Home
Posts filed under edebiyatla ilgili karikatürler
edebiyatla ilgili karikatürler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
edebiyatla ilgili karikatürler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
22 Mar 2015
16 Mar 2015
cahit sıtkı hangi konuları işlemiştir
cahit sıtkı şiir görüşleri
cahit sıtkı tarancı edebi kişiliği-eserleri maddeler halinde
edebiyatla ilgili karikatürler
Cahit Sıtkı'nın şiir üstüne görüşleri...
Şiir her şeyin üstündedir: Şiir, bu taltı bela, bu ilk göz ağrımız, ilk ve son aşkımız, bu teneffüs (soluk alma) saadetimiz, bu şehvetli kalp çırpıntımız!
“Tek ihtirası şiir yazmak” olan C.S.Tarancı'nın şiir üzerine kendine özgü görüşleri vardır. “Şiir nedir?” sorusunu “Edebiyyat yapmayı, büyük söz etmeyi sevenler için şiir ne değildir ki! Şiir bir çığlıktır, bir ilan-i aşktır, sallanan bir yumruktur, bir umuttur bir kurtuluştur vb… Kuşkusuz, bunların hepsi şiirde olabilir, fakat bunlar nesirde de olan şeylerdir. Şiirin ne oluğunu anlayabilmek için onu nesirden ayıran özellikleri aramak, onlar üzerinde durmak daha doğru olur sanıyorum” diye cevaplıyor.
“Şiir bir deyiştir, sözlüklerle güzel biçimleri kurmak sanatıdır” deyimini destekler, “şairin bu sanatı bilen adam” olduğunu söyler. “Bu sanatın anlatım aracı dil ve gereci de sözcükler olduğuna göre, şiir yazmak isteyen adamın kullandığı dilin bütün kurallarını iyi bellenmesi, sözcüklerini sınıf arkadaşları gibi yakından tanıması, hangi sözcüğün nerede ve nasıl kullandığı zaman kendisinden beklenen ödevi yerine getireceğini bilmesi gerektir” diye düşünür.
“Şiir yalnız duymakla, parlak imgeler bulmakla değil, dil ve sözcükler konusundaki bu bilgilerle, bu sevgilerle, bu dikkatlerle yazılabilir” söyleyen C.Sıtkı, şairden bu davranışı bekler ve bundan sonrasının çapını belirleyecek seyin şiir yaratma gücünün olduğunu anlatır. Şaire göre, şairin ele aldığı konu fark etmez, bu, şairin isteğine kalır, fakat şair “her şeyden önce şiir yazdığını bir saniye hatırından çıkarmasın” der. Cahit Sitkı Tarancı da sevdiği şairler gibi “şairin şundan bundan söz etmek değil, güzel biçimler kurmak sanatı olduğuna” inanmıştır. “Tarancı'nın şiirle olan bağlantısı oldukça derindir. Bu konuda: …Şiirle hayat arasındaki sıkı münasebete inandığım içindir ki, şiiri hiç bir zaman bir fikrin isbatı, bir davanın mudafaası, bir felsefe sisteminin takdimi olarak telakki etmedim. Şiirin bünyesinin gerektirdiği bu bağımsızlık, şairlerin hirriyyet aşkıyla da izah edilebilir…”
“Şiiri bir hayat aşkı düzeyine yükseltmek gerekir. Rastlantıyla söylenmiş üç beş güzel mısra ile şair olmaya hiçbirimizin ne ihtiyacımız, ne de hevesimiz vardır. Bugünkü genc şairlerde canımı sıkan yön de budur: şiirin hayata olan oranını henüz kavrayamamışlar; onu fantaziden ibaret sanıyorlar” demektedir.
C.S.Tarancı şairin kendisini en çok etkileyen şeyden söz ettiğini düşünür. “Kunduracıdan ayakkabı beklediğimiz gibi şairlerden şiir bekleyelim. Nasıl ki, kunduracı hem iskarpin, hem terlik, hem potin, hem çizme yaparsa, şair de gününe ve koşullarına göre ıstırap şiiri, aşk şiiri, isyan şiiri, ölüm şiiri, kurtuluş şiiri yazar. Bütün sorun, sanatçının yaratma gücüne karışmamaktır” der. Yeni gelen şairlerden de “şiirin kendilerine aşk ve dert edinmelerini, şiirin gizlerini kendi kendilerine keşfetmeye çalışmalarını, kendilerinden önce gelmiş olan şairlerin ne
“Tek ihtirası şiir yazmak” olan C.S.Tarancı'nın şiir üzerine kendine özgü görüşleri vardır. “Şiir nedir?” sorusunu “Edebiyyat yapmayı, büyük söz etmeyi sevenler için şiir ne değildir ki! Şiir bir çığlıktır, bir ilan-i aşktır, sallanan bir yumruktur, bir umuttur bir kurtuluştur vb… Kuşkusuz, bunların hepsi şiirde olabilir, fakat bunlar nesirde de olan şeylerdir. Şiirin ne oluğunu anlayabilmek için onu nesirden ayıran özellikleri aramak, onlar üzerinde durmak daha doğru olur sanıyorum” diye cevaplıyor.
