Büyük hayal kırıklıklarının altından nasıl kalkıyoruz?
Büşra TOPAL
İnsanın ömrü ortalama 79 yıl. Kimimiz daha erken kapatıyoruz dünyanın ışığını kimimiz o yaşı kaç kez deviriyoruz? 

Düşünebilme yetimizi kazandığımız andan beri hayal kuruyoruz. Küçükken oyuncaklardan başlayarak büyüdükçe daha da zorlaşan oluşma ihtimali daha da azalan güzel hayaller içinde geçiyor günlerimiz. Kimi gerçekleşse de çoğu pembe dünyamızda simsiyah bir delik olarak bizi de içine çekip yok oluyor.

 En büyük en olmayacak şey nedir? Çok zengin olmanın hayali, çok iyi bir kariyer sahibi olmak, tanınmış olmak, mükemmel bir dış görünüş, pahalı kıyafetler... Ve daha nicesi. Bunların hepsinin gerçekleşme ihtimali çok yüksek olsa da bazen bu hayaller bile imkansız oluyor. Ki dünyanın çeşitli yerlerinde ne imkansız hayaller kuruluyordur kim bilir. Afrikalı bir ailenin yemek masasında çeşitli yemeklerin hayallerini kuran çocuklar... Ülkesinde bomba, silah sesi olmadan uyumayı isteyen insanların hayali... Bunları düşündükçe bizim o pahalı eşyaların lüks evlerin hayalinin hayal bile olmayacak bir ihtimale sığdığını farkındayız.

Hayat herkese aynı şeylerin hayalini kurma imkanını vermiyor. Rüzgar hepimize çok farklı yerlerden çok farklı şiddetlerle esiyor. Kimimiz un ufak dağılırken kimimiz mıh çakıyoruz dünyanın orta yerine.

Büyük hayal kırıklıklarının altından nasıl kalkıyoruz?
Günlerce düşledik, rüyalarımıza girdi belki , herkese anlattık, istedik günün birinde gerçekleşmedi. Belki ağladık, bir daha hayal kurmamaya yemin ettik çok canımız yandı; ama yine de vazgeçmedik hayalden umuttan. 

Bir kırığın altından yeniden doğmak gerekiyor bazen. Bazense onararak yara izleri olarak devam ediyoruz. Ne şekilde olursa olsun benliğimizden bir şey kaybetmeden devam etmeliyiz. Bir hayal kırıklığı bizi biz yapmaktan alıkoymamalı.

Yeni bir hayalin peşinden koşarak belki uzaklaşabiliriz olumsuzluklardan. Bizi hayata bağlayan yeni bir amaç için geçirebiliriz her günü. Büyümek, olgunlaşmak için ne olmamız gerekiyorsa onun için çaba göstermek gerekiyor. İnsan her saniye biraz daha büyüyor belki farkında değiliz ama her saniye ömrümüzden geçen zamanlara bir saniye daha ekliyor. Biz geçmişe takılı kaldığımızda yarının güzelliklerden haberimiz olmayacak. Yarına bir sıfır eksik başlayacağız.

Her hayal kırıklığının ardından yemin etme bir daha olmayacak diye çünkü olacağını sen de biliyorsun. “İnsan denen canavar, yavaş yavaş her şeye alışıyor” (Patrick Ness) çünkü. Hayal kırıklıklarına da yaşamın bizi savurduğu tozlu taşlı yollara da. Biz her şeyin altından kalkabilecek kadar güçlüyüz kendimizi çok iyi tanıyoruz zamanın kıymetinin farkındayız ve gözyaşımızı silerek gülümseyerek kendimize, yok ediyoruz kırılan hayalin kırıntılarını.

Ağlamak insanı büyüten en güzel şey. Bir odada yalnız kaldığında kendin olmaya başladığında bir hayal kırıklığına ağlıyorsan en büyük yüklerin altından kalkmışsındır. Hayatımızda ne olup ne biterse, hiçbir şey istemediğimiz gibi olmasa bile en önemli kişinin sen olduğunu unutma. Büyük hayal kırıklıkları, bizi biz olmaktan çıkarmıyor. Sen yaşadıkça hayal kurdukça gerçekleşmeyince bile daha çok yüce oluyorsun. Bu hayatta senden başkası önemli değil kendin olmak için gözyaşı dökmekten ve hayal kurmaktan hiç korkma. Sen ve hayallerin var oldukça dünya güzelleşecek. Kendine ve hayallerine inan çünkü onlar yıldızlar kadar uzak ama bir göz kapatmayla ulaşılacak kadar yakın olabiliyorlar.

Hâlâ yolun ortasında bir ışık görmeyi bekliyorsak bir de bu kitaba bakın derim;

Hayal Kırıklığı - Ian Craib


Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar