Gazelle sagu koşuk karşılaştırması , benzerlik ve
farklılıkları
Gazel
Acep bu derdümün dermânı yok mu
Ya bu sabr itmegün oranı yok mu
Yanaram mumlayın başdan ayaga
Nedür bu yanmagın pâyânı yok mu
Güler düşmen benüm agladuguma
Acep şol kâfirin imânı yok mu
Delüpdür cigerümi gamzen oku
Ara yürekte gör peykânı yok mu
Su gibi kanumu topraga kardun
Ne sanursın garibün kanı yok mu
Cemâli-i hüsnüne mağrur olursın
Kemal-i hüsnünün noksanı yok mu
Begüm Dehhâni'ye ölmezden öndin
Tapuna irmegün imkânı yok mu
Hoca Dehhâni
Metin İnceleme
1.İslamiyet Öncesi ve İslami Devir edebiyatımızın ilk ürünleri ile yukarıdaki şiiri kullanılan kelimeler açısından karşılaştırınız.
İslamiyet öncesi metinlerde Türklerin o dönemdeki yaşayışlarına uygun olarak eserlerde kahramanlık teması, tabiat sevgisi gibi göçebeliğe uygun temalar işlenmiş seçilen kelimeler bu temaya uygun olarak seçilmiştir. İslamiyet’in etkisinde yazılan ilk ürünlerde ise İslam dinini öğreten terimlerin şiirlere girdiğini görmekteyiz. Bunlardan bazıları Allah, resul, kitap, hadis, namaz, melek… Yukarıdaki şiirde ise artık Türkçenin yavaş yavaş yabancı kelimeleri tam olarak benimsediğini ve işlenilen temanın, kullanılan kelimelerin çağın özelliklerini yansıttığını görmekteyiz. Dert, derman, sabır, mum, ciğer, cemal… bu kelimelerdendir. İslamiyet öncesi bu kelimelere görmek imkânsızdır.
2.Gazelde Türkçenin yeni ses değerleri kazandığını söyleyebilir misiniz? Örnek vererek açıklayınız.
İslamiyet öncesinde şiirler dörtlüklerle ve hece ölçüsüyle yazılırken, bu dönemde şiirler beyitlerle ve aruz ölçüsüyle yazılmaya başlanmış. Aruz ölçüsü Türkçe kelimelere pek yatkın olmadığı için şairler Arapça ve Farsçadan kelimeler almışlar. Bu kelimeler de şiire yeni bir söyleyiş kazandırmıştır.
3.Önceden okuduğunuz koşuk ve sagularla gazel arasındaki farklılıkları belirtiniz. Bu, dil açısından bu bir zenginlik sayılır mı? Belirtiniz.
Koşuk ve sagularda dörtlük nazım birimi ve ölçü olarak hece kullanılırken gazelde beyit nazım birimi ve aruz ölçüsü kullanılmıştır. Dil açısından ise Türkçenin geçirdiği evrelere göstermesi bakımından bir zenginliktir.
4.İslamiyet’le birlikte edebiyatımız yeni bir dil arayışına girmiş midir? Bu arayışın sebepleri ne olabilir? Bu dilin edebî olduğunu söyleyebilir misiniz? Açıklayınız.
Yeni bir dil arayışına gidilmemiş. Dil benimsenen dinin özelliklerine göre kendini yenilemiştir. Çünkü her dinin kedine özel kavramları vardır. Bu kavramlar ister istemez o dini benimseyen milletin diline girer. Türkçemiz de bu yeni kelimeleri eserlerde kullanılarak edebî bir dil oluşturulmuştur.