Sevgili takipçilerimiz, bu yazımızda 11. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı mülakat-röportaj ünitesi konu anlatımı, özet ders notu yer alıyor.

Yeni müfredat ve MEB ders kitabını esas alarak hazırladığımız bu ders notunda mülakat ve röportaj türlerinin özellikleri, aralarındaki farklar,  Cumhuriyet öncesinde mülakat, Cumhuriyet Dönemi’nde mülakat türündeki önemli eserler, Cumhuriyet Dönemi’nde röportaj türündeki önemli eserler gibi içerikler var.

☝ Bu ders notunu aynen veya değiştirerek hiçbir yerde yayınlanmanıza iznimiz yoktur.

11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERS NOTLARI

MÜLAKAT-RÖPORTAJ ÜNİTESİ
Ünite İçeriği:
  • Cumhuriyet öncesinde mülakat
  • Cumhuriyet Dönemi’nde mülakat
  • Cumhuriyet Dönemi’nde röportaj
MÜLAKAT NEDİR? ÖZELLİKLERİ
Herhangi bir konu üzerinde, ünlü veya uzman kişiyle yapılmış konuşmaları yansıtan yazı türüne mülakat (görüşme) denir.
  • Alanında ün yapmış ya da toplum tarafından tanınmış kişilerle yapılır.
  • Mülakat; yalnızca soru ve cevaplardan oluşan, mülakatı yapan kişinin kişisel düşüncelerini metne aktarmadığı bir türdür.
  •  Mülakatın konusu, görüşme yapılacak kişinin uzmanlık alanına göre değişir.
  • Mülakatta sorulacak sorular önceden belirlenir.
  • Mülakatta sorulan sorulara verilen cevaplar olduğu gibi aktarılır. (Verilen cevaplara mülakat yazarı yorumunu katmaz.)
  • Mülakatlarda ağırlıklı olarak söyleşmeye bağlı anlatımdan yararlanılır.
  • Mülakat Öncesinde Ne Gibi Hazırlıklar Yapılması Gerekir?
  • Görüşülecek kişiyle bir ön görüşme yapılmalıdır.
  • Yer, zaman ve konu önceden belirlenmelidir.
  • Yazar konuyla ilgili ön çalışma yapmalı, bilgi kaynaklarına başvurarak soruları hazırlamalıdır.
  • Soruları tarafsız bir bakış açısıyla hazırlamalıdır.
  • Soruları belli bir sıraya koymalıdır.
MÜLAKAT TÜRÜNDEKİ ÖNEMLİ ESERLER
Edebiyatımızda mülakat türünün ilk örneği Ruşen Eşref Ünaydın’ın 1918 yılında yazdığı “Diyorlar ki” adlı eseridir. 
RÖPORTAJ NEDİR? ÖZELLİKLERİ

Röportaj; bir gerçeği, sorunu, olayı ya da durumu ortaya koymak; açığa çıkarmak amacıyla oluşturulan öğretici gazete ve dergi yazısıdır.
  • Genellikle gazete ve dergilerde yayımlanan yazı türüdür.
  • Toplumsal, sanatsal olay ya da olgular işlenir.
  •  Röportajlarda; birden fazla kişiye yöneltilen soru, araştırma ve gözlemler yer alır.
  • Yazar anlattıklarının doğruluğunu; konuşma, bilgi toplama ve fotoğraflarla destekler. Konu ile ilgili fotoğraf, belge ve filmlere yer verilir.
  • Röportajı gerçekleştiren kişinin o konu veya yer ile ilgili kişisel düşünceleri de yer alır.
  • Röportajlarda birçok insanın gördüğü ve bildiği şeyler ustaca dile getirilir.
  • Açıklayıcı, öyküleyici, betimleyici ve tartışmacı anlatım yollarından yararlanılır.
  • Belli bir plana göre yazılır.
  • Kısa cümlelerle metin hareketli hâle getirilir.
 RÖPORTAJ TÜRÜNDEKİ ÖNEMLİ ESERLER
 CUMHURİYET DÖNEMİ



Yaşar Kemal
Çukurova Yana Yana
 Bir Bulut Kaynıyor
Peri Bacaları
Bu Diyar Baştan Başa
Yanan Ormanlarda Elli Gün

Fikret Otyam
Ha Bu Diyar, Topraksızlar

Tahir Kutsi Makal
İç Göç, Acı Yol
Halil Aytekin

Doğuda Kıtlık Vardı
Necmi Onur
Mezarlarında Yaşayanlar
Celalettin Çetin
Büyük Göç

















RÖPORTAJ VE MÜLAKAT ARASINDAKİ FARKLAR
Röportaj ve mülakat, farklı türler olmalarına rağmen birbirileriyle çokça karıştırılır. Kimi zaman
aynı tür olarak da algılanır.

FARKLARI:
  • Mülakat esas olarak mülakat yapılan kişiye sorular sorularak gerçekleştirilir. Röportajda ise muhataplara soru sormayla beraber bir olayı öyküleme, izlenim ve betimlemelere yer verme de söz konusudur.
  • Mülakatta bir kişiyi sorulara verdiği cevaplarla tanıtmak amaçlanır. Röportajda ise bir olayı sorgulamak, bir gerçeği ortaya koymakla kamuoyunu aydınlatmak amaçlanır.
  • Mülakatın alanı görüşülen kişiyle sınırlıyken röportajda her çeşit konu ve olay ayrıntılı bir biçimde irdelenir.
  • Röportaj, mülakattan daha geniş kapsamlı bir türdür.
  • Röportaj yazarı süslü bir dil tercih edebilecekken mülakatta açık ve kısa bir anlatım tercih edilir.
RÖPORTAJ-GEZİ YAZISI FARKLARI
  • Röportajlarda asıl amaç gidilen yerin tanıtımını yapmak değildir. Röportajlarda bir gerçeğin ortaya çıkarılması amaçlanır. Bunun için farklı yerler gezilip anlatılabilir. Gezi yazılarında ise gezilen görülen yerlerin çeşitli yönleriyle tanıtılması amaçlanır.
  • Gezi yazılarında kişilerin konuşmalarına fazla yer verilmez. Röportajlarda yer verilir. Röportajda bir yerin güzelliklerini yansıtmaktan çok o yerde yaşayan insanların sorunlarını deşmek, ortaya çıkarmak ön plandadır.

MÜLAKAT ÖRNEĞİ:
SELİM İLERİ’YLE SÖYLEŞİ
(Ethem BARAN-Şaban ÖZÜDOĞRU
Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim Dergisi)


Siz de yazı hayatına hikâyeyle başlayıp sonra romana geçen yazarlardan birisiniz. Niçin hikâye¬den sonra roman?

Aslında tam öyle değil. Ben hep roman yazmak istiyordum. Ortaokulda iken dört beş roman yazdım. Onlara roman denebilir mi bilmiyorum ama roman yazdım. Bu tür kitaplar, bu taslaklar yayımlanmadı. Gazetelere götürdüm. O zamanlar daha tefrika geleneği sona ermemişti. Benim çok sevdiğim bir şeydir gazetede roman tefrikası. Yazık ki bugün artık yok...

Siz hazırladığınız "İlk Gençlik Çağına Öyküler" ve "Gençlere Türk Romanından Altın Sayfalar" adlı kitaplarla gençliğe zaten yol göstermek istiyorsunuz. Bu yönünüzü dikkate alarak, gençlerimize ve yazar adaylarına önerileriniz nelerdir?

Okumaları, çok okumaları. Günün moda değerleriyle yetinmemeleri. Bir hastalık hâlinde sadece basının dayattığı kişiler kaldı koca bir edebiyattan geriye. Ona çok fazla kapılmamaları gerekiyor. Hele yazar ola¬caklarsa en azından, hiç olmazsa son seksen yıllık edebiyatımızı tümüyle okusunlar demiyorum, o da zor bir şey aslında ama bir panoramasını çıkaracak kadar doğrudan doğruya eserleri okumalarını öneririm. Zincirin neresindeyiz, hangi halkasıyız, bunun bilincinde olmalıyız çünkü bakıyorsunuz yeni yazarlara, her şeyi kendilerinin keşfettiklerini sanıyorlar. Oysa geçmişte onların hepsi yapılmış, gene yapılır ama hiç değilse geçmişe bir saygı duyularak, oraya bir göndermede bulunularak yapılmalı. O açıdan en çok arzu ettiğim şey gençlerin çok okumalarıdır. Bu sözünü ettiğiniz antolojileri de edebiyatımızın bir panoraması ortaya çıksın amacıyla yaptım. Anne-babalar alıp çocuklarına hediye ediyorlar bu kitapları; onlar ya hediye olarak bir köşede kalıyor ya da gençler anne-baba baskısıyla okumak istemedikleri için yine sonuçta anne babalar tarafından okunuyorlar galiba.

Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar