Son Kuşlar Hikayesi Değerlendirme Yazısı

Sait Faik Abasıyanık'ın unutulmaz hikayesi Son Kuşlar hikayesinde  normalde insanlar tarafından sevilen, zenginliğini belli etmeyen, mütevazı bir adam olan Konstantin'in güz mevsimi geldiğinde bir canavara dönüşüp adadaki kuşları avlaması ve onun yüzünden kuşların artık adaya pek uğramadığı ve anlatıcının bu duruma çok üzüldüğü anlatılıyor.

Bu enfes öyküyü ŞURADAKİ yazımızda incelemiştik. Blogumuzun sıkı takipçisi de M. Topçu da hikayeyi beğenerek okumuş ve hikayeyle ilgili bir değerlendirme yazısı yazmış. Bu yazıyı sizlerle paylaşıyoruz... edebiyatfatihi.net

SON KUŞLAR HİKAYESİ DEĞERLENDİRME YAZISI 

Hikayelerde uzun tasvirlerden bazen  sıkılsam da “Son Kuşlar” hikayesini ilgiyle ve merakla okudum. 

Adanın kışı karşılayan rüzgarlı tarafı ile gitmek üzere olan yazı uğurlayan diğer tarafı arasındaki zıtlıklarla başlayan hikaye, kır kahvesi ve sahibinin tasvirleriyle devam ediyor. Bu uzun giriş bölümünden sonra gökyüzünden geçen uçaklar ve yolcularından bahsedilerek hikayenin gelişme bölümüne yumuşak bir geçiş yapılıyor ve hikayeye de adını veren kaybolan kuşlar mevzusu gündeme getiriliyor. 

Vaktiyle küme küme adaya uğrayan ve cıvıltılarıyla adayı şenlendiren kuşların kayboluşu, onları avlayıp yiyen Konstantin Efendi karakteri üzerinden sorgulanıyor. Kuş seslerinin insan ruhunda yarattığı sevinç ve onların gidişinin yarattığı hüzün mukayese edilerek kaybolan kuşlardan sonra çimenlerin bile sökülmeye başlanması bardağı taşıran son damla olarak okuyucuya yansıtılıyor. İnsanın git gide doğadan uzaklaşarak ona düşman kesilip zarar vermesi ve gelecek nesilleri bekleyen tehlikeden bahsedilerek hikaye sonlandırılıyor.

Hikaye insanı sıkmadan doğal bir seyirle ilerliyor. Yazarın adeta okuyucusuyla konuşurcasına olan anlatım tarzı insanı sürüklüyor. Dikte etmeden ve okuyucuya bırakılarak verilen mesaj okurun yazara hak vermesini kolaylaştırıyor. Kaybolup giden kuşlar imgesi üzerinden insanın doğaya verdiği zarar verdiği müddetçe güzelliklerden mahrum kalacağı fikri başarılı bir şekilde hikaye edilmiş. 
M.Topçu/ edebiyatfatihi.net

SAİT FAİK KİMDİR?
  • Hikayeciliği meslek edinen ve modern edebiyatımızın en güçlü öykücülerinden olan yazar, belli bir iş tutmamış, başıboş bir bohem hayatın sonunda içki ve sirozdan ölmüştür.
  • O BİR iSTANBUL ÖYKÜCÜSÜDÜR.
  • Düşüncelerini ve hayallerini içtenlikle anlatır. 
  • Öyküle­rinde yakından tanıdığı, gözlemlediği kişileri okuyucu­larına tanıtır. Kişileri, yaşadıkları çevreye ve karakterle­rine uygun olarak ele alır ve anlatır. Deniz, doğa, yaşlı bir adam, bir boyacı çocuk, balıkçı kahvesi... Onun öy­külerinde sık sık rastlanan unsurlardır.
  • Öykülerini yapmacıklıktan ve sanat kaygısından uzak bir dille yaz­mıştır.Öykü sayısının çokluğu, konu çeşitliliği, öykü yazma yönteminde yaptığı değişiklikle dikkat çekmiştir.
  • Sayı­sı yüz elliyi aşan öykülerinin, konusu çoğunlukla kısa bir süre içinde gördüğü, kişiler, olaylar olduğundan, öykülerinde alışılagelen giriş-gelişme-sonuç bölümleri bulunmaz. Bu özellikleriyle bir durum öyküsü niteliği taşıyan öyküleriyle klasik yöntemden ayrılmıştır.
  • Edebiyatımızda Çehov tarzı öykünün temsilcilerindendir. Öykülerinde ele aldığı konulan, insan ve toplum, insan ve doğa, psikolojik konular olarak üç grupta top­layabiliriz.
  • İnsan ve toplumu konu aldığı öykülerinde, genel ola­rak, toplumun herhangi bir olaya ya da insana karşı gösterdiği tepki, sınıf ayrılıklarının ortaya çıkardığı sa­kıncalar, işveren-işçi ilişkileri, toplumun düşkünlere kar­şı ilgisizliği, zenginlik-yoksulluk gibi, içinde yaşadığı toplumun sorunlarını dile getirmiştir. En çok üzerinde durduğu konu ekonomik dengesizliktir, insan ve doğa­yı konu edindiği öykülerinde insanın doğayla mücade­lesi ve doğaya verdiği zarar üzerinde durmuştur.
  • Psikolojik konulu öykülerinde de dostluk, insan sevgi­si başta olmak üzere aşk, özlem, yalnızlık gibi, değişik konuları işlemiştir. Hayaller üzerine kurulan kimi öykü­leri de bir ölçüde gerçeğe dayalıdır. Çünkü onu hayal kurmaya yönelten genellikle gündelik yaşayışında rastladığı insanlardır.
  • Yazmanın kendisi için bir ihtiyaç olduğuna inanmıştır. Gözlemci ve gerçekçi bir yazardır. Toplumu konu alan öykülerinde toplumdaki bazı problemleri işler.
  • Sait Faik'in dikkati çeken bir başka yönü de, öyküsün­deki kişilerle, kendisindeki insan sevgisini okuyucula­rına da aktarmasıdır. 
  • Sanat kaygısından uzak bir dille yazması ise öykülerini okuyucuya sevdiren önemli öğelerden biridir. 
  • Cumhuriyet Dönemi öykü yazarları arasında, kendi çizgisinde gelişen bir yazar olarak ta­nınmıştır.

Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar