MODERNİZMİ ESAS ALAN ESERLER,ROMAN VE HİKAYE ÖZELLİKLERİ MADDELER HALİNDE...

Modernizm; bilimsel, siyasal, kültürel gelişmelerle ve sanayi devrimiyle birlikte hareketlenen büyük toplumsal değişime eşlik eden zihniyetin tamamı için kullanılabilen bir terimdir.
Sanat, mimari ve edebiyat alanında on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren adından söz ettirmeye başlayan akım, yirminci yüzyılın birinci yarısında etkili olmuştur.  Latincede "şimdi"yi ifade eden modern us kelimesinden türeyen modernizm ilk planda geçmişe karşı şimdiki zamanın yüceltilmesini ifade etmektedir.
Özellikleri:
 Temelde dayandığı fikir, geleneksel sanatlar, edebiyat,  toplumsal kuruluşlar ve günlük yaşamın artık zamanını doldurduğu ve bu yüzden bunların bir kenara bırakılıp yeni bir kültür icat edilmesi gerektiğidir. 
 Modernizmde geleneksel olanı günün anlayışına uydurma, 
geleneksel yapıyı ve anlatımı reddederek yeniyi ortaya çıkarma anlayışı vardır.
 Modernist eserlerde toplumdaki değer çatışmaları, bireyin 
bunalımları, karmaşık ruh hali, yerleşik değerlere  isyan, şiire özgü söyleyişlerden de yararlanarak, çağrışımlara açık bir biçimde sembollerle
anlatılır. 

 Dil ve anlatımda geleneksel tekniklerin dışında arayışlara gidilir.

 Modernizmi esas alan metinlerde alegorik anlatıma önem verilir. 
 Yazarlar insanı çevreleyen toplumsal dünyayı yalın bir biçimde anlatmaktan kaçınırlar. 
 Modernizmi esas alan hikâyelerde olay olmakla birlikte esas olan, olayın birey üzerindeki etkisini anlatmaktır.  
 Modernizmi esas alan eserlerde yalnızlık, toplumdan kaçış, geleneksel değerlere başkaldırı gibi konular işlenir. 
 Modernizmi esas alan eserlerle bireyin iç dünyasını esas alan eserler arasında insan psikolojisine yaklaşım bakımından yakınlıklar
vardır.

 Modernizmi esas alan eserler, varoluşçuluk akımından etkilenmiştir. Varoluşçuluğa göre, dünyadaki diğer varlıklardan 
farklı olarak önce var olan sonra ne olduğu belirlenen birey kendi özünü arar, kendisi olmaya çabalar, bu bakımdan
birey yaşadığı toplumla da çatışma içindedir.

  • Geleneksel öykü ve romandan farkları :
  • Modern romanlarda yazarlar , kişilerin iç dünyalarını romanlarına katarlar. Kişilerin dış görünüşlerini anlatmakla kalmaz , anılarını ve bilgilerini, kafalarından neler geçtiğini, dillerinden dökülmeyip kalplerine gömdüklerini okuyucuya aktarabilmek için bilinç akışı, iç konuşma ve iç diyalog gibi teknikler kullanırlar.
  • Modern romanlarda yazarlar , neden-sonuç ilişkisi ortadan kaldırmışlardır.
  • Modern romanlarda , sinemadan aldıkları geriye dönüş ( flashback – mazi koridoru ) tekniği ile de katı zaman zincirini kırmayı amaçlarlar. Roman , en baştan başlamak veya belirli bir sonla bitmek zorunda değildir.
  • Modern roman , geleneksel anlatımın dışına çıkar, yer yer alegorik anlatımdan yararlanır, sözcüklerin çağrışım gücünden yararlanarak şiirsel bir dil kullanır.
 TEMSİLCİLERİ VE ÖZELLİKLERİ

1. YUSUF ATILGAN (1921 -1989)
 Modern Türk edebiyatının önde gelen ustalarındandır.
 Aylak Adam ve Anayurt Oteli adlı romanlarında psikolojik yabancılaşma ve yalnızlık temasını başarıyla işleyen bir yazar olarak tanınmıştır. 
 "Aylak Adam" romanındaki "C", "Anayurt Oteli"ndeki "Zebercet" gibi unutulmaz karakterler yaratmıştır.
Eserleri:
Roman: Aylak Adam, Anayurt Oteli, Canistan 
Öykü: Eylemci, Bütün Öyküleri
Çocuk Kitabı: Ekmek Elden Süt Memeden
2. OĞUZ ATAY (1934· 1977)
 Oğuz Atay, hem söyledikleriyle hem de söyleyiş biçimlerindeki yeniliklerle modern edebiyatın öncü isimlerinden olmuştur. 
 Toplum kurallarıyla çatışma içinde olan aydınların iç dünyalarını mizahın gücünden, modern ve postmodern anlatım tekniklerinden ustaca yararlanarak anlatmıştır. 
 1970 yılında TRT'nin açtığı bir yarışmada "Tutunamayanlar" adlı
romanı başarı ödülü almıştır.
 "Bir Bilim Adamının Romanı", yazarın kendi hocası olan Mutafa İnan'ın hayatını anlattığı biyografik bir romandır.
Eserleri:
Roman: Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar, Bir Bilim Adamının Romanı,
Eylembilim 
Öykü:
Korkuyu Beklerken 
Tiyatro: Oyunlarla Yaşayanlar Günlük: Günlük  
3. RASİM ÖZDENÖREN (1940 - ) 

 Bireyin yalnızlığını, yabancılaşmasını, kuşak çatışması nı, modemlik, gelenek gibi sorunları, değerlerinden koparılmış ve modern kentlerin varoşlarında kıstırılmış bireyin veya ailenin acılarını yerli-İslami bir duyarlılık ve bakış açısıyla öykülerine taşımıştır.  
 Hikâyelerinde varoluşçu felsefeden izler görülür, bireyin bilinçaltına iner, ruhsal çözümlemelerde bulunur. 
 Hikâyeleri dışında denemeleri de vardır.
Eserleri:
Hikâye: Hastalar ve Işıklar, Çözülme, Çok Sesli Bir Ölüm,
Çarpışmalar, İmkânsız Öyküler
4. ORHAN PAMUK (1952 - )
 Modern ve postmodern anlatım tekniklerinden yararlanmış bir yazardır.
 2006'da Nobel Edebiyat Ödülü'nü almıştır.
 İstanbullu, zengin ve Orhan Pamuk gibi Nişantaşı'nda  yaşayan bir ailenin üç kuşaklık hikâyesi olan "Cevdet Bey ve Oğulları" ilk romanıdır. Üç kardeşin babaannelerini 
ziyaret etmek üzere gittikleri İstanbul yakınlarındaki Cennethisar kasabasında geçirdikleri bir haftayı anlattığı "Sessiz Ev" adlı romanının ardından yazdığı Venedikli bir köle ile bir Osmanlı âlimi arasındaki gerilimi ve dostluğu anlatan romanı "Beyaz Kale", pek çok dile çevrilmiştir.
 "Kara Kitap" romanında İstanbul’un sokaklarını, geçmişini,kimyasını ve dokusunu, kayıp karısını arayan bir avukat aracılığıyla anlatmıştır. Kara Kitap, geçmişten ve
bugünden aynı heyecanla söz edebilen bir yazar olarak Orhan Pamuk'un ününü genişletmiştir. "Yeni Hayat" adlı şiirsel romanında esrarengiz bir kitaptan etkilenen üniversiteli bir genci hikâye etmiştir. 
 "Benim Adım Kırmızı" romanında Osmanlı ve İran nakkaşlarını, Batı dışındaki dünyanın görme ve resmetme biçimlerini bir aşk ve aile romanının entrikasıyla hikâye ederek anlatmıştır. "İlk ve son siyasi romanım" dediği "Kar" adlı kitabını 2002'de yayımlayan yazarın 2003'te yayımladığı "İstanbul", yazarın hem yirmi iki yaşına kadar olan hatıralarını aktardığı bir hatıra kitabı, hem de kendi kişisel albümüyle, Batılı ressamların ve yerli fotoğrafçıların eserleriyle zenginleştirilmiş, İstanbul üzerine bir denemedir.
 "Öteki Renkler" kitabında, söyleşi, hikâye ve denemeleri bir araya getirilmiştir. Nobel Edebiyat Ödülü konuşmasını ve diğer konuşmalarını "Babamın Bavulu" adlı kitapta bir araya getirmiştir. Son kitabı "Masumiyet Müzesi" bir aşk romanıdır.
Eserleri:
Roman: Cevdet Bey ve Oğulları, Sessiz Ev, Beyaz Kale, Kara Kitap, Yeni Hayat, Benim Adım Kırmızı, Kar, Masumiyet Müzesi Söyleşi - Hikâye - Deneme: Öteki Renkler  Anı - Deneme: İstanbul 
Anlatmaya Bağlı Edebi Metinler Kaleme Alan Bazı Önemli Yazarlar

