ÖLÜMDEN SONRAÖldük, ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.
Nasıl hatırlamazsın o türküyü,
Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak.
Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok;
Yok bizi arayan, soran kimsemiz.
Öylesine karanlık ki gecemiz,
Ha olmuş ha olmamış penceremiz;
Akar suda aksimizden eser yok.
Cahit Sıtkı TARANCI
ZİHNİYET: Şiirde İkinci Dünya Savaşının insan hayatlarında bıraktığı olumsuz izleri görmekteyiz. Bu savaşta, çok fazla insan ölmüş, savaşa girmeyen ülkeler bile bu savaştan çok fazla etkilenmiştir. O zamanın insanları, hayatın pamuk ipliğine bağlı olduğuna şahit olmuşlar, insanların birbirlerini öldürmesinden etkilenerek, karamsarlığa kapılmışlardır. Çağın bunalımıdenilen bu zamanlarda insanının dünyadaki yeri, varlığı tartışılmıştır.
Cahit Sıtkı, Paris'te okurken İkinci Dünya Savaşı başlamıştır. Paris, Almanlar tarafından işgal edilmiştir. Şiirde, şairin yaşadıkları etkilidir.
Şiirin birinci biriminde geçen "Öldük, ölümden bir şeyler umarak" dizesi, adeta bu devrin hayat anlayışını özetlemektedir. Ölüm, o kadar sıradanlaşmış, bayağılaşmış ki insanlar ölümden bir şeyler umar olmuştur.
İkinci birimde ölen kişinin dünyadan yavaş yavaş silinmesi anlatılır. Ölenlerin ağzından yazılan bu bölümde, mezar içinde yapayalnız, karanlıklar içinde yatan kişinin, dünyada kendinden bir iz kalmadan yok oluşunu anlatır.