranış kalıpları ve biçimleri kazandırılacaktır.