BOOOOOZAAAA!!!
Fatih Kutay
Bu aralar hava çok soğuk, haber bültenleri asıl soğuğun ve karın kapıda olduğunu bildiriyor İstanbul için... Böylesi havalarda en çok gri kırçıllı kırmızı ponponlu battaniyemin altında film izlemeyi severim. Çayımı da demler, atıştırmalıklarımı yanıma alır, battaniyemin altına kıvrılırım.
Bu akşam da böyle yaptım. Film izlemek seçmesinden daha az zamanımı alıyor. Her defasında bu kararsızlık beni yoruyor, film yorumları da çoğunlukla beni ters köşe yapıyor. Neyse... Bakalım film saracak mı? Filmin ilk yarım saati sarmıyor, filmi tamamlamakla tamamlamamak arasında müteredditim.
Derken hançeresini yırtar gibi bağıran bir bozacı geçiyor sokaktan, ilk zamanlar bu sesin bozacıya ait olduğunu anlamamıştım. 2016'da sokaktan böyle nostaljik bir sesi duyacağımı da hiç düşünmezdim. Ama oydu, ta kendisi! Anılar, ah anılar bir bozacı nidasıyla bu kadar mı depreşir! Sonra hatıraların iç sesi bozacıyı bu kadar mı bastırır ve o ses artık duyulmaz olur? İzlediğim filmin sahnesine benim hatıra sekanslarım karışıyor sonra, geçmişe kırılıyor zaman, çocukluğuma dönüyorum.
Sıcacık yuvam... Evimizin huysuz ve tembel kedisi sobanın yanında tüm miskinliğiyle yatıyor. Adı geçerse sohbet arasında arada kafasını kaldırıp bakıyor, sonra hayat yine ona güzel... Dert yok, tasa yok, mis gibi!
Fatih Kutay
Bu aralar hava çok soğuk, haber bültenleri asıl soğuğun ve karın kapıda olduğunu bildiriyor İstanbul için... Böylesi havalarda en çok gri kırçıllı kırmızı ponponlu battaniyemin altında film izlemeyi severim. Çayımı da demler, atıştırmalıklarımı yanıma alır, battaniyemin altına kıvrılırım.
Bu akşam da böyle yaptım. Film izlemek seçmesinden daha az zamanımı alıyor. Her defasında bu kararsızlık beni yoruyor, film yorumları da çoğunlukla beni ters köşe yapıyor. Neyse... Bakalım film saracak mı? Filmin ilk yarım saati sarmıyor, filmi tamamlamakla tamamlamamak arasında müteredditim.
Derken hançeresini yırtar gibi bağıran bir bozacı geçiyor sokaktan, ilk zamanlar bu sesin bozacıya ait olduğunu anlamamıştım. 2016'da sokaktan böyle nostaljik bir sesi duyacağımı da hiç düşünmezdim. Ama oydu, ta kendisi! Anılar, ah anılar bir bozacı nidasıyla bu kadar mı depreşir! Sonra hatıraların iç sesi bozacıyı bu kadar mı bastırır ve o ses artık duyulmaz olur? İzlediğim filmin sahnesine benim hatıra sekanslarım karışıyor sonra, geçmişe kırılıyor zaman, çocukluğuma dönüyorum.
Sıcacık yuvam... Evimizin huysuz ve tembel kedisi sobanın yanında tüm miskinliğiyle yatıyor. Adı geçerse sohbet arasında arada kafasını kaldırıp bakıyor, sonra hayat yine ona güzel... Dert yok, tasa yok, mis gibi!
Çay kaşığı sesi sobada çıtırdayan odun seslerine karışıyor. Güğümdeki su fokur fokur kaynıyor, loş ışıkta sobadan tavana yansıyan dalgalı ışıklar belli belirsiz görüntüler oluşturuyor. En çok da kestane hoşuma gidiyor o anlarda, bir de sabah sobayı günümüz ekmek kızartma makineleri gibi kullanıp nar gibi kızarttığımız ekmeğe halis mulis tereyağı sürüp yemesi. Çok az kanallı tv.de ailecek seyredebileceğimiz programlar... Komşular bizde, sohbetlere kahkahalar karışıyor, komşu annemiz elmasını sobada biraz ısıttırmadan yiyemiyor.
Seviyorum böyle sıcak aile ortamlarını, bu samimi his hoşuma gidiyor. Aile sıcaklığı... Hatırası bile içimi ısıtıyor şimdi...
Yorum Gönderme
YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...
1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.