Bu yazımızda blog yazarımız Büşra Topal'ın incelediği Stefan Zweig'ın "Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat" adlı kitabını bulabilirsiniz...


Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat / Stefan Zweig
Büşra TOPAL/www.edebiyatfatihi.net

Kitabı okuduğumda her saniyenin içinde olduğumu, yoğun duygu aktarımını tüm bedenimle hissettiğim etkileyici bir öykü olduğunu anladım. Farklı tutkuların peşine düşen insanların yaşamlarını ve kendilerini hiçe sayarak aşkın peşinden koşmanın hikayesi. Kitap hikayeyi öyle bir içten dille anlatıyor ki kitabın kahramanlarının içine girip hapsoluyorsunuz.

Öykü; Fransa’nın Riviera kıyısında küçük bir pansiyonda başlıyor. Otele genç ve yakışıklı bir adamın gelmesiyle birlikte tüm atmosferi tamamen değiştiriyor. Adam son derece yakışıklı, kibar ve naziktir. Bu kibarlığı özellikle kadınların ilgisini çekmeye neden olacak boyuttadır. Lyon adlı iş adamının iki çocuğu ve karısı vardır. Hennietre adlı karısının genç adamla sohbet edip vakit geçirmesiyle ertesi gün sırrına kadem basması bir oluyor. Bayan Hennietre iki çocuğunu ve kocasını bırakarak henüz birkaç saat tanıdığı bir gençle hayatını terk etmesi sessiz sakin otelde büyük bir kriz yaratır.

Alman bir kadının (Mrs C.) Hennietre'nin kaçışını olağan bir durum olduğunu dile getirisiyle büyük bir tartışma çıkar. Bu kadın Hennietre'i tüm eleştirilere karşı savunurken, bir yazarla bu konu hakkında büyük bir tartışmanın içinde bulur kendini. Ve olayı açığa kavuşturmak için bir randevu talep eder. Randevu zamanı geldiğinde Mrs C. yaşamından bir kesiti onunla paylaşarak kısa ama sarsıcı hikayesini anlatmaya başlar.

Mrs C. 24 Saati

Kocasını genç yaşta kaybeden bu kadın Monte Carlo'ya gider. Bir kumarhaneye girip öylece insanları incelemeye başlamışken bir adam dikkatini çeker ellerine olan hayranlığıyla adama olan ilgisi daha da artar. Mrs. C adamın sadece ellerine bakarak tüm varını yoğunu kaybettiğini anlar. Ve adam kumarhaneden çıktığında adamın peşine düşer. Amacı sadece adamın kendini ölüme itmesini engellemektir. Adamı bir bankta öylece otururken ve yağmura teslim olmuşken bulur. Adamı kolundan tutup kuru bir yere getirir ve tüm olay burada başlar. Adamı bir otele bırakıp kendi oteline gitmek istese de kendini bir anda adamın odasında bulur. Sabah uyandığında dün geceki ölüme teslim olan adamın bu sabah o ifadeden tamamen sıyrılmış olduğunu görünce bir adamı ölümün elinden kurtardığı için kendinden gurur duyar. Adamın buradan gitmesini söylese de adama aşık olmuştur. Adamın trene binmesini beklerken ölüme teslim olmasını sağlayan kumarhanenin içinde bulur yeniden. Çok büyük bur yıkıma uğrayan Mrs. C tek istediği büyük bir tutku olan adamdan uzaklaşıp gitmektir. Gitmek, gitmek, gitmek.

Kısacası Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat olayı Mrs. C'nin bu kısacık ama etkileyici hikayesini kapsıyor.

Sadece bir soluğunuzu vereceğiniz bu kitap içinize işleyecek.

www.edebiyatfatihi.net

Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar