Kendine Ait Bir Oda | Virginia Woolf
Büşra TOPAL
Kitap ismiyle dikkatimi çekmeyi başarmış, bu zamana kadar çok okunan ve ismi çok duyulan kitap olunca okumayı istedim. Okuduktan sonra da bugüne kadar neden okumadığım konusunda pişmanlık duydum.

Her ne kadar feminizmin güçlü savunucularından olduğu söylense de Virginia Woolf bu kitapta eşitliğe yer vermiştir. Kendi yaşadıklarından yola çıkarak bizlere ışık olmayı başarmış, her cümlesinde kadınlara verilen değerin az olduğunu savunmuştur.

Kitap kadın üzerine durulup, kadınlara hitap gibi görünse  de, ülkece hatta dünyaca yediden yetmişe kadın erkek fark etmeden okunması gereken bir kitap olduğunun üstünde durmalıyım.

Kadın ve edebiyat arasındaki bağlantıyla, kadınların neden daha az şiir yazdığını kendince sorgulamış neden erkeklere göre daha az yaratıcı olduklarını ilginç tespitlerle eserinde bulunduruyor.

Edebiyat dünyasının feminist bir makalesi olarak adlandırılan Kendine Ait Bir Oda, kadın hareketinin elinden düşürmediği önemli kitaplardan biri olmayı başarıyor. Erkeklerin kadınlara uyguladığı baskının ve her zaman süre gelen “Eşitlik” tartışmasının cevabını tarihten alıntılar yaparak yanıtlıyor.

İnternette yazara ait biraz araştırma yaptığımda eşine yazdığı intihar mektubunu okuduğumda çok etkilenmiştim. Bunu okuduğunuzda kitaba biraz daha sempati kazanıp, okumak için bir nedeniniz daha olabilir.

Leonard Woolf’a, 18 Mart 1941
“Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumu hissediyorum. Yaşadığım o korkunç anlara geri dönemem artık. Ve ben bu kez iyileşemeyeceğim. Sesler duymaya başladım. Odaklanamıyorum. Bu yüzden yapılacak en iyi şey olarak gördüğüm şeyi yapıyorum. Sen bana olabilecek en büyük mutluluğu verdin. Benim için her şey oldun. Bu korkunç hastalık beni bulmadan önce birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemezdim. Artık savaşacak gücüm kalmadı. Hayatını mahvettiğimin farkındayım ve ben olmazsam, rahatça çalışabileceğini de biliyorum. Bunu sen de göreceksin. Görüyorsun ya, bunu düzgün yazmayı bile beceremiyorum. Söylemek istediğim şey şu ki, yaşadığım tüm mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı daima sabırlı ve çok iyiydin. Demek istediğim, bunları herkes biliyor. Eğer biri beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun. Artık benim için her şey bitti. Sadece sana bir iyilik yapabilirim. Hayatını daha fazla mahvedemem. Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum.”

Büşra TOPAL/www.edebiyatfatihi.net



Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar