Bu yazımızda 11. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı roman ünitesi konu anlatımı, özet ders notları yer alıyor. 

(Ders notu güncellenmiştir.)  www.edebiyatfatihi.net
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Notu 6. Ünite: Roman

Roman ünitesi şu konulardan oluşuyor:
  • Cumhuriyet Dönemi’nde roman (1923-1950)
  • Cumhuriyet Dönemi’nde roman (1950-1980)
  • Modernizm akımı
  • Dünya edebiyatında roman
  • Anlatım bozuklukları, yazım ve noktalama çalışmaları
  • Okunan bir roman hakkında inceleme ve değerlendirme yazısı yazma
  • Bir romanı sinemaya uyarlanmış hâliyle karşılaştırma


11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Notu 6. Ünite: Roman

Roman Nedir?

Olmuş ya da olması mümkün olayları kişi, yer, zaman bağlamında anlatan, hikâyeye göre daha uzun, anlatmaya dayalı edebi bir türdür.

KISACA ROMAN

a. Uzun b. düzyazı (nesir)
c. olaya ve anlatmaya dayalı ç. Kurmaca gerçeklik


➤Roman türünün ilk örneği İspanyol yazar Cervantes’in Don Kişot adlı eseridir. (17.yy)
➤Türk edebiyatında ise ilk yerli roman Şemsettin Sami'nin yazdığı  Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat'tır.


TÜRK EDEBİYATINDA ROMAN TÜRÜNÜN GELİŞİMİ

Türk edebiyatında roman türündeki ilk örnekler Tanzimat Dönemi’nde verilmeye başlamıştır (19.yy) Roman türü önce Batı edebiyatından çevirilerle edebiyatımıza girmiştir, daha sonra ilk yerli örnekler verilmiştir.
  • İlk çeviri roman: Yusuf Kâmil Paşa’nın Fenelon’dan çevirdiği Telemak 
  • İlk yerli roman: Şemsettin Sami’nin yazdığı Taaşşuk-ı Talât ve Fitnat 
  • İlk edebî roman: Namık Kemal’in yazdığı İntibah 
  • İlk tarihî roman: Namık Kemal’in yazdığı Cezmi 
  • İlk köy romanı: Nabizade Nazım’ın yazdığı Karabibik 
  • Romantizmden realizme geçişin ilk örneği: Sami Paşazade Sezai’nin yazdığı Sergüzeşt 
  • İlk realist roman: Recaizade Mahmut Ekrem’in yazdığı Araba Sevdası 
  • İlk psikolojik roman denemesi ve ilk tezli roman: Nabizade Nazım’ın yazdığı Zehra romanıdır. 
  • İlk polisiye roman: Ahmet Mithat Efendi-Esrâr-ı Cinayet 
  • İlk post-modern roman: Oğuz Atay-Tutunamayanlar 
Türk edebiyatında roman türündeki asıl büyük gelişmeler Servetifünun, Millî Edebiyat ve Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda olmuştur. Servetifünun yazarı Halit Ziya Uşaklıgil Batılı roman tekniğine uygun olarak kaleme aldığı Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu gibi romanlarıyla ilk roman ustamız olmuştur.

