11.sınıf dil ve anlatım konu anlatımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
11.sınıf dil ve anlatım konu anlatımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Şub 2017

İlk günlük gazeteler , parayla satılan ilk gazeteler

Günlük Gazetelerin Kurulması 
İngiltere’de

 İngiltere’de XVII. Yüzyılın sonlarında Sansür Kanunu yürürlükten kaldırılmış ve bu nedenle gazete sayısı artmıştır. 1691’de denizyoluyla ulaşım ve posta hizmetlerinin ilerlemesiyle, günlük gazetelerde gelişme kaydedilmiş, haftada iki veya üç günde bir çıkan gazetelerin yerini, günlük gazeteler almıştır.

Partilerin kurulması ve siyasal hayatın önem kazanması dolayısıyla İngiltere’de ilk sürekli günlük gazete 11 Mart 1702’de Elizabeth Mallet tarafından 34X18 boyutlarında, tek sayfa olarak yayımlanan The Daily Courant’dır. 1735 yılına kadar yayınını sürdüren bu gazetenin özelliği, dış basından aldığı haberleri hiç yorum yapmadan yayımlamasıdır.

 Kraliçe Anne’ın İngiltere’sinde tam bir özgürlük havası egemen olduğundan yetenekli gazeteciler yetişmiştir. Stuart’larla Hanovre hanedanı arasında taht sorunu ile ilgili siyasi mücadelenin şiddetlenmesi sonucu gazetelerin önemi iyice anlaşılmış, Daniel Defoe, Joseph Addison, Jonathan Swift ve Richard Steele gibi yetenekli kişiler gazetecilik mesleğinin onurunu yüceltmişlerdir.

İlk haber yazısını kim yazdı ? Bilinen ilk gazete hangisidir ?

İlk haber yazısını kim yazdı ? Bilinen ilk gazete hangisidir ?
edebiyatfatihi.net

Orta Çağ’da düzenli haber yayan ve gazete niteliğinde olan bir yayının Çin’de yapıldığını tarihsel belgelerden öğreniyoruz. Dünyanın en eski gazetesinin M.S. 911. yıllarda Pekin kentinde kurulan ve günümüze kadar yıllardır yayımını sürdüren (King Pao) gazetesi olduğu eskiden beri savunulmaktadır. 

Aynı tarihlerde Avrupa kıtasında böyle bir yayın organından söz edilmemektedir. Çin’de yayımlanan bu en eksi gazetenin geçirdiği aşamalar hakkında, Ensyclopaedia Britanica’da ilginç bilgiler vardır.(sh.235) 
Bu bilgilere göre, özel görevlilerce çıkarılan, bir nevi saray bildirisi olan bu ilk gazete, rapor anlamına gelen Pao adını taşıyordu. İlk Çağ’da Yunan sitelerinde ve özellikle Roma İmparatorluğu döneminde yazılı haber bültenleri olmasına rağmen Orta Çağ Avrupa’sında yazılı haber yerine, çevresi sularla çevrili kentler ve şatolar arasında haber taşıyan sözlü haberciler vardır. Bu dönemde haber taşıma işi önceleri gezgin saz şairleri ve gezgin satıcılar tarafından yapılmaktadır. Bunlar öğrendikleri haberleri, hatta dedikoduları başka kentlere ve şatolara ulaştırmaktaydılar. Artık büyük ve merkezi imparatorluklar yıkılmış, yerlerine küçük derebeylikler kurulmuştur. Orta Çağ’da devlet idaresinin temelleri, derebeylik sistemine dayanmaktaydılar. Hür düşüncenin yerini taassubun alması sonucu bazı okullar kapatılmış, okuma yazma bilenlerin sayısı azalmıştır. Yalnız halk değil, senyörler bile okuma yazma bilmekten yoksundur. Örneğin, Şarlken bile okuma yazmayı, imparator olduktan sonra sarayında çocuklar için açtırdığı okulda öğrenmiştir. Bu nedenle, İlk Çağ’da Yunanistan’da, özellikle Roma’da düzenli haber bültenleri mevcut olduğu hâlde, Orta Çağ’da düzenli ve yazılı haber bültenlerine pek rastlanmamaktadır.

