fuzuli edebi kişiliği maddeler halinde etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fuzuli edebi kişiliği maddeler halinde etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Ağu 2014

FUZULİ'NİN HAYATI- VİDEO



20 Ara 2013

FUZULİ HAYATI, SANATI, EDEBİ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ MADDELER HALİNDE

FUZÛLİ (1495-1556) 

Edebi Kişiliği ve Eserleri

1495 yılında Irak'ın Kerbela kentinde doğmuştur. 
Asıl adı Mehmet'tir.  Mahlası olan Fuzuli,  "boş, gereksiz" anlamına gelir.
Hayatı Hille, Bağdat ve Kerbela dolaylarında geçmiştir. 
İyi bir öğrenim görmüştür. Arapça, Farsça ve dönemin bütün bilimlerini öğrenmiştir. 
Fuzuli'nin şiirlerinde derin anlamlar yer alır. Şiirleri ilk bakışta basit gibi görünse de derine inildikçe şiirlerinden başka anlamların çıktığı görülür.
Eserlerinde, aşkı (platonik aşkı) farklı ve bütün boyutlarıyla işler. Aşk acısıyla kıvranmasına rağmen bundan haz duyduğunu söyler. Bu aşk maddi, dünyevi bir aşk değil ilahi bir aşktır. Aşk, maddi aşktan başlayıp ilahi aşka doğru gider. Bunun en güzel örneği de Leyla ve Mecnun mesnevisinde görülür.
Fuzuli, aşk acısından asla şikâyet etmez. Aşkı, hep hüzün, keder ve acı yönüyle görür. Acı çekmekten hoşlandığı için kavuşmayı istemez. Fuzuli'ye göre acılar insanı olgunlaştırır. Bundan ötürü Fuzuli bir aşk ve ızdırap şairi olarak bilinir.
Şiirlerinde coşkulu bir lirizm vardır.Divan şiirinin en lirik şairidir. 
Türkçe şiirlerini Azeri şivesiyle yazmıştır. 
Dili diğer Divan şairlerine göre daha sadedir. 
İçten ve samimi bir anlatımı vardır. 
"BİLİMSİZ ŞİİR KALIPSIZ DUVARA BENZER." anlayışındaki şair dil ustalığını engin kültür ve Divan geleneğiyle gösterir. 
Şiirlerinde tasavvuf düşüncesi önemli yer tutar. ☝Tasavvuftan etkilenmesine karşın, Tasavvuf şairi değildir.
Fuzuli'ye göre gerçek varlık Allah'tır. Var olan her şey onun bir yansımasıdır. Fuzuli'de tasavvuf bir gaye olmadığı için şiirin derinliklerinde gizlenmiştir.
En fazla gazel ve kaside nazım biçimlerini kullanmıştır.
Bir naat olan "Su Kasidesi" de çok beğenilen şiirlerindendir.

Fuzûlî, bazı tezkirelerde "hamse" sahibi bir şair olarak anılır. Fakat "hamse"sinin hangi eserlerden oluştuğu, bütün mesnevilerinin adları verilerek açıklanmaz. ( Bu bilgi; Prof.Dr. İsmail Ünver'in "Fuzuli'nin İki Mesnevisi'nde Nizami Etkisi" başlıklı makalesinden alınmıştır.)

☝Bağdat'ın fethinde sonra Kanuni Sultan Süleyman'a ve devletin ileri gelenlerine kasideler takdim etmiş böylece dikkatleri çekmiştir. 
Kendisine dokuz akçelik bir maaş bağlanmış ama bunu hiç alamamıştır.Bunu dile getirdiği ŞİKAYET-NAMESİ çok meşhurdur. 

ŞİKAYET-NAMEDEN ÇOK ÜNLÜ DİZELER: (günümüz Türkçesiyle şöyle):

Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar
hüküm gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler.
Eğer ki görünürde itaat eder gibi davrandılar.
Ama bütün sorduklarıma hal diliyle karşılık verdiler. 

Fuzuli'nin Türkçe, Farsça ve Arapça olmak üzere üç divanı vardır. Yaşadığı dönemde sanat ve bilim dili Arapça ve Farsça olmasına karşın Türkçe ile çok güzel şiirler yazılabileceğini öne sürmüş, bunu eserleriyle kanıtlamıştır.
Bilinen 16 eseri vardır.
1556 yılında veba salgını sırasında vefat etmiştir. 

EK BİLGİ: 

☝FUZULİ NEDEN FUZULİ MAHLASINI KULLANMIŞTIR??? Fuzuli kelimesinin iki anlamı vardır: 

1. Gereksiz
2. Faziletli 

Fuzulî bu mahlası seçerken muhtemelen bu iki anlamı düşünmüştür. Zaten devrinde şairler tarafından gereksiz denilerek alay konusu olmuştur. Ancak şiirlerindeki mükemmeliyet ile bu kıskanç tenkitleri susturmuştur.
Fuzulî özgün olmak istemiştir. Bu mahlası seçmesinin asıl maksadı budur. Çünkü birçok mahlas şairler tarafından iki, üç hatta dörder defa kullanılmasına rağmen başka bir Fuzulî mahlaslı şair bulunmamaktadır. 

Fuzulînin mahlasıyla ilgili anlatılan bir nükte vardır ki Fuzulînin hazır cevaplılığını gösterir.
Bir gün Fuzulî ile o devrin Divan şairi Rûhî (Bağdatlı)beraber yürümektedirler. Yol üzerinde yere yatmış, kir pas içinde bir köpek görürler. Rûhî, Fuzulîye takılmak için:
Ey Fuzulî! Şu köpeğe bak ne kadar fuzuli, der.
Fuzulî altta kalır mı? Yapıştırır cevabı:
Vur tekmeği çıksın rûhi...
                                                                 



ESERLERİ

Türkçe Divan: Mensur bir ön sözle başlar. 40 Kaside, 302 gazel, 1 müstezad, 1 terkib-i bend, 3 terci-i bend, 2 müseddes, 3 muhammes, 2 tahmis, 3 murabba, 42 kıta ve 72 rubaiyi kapsayan büyük bir divandır.

Farsça Divan:
Mensur ve manzum karışık yazılmış bir ön sözle başlar. Türkçe divanından daha kalındır. 49 Kaside, 410 gazel, 1 terkib-i bend, 1 müsebba, 1 müseddes, 46 kıta ve 105 rubai vardır.

Arapça Şiirler:
Arapça şiirlerinden yalnızca 11 kaside ve 1 eksik kıta bulunur, Sadıki Arapça bir divanı da bulunduğunu söylemektedir, fakat elimizde yoktur. Leningrad Asya Müzesinde bulunmuştur.

Leyla vü Mecnun:
Bu konuda yazılmış olan en güzel eserdir. Mesnevi olarak 3096 beyitte tertib edilmiştir. Ayrıca hamsesi bulunduğuna dair Latifi, Kınalı-zade Hasan Çelebi, Beyani ve Riyazî tezkirelerinde bilgiler varsa da, elimizde sadece Leyla vü Mecnun, Beng ü Bade ve Saki-name mesnevileri vardır. Ali ve Sadıki hamsesinden bahsetmezler. Bağdad valisi Üveys Bey'e sunulmuştur. Asıl olarak, Arap hikâyesi olanLeyla ve Mecnun arasındaki aşkı anlatır. Kademe kademe maddi aşktan geçerek, ilahi aşka ulaşan Mecnun'un hikâyesidir.

Beng ü Bade:
444 beyitten oluşmuştur, Türkçedir ve Şah İsmail'e sunulmuştur. Şarap ile Esrar arasında hayale dayanan sembolik bir münazaradır. Tahir Olgun'un yapmış olduğu açıklama çok yerinde görülmüştür; Hikâye’de Bade, Şah İsmail'i, Beng ise II. Bayezid'i simgelemektedir. Sonunda Bade kazanır ve Şah İsmail'e sunulan bu eserde onun ihsanına kavuşma amacı vardır.


Heft-cam/Saki-name: Farsça yazılmış olan bu eser, 327 beyitten oluşmaktadır. Meyhane'nin övgüsü yapılmıştır ve yedi kadehten İlahi şarabı içerek kendinden geçer. Tamamıyla tasavvufi bir anlam taşıyan mistik bir eserdir.

Hadis-i Erbain Tercümesi: Manzum kırk hadis tercümesidir. Nevayi'nin de tercüme etmiş olduğu, Molla Cami'nin Hadis-i Erbain eserinin tercümesidir.


Enis'ül Kalb (Gönül Dostu):
134 beyitlik bir kasidedir.

Mensur Eserler:(düz yazı şeklinde olanlar)
Hadikatü's-süeda:(kutlu kişiler bahçesi)
Fuzuli'nin tanınmış eserlerindendir ve Kerbela Vakasını anlatmaktadır. Mensur olarak tertib edilmiş, yer yer manzum parçalarla süslenmiştir. Hüseyin Vaiz'in Ravzatü'ş-şüheda eserinden telif edilmiştir ve tezkirelerde daha üstün olduğundan bahsedilmiştir. İçerisinde ünlü Kerbela Mersiyesi'ni de barındırmaktadır. Şiiler ve Bektaşiler arasında çok üstün bir yere sahiptir.

Türkçe Mektuplar: 5 mektubu vardır; Nişancı Celal-zade Mustafa Çelebi’ye, Musul Mirlivası Ahmed Beye, Bağdad valisi Ayas Paşa'ya, Kadı Alaüddin'e ve Şehzade Bayezid'e yazılmıştır.

Rind ü Zahid: Fuzuli'nin Farsça mensur eseridir, içinde yer yer manzum parçalar da vardır. Kâtip Çelebi Keşfü'z-Zünun'da Muhavere-i Rind ü Zahid olarak yazmıştır. Leningrad Asya Müzesi'nde ise Risale-i Rind ü Zahid olarak kayıtlıdır. Rind ve Zahid arasındaki tartışmadan bahsetmektedir.

Sıhhat ü Maraz: Farsça mensur bir risaledir. Ali ve Sadıki Sıhhat ü Maraz olarak, Leningrad Asya Müzesi ve British Museum'da Hüsn ü Aşk olarak kayıtlıdır. Ruhun beden ülkesine seyahatini, o günün tıp bilimine dayanarak açıklamış ve ruh-beden ilişkisini tasavvufi bir görüşle anlatmıştır.

Muamma Risalesi: Farsça yazılmıştır ve Fuzuli'nin bir çeşit manzum bilmece olarak bilinen muamma yazmadaki hünerini gösteren eserdir.

Matla'u'l-itikad fi Ma'rifeti'l-mebde' ve'l-Mead: Arapça mensur eseridir. Bu eser sadece Katip Çelebi'de geçer. Tek yazma nüshası Leningrad Asya Müzesi'nde bulunur. “Nereden geldik, nereye gidiyoruz” konusunu kelam ilmine göre incelemiştir.