9. Sınıf Türk Dili Ve Edebiyatı 1. Dönem 1. Yazılı Deneme Sınavı Soruları Ve Cevap Anahtarı (2018-2019)

Bu yazımızda Tokat MPİB Fen Lisesi edebiyat öğretmeni Mehmet Çoşkun tarafından sitemize gönderilen 9. Sınıf Türk Dili Ve Edebiyatı 1. Dönem 1. Yazılı Deneme Sınavı Soruları Ve Cevap Anahtarını bulabilirsiniz... Bu kaliteli ve özgün deneme sınavı için Mehmet Çoşkun Öğretmenimize teşekkür ederiz...

Dilerseniz dosyayı word şeklinde aşağıdaki bağlantıya tıklayarak direkt indirebilirsiniz...

TOKAT MPİB FEN LİSESİ DENEME SINAVI-1 -KLASİK (İLK KONULAR)

S:1.“Edebiyat” kavramını tanımlayınız. 

S:2. “Edebiyat” kavramı size neleri çağrıştırıyor?

S:3. Edebiyat kelimesi aşağıdaki cümlelerde hangi anlamlarda kullanılmıştır?

S:4. “Edebiyat fenni, öyle bir marifettir ki insanlara terbiye ve ahlak öğrettiği için ona edep ve mensup olanlarına edib demişlerdir.” Tırnak içerisinde yer alan sözü yorumlayınız.


METİN-1

“Edebiyatın güzel sanatlardan biri sayılması, çok eskiden beri dünyada ve bizde benimsenmiştir. Orta Asya döneminden elimizde kalmış olanlar yalnız edebî verimlerdir. Türkiye Türklüğünün de en çok eser verdiği ve benimsediği güzel sanat dallarından biri edebiyat olmuştur. Edebiyat, aynı zamanda bir ilim ve öğretim dalıdır. Bu yüzden nesir, nazım türlerine ve sözlü, yazılı eserlerin kurallarına dair bilgi veren eserlere edebiyat denir. Edebiyat dersi, edebiyat kitabı deyişlerinde, kelime bu anlamda kullanılır. Türk edebiyatı, Fransız edebiyatı derken de o dillerle
meydana gelmiş edebiyat ürünleriyle onlara bağlı bilgileri anlatmış oluruz.
Edebiyat kelimesi, dilimizde yersiz olarak “boş laf, süslü laf” anlamlarına da gelir. Bir kimse, hiçbir ciddi fikir katmaksızın uzun uzun ve parlak cümlelerle konuşur veya yazarsa onun için: “Edebiyat yapıyor.” derler. Bu türlü edebiyattan önemle kaçınmak gerekir.”                                        

( Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı I. Cilt)

S:5. Yukarıdaki metinde altı çizili kelimelerin anlamlarını yazınız.
S:6. Metin-1’de yazar edebiyatı nasıl değerlendiriyor? Maddeler halinde yazınız.


METİN-2
“Edebiyat; düşünce, duygu, olay ve imgelerin insanlarda estetik duygular uyandıracak bir biçimde, dil aracılığıyla söz ve yazıyla anlatımını amaç edinen sanattır. Sözlü ve yazılı olmak üzere ikiye ayrılır. Sözlü edebiyat; anlatım aracı olarak sözün kullanıldığı, yazının bulunmadığı çağlarda üretilmiş, dilden dile söylenerek günümüze kadar gelmiş, halkın ortak malı olmuş edebiyat ürünlerinin genel adıdır. Yazılı edebiyat ise anlatım aracı olarak yazının kullanıldığı, yazarı belli olan, her tür edebiyat ürününün toplu adıdır.

Yazar ve şairlerin ortaya koydukları eserlerde ele alıp işledikleri her şey, edebiyatın konusunu; dil ürünlerinde kullanılan üslup ve tür ise (roman, hikâye, deneme, fıkra, makale vb.) edebiyatın içeriğini oluşturur.”

S:7. Yukarıdaki metin (METİN-2), hangi metin türüne girer? Niçin? (Öğretici ve sanatsal metinler yönünden)

S:8. METİN-2 hangi amaçla yazılmıştır?

S:9. METİN-2’de kaç tane “tanımlama” vardır?


S:10. Edebiyat bir sanat dalı olarak kabul edilmesine rağmen bazı bilim dallarından yararlanır. “Tarih, sosyoloji, psikoloji, bilim ve teknik, coğrafya, felsefe” gibi… Aşağıda Honore de Balzac’ın ( Onör dö Balzak ) “Vadideki Zambak” adlı romanından bir parça verilmiştir. Sizce bu parçada hangi bilim ya da bilgi dalından yararlanılmıştır? Metnin altına yazınız.

S:11. Aşağıdaki yargılar doğru ise cümlenin başına “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
(  ) Edebiyat Tarihi, bir sanat dalıdır, bilgiden çok güzellik ve etkili bir anlatımı benimser.

(  ) Edebiyat, daha çok plastik sanatlardan sayılır.

(  ) Sanatsal metinlerde duygu ve güzellik ön plandadır.

( ) Çuvaş Türkçesi ve Yakut Türkçesi, Türkçenin lehçeleridir.

( ) Ağız özellikleri, konuşma dilinin bir sonucu olarak ortaya çıktığı için yazı dilinde bu özellikler korunur.

(  ) Ana dile bağlı olarak “konuşma dili” ve “yazı dili” ayrımı bütün dillerde görülmez.

( ) Bir dilin zenginliğini anlamak için o dilde kullanılan jargon ve argo kavramlarına bakmak yeterlidir.

( ) “Gelmeyecekler” kelimesinin, “gelmiyecekler” şeklinde telaffuz edilmesi, yazı dili ile konuşma dili arasındaki söyleyiş farkını ortaya koymaktadır.

( ) Türkiye Türkçesinde standart dil (yazı dili, ortak dil, kültür dili) olarak “Tokat ağzı” esas alınmıştır.

( ) Lehçeler arasındaki ses, şekil ve kelime farklılıkları anlaşmayı daha da kolaylaştırır.

( )Son yıllarda televizyon ve Genel Ağ’ın iletişimdeki etkisine paralel olarak Türkiye Türkçesinde konuşma dili ile yazı dili arasında ayrılıklar çoğalmaya başlamıştır.

S:12. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri ayraç içerisinde verilen uygun ifadelerle doldurunuz. ( öznellik, Edebi Metinlere, Öğretici Metinlerde, amaç, şive, lehçe, edebi metinlerde, İstanbul, öznellik


a) ......................... gerçek kurgulanarak anlatılır.

b) Edebi metinlerde nesnellik ve bilimsellik değil .....................  hâkimdir.

c) “Masal, destan, roman, hikâye, efsane, mesnevi, şiir, tiyatro gibi türler ....................  örnektir.

d) ............................ kelimeler, genellikle gerçek ve ilk anlamlarıyla kullanılır.

e) Edebi Metinlerde .................., çeşitli duyguları yaşatmak, okuyucuya edebî zevk vermektir.

f) Bir dilin izlenebilen tarihî dönemlerinde ayrılmış koluna ............... denir.

g) Türkiye Türkçesi kültür dilinde .................. ağzı esas alınmıştır.

h) Bir dilin izlenemeyen tarihî dönemlerinde birbirinden ayrılan ve büyük farklılıkları içeren kullanımına .........................denir.

                                                     
CEVAP ANAHTARI
S:1.“Edebiyat” kavramını tanımlayınız.
CEVAP: 1.Edebiyat; düşünce, duygu ve hayallerin söz ve yazı hâlinde güzel etkili bir şekilde anlatılması sanatıdır.

S:2. “Edebiyat” kavramı size neleri çağrıştırıyor?
CEVAP: Konuştuğumuz, yazıda kullandığımız dilin güzelliklerini, derinliklerini; dille oluşturulan edebi eserleri; bir milletin kültürel özelliklerinin en önemlisini, o milletin var olmasının belgelerini; sahip olduğumuz kültürel zenginlikleri; geçmişte oluşturduğumuz ve ana malzemesi dil olan eserleri; günlük hayatta kullandığımız kelimelerin inceliklerini, farklı kullanımların, anlamlarını; insandaki güzel duyguların çeşitliliğini; insanın duygusal yönünün varlığını, insanın sadece kemikten ve etten oluşmadığını; insanın iç dünyası ile dış dünyası arasındaki farkı; insandaki estetik hazları …


S:3. Edebiyat kelimesi aşağıdaki cümlelerde hangi anlamlarda kullanılmıştır?
1.- Edebiyat öğretmenimiz çeşitli şiir örnekleriyle, metinlerle ders hakkında bizleri bilgilendirdi.
2.- Geliştirdiği Latincesi ile hekimlik edebiyatını günü gününe takip ediyor.
3.- Edebiyat yapmasan da işini yapsan, diye uyardı.

CEVAP: 1. ‘de gerçek anlamda, 2.’de terim anlamında, 3.’de ise boş konuşmak anlamında.

S:4. “Edebiyat fenni, öyle bir marifettir ki insanlara terbiye ve ahlak öğrettiği için ona edep ve mensup olanlarına edib demişlerdir.” Tırnak içerisinde yer alan sözü yorumlayınız.
CEVAP: Bir insanda bulunması gereken güzel ve olumlu özelliklerin başında edep gelir. Edep, insanın bayağılıklardan, işe yaramaz işlerden uzaklaşmasıdır, içinde yaşadığı toplumun kalkınması ve yücelmesi için güzel hasletlerle donanmasıdır. Metinde, edebiyat kavramının anlamından giderek edebiyatla uğraşanların ahlaklı ve edepli bir yaratılışa sahip olacağı vurgusu var. Güzel ve faydalı işlerle uğraşanlar ister istemez o güzelliği hayatlarına, davranışlarına, ilişkilerine de uygularla. Bu insanlar toplumca sevilir ve saygı görürler. “edip” diye sıfatlanırlar.

S:5. Yukarıdaki metinde altı çizili kelimelerin anlamlarını yazınız.

CEVAP: 
Sanat: Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan güzel eser.
       Edebî: Edebiyatla ilgili, edebiyata ilişkin, bir dilin zenginliğini yansıtmasıyla ilgili.
       Nesir: Düz yazı, cümlelerle oluşturulmuş metinler, dil bilgisi kuralları çerçevesinde yazmak.
       Nazım: Duygu, düşünce, hayal ve istekleri ölçülü ve uyaklı olarak mısralar halinde anlatmak.
       İlim: Bilim, deneye dayanan yöntemlerden ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmak.
       Boş laf: Hiçbir faydası ve değeri, anlamı olmayan konuşma.
       Süslü laf: Konuşmayı gereksiz yere uzatmak, çeşitli edebî sanatlara başvurmak suretiyle

METİN-1

“Edebiyatın güzel sanatlardan biri sayılması, çok eskiden beri dünyada ve bizde benimsenmiştir. Orta Asya döneminden elimizde kalmış olanlar yalnız edebî verimlerdir. Türkiye Türklüğünün de en çok eser verdiği ve benimsediği güzel sanat dallarından biri edebiyat olmuştur. Edebiyat, aynı zamanda bir ilim ve öğretim dalıdır. Bu yüzden nesir, nazım türlerine ve sözlü, yazılı eserlerin kurallarına dair bilgi veren eserlere edebiyat denir. Edebiyat dersi, edebiyat kitabı deyişlerinde, kelime bu anlamda kullanılır. Türk edebiyatı, Fransız edebiyatı derken de o dillerle
meydana gelmiş edebiyat ürünleriyle onlara bağlı bilgileri anlatmış oluruz.
Edebiyat kelimesi, dilimizde yersiz olarak “boş laf, süslü laf” anlamlarına da gelir. Bir kimse, hiçbir ciddi fikir katmaksızın uzun uzun ve parlak cümlelerle konuşur veya yazarsa onun için: “Edebiyat yapıyor.” derler. Bu türlü edebiyattan önemle kaçınmak gerekir.”    

                                     ( Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı I. Cilt)

S:6. Metin-1’de yazar edebiyatı nasıl değerlendiriyor? Maddeler halinde yazınız.

CEVAP:

-1.Edebiyat, güzel sanatların bir koludur.
-2. Edebiyatın güzel sanatların bir kolu olarak benimsenmesi dünya çapındadır.
-3. Edebî verimler bir milletin tarihiyle iç içedir, o milletin kültüre zenginliğinin belgeleridir.
-4. Türk milleti, en çok edebiyat alanında eser vermiştir.
-5. Edebiyatla uğraşmak aynı zamanda bilim dallarının da farkına varmak, onlarla da uğraşmak demektir, bilimden ayrı tutulamaz.
-6. Her milletin kendi diline özgü edebiyatı vardır.
-7. Edebiyat, boşa konuşmak, gereksiz yere sözü uzatmak değildir. Edebiyat, sahip dilin güzelliğinden faydalanmak onu en güzel şekilde günlük hayatımızda kullanmaktır.

METİN-2 

“Edebiyat; düşünce, duygu, olay ve imgelerin insanlarda estetik duygular uyandıracak bir biçimde, dil aracılığıyla söz ve yazıyla anlatımını amaç edinen sanattır. Sözlü ve yazılı olmak üzere ikiye ayrılır. Sözlü edebiyat; anlatım aracı olarak sözün kullanıldığı, yazının bulunmadığı çağlarda üretilmiş, dilden dile söylenerek günümüze kadar gelmiş, halkın ortak malı olmuş edebiyat ürünlerinin genel adıdır. Yazılı edebiyat ise anlatım aracı olarak yazının kullanıldığı, yazarı belli olan, her tür edebiyat ürününün toplu adıdır.

Yazar ve şairlerin ortaya koydukları eserlerde ele alıp işledikleri her şey, edebiyatın konusunu; dil ürünlerinde kullanılan üslup ve tür ise (roman, hikâye, deneme, fıkra, makale vb.) edebiyatın içeriğini oluşturur.”

S:7. Yukarıdaki metin (METİN-2), hangi metin türüne girer? Niçin? (Öğretici ve sanatsal metinler yönünden)

CEVAP: Öğretici metindir. Bilgi vermek, bir konuyu açıklamak, tanıtmak amacıyla yazılmıştır. Kelimeler gerçek anlamlarıyla kullanılmıştır. Edebi sanatlara, süslü söyleyişlere yer verilmemiştir.

S:8. METİN-2 hangi amaçla yazılmıştır?

CEVAP: Bilgi verme amacıyla yazılmıştır. Edebiyat konusunda okuyanı bilgilendirme amacı vardır.

S:9. METİN-2’de kaç tane “tanımlama” vardır?

CEVAP: Üç adet tanım vardır. (1. Paragrafta)
S:10. Edebiyat bir sanat dalı olarak kabul edilmesine rağmen bazı bilim dallarından yararlanır. “Tarih, sosyoloji, psikoloji, bilim ve teknik, coğrafya, felsefe” gibi… Aşağıda Honore de Balzac’ın ( Onör dö Balzak ) “Vadideki Zambak” adlı romanından bir parça verilmiştir. Sizce bu parçada hangi bilim ya da bilgi dalından yararlanılmıştır?  Metnin altına yazınız.

“Her şeyden önce, bir bütün olarak ele aldığım toplum hakkındaki fikrimin üstünde durun. Ben bu noktaya bir değinip geçtim ama zaten size bir şeyi kısacık anlatmak da yeter. Toplumların kaynağı Tanrısal bir nitelik mi göstermiştir yoksa bunlar insanlar tarafından mı yaratılmıştır, bilmiyorum; hangi yönde gelişme gösterdiler deseniz onu da bilmiyorum ama bence, bu konuda muhakkak olan bir şey varsa o da toplum denen şeyin var olduğudur. Bir kenarda kalıp yaşamak yerine, toplumların içine girmeyi kabul ettiğiniz andan itibaren, onu yaratan kuralların da iyi olduğunu kabul etmek zorundasınız. İşte, yarın bu toplumlarla sizin aranızda da bir anlaşma imzalanacak.”

CEVAP: Sosyoloji(toplum bilim) dalından,

S:11. Aşağıdaki yargılar doğru ise cümlenin başına “D”, yanlış ise “Y” yazınız.

( Y ) Edebiyat Tarihi, bir sanat dalıdır, bilgiden çok güzellik ve etkili bir anlatımı benimser.
( Y ) Edebiyat, daha çok plastik sanatlardan sayılır.
( D ) Sanatsal metinlerde duygu ve güzellik ön plandadır.
( D ) Çuvaş Türkçesi ve Yakut Türkçesi, Türkçenin lehçeleridir.
( Y ) Ağız özellikleri, konuşma dilinin bir sonucu olarak ortaya çıktığı için yazı dilinde bu özellikler korunur.
( Y ) Ana dile bağlı olarak “konuşma dili” ve “yazı dili” ayrımı bütün dillerde görülmez.
( Y ) Bir dilin zenginliğini anlamak için o dilde kullanılan jargon ve argo kavramlarına bakmak yeterlidir.
( D ) “Gelmeyecekler” kelimesinin, “gelmiyecekler” şeklinde telaffuz edilmesi, yazı dili ile konuşma dili arasındaki söyleyiş farkını ortaya koymaktadır.
( Y ) Türkiye Türkçesinde standart dil (yazı dili, ortak dil, kültür dili)  olarak “Tokat ağzı” esas alınmıştır.
( Y ) Lehçeler arasındaki ses, şekil ve kelime farklılıkları anlaşmayı daha da kolaylaştırır.
( Y )Son yıllarda televizyon ve Genel Ağ’ın iletişimdeki etkisine paralel olarak Türkiye Türkçesinde konuşma dili ile yazı dili arasında ayrılıklar çoğalmaya başlamıştır.


S:12. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri ayraç içerisinde verilen uygun ifadelerle doldurunuz. ( öznellik, Edebi Metinlere, Öğretici Metinlerde, amaç, şive, lehçe, edebi metinlerde, İstanbul, öznellik

a) EDEBİ METİNLERDE gerçek kurgulanarak anlatılır.
b) Edebi metinlerde nesnellik ve bilimsellik değil ÖZNELLİK hâkimdir.
c) “Masal, destan, roman, hikâye, efsane, mesnevi, şiir, tiyatro gibi türler EDEBÎ METİNLERE örnektir.
d) ÖĞRETİCİ METİNLERDE kelimeler, genellikle gerçek ve ilk anlamlarıyla kullanılır.
e) Edebi Metinlerde AMAÇ, çeşitli duyguları yaşatmak, okuyucuya edebî zevk vermektir.
f) Bir dilin izlenebilen tarihî dönemlerinde ayrılmış koluna ŞİVE denir.
g) Türkiye Türkçesi kültür dilinde İSTANBUL ağzı esas alınmıştır.
h) Bir dilin izlenemeyen tarihî dönemlerinde birbirinden ayrılan ve büyük farklılıkları içeren kullanımına LEHÇE denir.

Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar