intibah özeti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
intibah özeti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Eyl 2016

İNTİBAH ROMAN ÖZETİ,OLAY ÖRGÜSÜ,KİŞİLER,YER VE ZAMAN (AYRINTILI İNCELEME) YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLDİ...

1. ESERİN ADI : İNTİBAH
A. YAZARI : NAMIK KEMAL
B. BASKI YILI : 1973
C. SAHİFESİ : 128
D. BASILDIĞI MATBAA : SULHİ BARAN MATBAASI

A. ROMANIN ÖZETİ


İyi yetiştirilmiş; ama hayat tecrübesi zayıf bir genç olan Ali Bey, İstanbul Çamlıca'da Mahpeyker adındaki hafifmeşrep "kötü bir kadına" tutulur. Annesi o güne kadar son derece itaatkar olan Ali Beyi, bu kadından ayırmak için evine Dilaşup adlı cariyeyi satın alır. Ali Bey, bir tesadüf eseri küçücük bir inceleme sonucu, Mahpeyker'in nasıl bir kadın olduğunu öğrenir. Büyük bir sarsıntı geçirir. O, bu sarsıntılarla bocalarken, annesi ustalıkla Dilaşub’u yeniden karşısına çıkarır. Avunmak ihtiyacı ile yanan genç adam bu sefer genç, güzel cariye ile ilgilenir. Dilaşub da zaten çoktan beri Ali Beyi sevmektedir. Evlenmeleri kararlaştırılır. Terk edildiğini anlayan Mahpeyker, Ali Beyden öç almak ister. Mahpeyker, Dilaşup'a iftira atarak Ali Beyi öldürtmek ister.Dilaşup Ali Beyi ölümden kurtarır; ama kendisi ölür. Ali Bey de Mahpeyker'i öldürür ve hapse atılır. Ali Bey daha sonra hapisteyken ölür...

İntibah’ın Olay örgüsü:
  • Babasının ölümü üzerine Ali Beyin bunalıma girmesi... 
  • Annesinin onu arkadaşlarıyla Çamlıca'ya göndermesi... 
  • Ali Beyin Çamlıca'da Mahpeyker ile karşılaşması ve ona aşık olması... 
  • Ali Beyin Mahpeyker’i görmek için her gün Çamlıcaya’ya gitmesi... 
  • Mahpeyker'in nasıl bir kadın olduğunun anlatılması... 
  • Ali Bey ve Mahpeyker’in gizli gizli buluşmaları... 
  • Mahpeyker’in Ali Beyi ikna etmek için türlü yollar denemesi... 
  • Mahpeyker’in Ali Beyden intikam alma planları yapması... 
TEMEL ÇATIŞMALARI:

İyi-kötü, aşk-kin ve nefret, dürüstlük-kültürel yozlaşma, yalan-sadakat, gelenekçilik-gayri meşru ilişki gibi kavramlar metnin çatışmalarını oluşturmaktadır.


TEMASI:

İntibah romanının teması yanlış kadın sevmenin doğurduğu yıkımlardır. edebiyatfatihi.net



3. MUHTEVA(içerik) BİLGİSİ
A. ANA FİKİR :

Karşılaştıkları olaylar hakkında derinlemesine değerlendirme yapmadan karar veren insanlar çoğu zaman yanlış yaparlar.Ve ne yazık ki bu karardan dönmeleri de çok zor olur.Genellikle son pişmanlık fayda vermez...

B. ALINACAK DERSLER :
 Güvendiğimiz insanları iyi tanımamız lazımdır.
 Sevdiğimiz insanları seçerken çok dikkatli olmalıyız.
Kalbimizin sesini dinlerken beynimizin de sesini dinlemeliyiz.
Aşık olunmaması gereken kişilere aşık olanların hayatları alt-üst olur.
Seçimlerimiz yaparken sonuçlarını göz önünde bulundurmalıyız.
Kaybedecek bir şeyi olmayanlar hiçbir şeyden korkmazlar.
 Düşünerek karar vermeliyiz.
Bir anlık zevkler uğruna hayatımızı karartmamalıyız.


B. OLAYIN KİŞİLERİ VE TAHLİLLERİ :

( 1 ) FİZİKİ TAHLİLİ


ALİ BEY :
Yirmi bir, yirmi iki yaşlarında yakışıklı bir delikanlıdır.Sarı benizli, kızların dikkatini çeken bir tiptir. Mahpeyker’in ona vurulmasının tek sebebi de onun bu karşı konulmaz çekiciliğidir.

MAHPEYKER : Boyu posu gayet düzgün, siyahımsı samur saçlı, ince düz kaşlı noktalı yeşil gözlü, çekme burunlu, ufacık ağızlı, kor dudaklı bir kadındır. 

ATIF BEY :Aşağı yukarı Ali Bey’le aynı yaştadır.Zarif biri olan Atıf Bey terbiyeli olduğu kadar düzgün giyimli ve bakımlı bir adamdır. 

MESUT BEY : Ellili yaşlarda olan Mesut Efendinin şakaklarına aklar düşmüş, yüzünde çizgiler belirginleşmiştir.Terbiyesini dış görünüşüyle açığa çıkarır. 

FATMA HANIM : Ali Bey’in annesi olan Fatma Hanım, özellikle kocasının ölümünden sonra iyice yaşlanmıştır.Ölmeden önce oğlunun mürüvvetini görmek ister. 

ABDULLAH EFENDİ: Çok zengin olan Abdullah Efendi, Suriyeli bir Arap’tır.Yaşı yetmişi geçtiği halde kadın, kız peşinde koşmaktan kendini alamaz.Yüzüne bakılamayacak kadar suratsız, çirkin bir adamdır.Yüzü çiçek bozuğundan delik deşik, rengi zenci hurması denilecek derecede koyu esmerdir.Alt kısmı frengiden dökülmüş çentik,yarım burnu; fırça yüzü görmemiş çürük dişleri; uyuz hayvan tüyü kadar seyrek bıyık ve sakalı, yüzünün korkunçluğunu bir kat daha arttırmaktadır. 

DİLAŞUB : Vücudunun tüm güzellikleriyle tam bir melektir. Güzelliğiyle Ali Beyi etkileyen Dilaşub, saçları sırma gibi sarı; alnı duru ve beyaz; tatlı mavi gözleri ve gülpembe yanaklarıyla çok çekicidir.


( 2 ) RUHSAL TAHLİLLER

ALİ BEY :
Vatanımızın kültür merkezi olan İstanbul’da büyümüş, özel öğretmenlerden ders almış, çok muhteşem şekilde öğrenim görmüştür.O kadar ki;daha on yaşına bastığı zaman birkaç yabancı dil öğrenmişti.Ali Beyin terbiyesine ve davranışlarına bakanlar kendisini adeta bir melek zannederlerdi.Fakat Ali fazlaca sinirli ve kanı oynak birisiydi.Bunun neticesi olan hiddetini, aldığı terbiye ve gördüğü şefkatli muameleler sayesinde, herhangi bir şeye karşı lüzumundan fazla, adeta esirlik derecesinde düşkünlüğü hemen her halinden anlaşılırdı.Her neye merak sarsa, bütün işlerini bir yana bırakır, dünyayı unutur, sadece onunla meşgul olurdu.Bir şeyi arzu eder de gerçekleştirmesinde küçük bir engele rastlasa arzusu ne kadar önemli olursa olsun, onu gerçekleştirmek için en büyük fedakarlıktan çekinmezdi.Hatta ufak bir emeline ulaşamayınca günlerce hastalanır; geceleri gizli gizli ağlardı.


MAHPEYKER :
Terbiye ve ahlak bakımından Ali Beyin tamamen zıddıydı.Alçak ve namussuz bir aileden yetişmiş; daha on dört, on beş yaşına gelmeden rezaletin her çeşidiniöğrenmişti.Biraz okuyup yazma öğrendiği ve hemen bütün şahitlerini İstanbul’un tanınmış "kötü kadınlarıyla" geçirdiği için şeytani zekası çok gelişmişti.İstediği adamı elde edip ona keyfinin istediği şekilde tahakküm ederdi.Son derece şehvet düşkünü olduğu için hoşlandığı erkekleri bin cilveyle hükmü altında tutmak ister ve bunu daima ustalıkla becerirdi.Yakışıklı erkekleri gerçekten severdi; fakat yılan bir adama nasıl sarılırsa bu da öyle sarılmak isterdi.Ve o erkeğin yalnız kendisine ait olmasını isterdi.

ATIF BEY : Ali Beyin iş arkadaşı olan Atıf Bey en az Ali Bey kadar terbiyeli ve karakterli bir insandır.Kısa zamanda ALİ Bey ile arkadaş ve sırdaş olmuştur.Fikirleri ve nasihatlarıyla Ali Beye yardımcı olmaya çalışmaktadır.

MESUT BEY :
Atıf Bey’in dayısı olan Mesut Bey İstanbul’un her köşesine sokularak  çeşitli olayların içinde yoğrulmuş, dünyanın kaç bucak olduğunu anlamış, tecrübeli bir  adamdır.Kötülerin düşmanı iyilerin dostudur.

FATMA HANIM : Oğlunu gayet terbiyeli ve olgun şekilde yetiştirmeye dikkat ederdi.Oğlunun başına gelebilecek en ufak kötülük onu mahvederdi.Özellikle Mahpeyker’eaşık olduktan sonra oğlunun geleceğinden şüphe eder olmuştu.Asıl isteği ölmeden önce hayırlısıyla oğlunun mürüvvetini görmekti.


ABDULLAH EFENDİ : Suriye’nin en alçak, en ahlaksız adamlarından biriydi.Ortak olduğu tüccarları batırarak çok para kazanmış, bin bir hile ve düzenbazlıkla servetini kat kat arttırmıştı.Mahpeyker’le tanıştıktan sonra ona büyük bir ilgi duymuştur.

DİLAŞUB : Bir cariye olarak Ali Beyin evine girmiştir.Ali Bey’le evlendikten sonra iftiraya uğraması sonucu satılmış ve Mahpeyker’in eline düştükten sonra bin bir sıkıntı ve  işkenceye göğüs germiştir.Aslında Ali Beyi gönülden sevmektedir.


( 3 ) SOSYAL TAHLİLLERİ


ALİ BEY Bab-ı Ali’de katiplik yapan Ali Bey, özellikle babasının ünüyle tanınmış terbiyeli ve dürüst biridir.Zor duruma düştüğünde babasından kalan mirası sayesinde geçinebilmiştir.


MAHPEYKER : Tam anlamıyla bir "kötü kadın"dır..Aklı fikribeğendiği erkeklerle birlikte olmaktır.


ATIF BEY : İstanbul’un ileri gelen ailelerinden birinin çocuğu olarak yetişmiştir. Eğitimini tamamladıktan sonra Bab-ı Ali’de katiplik yapmaya başlamıştır.


MESUT BEY : Olgun ve terbiyeli karakteriyle, çeşitli yönleriyle tanınmış, güvenilir bir insandır.Gayet tecrübeli olan Mesut Bey İstanbul’u, özellikle de Çamlıca’yı tüm yönleriyle bilmektedir.

ABDULLAH EFENDİ :
Aşırı derecede zengin, bir o kadar da şerefsiz ve namussuzdur.Mısır’la yaptığı ticaret işleri sayesinde çok para kazanan Abdullah Efendinin yapamayacağı şerefsizlik ve adilik yoktur.Ondan her türlü kötülük beklenebilir.

İLK EDEBİ ROMANIMIZ

                                                       


OLAYIN GEÇTİĞİ MEKANLAR:Tabiat veya gezinti yeri olarak adlandırabileceğimiz Çamlıca bir dış mekân örneğidir.
Romanda dış dünyayı temsil eden en önemli mekân ise olayların başladığı ve gerçekleştiği yer olan Çamlıca’dır.

Bilindiği üzere Tanzimat dönemi yazarlarını romanı kurgularken zorlayan durumlardan biri kadın ile erkeği bir araya getirmenin yarattığı güçlüktür. Bunun için ortak bir bağa veya mekâna ihtiyaç duyulmakta bu sebeple çoğu kez efendi-köle veya akrabalar arasındaki ilişkilerden yola çıkılmaktadır. Bu anlamda Çamlıca vb. mesire yerleri kadın ve erkeğin rahatça görüştüğü bir yer olmasa da bir araya gelebildiği bir mekân olması bakımından önemlidir. Dolayısıyla bir sosyalleşme aracı olan benzeri yerler romanı kurgularken yazarlar için mekân olmanın ötesinde kurtarıcı bir işlev yüklenirler.
Çamlıca bu anlamda romanda hayatî bir göreve sahiptir. Mahpeyker ile Ali Beyin karşılaşmaları,tanışmaları, Mahpeyker’in gerçek kimliğinin ortaya çıkması ve ilk tartışmaları hep bumekânda ve bu mekân sayesinde gerçekleşir. Romanda mekân, olayların gerçekleştiği yer olmanın dışında olayları tetikleyen veya olayların gidişatını belirleyen önemli bir unsurdur.

Örneğin, Mahpeyker’in gerçek kimliğinin ortaya çıkışında veya Dilâşup ile ilgili dedikoduların Ali Bey’e iletilip genç kadının gözden düşürülmesinde mekân böyle bir işlev yüklenir. Dolayısıyla Çamlıca yazar için önemli bir yardımcı, roman içinse önemli bir kahramandır. Ali Bey açısından ise hem birleştirici hem engelleyicidir.

Yazar, olayların gelişiminde önemli bir işlev yüklenecek olan bu kahramanı bir an önce okuyucusuna tanıştırmanın telaşıyla romana Çamlıca’yla veya mekân tasviriyle başlar.

Mekânın bu şekilde kullanımı Çamlıca açısından bir çeşit erken anlatımdır. Başka bir deyişle yazar, Çamlıca’nın önemini bize baştan hissettirir. Ayrıca yukarıda da belirtildiği üzere Ali Bey dış dünyayla teması sınırlı olan bir gençtir. O da tıpkı Çamlıca tepesi gibi şehre dolayısıyla hayata dışardan, uzaktan bakmaktadır. Bu haliyle Çamlıca, Ali Bey’in hayatın dışındalığının veya tecrübesizliğinin de ifadesidir.

Çamlıca,
Tanzimat nesliyle özdeşleştirilerek yüceltilmektedir. Oysa ki Çamlıca romanda bunun tam tersi bir anlama sahiptir. Mekân her ne kadar “firdevs-i a’lânın yere inmiş bir kıt’ası” (Namık Kemal, 2000, s.7) yani cennetten bir parçaymış gibi tasvir edilse, önemli olayların gerçekleşmesine sebep olan ve aynı zamanda onlara mekân olan bir yer olsa da aslında yazarın gözünde olumsuz bir anlama sahiptir. Çünkü tüm kötülüklerin başlangıç yeri ve sebebi Çamlıca veya onun gerisinde yatan batılı zihniyettir. Yine aslında tüm kötülüklerin sebebi olan Ali Bey de Felatun Bey ve Bihruz’da olduğu kadar vurgulu ifade edilmese de Batılılaşmış bir züppedir. Tüm budalalıklarıyla babasının kendisine emanet etmiş olduğu yuvayı veya evi yok etmiştir.


İKİNCİ MEKAN EV


Romanda evin tasviri yapılmamakla birlikte eve ait unsurlar zaman zaman Ali Beyin eve girip çıkışı sırasında isim olarak anılır. Sadece adları anılan bu kısım veya unsurlar sırasıyla evin bahçesi, kapısı, üst kata çıkmaya yarayan merdiven Ali Beyin odasının kapısı ve Ali Beyin yatağıdır. Anlaşılacağı üzere bunlar Ali Bey’in eve girişi çıkışı sırasında takip ettiği güzergah boyunca adları zorunlu olarak anılan unsurlardır.


( 4 ) YAZAR HAKKINDA BİLGİ

NAMIK KEMAL HAYATI,EDEBİ KİŞİLİĞİ,ESERLERİ MADDELER HALİNDE... TIKLAYINIZ...


3 Haz 2014

İNTİBAH ROMAN İNCELEMESİ...(YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLDİ, YAZIM HATALARI DÜZELTİLDİ...)

1.      ESERİN ADI                : İNTİBAH 
         A. YAZARI                 : NAMIK KEMAL
         B. BASKI YILI             : 1973
         C. SAHİFESİ                : 128
         D. BASILDIĞI MATBAA : SULHİ BARAN MATBAASI

       A.     ROMANIN ÖZETİ
     İyi yetiştirilmiş bir genç olan Ali Bey, İstanbul Çamlıca'da Mahpeyker adlı "kötü bir kadına" tutulur.Annesi Ali Beyi , bu kadından ayırmak için evine Dilaşup adlı cariyeyi alır.Terk edildiğini anlayan Mahpeyker, Ali Beyden öç almak ister.Mahpeyker, Dilaşup'a iftira atarak Ali Beyi öldürtmek ister.Dilaşup Ali Beyi ölümden kurtarır; ama kendisi ölür.Ali Bey de Mahpeyker'i öldürür ve hapse atılır.Ali Bey daha sonra hapisteyken ölür...