25 May 2016

Türk ve dünya edebiyatında söylev türünün tarihsel gelişimini, türün önemli temsilcileri ve bunların eserleri

 Türk ve dünya edebiyatında söylev türünün tarihsel gelişimini, türün önemli temsilcileri ve bunların eserleri

TÜRK EDEBİYATINDA SÖYLEV

Türk hitabeti, Tanzimat’ı takip eden yıllarda, sosyal ve idarî alanlarda meydana gelen değişikliklere paralel olarak bir kıpırdanış içine girer.

Tanzimat devrinde, Mustafa Reşit Paşa ile Hasan Fehmi Efendi siyasî hitabetin, Cevdet Paşa ile Saffet Paşa akademik hitabetin, Manastırlı İbrahim Hakkı ile Ali Suavi dinî hitabetin dikkat çekici temsilcileri olmuşlardır.

Tanzimat'ın başlangıcından (1839), Birinci Meşrutiyet (1877) dönemi de dahil, 1908 İkinci Meşrutiyet dönemine kadar geçen zaman diliminde konuşmalarıyla dikkat çeken diğer Tanzimat hatipleri arasında Süleyman Paşa, Fuat Paşa, Sırrı Paşa, Mevlevî Şeyhi Osman Efendi, Ahmet Vefik Paşa, İzmir mebusu Yenişehirlizâde Ahmet, Kozan mebusu Mustafa, İstanbul mebusu Hacı Ahmet, gayri müslimlerden Suriye mebusu Nakkaş, İstanbul mebusu Vesilâki sayılabilir. Özellikle İkinci Meşrutiyetin ilk yıllarında, meşrûtiyetin getirdiği hürriyet ortamı içinde hem mecliste hem meclis dışı zeminlerde kaybedilen topraklar için düzenlenen mitinglerde, meşhur adamları anma toplantılarında sesini yükselten hatipler görülür. Bunların kaynaklarda kendilerinden söz ettirebilenleri; Maliye Nazırı Cavit Bey, Süleyman Nazif, Lütfi Fikri, İzmir mebusu Seyit, Sait Paşa, Hakkı Paşa, Ahmet Rıza, Übeydullah Efendi, Mustafa Âsim Efendi, Mustafa Sabri Efendi, Mustafa Fevzi Efendi, İsmail Hakkı, Rıza Tevfik, Ömer Naci, Avukat Bahattin, Avukat Haydar Rifat ve Celâleddin Arif Bey'dir.

Ayrıca meşrutiyet devri miting meydanlarında boy gösteren kadın hatiplerimizden Nakiye Hanım'ı, Halide Edib'i, Münevver Sâime'yi, Şükûfe Nihal'i de eklemek gerekir. Bu arada İkinci Meclis-i Mebusanın Hıristiyan hatipleri Erzurum mebusu Vartekes, Ermeni mebusu Zöhrab ile Bulgar mebusu Boşo'yu hatırlatmakta fayda vardır.

Türk hitabet sanatının önceki devirlere oranla büyük bir hızla gelişmesi ve en seçkin hitabet örneklerinin ortaya çıkması Cumhuriyet devrinde olmuştur. Bunda 1911'de başlayan dilde sadeleşme hareketlerinin ivme kazanmasının ve Cumhuriyetle sağlanan düşünce ve söz hürriyetinin büyük rolü olmuştur. Unutulmamalı ki anlaşılır bir dil, düşünce ve söz hürriyeti hitabet sanatının gelişimi için vazgeçilmez unsurlardır. Bunlar ancak Cumhuriyet devrinde sağlanabilmiştir. Cumhuriyet döneminin ünlü hatiplerinden bazıları şunlardır: Mustafa Kemal Atatürk, Hamdullah Subhi Tanrıöver, İsmet İnönü, Mahmut Esat Bozkurt, Behçet Kemal Çağlar, Selim Sırrı Tercan, Mustafa Necati, Tunalı Hilmi, Ruşen Eşref Ünaydın, Vasıf Çınar, Fuat Köprülü, İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Remzi Oğuz Arık ve Osman Bölükbaşı.

15 May 2016

RÖPORTAJ MÜLAKAT FARKLARI NELERDİR ? MADDELER HALİNDE

RÖPORTAJ MÜLAKAT FARKLARI NELERDİR ? MADDELER HALİNDERÖPORTAJ MÜLAKAT FARKLARI NELERDİR ? MADDELER HALİNDE
RÖPORTAJ MÜLAKAT FARKLARI NELERDİR ? MADDELER HALİNDE
  1.  Röportajda konu, mülakatta kişi öne çıkar.

12 May 2016

SÖYLEV (NUTUK) ÖZELLİKLERİ,SÖYLEV ÇEŞİTLERİ,SÖYLEV TÜRÜNÜN TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDAKİ TARİHİ GELİŞİMİ VE ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİ

SÖYLEV (NUTUK) ÖZELLİKLERİ,SÖYLEV ÇEŞİTLERİ,SÖYLEV TÜRÜNÜN TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDAKİ TARİHİ GELİŞİMİ VE ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİ
Söylev ve Özellikleri

SÖYLEV

1. Tanımı

MÜLAKAT YAPAN KİŞİNİN SAHİP OLMASI GEREKEN ÖZELLİKLER NELERDİR ?

MÜLÂKAT KURALLARI

MÜLAKAT YAPAN KİŞİNİN SAHİP OLMASI GEREKEN ÖZELLİKLER NELERDİR ?
  • Görüşme yapan kimsenin konuşacağı kimseyi konuşmaya ikna etmesi, onun hakkında bilgi edinmesi gerekir. İlk etki

MÜLAKATLARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ MADDELER HALİNDE...

Mülakat (Görüşme) Hakkında Bilgi 
Mülakatların ortak özellikleri: 
1. Alanında ün yapmış ya da toplum tarafından tanınmış kişilerle yapılır.
 2. Mülakatın konusu, görüşme yapılacak kişinin uzmanlık alanına göre değişir.
 3. Mülakatta sorulacak sorular önceden belirlenir. 
4. Mülakatta sorulan sorulara verilen cevaplar olduğu gibi aktarılır. (Verilen cevaplara mülakat yazarı yorumunu katmaz.)
 5. Mülakatlarda ağırlıklı olarak söyleşmeye bağlı anlatımdan yararlanılır.

MÜLAKAT ÖRNEKLERİ

MÜLAKAT ÖRNEĞİ-1

Ethem BARAN-Şaban ÖZÜDOĞRU Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim Dergisi

SELİM İLERİ İLE SÖYLEŞİ
Bir yaz günü. Fakülte birinci sınıfı bitirmiş, tatil için memlekete gelmişim. Şehrin tek kitapçısında gördüğüm an kapağına vurulduğum "Her Gece Bodrum" elimde. Adını duyduğum ama okumadığım bir yazarın kitabı. Yeni baskısı...

14 Nis 2016

RÖPORTAJIN ÖZELLİKLERİ MADDELER HALİNDE

RÖPORTAJIN ÖZELLİKLERİ MADDELER HALİNDE
] Röportaj, gazete haberlerinin daha genişletilmiş ve yazarın kişisel görüşleriyle zenginleştirilmiş hâlidir.

TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDA RÖPORTAJ TÜRÜ GELİŞİMİ VE TEMSİLCİLER VE ESERLERİ

TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDA RÖPORTAJ
Röportaj türü XX. yüzyılda gazete çevresinde gelişmiştir. Gazete haberinin olayların, olguların içine sinmek gibi bir endişesi yoktur. Sadece aktarma görevi üstlenmiştir. Ancak değişen dünyada röportaj, gazeteciliğin en önemli kolu olmuştur. Röportajla birlikte okur olayların olguların içine girmeyi başarmıştır. Bu da gazeteciliğin toplumda üstlendiği misyonla doğru orantılıdır.

12 Nis 2016

İYİ BİR RÖPORTAJIN TAŞIMASI GEREKEN ÖZELLİKLER NELERDİR ? MADDELER HALİNDE

İYİ BİR RÖPORTAJIN TAŞIMASI GEREKEN ÖZELLİKLER NELERDİR ? MADDELER HALİNDE
WWW.EDEBİYATFATİHİ.NET
  • İyi bir röportajda insanların söze katılmaları anlatımı canlandırır.
  • İyi bir röportajda kaleme alınan olay bizzat yaşanmış olmalıdır.
  • Röportajda öykülemeye ağırlık verilmelidir. Okuyucuda heyecan yaratmalı, özelden genele gidilmelidir.
  • İyi bir röportajda gezip görülen yerlerin yorumlanması ya da değerlendirmesi olmalıdır.

RÖPORTAJ İLE BİYOGRAFİ KARŞILAŞTIRILMASI,BENZERLİK VE FARKLILIKLARI

RÖPORTAJ İLE BİYOGRAFİ KARŞILAŞTIRILMASI
RÖPORTAJ İLE BİYOGRAFİ KARŞILAŞTIRILMASI,BENZERLİK VE FARKLILIKLARI
  1. Biyografi yazarı objektif olmak zorundadır.
  2. Röportaj, okuyucunun dikkatini çekecek ve onları düşündürecek biçimde düzenlenir. Yazar tespitleriyle, düşünce ve kanaatlerini birlikte ifade eder.
  3.  Röportajlarda anlatılan kişinin konuşmalarına yer verilirken biyografi­lerde bu olmayabilir.
  4. Genelde röportajlar yaşayan sanatçılar ile yapılır.
  5.  Biyografiler de röportajlar gibi belgelere dayandırılır.
  6.  Biyografiler­de hayatı yazılan kişi hakkında yorum yapılmaz, röportajlarda ise kişisel yorum vardır.

GEZİ YAZISI İLE RÖPORTAJ BENZERLİKLERİ VE FARKLILIKLARI ,KARŞILAŞTIRILMASI

GEZİ YAZISI İLE RÖPORTAJ BENZERLİKLERİ VE FARKLILIKLARI ,KARŞILAŞTIRILMASI
  1. Röportajla gezi yazısı iç içedir. İkisinde de araştırma, haber verme, bilgilendirme amaçlanır.
  2.  İkisinde de gözlem önemlidir.
  3.  Röportajdaki fo­toğraf, resim gibi belgeler gezi yazısında da kullanılabilir.
  4. Gezi yazarı da röportaj yazarının kullandığı araştırma, inceleme, bilgi ve belge toplama yollarından yararlanır.
  5.  Dil ve anlatım yapısıyla, öyküleme yönüyle röportaj; gezi yazılarından ayrılır.
  6.  Röportajın gerçeği arama, ülke ve insan sorunlarına değinen bir yönü vardır.
  7. Gezi yazılarında insanların konuşmalarına fazla yer verilmez.

HABER YAZISI İLE RÖPORTAJ ARASINDAKİ FARKLAR , BENZERLİKLER ,KARŞILAŞTIRILMASI

HABER YAZISI İLE RÖPORTAJIN KARŞILAŞTIRMASI
HABER YAZISI İLE RÖPORTAJ ARASINDAKİ FARKLAR , BENZERLİKLER ,KARŞILAŞTIRILMASI

23 Mar 2016

MAKALE İLE HABER YAZILARI ARASINDAKİ FARKLILIKLAR ,BENZERLİKLER,KARŞILAŞTIRILMASI

MAKALE İLE HABER YAZILARI ARASINDAKİ FARKLILIKLAR ,BENZERLİKLER,KARŞILAŞTIRILMASI

1 Mar 2016

KONULARINA GÖRE ELEŞTİRİLER

KONULARINA GÖRE ELEŞTİRİLER

Sanatçıya Dönük Eleştiri
Okura Dönük Eleştiri
Topluma Dönük Eleştiri
Esere Dönük Eleştiri


Sanatçıya Dönük Eleştiri:
Sanatçıyı ele alan, onun sanatını, sanatçılığı iyi ve kötü yönleriyle eleş­tiren eleştiri türüdür.

Okura Dönük Eleştiri (İzafî Eleştiri):
Bu anlayışa göre eleştiriye sınır koymak müm­kün değildir. Herkes kişisel zevkine ve düşüncesine göre eseri değerlendirir. Eleştiri “kitaplardan zevk almak, onlarla duyguları inceltmek ve zenginleştirmek sanatı”dır. Bu anlayışın belli bir yöntemi yoktur. Eserlerin ve türlerin sınıflaması da yoktur. Eseri okurken alınan zevk, eserin tek ölçüsüdür.

Topluma Dönük Eleştiri (Sosyolojik Eleştiri):
Bu görüş, edebiyatın kendi başına var olmadığı toplumla var olduğu ve toplumun bir ifadesi olduğu ilkesinden hareket eder. Buna göre eleştirmen; eseri ve okuyucuyu sosyal şartlardan soyutlamadan değerlendirme yapacaktır. Bu türde eleştiri yazanlar sosyoloji, folklor, iktisat gibi bilimlerin verilerinden faydalanır­lar.

Esere Dönük Eleştiri (Yapısal Eleştiri): Eseri konu alan eleştirilerde eserin kendine özgü bir yapısı olduğu kabul edilir ve eser bu yapıya göre değerlendirilir. Eseri oluşturan yapısal unsurlar( konu, olay örgüsü, dil ve anlatım özellikleri, tür özellik­leri vb.) çözümlenir. Bu tür eleştiri yapanların eleştirdiği eserin türü (roman, hikâye, şiir, tiyatro, müzik, si­nema vb.) hakkında yeterli bilgi birikimi olmalıdır.

ESERİ KONU ALAN ELEŞTİRİ ÖZELLİKLERİ

ESERİ KONU ALAN ELEŞTİRİ ÖZELLİKLERİ

Eseri konu alan eleştirilerde eserin kendine özgü bir yapısı olduğu kabul edilir ve eser bu yapıya göre değerlendirilir. Eseri oluşturan yapısal unsurlar( konu, olay örgüsü, dil ve anlatım özellikleri, tür özellik­leri vb.) çözümlenir. Bu tür eleştiri yapanların eleştirdiği eserin türü (roman, hikâye, şiir, tiyatro, müzik, si­nema vb.) hakkında yeterli bilgi birikimi olmalıdır.

ESERLE DIŞ DÜNYA ARASINDAKİ İLİŞKİYİ KONU ALAN ELEŞTİRİ ÖZELLİKLERİ



  • ESERLE DIŞ DÜNYA ARASINDAKİ İLİŞKİYİ KONU ALAN ELEŞTİRİ ÖZELLİKLERİ
  • Topluma Dönük Eleştiri (Sosyolojik Eleştiri): Bu görüş, edebiyatın kendi başına var olmadığı toplumla var olduğu ve toplumun bir ifadesi olduğu ilkesinden hareket eder. Buna göre eleştirmen; eseri ve okuyucuyu sosyal şartlardan soyutlamadan değerlendirme yapacaktır. Bu türde eleştiri yazanlar sosyoloji, folklor, iktisat gibi bilimlerin verilerinden faydalanır­lar.

SANATÇIYI ELE ALAN ELEŞTİRİ ÖZELLİKLERİ ,SANATÇIYA DÖNÜK ELEŞTİRİ ÖZELLİKLERİ

SANATÇIYI ELE ALAN ELEŞTİRİ ÖZELLİKLERİ

SANATÇIYA DÖNÜK ELEŞTİRİ ÖZELLİKLERİ

Sanatçıya Dönük Eleştiri: Sanatçıyı ele alan, onun sanatını, sanatçılığı iyi ve kötü yönleriyle eleş­tiren eleştiri türüdür.

BİR ELEŞTİRİ YAZARINDA BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER MADDELER HALİNDE...

BİR ELEŞTİRİ YAZARINDA BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER MADDELER HALİNDE...
BİR ELEŞTİRİ YAZARINDA BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER MADDELER HALİNDE...
BİR ELEŞTİRİ YAZARINDA BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER MADDELER HALİNDE...
ELEŞTİRİ YAZARLARINDA BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER
  • Bir sanat eserinin gerçek değerini, özünü, yapısını, değerli-değersiz yönlerini ortaya koymalı. 
  • Nesnel olmalı.
  •  Araştırmacı olmalı. 
  • Ciddi, ağırbaşlı olmalı 
  • Dili sade, anlatımı açık ve anlaşılır olmalı. 
  • Yıkıcı değil yapıcı olmalı. 
  • Kanıtlama yoluna gitmelidir. 
  • Geçmişin ve çağının sanat olaylarını iyi bilmeli. 
  • Geniş bilgi ve kültür birikimiyle donanımlı olmalı 
  • Dünya Edebiyatı, sanatı ve kültürüyle ilgili genel bilgilere sahip olmalı 
  • Eleştirdiği konuyu, eseri veya olayı bütün olarak kavramalı