ÖZETİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ÖZETİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 May 2017

REFİK HALİT KARAY,BİR SALDIRI HİKAYESİNİN OLAY ÖRGÜSÜ,ÖZETİ,KİŞİLER,YER VE ZAMAN,TEMASI,TEMEL ÇATIŞMASI

REFİK HALİT KARAY - BİR SALDIRI HİKAYESİ 

ÖZETİ

www.edebiyatfatihi.net 

 Hayrullah Efendi,yağmurlu bir kış günü akşam vakti vapurdan inen dört yolcudan biridir.Her akşamki gibi bayırına tek başına tırmanmaya başlar.Ama birden alnına bir demirin dayandığını hisseder.Boğuk bir ses,cüzdanını vermesini emreder. Hayrullah Efendi,içi para dolu cüzdanını uzatır.Adam cüzdanı bakar,içinde;bir sürü yüzlük,beşlik bulunan cüzdandan bir tane beşlik alır.Cüzdanı geri uzatır ve koşarak uzaklaşır.Hayrullah Efendi ağzına kadar para dolu olan cüzdanından sadece bir beşlik alan bu adamı merak eder ve takip etmeye başlar.Adam takip edildiğinin farkında olmadan bir dükkâna girer.Koca somun bir ekmek alır hemen bir parçasını ağzına atar,peynir,zeytin alarak dükkândan çıkar.Hayrullah Efendi öğrenir ki bu adam hırsız değil,namuslu aç bir adamdır. Çünkü mütareke yıllarında bulunmaktadırlar.Yedek subaylar ne maaş alabilirlerdi ne iş bulabilirlerdi.Yıllarca yaşadıkları hudutlardan eve dönünce açlık ve yoksulluktan kurtulamazlar.Demin gırtlağına sarılan adam kendisi burada kârına bakıp işine sarıldığı yıllarda ; o işi rahatça yapılabilmesi için göğsünü tâ uzaklarda savaş meydanlarında siper yapmıştır. Zorla aldığı para bir pay, hattâ hak idir. Hayrullah Efendi ertesi gün bir kayık erzak hazırlatır ve adamın evine gönderir.

15 Nis 2017

YENİ TURAN ROMANININ OLAY ÖRGÜSÜ,ÖZETİ,KİŞİLER,YER VE ZAMAN,İNCELEMESİ

HALİDE EDİP ADIVAR'IN "YENİ TURAN"  ROMANININ OLAY ÖRGÜSÜ,ÖZETİ,KİŞİLER,YER VE ZAMAN,İNCELEMESİ

Halide Edip Adıvar 1910 yıllarında Ziya Gökalp, Yusuf Akçura ve Ahmet Ağaoğlu ile birlikte Türk Ocağı'nda çalışmaya başladıktan sonra yazdığı Yeni Turan adlı romanında (1912) yurt sorunlarına eğilir. II. Meşrutiyet döneminde geçen bu ütopik romanda, Yeni Turan adlı idealist bir partinin program ve çalışmalarını anlatırken yeni bir Türkiye'nin hangi sağlam temellere oturtulması gerektiği hakkında o zamanki görüşlerini açıklamak fırsatını bulur.


YENİ TURAN ROMANININ KONUSU: 7 Eylül 1912 tarihinde “Tanin” gazetesinde tefrika edilen ‘Yeni Turan’ romanı, 1908 yılında ilan edilen II. Meşrutiyet sonrası ortaya çıkan siyasî ve sosyal olayları irdeler. 

ROMAN HAKKINDA GENEL BİLGİLER 

II. Meşrutiyet’in getirmiş olduğu hürriyet ve özgürlük sevinci, dönemin diğer sanatçıları gibi Halide Edip Adıvar’ı da derinden etkiler. Bu etkiler, yazarın yazın hayatında değişik şekillerde ifade bulur. ‘Yeni Turan’ romanı da bu etkilerin açık bir şekilde yer aldığı bir eserdir. 

Dönemin siyasî ve sosyal olaylarının siyasî ve ideolojik bir yansıması olan eser, yaşamın siyasete, siyasetin yaşam alanlarıyla ilişkisini kurmaca dünyaya taşır. ‘Yeni Turan’ romanı, isim ve içerik açısından bir bütünlük teşkil eder. Yeni ibaresi, ‘kullanılmamış; oluş veya çıkışından beri çok zaman geçmemiş, en son edinilen, düşünülmemiş, bilinmeyen, daha öncekilerden farklı olan anlamına gelir. Bu açıdan çağrışım değeri olarak başlangıç, doğuş, uyanış gibi değerleri imler. “Turan” kavramı ise dünya üzerinde yaşayan bütün Türklerin bir bayrak altında toplandıkları (ülkü) ülkedir. Yazar, ‘Yeni Turan’ -ülkesinde-ülküsünde, siyasî-politik ve kültürel olarak Türkiye sınırları içinde yaşayan başta Türkler olmak üzere bütün milletleri bir sancak etrafında toplamayı arzular. Böylece ideal insan, toplum ve devlet yaratmayı amaçlar. “Yeni Turan romanı, Ziya Gökalp’ın etkisiyle yeniden ateşlenen milliyetçilik akımını konu edinişi, yazarın sanat hayatında yeni bir dönemin müjdecisi olmuş bir eserdir.” (Acaroğlu 1964: 7). Halide Edip’in siyasî ve sosyal alandaki milliyetçilik düşüncesi ve düşünün kurgusu olan ‘Yeni Turan’ romanında, Ziya Gökalp’ın büyük tesirleri vardır. Ziya Gökalp için; “Onun, başta Yeni Turan olmak şartıyla ilk eserlerimin üzerinde büyük tesiri vardır.” (Adıvar 2008: 189) diyen yazar, Gökalp’ın siyasî ve kültürel fikirlerinin bir kısmını bu eserinde içselleştirir. ‘Yeni Turan’ ülküsü, atalar ruhunu geçmişten günümüze ve günümüzden geleceğe taşımayı amaçlayan yeni bir hayat, yeni bir doğuştur. Bu açıdan romanda ele alınan; yeni hayat, kuruluş ve kurtuluş, sosyal-bireysel yabancılaşma, siyasî-politik ve kültürel çatışma gibi izlekler dönemin meseleleri olarak çağın akışında yankılanır. Romanda yeni ile eski, değişim ile düzen, kuruluş ve kurtuluş arzuları gibi izlekler, kişi, kavram ve simgeler üzerinde verilerek toplumun içinde bulunduğu çıkmazlar, tarihsel gerçeklik içinde irdelenir.

KAYNAK: "Veysel ŞAHİN HALİDE EDİP ADIVAR’IN ‘YENİ TURAN’ ROMANINI YENİDEN ANLAM(LANDIRM)A" adlı makalesi... 

5 Mar 2017

AHMET KUTSİ TECER , "SATILIK EV" OYUNUNUN KONUSU, ÖZETİ,TEMEL ÇATIŞMALARI ,KARAKTERLER VE ÖZELLİKLER ,İNCELEMESİ

AHMET KUTSİ TECER , "SATILIK EV" OYUNUNUN KONUSU, ÖZETİ,TEMEL ÇATIŞMALARI ,KARAKTERLER VE ÖZELLİKLER ,İNCELEMESİ


"SATILIK EV"

TÜRÜ : DRAM 
Oyunun Konusu : Bir ailenin yozlaşma ve çözülüş hikayesi
Teması : Yanlış Batılılaşma  , Kültürel  yozlaşma   
Temel Çatışması : Oyunun temel çatışması , kişilerin yaşadığı kültürel çatışmadır. (DOĞU-BATI) 


"SATILIK EV" TİYATROSUNUN KISA ÖZETİ

İstanbul’un eski konaklarından birinde yaşayan bir ailenin erkeği Fatin Kaya, yorgunluktan hastalanıp bilincini yitirir. Altı ay süren bu hastalık sırasında ekonomik şartları gayet iyi olan aile geçim sıkıntısı çekmeye başlar. Bahçıvan, hizmetçi, kapıcı konaktan ayrılır ve evin tüm işlerini Ferhunde Hanım yüklenir. Ekonomik yönden biraz rahatlamak için, evin üst katı da Amerikalılara yüksek bir ücretle kiraya verilir.

Bilincini kazanan Fatih Kaya bu değişimi çok yadırgar. Hanımı ile çocukları Selma ve Orhan, tam bir Amerikanvari yaşantı içine girmiştir. Bu arada kendisi de İdare Meclisi’nden atılmıştır.
Kültürel değerlerine sıkı sıkıya bağlı olan Fatin Kaya, ne hanımının sürekli dışarı çıkıp para harcamasından, ne de evdeki değişikliklerden memnun değildir. 