1923 - 1950 YILLARINDA TÜRK ROMANI
  • 1910 yılından itibaren millî duyguların ağır basmasıyla ve Türkçülük akımının etkisiyle millî konulara değinen, Anadolu’yu konu edinen romanlar yazılmaya başlanmıştır. 
  • 1930’lara kadar Millî Edebiyat etkisinde gelişen romanda eskiye karşı yeni değerlerin yüceltilmesi işlenmiştir. Bu dönemde Reşat Nuri Güntekin, Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi romancılarımız eser vermiştir. 
  • 1930’lardan sonra Türk romanında köylülerin, işçilerin, geçim sıkıntısı çekenlerin yaşamından ve sorunlarından söz edilmeye başlanmıştır. Romanlarda Anadolu coğrafyası ve insanı, köyden kente göçün neden olduğu sorunlar Sadri Ertem, Sabahattin Ali gibi toplumcu–gerçekçi anlayışa bağlı sanatçılar tarafından işlenmiştir.
  • İnsanın gerçekliğini psikolojik yönüyle anlatan Peyami Safa, Abdülhak Şinasi Hisar gibi romancılar da bireyin iç dünyasını esas alan yönelimle romanlar yazmışlardır.
  • 1923 - 1950 yıllarında sanatçılar, konularını günlük hayattan almışlar, toplum sorunlarını derine inmeden gözlemci–gerçekçi eserler yazmışlardır. Duygusal ve acıklı olaylar üzerine kurulmuş, rastlantılarla gelişen, zengin–yoksul, iyi–kötü gibi kalıplaşmış tiplerin işlendiği romanlar ortaya konmuştur.
  • 1940’lardan itibaren II. Dünya Savaşı’nın yıkımları, iki kutuplu bir dünyada kendine yer açma çabaları, sanayileşmenin getirdiği problemler, iç ve dış göç olguları romanlarda işlenmiştir. Bu dönemde yazarlar çok iyi tanıdıkları yöreleri, o yörelerin insanlarını hayat mücadeleleri ve yaşama biçimleriyle yansıtmaya özen göstermişlerdir. Bu dönemin romancılığında görülen en önemli yönelimlerden biri de köy romancılığıdır. Köy gerçeği romanlarda etkili biçimde ele alınmıştır. Kasaba ve şehirlerde yaşayan dar gelirli insanların içinde yaşadıkları toplumsal düzen de giderek romanlarda ele alınmıştır. Türk kadınının çağdaşlaşmak için verdiği mücadele başta olmak üzere, ekonomik bağımsızlığı, kadın–erkek münasebetleri, kadının aile ve toplum içindeki yeri, durumu da romanlarda ele alınmıştır.
1950-1980 YILLARINDA CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK ROMANI

1950-1980 arasında roman türü farklı eğilimlerle gelişimini sürdürmüştür.
  • Toplumcu gerçekçi, 
  • bireyin iç dünyasını esas alan
  • modernist
  • millî ve dinî duyarlılıkları yansıtan
➜Toplumcu-gerçekçiler: Kemal Tahir, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Samim Kocagöz, Fakir Baykurt gibi toplumcu gerçekçi yazarlar; toprak kavgaları, tarımın makineleşmesi, köyden kente göç gibi toplumsal konuları romanlarında ele almışlardır. 
➜Bireyin iç dünyasını esas alan romanlar: Peyami Safa, Abdülhak Şinasi Hisar, Ahmet Hamdi Tanpınar, Tarık Buğra, Samiha Ayverdi bireyin iç dünyasını esas alan romanlar yazmışlardır. ➜Modernist romanlar: Yusuf Atılgan, Oğuz Atay, Ferit Edgü, Adalet Ağaoğlu modernist çizgide romanlar vermişlerdir. 
➜Millî ve dinî duyarlılıkları yansıtan romanlar: Hüseyin Nihal Atsız, Mustafa Necati Sepetçioğlu, Bahaeddin Özkişi, Münevver Ayaşlı, Emine Işınsu, Sevinç Çokum millî ve dinî duyarlılıkları yansıtan romanlar yazmışlardır.

1950-1980 Cumhuriyet Dönemi'ndeki Önemli Romanlar

Aşağıdaki romanlar 1950-1980 arasında yazılan önemli romanlardır.
  • Kemal Tahir➝Devlet Ana, Yorgun Savaşçı
  • Orhan Kemal➝Cemile, Murtaza
  • Yaşar Kemal➝İnce Memed, Yılanı Öldürseler
  • Fakir Baykurt➝Tırpan, Yılanların Öcü
  • Peyami Safa➝Yalnızız
  • Ahmet Hamdi Tanpınar➝ Saatleri Ayarlama Enstitüsü 
  • Tarık Buğra➝Küçük Ağa, İbişin Rüyası
  • Yusuf Atılgan➝ Aylak Adam, Anayurt Oteli
  • Oğuz Atay➝Tutunamayanlar, Bir Bilim Adamının Romanı
  • Ferit Edgü➝Hakkâri’de Bir Mevsim
  • Adalet Ağaoğlu➝Fikrimin İnce Gülü, Bir Düğün Gecesi
  • Hüseyin Nihal Atsız➝Ruh Adam
  • Mustafa Necati Sepetçioğlu➝Kilit, Çatı
  • Bahaeddin Özkişi➝Sokakta, Köse Kadı 
Orhan Kemal- Murtaza Romanı:

Orhan Kemal’in toplumcu gerçekçi anlayışla yazdığı Murtaza adlı roman, 1952 yılında önce gazetede tefrika edilir ve aynı yıl kitap olarak yayımlanır. Eser eklemeler yapılarak 1969’da yeniden yayımlanır. Büyük ilgi gören roman 1965’te Murtaza, 1984’te ise Bekçi adıyla iki kez sinemaya uyarlanır; tiyatro eseri olarak da sahnelenir.

Romandaki olaylar, II. Dünya Savaşı sonrasında, Adana’da geçmektedir. Yazar; bu eserinde bir fabrikada gece kontrolörü olan, görevini her şeyin üstünde tutan, saf bir adam çevresinde gelişen olayları toplumcu gerçekçiliğe bağlı kalarak yansıtmıştır.

ROMANDA MODERNİZM

19. yüzyılda büyük gelişme sağlayan geleneksel roman anlayışı devam ederken 20. yüzyılın ilk
çeyreğinde yeni bir roman anlayışı ortaya çıkar. Aydınlanmayla birlikte oluşan, hümanizm ve demokrasi temeli üzerine yükselen bir düşünce sistemi olan modernizm, birçok alanı olduğu gibi romanı da etkilemiştir.

I ve II. Dünya Savaşları’nın insanlık üzerindeki yıkıcı etkileri modernizmin doğuşunda büyük rol
oynamıştır. “İnsan, yaşadığı dünyada hep acılarıyla baş başa kalmış ve yalnızlıktan kurtulamamıştır.
  Öyleyse insanın bu durumunu anlatmak gerekir.” görüşünden hareket eden modernist romancılar, geleneksel romancıların aksine kişilerin iç dünyalarını romanlarına katmayı ve “dün–bugün–yarın”dan oluşan zaman zincirini kırmayı hedeflerler.

Kişilerin anılarını ve bilgilerini, kafalarından neler geçtiğini, dillerinden dökülmeyip kalplerine gömdüklerini okuyucuya aktarabilmek için bilinç akışı, iç konuşma ve iç diyalog gibi teknikleri kullanırlar. Sinemadan aldıkları geriye dönüş tekniği ile de keskin zaman zincirini kırmayı amaçlarlar. Bu teknikler sayesinde okuyucu hem karakterler hakkında daha doğru bilgiler edinir hem de bugünün durdurulduğu, geçmişin araya girdiği iç içe geçmiş zaman ve olaylardan oluşan bir hikâye okur.

Modernist romanlarda neden–sonuç ilişkisi ortadan kalkmıştır. Roman, en baştan başlamak veya
belirli bir biçimle bitmek zorunda değildir. Yazar, insan dışındaki dünyayı yalın biçimde yansıtmaktan kaçınır, geleneksel anlatımın dışına çıkar, yer yer alegorik anlatımdan yararlanır, kelimelerin çağrışım gücünden yararlanarak şiirsel bir dil kullanır. Oğuz Atay'ın 
Tutunamayanlar romanında da başı ve sonu belli olan bir olay yoktur. Mekân, kişi, olay yerine bireyin iç dünyasına yönelme söz konusudur.

Modernist yazarlar, tek bir cümlenin bile atlanamayacağı bir yapı kurarlar. Bu yapı bilinçli kurgulanmış bir yapıdır ve okuru etkin kılar. Bu tür romanlarda en önemli tema yabancılaşmadır. Çoklu anlatıcı, çoklu bakış açısı da modernist romanların başka bir özelliğidir.


Modernist Romanlarda Anlatım

Anlatı türlerinde anlatıcı ile eser arasında önemli bir bağ bulunur. Anlatım teknikleri; yazarın duygu, düşünce, hayal, bilgi vb. dünyasını okuyucuya ilettiği en önemli araçlardan biridir. Yazar, eserinin
konusuna, temasına ve amacına uygun olan anlatım tekniklerini kullanarak okuyucuya ulaşmak ister.
Klasik anlatı türleri, yapı ve içerik bakımından karmaşık değildir. Ancak modern anlatı türlerinde yeni anlatım teknikleri kullanılmış, bu da anlatımda çeşitliliğin artmasını sağlamıştır. Modernist romanlarda özellikle bilinç akışı, iç çözümleme, geriye dönüş tekniklerinden sıklıkla yararlanılır.

Modernist Romanlarda Bilinç Akışı Tekniği

Bilinç akışı tekniği,
özellikle psikolojik eserlerde kullanılan bir teknik olup bireyin gizli yönlerini
belirten etkili bir yöntemdir. Bu teknikte karakterin düşünceleri olduğu gibi ifade edilmeye çalışılır.
Yazarlar, kronolojik zamana bağlı kalmaksızın, insanın bilinçaltının derinliklerine inebilirler. Bilinç akışı tekniğinde karakterin kesik cümlelerle, bir bütünlük içermeyen, çoğu zaman mantıksal çizginin dışına taşan karmaşası dile getirilir. Kahramanın kafasından geçenler düzensiz bir şekilde, çağrışımlarla farklı yönlere gider. Burada, roman karakterinin anlattıklarının çoğunda geçmişle şimdiki zaman, gerçekler hayal, kendi iç hesaplaşmaları bir aradadır. Bu teknikte duygu ve düşüncelerdeki karmaşıklık dikkati çeker.
Tutunamayanlar romanından alınan aşağıdaki parça bilinç akışı tekniğine örnektir.


Örnek: "Sizlere uğramadan edemedim. Şehri çok güzel ve değişmiş buldum. Yeni taşındığınız evi bulmakta güçlük çekmedim. Oğlunuz çok büyümüş. İnşallah büyüyünce sen de Turgut amcan gibi mühendis olursun. Daha beter olsun. Nermin ne yapıyor. İyidir, selam ve sevgileri var. İnşallah bir dahaki sefere onu da getiririm. Sen derslerine çalışıyor musun bakayım? Kaşlarını çattı. Amcalar bazen kaşlarını çatar, onlara güven olmaz. Süheyla’yı hatırlayacaksınız, teyzemin gelini. Nermin’le birlikte geliniz bir dahaki sefere. Geliriz dedik ya uzatmayın. Gitmiş kadar oldum."

Modernist Romanlarda İç Çözümleme Tekniği

İç çözümleme, anlatı türleri içinde kahramanların iç dünyasının, duygu, düşünce ve hayallerinin
yazar tarafından ifade edildiği bir anlatım tekniğidir. Bu tekniği kullanan yazar, mümkün olduğunca
objektif olur. İç çözümleme tekniği kahramanların tanıtımına yardım ettiği gibi anlatımın gerçekliğe
daha da yakın olmasını sağlar. 

Örnek: “Turgut, önündeki direksiyona, belli etmek istemediği bir çekingenlikle bakıyordu. Kimse sezmeden, korkusunu fark etmeden, bu inatçı ve onu tanımayan sertlikle nasıl uyuşabilecekti? Öğrendikten sonra, bütün zorluklar geride kaldıktan sonra vücudun her parçasında, başlangıçta bu makine kadar kör ve inatçı olan direnmenin yumuşadığını, mümkün olduğunu gördüğü zaman, yazık ki geçiş süresini unutuverir insan.”

Modernist Romanlarda Geriye Dönüş Tekniği

Geriye dönüş, zamanın kurgusuyla ilgili bir tekniktir. Anlatıcı, şimdiki zamandan önceki zamanlara giderek kahramanın geçmişinde meydana gelmiş bir veya birkaç olayını anımsatır. Geriye dönüş
tekniği, konunun daha iyi anlaşılmasında, kahramanların tanıtılmasında ve olayların sebeplerinin ortaya konmasında anlatıcıya yardımcı olur. Tutunamayanlar adlı romandan alınan aşağıdaki parça geriye dönüş tekniğine örnektir.

Örnek: “Üniversitede ders çalışırken de Selim, arkadaşlarına böyle takılırdı. Kim çıkarmıştı bu sözü?Kenan çıkarmıştı. Yüksek matematikten haziranda geçince, Selim’le bir olup, etüd odasında, çalışmaya çalışan Turgut’un baş ucundan ayrılmamışlardı. Kenan, Selim’in okulda tanıdığı ilk insandı. Turgut’un onları ilk farkettiği gün, sıranın üstüne bir şeyler yazıyorlardı.”

DÜNYA EDEBİYATI ROMAN

İspanyol yazar Cervantes’in (Servantes) Don Quijote (Don Kişot) adlı eseri, roman türünün başarılı
ilk örneği kabul edilir.

Dünyaca Ünlü Romanlar

Fransız Edebiyatı:
  • Victor Hugo➞Sefiller, Notre Dame’ın (Notr Dam) Kamburu
  • Balzac➞Vadideki Zambak, Goriot Baba 
  • Gustave Flaubert➞Madam Bovary
  • Stendhal➞ Kırmızı ve Siyah, 
  • Emile Zola➞Nana
Alman Edebiyatı:
  • Goethe➞ Genç Werther’in Acıları
  • Thomas Mann➞Buddenbrook (Budenbrok) Ailesi
İngiliz Edebiyatı:
  • Charles Dickens➞İki Şehrin Hikâyesi, Oliver Twist 
  • Daniel Defoe➞Robinson Crusoe 
Rus Edebiyatı:
  • Dostoyevski➞Suç ve Ceza, Karamazov Kardeşler
  • Tolstoy➞Anna Karenina, Savaş ve Barış
  • Gogol➞ Ölü Canlar, Palto
  • Puşkin➞Yüzbaşının Kızı
  • Gorki➞Ana, Benim Üniversitelerim
  • Turgenyev➞Babalar ve Oğullar
Amerikan Edebiyatı:
  • Jack London➞Vahşetin Çağrısı, Beyaz Diş
  • John Steinbeck➞ Fareler ve İnsanlar, Gazap Üzümleri
  • Ernest Hemingway➞Yaşlı Adam ve Deniz, Çanlar Kimin İçin Çalıyor
Kırgız Edebiyatı
  • Cengiz Aytmatov➞Gün Olur Asra Bedel, Beyaz Gemi 
Not: Ernest Hemingway, 1952’de yazdığı Yaşlı Adam ve Deniz adlı romanında yaşlı bir balıkçının okyanusta geçen mücadele dolu birkaç gününü anlatmıştır. Bu romanda yazar kendi maceracı kişiliğini de yansıtmıştır. Eserde yenilgi, galibiyet, korku, cesaret, merhamet, talih gibi temalar çevresinde insanın mücadeleci yönü yansıtılmıştır. Bu eser, yazarın Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasında önemli bir rol oynamıştır. Eser, birkaç kez sinemaya uyarlanmıştır.

YAZAR BİYOGRAFİLERİ:

YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU (1889–1974)
  • Kahire'de doğmuş, yazarlık, büyükelçilik ve milletvekilliği yapmıştır. 
  • Edebiyatın her alanında eser vermiştir. Fecriati’nin dağılmasından sonra Milli Edebiyat içinde yer almıştır. 
  • Çoğunlukla içinde yaşadığı toplumun dertlerini eserlerinde işlemiştir. 
  • Anadolucu, Atatürkçü, devletçi ve laik bir çizgide kalmıştır. 
  • Esas ününü romancılık alanında bulmuştur. 
  • Kuvvetli bir gözlem gücü vardır. 
  • Roman dili sadedir. 
  • Realist bir çizgide yaşamıştır. 
  • Eserlerinde aydın-halk çatışmasını yansıtmıştır. 
  • Eserlerinde belli tarihsel dönemleri ele aldı. 
  • Kiralık Konak: I. Dünya Savaşı öncesinin (kuşaklar arası farklılık,alafranga özentiliği,aile sarsıntıları) 
  • "Nur Baba" tekkelerin toplumda yol açtığı yıkıntılar ve yozlaşma anlatılır. 
  • Hüküm Gecesi: Meşrutiyet dönemindeki İttihat ve Terakki kavgaları... 
  • Sodom ve Gomore: Mütareke (işgal) yıllarındaki İstanbul'un ahlaki bozukluklarını,çöküntüleri, (Sodome ve Gomore kutsal kitaplarda ahlaksızlıklarından dolayı lanetlenen ve yerle bir edilen Ürdün'deki iki şehir) tasvir edilir... 
  • Yaban: Kurtuluş Savaşı yıllarındaki bir Anadolu köyü ve halk-aydın çatışması... 
  • "Panaroma" ve "Ankara" romanlarında Atatürk dönemindeki politika toplum ve kültür yaşamımız anlatılır. 
  • "Bir Sürgün" romanında 2.Abdülhamit'e karşı Paris'e kaçan Jön Türkleri anlatır. 
  • "Hep O Şarkı" ve *"Anamın Kitabı" adlı eserlerinde çocukluk dönemi anıları ve aşkları vardır. 
  • "Erenlerin Bağından" ve "Okun Ucundan" adlarıyla kitaplaştırdığı mensur şiirlerinde daha ağır ve sanatlı bir dil kullanmıştır. 
  • "Milli Savaş Hikayeleri", "Bir Serencam", "Rahmet"te Kurtuluş Savaşı yıllarındaki Anadolu halkının uğradığı zulümleri anlatır. 
  • "Zoraki Diplomat", "Vatan Yolunda", "Gençlik ve Edebiyat Hatıraları" ise büyükelçilik yıllarındaki anılarını içerir.
1955'ten sonra da anıları dışında kitap yazmadı. Romanları arasında en ünlüleri Nur Baba, Kiralık Konak ve Yaban'dır. İlk romanı Nur Baba, 1922'de kitap olarak basılmadan önce gazetede yayınlandı.

ESERLERİ:

ROMAN:

  • Kiralık Konak (1922)
  • Nur Baba (1922)
  • Hüküm Gecesi (1927)
  • Sodom ve Gomore (1928)
  • Yaban (1932)
  • Ankara (1934)
  • Bir Sürgün (1937)
  • Panaroma (2 cilt, 1953)
  • Hep O Şarkı (1956) 
ÖYKÜ:
  • Bir Serencam (1914)
  • Rahmet (1923)
  • Milli Savaş Hikâyeleri (1947) 
MENSUR ŞİİR:
  • Erenlerin Bağından (1922)
  • Okun Ucundan (1940) 
OYUN:

Nirvana (1909)

ANI (HATIRA):
  • Zoraki Diplomat (1955)
  • Anamın Kitabı (1957)
  • Vatan Yolunda (1958)
  • Politikada 45 Yıl (1968)
  • Gençlik ve Edebiyat Hatıraları (1969) 
MONOGRAFİ:
  • Ahmet Haşim (1934)
  • Atatürk (1946)
MAKALE:
  • İzmir'den Bursa'ya (1922, Halide Edip, Falih Rıfkı Atay ve Mehmet Asım Us ile birlikte)
  • Kadınlık ve Kadınlarımız (1923)
  • Seçme Yazılar (1928)
  • Ergenekon (iki cilt, 1929)
  • Alp Dağları'ndan ve Miss Chalfrin'in Albümünden (1942)
AHMET HAMDİ TANPINAR(1901-1962)
  • Daha çok sembolist sayılabilecek musiki, his ve hayal ağırlıklı şiirler yazmıştır.
  • Şiirlerinde zaman kavramı üzerinde sıkça durmuştur. Onun eserlerinde zaman, basit bir süreklilik göster­mez, çok katlı ve karmaşıktır. "Bursa'da Zaman" şiiri bu olgunun güzel bir örneğidir.
  • Şiirlerinde insan ruhuna, özellikle bilinçaltına ve zama­na yer verişiyle, romanlarında işlediği konulara yakla­şır.
  • Kişilerin ön planda tutulduğu öykülerinin başkişilerinde kendi iç dünyasını yansıtmış, genelde kişilerin ruh­sal çöküntüsünü, yaşamın gerçeklerinden çok iç ben­liklerine sığınışlarını sergilemiştir.
  • Düşünceye sık sık yer veren yazar, genellikle yaşadığı ızdırapları, umutlarını, özleyişlerini ve aşklarını dile ge­tirmiştir.
  • Öykülerinde de zaman kavramı üzerinde sıkça duran Tanpınar, geçmişle içinde bulunulan zamanı bilinç-bilinçaltı çatışması biçiminde vermiştir.
  • Öykülerinde, geçmişlerindeki kimi olayların etkisiyle akış güçleri dış dünya ile uyumlarını yitirmiş, yaşamla­rı karabasanların, korkulu düşlerin kuyularına yuvarla­nan kişiler çoğunluktadır.
  • Ahmet Hamdi Tanpınar'ın sembolist anlatım tarzı ro­manlarına zaman zaman sirayet eder. Ancak o, muh­teva açısından metafizik eğilimleri ile estetik endişele­rini şiire ayırdığı hâlde, sosyal temalar için nesri seç­miştir.
  • Romanlarında, zengin hayatların hikâyesinden çok, Türkiye meselelerine kendine has yorumlar getirir.
  • Medeniyet değiştirme girişimlerinin insanımızı soktuğu çıkmazları araştırırken yaptığı tahliller, insanımız ve toplum yapımız açısından dikkate değer hükümler ta­şır.
  • Huzur'da Cumhuriyet'in ilk yıllarında kişiliğini kabul et­tirmek isteyen okumuş genç kadın ve erkeğin sorunla­rı, yeni toplumsal koşullarla ilişkileri, eski ile yeni ara­sındaki uyum arayışları işlenmiştir.
  • Tanpınar'ın edebiyat ve tarih konularındaki inceleme­leri çeşitli dergilerde yayımlanmış, sonra kitap hâlinde basılmıştır.
Eserleri:

Öykü:
Abdullah Efendi'nin Rüyaları, Yaz Yağmuru
Şiir: Şiirler
Roman: Mahur Beste, Huzur, Sahnenin Dışındakiler, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Aydaki Kadın
Deneme: Beş Şehir, Edebiyat Üzerine Makaleler, Ya­şadığım Gibi
İnceleme: Tevfik Fikret, Namık Kemal, Yahya Kemal, 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi

ORHAN KEMAL (1914-1970)

  • Türk edebiyatına işçi sınıfını ve Çukurova’yı sokan yazardır. Toplumcu-gerçekçi bir anlayışla işçi ve köylünün, dar gelirli memurların, işsizlerin, sokaktaki adamın sorunlarını yansıtan romanlar, hikâyeler ve oyunlar yazmıştır.
  • Hayatın içinden yetişmiş bir yazar olarak dünyasını, okuduklarından çok yaşadıklarıyla ve gözlemleriyle kurmuştur. Konu ve kişi bulmakta hiç zorluk çekmeden, hayatına giren yüzlerce insanın kader ve direnişlerini rahatça derleyerek hikâye ve romana geçirmiştir.
  • İstanbul’a gelişiyle birlikte roman konuları ve kahramanları da değişmiş; İstanbul’un kenar mahallelerinde yaşanan hayatlar, işçiler, küçük memurlar, dar gelirli insanlar, suçlu çocuklar, işsizler, aylaklar eserlerinin vazgeçilmez öğeleri olmuştur.
Eserleri:

Öykü: Ekmek Kavgası, Çamaşırcının Kızı, Sarhoşlar, Grev, 72. Koğuş, Arka Sokak, Babil Kulesi, Kardeş Payı, Mahalle Kavgası, Dünyada Harp Vardı, İşsiz, Önce Ekmek

Roman: Avare Yıllar, Baba Evi, Murtaza, Suçlu, Cemile, Bereketli Topraklar Üzerine, Vukuat Var
Devlet Kuşu, Küçücük, Gâvurun Kızı, Kanlı Topraklar, Bir Filiz Vardı, Yalancı Dünya, Üç Kâğıtçı, Sokaklardan Bir Kız, Dünya Evi, Kötü Yol, El Kızı, Eskici ve Oğullarıi, Hanımın Çiftliği, Gurbet Kuşları, Arkadaş Islıkları

Oyun: İspinozlar

Anı: Nazım Hikmet'le Üç Buçuk Yıl

OĞUZ ATAY (1934-1977)
  • Modernizmi esas alan sanatçılardan olan Oğuz Atay, postmodernizmin de edebiyatımızdaki öncülerindendir. 
  • Eserlerinde toplum kurallarıyla çatışan aydınların iç dünyalarını ustalıkla kaleme alır. 
  • Modern insanın bunalımı, yalnızlığı, toplumun aksayan yönleri, burjuvazi görüşe ferdin başkaldırışı eserlerinde işlenen konular olarak öne çıkar. 
  • Yapıtlarında ele aldığı konuları ironi bir tarzla işler. Yapıtları ayrıca eleştiri ve mizah içerir. 
  • Postmodern bir anlayışla yazdığı "Tutunamayanlar" eseri ona büyük ün kazandırır. Bu romanda küçük burjuva düzenini ve Türk aydınının acıklı güldürüsünü işler. "Tutunamayanlar" aynı zamanda Türk edebiyatında ilk modernist roman örneğidir. Oğuz Atay bu romanla 1970'te TRT roman ödülünü kazanır. Bu romanda, modern şehir hayatı içinde topluma yabancılaşmış yalnız insanları, burjuva düzenine ayak uyduramayanları kaleme alır.
Eserleri:

Roman: Tutunamayanlar, Bir Bilim Adamının Romanı, Tehlikeli Oyunlar
Hikaye: Korkuyu Beklerken
Oyun: Oyunlarla Yaşayanlar


ERNEST HEMİNGWAY (1899-1961) 
  • Amerikan edebiyatının en önemli isimlerinden biridir. 
  • Ustaca yazdığı kısa hikâyeleriyle sanat hayatına adım atan yazar, sonraki yıllarda romanlarıyla da büyük başarı gösterdi. 
  • Eserlerinde kısa cümleleri ustalıkla kullandı. Etkileyici diyaloglara yer verdi. 
  • Yazar; eserlerinde yaşam mücadelesi veren insanları, savaşın neden olduğu yıkımı, doğayı konu edindi. 
  • 1953’te Pulitzer Ödülü’nü, 1954’te ise Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı.
    Eserleri:
    • Çanlar Kimin İçin Çalıyor
    • Silahlara Veda
    • İhtiyar Balıkçı ve Deniz
    • Kadınsız Erkekler
    • Afrikanın Yeşil Tepeleri
    • Güneş de Doğar
    • Tehlikeli Yaz
    • Varlık Yokluk
    • Paris Bir Şenliktir
    • Öğleden Sonra Ölüm
    YARARLANILAN KAYNAKLAR:

     11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı, MEB Yayınları
     11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı EKOYAY Yayınları

    Yazıya Tepkini Göster!

    3 Yorumlar

    YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

    1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
    2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
    3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
    4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

    1. Cidden çok güzel. Öğretmenin anlattığı her şey burada. Bir TM öğrencisi olarak notlarınızdan faydalandım, çok sağolun.

      YanıtlayınSil
    2. Teşekkürler Zeynep, beğenmenize sevindik...

      YanıtlayınSil

    Yorum Gönderme

    YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

    1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
    2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
    3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
    4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

    Daha yeni Daha eski

    Reklam

    Reklamlar