“Şiir bir deyiştir, sözlüklerle güzel biçimleri kurmak sanatıdır” deyimini destekler, “şairin bu sanatı bilen adam” olduğunu söyler. “Bu sanatın anlatım aracı dil ve gereci de sözcükler olduğuna göre, şiir yazmak isteyen adamın kullandığı dilin bütün kurallarını iyi bellenmesi, sözcüklerini sınıf arkadaşları gibi yakından tanıması, hangi sözcüğün nerede ve nasıl kullandığı zaman kendisinden beklenen ödevi yerine getireceğini bilmesi gerektir” diye düşünür.
“Şiir yalnız duymakla, parlak imgeler bulmakla değil, dil ve sözcükler konusundaki bu bilgilerle, bu sevgilerle, bu dikkatlerle yazılabilir” söyleyen C.Sıtkı, şairden bu davranışı bekler ve bundan sonrasının çapını belirleyecek seyin şiir yaratma gücünün olduğunu anlatır. Şaire göre, şairin ele aldığı konu fark etmez, bu, şairin isteğine kalır, fakat şair “her şeyden önce şiir yazdığını bir saniye hatırından çıkarmasın” der. Cahit Sitkı Tarancı da sevdiği şairler gibi “şairin şundan bundan söz etmek değil, güzel biçimler kurmak sanatı olduğuna” inanmıştır. “Tarancı'nın şiirle olan bağlantısı oldukça derindir. Bu konuda: …Şiirle hayat arasındaki sıkı münasebete inandığım içindir ki, şiiri hiç bir zaman bir fikrin isbatı, bir davanın mudafaası, bir felsefe sisteminin takdimi olarak telakki etmedim. Şiirin bünyesinin gerektirdiği bu bağımsızlık, şairlerin hirriyyet aşkıyla da izah edilebilir…”
“Şiiri bir hayat aşkı düzeyine yükseltmek gerekir. Rastlantıyla söylenmiş üç beş güzel mısra ile şair olmaya hiçbirimizin ne ihtiyacımız, ne de hevesimiz vardır. Bugünkü genc şairlerde canımı sıkan yön de budur: şiirin hayata olan oranını henüz kavrayamamışlar; onu fantaziden ibaret sanıyorlar” demektedir.
C.S.Tarancı şairin kendisini en çok etkileyen şeyden söz ettiğini düşünür. “Kunduracıdan ayakkabı beklediğimiz gibi şairlerden şiir bekleyelim. Nasıl ki, kunduracı hem iskarpin, hem terlik, hem potin, hem çizme yaparsa, şair de gününe ve koşullarına göre ıstırap şiiri, aşk şiiri, isyan şiiri, ölüm şiiri, kurtuluş şiiri yazar. Bütün sorun, sanatçının yaratma gücüne karışmamaktır” der. Yeni gelen şairlerden de “şiirin kendilerine aşk ve dert edinmelerini, şiirin gizlerini kendi kendilerine keşfetmeye çalışmalarını, kendilerinden önce gelmiş olan şairlerin ne
16 Şub 2015
9 Şub 2015
5 Oca 2015
edebiyatla ilgili karikatürler
her gün 1 kelime söyledi video
karikatür-video-eğlence
yaşam videoları
1 YILDA HER GÜN 1 KELİME SÖYLEDİ ORTAYA BÖYLE BİR VİDEO ÇIKTI...tıkla izle
Kanada’da yaşayan Ben Schmidt, her gün 1 kelime söyleyerek 365 güne yayılan bir video çekti. Videosunda hem doğanın, hem de insanların değişimini yansıtan Schmidt, bu 365 günde 4 farklı saç biçimi denemiş ve videonun arka planında da 365 saat tıkına yer vermiş.
Her gün 1 kelime söyledi, 365 günlük bir video çekti
23 Ara 2014
edebiyatla ilgili karikatürler
GÜNCEL
karikatür-video-eğlence
kısa nasrettin hoca fıkrası
nasrettin hoca fıkrası kısa
nasrettin hoca fıkrası komik
nasretttin hoca fıkraları
EN GÜZEL NASRETTİN HOCA FIKRALARI
SON ÜMİT
Nasreddin Hoca merhumun biricik varlığı olan sevgili eşeği bir gün kaybolmuş. Kendi mi başını alıp bir yere gitmiş, yoksa hayvanı biri mi aşırmış, bilmiyor.
Tabiî şuna buna soruşturmaya, aramaya koyulmuş. Kırlara doğru açılmış. Bir taraftan da bir türkü söylemeğe başlamış.
Böylece dolaşıp dururken bir tanıdığına rastlar.
Tanıdığı:
— Hoca, böyle türkü çağıra çağıra nereye gidiyorsun? diye sorar.
Hoca merhum da eşeğini kaybettiğini, onu aramakta olduğunu söyler. Ahbabı:
— Bu ne iştir Hoca Efendi? Benim bildiğim, insan eşeğini kaybetti mi, feryat eder, ağlar, dövünür. Sen ise türkü söylüyorsun!
Hoca, kendisine önündeki tepeyi gösterir.
— Bir ümidim şu dağın ardında kaldı. Eşeğimi orada da bulamazsam o zaman siz dinleyin bendeki feryadı! cevabını verir.
9 Ara 2014
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)