Bu arada mümessillik işi olunca ekonomik durumu biraz rahatlamış, hizmetçi Fatma eve gelmiştir. Ancak hanımının bu savurganlığını, evi ipotek ederek aldığı parayla yaptığını öğrenen Fatin Kaya
iyice bunalır. Onun bu sinirli haline tahammülü kalmayan ve gözü kolay yaşantıda olan Orhan, Amerika’ya gider; Selma da bir Amerikalıyla kaçar.

Aklî dengesi bozulan ve bilincini tekrar yitiren Fatin Kaya, bir sağlık
yurduna yatırılır. Konak da, Ferhunde’nin, kin beslediği kardeşi Saide’ye satılır. Ferhunde, kendi evine bir ziyaretçi gibi girmektedir artık...

KARAKTERLER :

Fatin Kaya: Kültürel değerlerine sıkı sıkıya bağlı biri.
Selma : Amerikan tarzı hayat tarzına düşkün , kültürel ve ahlaki yozlaşma yaşayan biri
Orhan : Annesi gibi kültürel yozlaşma yaşayan biri

NALINLAR TİYATRO KONUSU , ÖZETİ , TEMASI ,ÇATIŞMALARI , KARAKTERLER VE ÖZELLİKLERİ

NALINLAR TİYATRO KONUSU , ÖZETİ , TEMASI ,ÇATIŞMALARI , KARAKTERLER VE ÖZELLİKLERİ 

İnceleme : edebiyatfatihi.net

NECATİ CUMALI-NALINLAR

Konusu: Toplumun gülünç ve aksak yönlerini göstermeyi amaçlayan bir “töre komedisi” olan “Nalınlar” bir kız kaçırma olayı çevresinde gelişir.

Teması : Köyden kız kaçırma

Türü : Töre komedisi

Temel Çatışması : Töreler-birey çatışması

NALINLAR OYUNUNUN ÖZETİ

 Osman ile Seher’in aşkını işleyen bu oyun, Osman’ın Seherlerin evlerinin önünde dolaşarak eve ayna tutmasıyla başlar. Muhtar, on beş yıl önce bir davada kendi lehine ifade vermeyen Osman'ın babasından öç almak istemektedir. Bu yüzden aracılar yoluyla Osman'ın evin önünde dolaştığını Seher'in ağabeyi Ömer’e duyurur. Ömer, babasından kalan mirası  kız kardeşiyle bölüşmemek ve çeyiz masrafından kurtulmak için bu ilişkiye karşı çıkmaktadır.

www.edebiyatfatihi.net

31 Eki 2016

SAİT FAİK HAVUZ BAŞI ÖYKÜSÜNÜN KONUSU,TEMASI,ÖZETİ,AMACI,YER VE ZAMAN,İNCELEMESİ (ilk kez burada)

SAİT FAİK HAVUZ BAŞI ÖYKÜSÜNÜN KONUSU,TEMASI,ÖZETİ,AMACI,YER VE ZAMAN,İNCELEMESİ (ilk kez burada)
SAİT FAİK HAVUZ BAŞI ÖYKÜSÜNÜN KONUSU,TEMASI,ÖZETİ,AMACI,YER VE ZAMAN,İNCELEMESİ (ilk kez burada)
SAİT FAİK HAVUZ BAŞI ÖYKÜSÜNÜN KONUSU,TEMASI,ÖZETİ,AMACI,YER VE ZAMAN,İNCELEMESİ (ilk kez burada)

BİNNAZ OYUNUNUN KONUSU,ÖZETİ,OLAY ÖRGÜSÜİ,KİŞİLER ,YER VE ZAMAN

YUSUF ZİYA ORTAÇ / BİNNAZ (1919)Sevgili takipçilerimiz , Cumhuriyet dönemi heceyle yazılan ilk manzum tiyatro eseri  Yusuf Ziya Ortaç'ın  / Binnaz adlı eseridir.
KONUSU ŞÖYLE:Lâle Devri’inde Payitaht’ın içinde hortlayan kanunsuzluklar, devletin düştüğü acz ve toprakların kaybedilme sebepleri piyeste acıyla dillendirilir. Lale Devrinin en güzel kadınlarından Binnaz'la devlete karşı ayaklanan Ahmet Efe'nin aşk ve macera öyküsü.

25 Eki 2016

MÜSAMERETNAME (GECE HİKAYELERİ) KONUSU,ÖZETİ,ÖZELLİKLERİ,EMİN NİHAT

Müsameretname "gece hikayeleri" demektir.
Emin Nihad’ın yedi uzun hikâyeyi ihtiva eden Müsâmeretnâme’si (1872-1875) Ahmet Mithat Efendi'nin Letaif-i Rivayat serisinden çıkan ilk hikayelerinden sonra, Modern Türk hikayesinin ilk ve önemli örneklerindendir.

KONUSU:
İlk cüzün başındaki açıklamalardan :

Bir evde toplanan kafa dengi dostlar vakit geçirmek için önce gazete okurlar bir süre sonra dinleyenlere ibret olması için gençliklerinde başlarından geçen maceralarını anlatırlar. İlk cüzün sonuna konan açıklama notunda ise Müsameretname ‘deki hikayelerin gerçek hadiselerden ibret verici 10 adet hikayeyi ihtiba ettiği bildiriliyor.

10 hikaye bulunması gereken Müsameretnamede 7 hikaye bulunuyor. Bunun sebebi ise Emin Nihat Bey ‘e hikaye vermeyi vaat edenlerin sözünde durmayışıdır.

Eserin Bölümleri:

1) Binbaşı Rıfat Bey’in Sergüzeşti

2) Kapı Kethüdası Behçet Efendi ile Makbule Hanım ‘ın Sergüzeşti

3) Bir Osmanlı Kaptanının Bir İngiliz Kızıyla Vuku Bulan Sergüzeşti

4) Gerdanlık Hikayesi

5) Vasfi Bey ‘in ve Mukaddes Hanım ‘ın Sergüzeşti

6) Faik Bey ile Nuru Dil Hanım ‘ın Sergüzeşti

7) İhsan Hanım yahut Atiye Hanım ile Aşığının Sergüzeşti

19 Haz 2016

TÜRKÇENİN SIRLARI,ÖZETİ,KONUSU,ANLATILANLAR,ANA DÜŞÜNCESİ...

Ülkemizin önemli edebiyat tarihçilerinden araştırmacı-yazar Nihat Sami Banarlı , Türkçenin Sırları adlı kitabında , samîmî bir Türkçe sevgisini ve Türkçeyle yapılan yılların çalışmalarını ortaya koymuştur.
Banarlı bu eserinde Türkçemizin nasıl yanlış kullanıldığını , hangi ideolojik çevreler tarafından nasıl yıpratılmak istendiğini enfes üslubuyla okuyucuya aktarmıştır.
Türkçemizin bu denli zenginliği ve güzelliği ve bizim bu fevkâlâdelik karşısındaki âciz kullanımlarımız bu kitapta bir tokat gibi yüzümüze çarpmıştır. Tokat her ne kadar çok yumuşak ve akıcı bir dilde atılmış olsa da tesiri inanın çok yüksek olmuştur.

BİR DİL KONFERANSI
Nihat Sâmi Banarlı, kitabın bu bölümünde bir Osmanlı diplomatının başından geçen bir hâdîse ile başlıyor. Diplomatımızın katıldığı bir mecliste zamanın en güçlü devleti sorulunca diplomatımız tarafından verilen cevap Osmanlı İmparatorluğu oluyor. Bu cevaba çok şaşıran ve sorunun sâhibi olan diplomata Osmanlı diplomatı şu zekâ dolu cevabı veriyor: Siz dışarıdan biz içeriden yıkmaya çalıştığımız halde o hâlâ ayakta duruyor.
Diplomatımız Fuad Paşa’nın bu hoş cevabı bize bir gerçeği hatırlatıyor. Çünkü ülkeyi hem dıştan hem de içten yıkmak isteyenler Avrupalı devletlerdir.
Bu fâliyetler bu gün hâlâ devam etmektedir.

2 Haz 2016

NİÇİN ZENGİN OLMAMIŞ HİKAYE KONUSU,ÖZETİ,İNCELEMESİ

İNCELEME : www.edebiyatfatihi.net 

ÖMER SEYFETTİN "NİÇİN ZENGİN OLMAMIŞ?" HİKAYE İNCELEMESİ 
Usta öykücümüz Ömer Seyfettin kısacık acıklı  hayatında(BURADAN okuyun) kabına sığmaz zekâsı ve millî ruh ve heyecanıyla pek çok hikâye yazmıştır. (yaklaşık 151 tane )www.edebiyatfatihi.net 

5 May 2016

PARASIZ YATILI KİMİN ESERİ,TÜRÜ VE KONUSU ,ÖZETİ

PARASIZ YATILI adlı eser FÜRUZAN'IN ÖYKÜ KİTABIDIR...

 “Parasız Yatılı”, Füruzan’ın öykücülüğünün tartışmasız köşe taşlarından biridir. Bu öyküyle birlikte ‘parasız yatılı’ deyiminin zihinlerdeki anlamı yeni bir içerik kazanır.Yazarın bu İlk kitabı Parasız Yatılı ile 1972 Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazanınca ünlendi. Bu ödülü kazanan ilk kadın yazar ünvanını aldı...

24 Şub 2016

ESRAR-I CİNAYAT ROMANININ KONUSU,ÖZETİ,TEMASI,İLK YERLİ POLİS ROMANI ÖZELLİĞİ,İNCELEMESİ

ESER : ESRAR-I CİNAYAT 
TÜRÜ: ROMAN
YAZARI: AHMET MİTHAT EFENDİ
derleme :www.edebiyatfatihi.net
GENEL BİLGİ:

Ahmed Mithat Efendi'nin yazınımızda polisiye romanın ilk örneği sayılan Esrâr-ı Cinâyât (Cinayetlerin Sırrı) romanı, hem sürükleyici konusu, hem de yazarın kendisine özgü anlatımlarıyla dikkati çekmektedir. Bir gazetenin cinâyet haberiyle başlayan zekî ve becerikli müstantik (polis dedektifi) Osman Sabri, kılık değiştirme ustası olan yardımcısı Necmi ve kendisini halkın sesi olarak gören *** gazetesi yazarının çabalarıyla, yüksek düzeydeki bir görevlinin koruduğu kalpazan çetesinin ortaya çıkarılmasıyla sonuçlanan yapıt, yayımlandığı dönemde olduğu kadar bu gün de ilgiyle okunacak bir ustalıkla kaleme alınmıştır. 

ÖZETİ: 
Edebiyatımızda ilk yerli polis romanı olmasına rağmen başarılı eserde olay, 1870 yıllarına doğru İstanbul'da geçer. Boğaz'ın bitiminde Öreke Taşı denilen kayalıkta bir temmuz gecesi genç bir kızla iki adam öldürülmüştür. Beyoğlu mutasarrıflığı komiserlerinden Osman Sabri ve taharri memuru Necmi, katili aramaktadırlar. Bir ay sonra da Halil Sûrî adında bir zengin, Beyoğlu'ndaki evinde tavana asılı bulunur.

16 Şub 2016

DAHA ON YEDİ YAŞINDA KONUSU,ÖZETİ,TEMASI ,KİŞİLER, YER VE ZAMAN,İNCELEMESİ

AHMET MİTHAT EFENDİ
HENÜZ ON YEDİ YAŞINDA
TÜRÜ: ROMAN


KONUSU: Henüz On Yedi Yaşında, büyük talihsizlikler sonucunda bir umumhaneye düşmüş olan on yedi yaşındaki Kalyopi’nin sonu mutlu biten hikâyesini anlatır.

TEMASI: Ahmet Midhat Efendi,  Henüz On Yedi Yaşında adlı romanında "düşmüş kadına acıma ve onu kurtarma"  temasını işler. 

ÖZETİ:
Ahmed Mithat Efendinin 1881 yılında yazdığı Henüz On Yedi Yaşında ismindeki romanında Ahmed Efendi ile arkadaşı Hulusi Efendi'nin izlemiş oldukları bir oyundan sonra zaruri olarak gittikleri bir umumhanede tanıştıkları Kilyopi'nin başından geçenleri anlatmakta. Bu zaruriyet, o geç vakitte kalacak başka yer bulamamaklarından kaynaklanmaktadır. Ahmed Efendi, bu ilk geceden sonra sıklıkla ziyaret ettiği ve sadece hikayesini dinlemekle yetindiği Kilyopi adına oldukça üzüntü duyup, onu içinde bulunduğu bataklıktan kurtulmak için elinden geleni yapmaya çalışır.

ROMANIN DAHA AYRINTILI İNCELEMESİ İÇİN TIKLAYINIZ

5 Şub 2016

ÖMER SEYFETTİN KURUMUŞ AĞAÇLAR HİKAYESİNİN KONUSU,ÖZETİ,KİŞİLER,YER VE ZAMAN,İNCELEMESİ

ÖMER SEYFETTİN
KURUMUŞ AĞAÇLAR ÖYKÜSÜNÜN ÖZETİ:
inceleme: www.edebiyatfatihi.net

1 Şub 2016

DÜNYAYA İKİNCİ GELİŞ YAHUT İSTANBULDA NELER OLMUŞ ROMAN KONUSU,ÖZETİ,İNCELEMESİ

AHMET MİTHAT EFENDİ 
DÜNYAYA İKİNCİ GELİŞ
TÜRÜ: ROMAN 

KONUSU VE KISA ÖZETİ: 
Ahmet Mithat Efendi tarafından 1875'te  yazılan romanda olaylar, III. Selim devrinde geçer. İstanbul’da Veysel Efendi’nin kâhyalığına kadar yükselmiş, hadım köle Mesut, geceleri kadın kılığına girerek konak konak dolaşmaktadır. Bu dolaşmaları sırasında, efendisinin oğlu ile seviştiği için esirciye teslim edilen cariye, denenmek için verildiği konakta Mesut’la karşılaşır, onu tanır. Mesut, kendisini ele vereceğinden korktuğu kızı yok etmek isterse de öldürmeye kıyamaz, bir adada bir mağaraya hapseder. Lalası olduğu Osman’ın yalvarmalarına dayanamayınca ona, sevdiği kıza kavuşmasının bir çeşit ölümle mümkün olacağım söyler. Delikanlı kabul edince, o da cariyenin hapsedildiği mağaraya kapatılır. Orada bir de oğulları doğan Osman’la cariye Nergis, yedi yıl sonra bir yolunu bulup mağaradan çıkarlar. Bu ikisi için “dünyaya ikinci gelişidir ve mağarada geçirdikleri zaman zarfında İstanbul’da, dünyada çok şeyler olmuştur.

16 Ara 2015

HAMZANAME KONUSU,ÖZETİ,TEMASI,KİME AİT?,İNCELEMESİ

HAMZANÂME:
 Türk boylarının Anadolu’yu ele geçirme dönemi ürünlerinden biri de Hamzanâme’dir. Bu ürün için, İslamî kahramanlık hikayelerinin Türk halk edebiyatındaki ilk örneği denmektedir. X. yüzyıldan beri Türk boyları arasında anlatılan Hz. Hamza öyküleri, bu ürün Türkler arasında ortaya çıkmaya başladığı devreyi de göstermektedir.
Sahipkıran adıyla da menkabede tanınan Hz.

8 Tem 2010

NE OKU-YORUM

NE OKU-YORUM
ŞIK-HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR
  Favori yazarlarımdan Hüseyin Rahmi GÜRPINAR'ın "ŞIK" romanını az önce bitirdim.Daha çocuk yaşta sayılabilecek bir yaşta yazdığı bu romanı diğerlerine göre çok beğenmedim desem herhalde büyük üstada saygısızlık yapmış olmam...Zaten kendisi de  kitabın önsözünde birçok cümlesinde beceriksizlik, acemilik adeta çocukluk, bazı fikirlerdeki büyük saflık olduğunu beyan eder.Ama onun bu hali bile şimdilerde "çerez" romanlar yazan kendisini büyük edebiyatçı zanneden zevata bile taş çıkartacak cinsten...

   ŞIK DOĞU-BATI çatışması içerisinde yanlış batılılaşmanın meydana getirdiği traji-komik durumları anlatan mizahi yönü ağır basan bir roman.Hüseyin Rahmi, Batılılılaşmaya kalkıp da gülünç duruma düşen insanları Şık romanındaki iki kahramanı sayesinde vermektedir: Şatırzade Şöhret(DİĞER ADIYLA ŞIK) ve Madam Pötiş. Batılı olmaya kalkan ama bunu yüzüne gözüne bulaştıran, batılılılaşmayı sadece giyim kuşam taklidi sananları eleştirmektedir. “Frenk’ten ziyade Frenk olmaya çalışan insanları" gayet güzel betimlenmektedir.
   Hüseyin Rahmi en büyük tutkunuyum, dediği A.Mithat Efendi'nin etkisinden olacak romanın akışını kesip okuyucuya bilgi verip kendi düşüncelerini sıralıyor ki bu da maalesef Tanzimat romancılığının en büyük teknik kusurlarından biridir.Ahmet Mithat Efendi'nin bir de romana son sözü yapıp iyi dilek ve temennilerde bulunması işin tuzu biberi olmuş...
  Sonuç olarak romanımızda doğallığın ve gerçekçiliğin en önemli kavşaklarından biri olan Hüseyin Rahmi'nin bu acemilik dönemi yapıtı da okunmaya değer...Bir büyük üstadın edebi doğuşunun ilk ürünlerinden olan ŞIK'kı okumanızı tavsiye ederim; başka bir ŞIK'KINIZ yoksa tabii:))))