1. SAİT FAİK ABASIYANIK (1906 - 1954) 
 Çağdaş öykücülüğün öncülerindendir.
 Hikâyelerinde "konu" ve "olay"dan çok "zaman"dan ve  "insan yaşamı"ndan kesitler öne çıkar.
 Türk edebiyatında Çehov tarzı hikâyenin en önemli  temsilcisidir.
 Genellikle gerçekçi olan yazarın bazı öykülerinde gerçeküstü ögeler öne çıkar.
 İstanbul, deniz, balık, yoksulluk, avare insanlar, doğa  yaşama bağlılığın göstergesi olarak öykülerinde sıkça yer bulur. 
 Hikâyelerini sade bir Türkçeyle yazmıştır.
Eserleri:
Öykü: Semaver, Sarnıç, Mahalle Kahvesi, Tüneldeki Çocuk, Şahmerdan, Lüzumsuz Adam, Havada Bulut, Kumpanya, Alemdağ'da Var Bir Yılan, Son Kuşlar, Az Şekerli
Roman: Medar-ı Maişet Motoru (Sonraki baskıda adı "Birtakım İnsanlar"),
Kayıp Aranıyor 
Şiir: Şimdi Sevişme Vakti Röportaj: Mahkeme Kapısı 
2. MEMDUH ŞEVKET ESENDAL (1883 -1952)
 Durum (kesit, Çehov tarzı) öykücülüğünün ilk ustasıdır.
 Halkın içinden kişileri (memur, esnaf), onların önemsiz 
görünen davranışlarını konu edinmiştir.
 Halkı, iyi ve kötü yönleriyle, onları sevdirerek anlatmıştır.
 Sade, süssüz, kısa cümlelerle kurulmuş, yumuşak bir dili  vardır. 
 Toplumun çektiği sıkıntıları, sorunları abartmadan ve umutsuzluğa düşürmeden göz önüne sermiştir. 
 "Haşmet Gülkokan" ve "Komiser" gibi hikâyeleriyle sevilmiştir.

Eserleri:
Hikâye: Otlakçı, Mendil Altında, Temiz Sevgiler, Ev Ona Yakıştı
Roman: Ayaşlı ve Kiracıları, Miras
3. HALİKARNAS BALIKÇISI (1886 -1973)
 Asıl adı Cevat Şakir Kabaağaçlı'dır.
 Azra Erhat ve Sabahattin Eyüboğlu'yla birlikte topraklarımızda yeşermiş bütün kültürler, bizden önceki bütün uygarlıklar bizimdir, hemşerimizdir, anlayışıyla yola çıkan 
"Mavi Anadoluculuk" anlayışına bağlı Türk hümanistlerinden biridir.
 Eserlerinde denizi, deniz insanlarını, Bodrum'u, Ege Denizi'nin efsanelerini anlatmıştır. 
 Üsluba ve tekniğe çok önem vermeyen yazarın, şiirsel, destanımsı ve coşkulu bir anlatımı vardır. 
 Eski Yunan ve Anadolu uygarlıkları ve mitoloji birikiminide eserlerinde yansıtmıştır.
Eserleri:
Öykü: Merhaba Akdeniz, Ege Kıyılarından, Yaşasın Deniz,
Egenin Dibi, Gülen Ada, Gençlik Denizlerinde
Roman: Aganta Burina Burinata, Ötelerin Çocuğu, Uluç
Reis, Turgut Reis, Deniz Gurbetçileri
Anı: Mavi Sürgün
4. MUSTAFA NECATİ SEPETÇİOGLU (1932 - 2006)
 Türk tarihini ve bugünkü toplumsal yapıyı anlatan eserler  yazmıştır.
 Romanlarında Malazgirt Savaşı'ndan Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşuna kadarki Türk tarihini konu edinmiştir.
 İslamiyet öncesi Türk destanlarını "Yaratılış ve Türeyiş" adlı eseriyle günümüz diline çevirmiştir. 
 Tiyatro türünde eserleri de vardır.
Eserleri:
Roman: Kilit, Anahtar, Kapı, Konak, Çatı, Üçler - Yediler -
Kırklar, Bu Atlı Geçide Gider, Karanlıkta Mum Işığı
5. BİLGE KARASU (1930 - 1995)
 Anlattığıyla, anlatımıyla özgün bir imzadır.
 Resimden, müzikten felsefeye, sinemaya uzanan geniş  bir ilgi yelpazesi içinde bireyin sorunlarını sevgi, dostluk, yalnızlık odağında ele almıştır. 
 Ben merkezli hikâyeler yazmıştır.
Eserleri:
Öykü: Troya'da Ölüm Vardı, Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı, Göçmüş Kediler Bahçesi, Narla İncire Gazel 
6. NEZİHE MERİÇ (1925 - 2009) 
Toplum içinde bile kendi iç yalnızlığını sürdüren genç kız  ve kadınları başarıyla anlatmıştır.
 Çehov tarzı hikâyeye uygun eserler vermiştir.
 Öykü, tiyatro ve roman türlerinde eserler yazmıştır.
Eserleri:
Öykü: Bozbulanık, Topal Koşma, Menekşeli Bilinç,
Dumanaltı, Bir Kara Derin Kuyu, Yandırma, Gülün İçinde
Bülbül Sesi Var, Çisenti

7. VÜS’AT ORHAN BENER (1922 – 2005)


 Vüs’at O. Bener, eserleri içinde daha çok özyaşam öyküsel nitelik taşıyan öyküleriyle bilinir.
 Bener, ham gerçekliği edebi bir temele oturtarak ele aldı. Gündelik olaylarla, bilinçaltında birikmiş yaşam parçalarını birleştirdi.
 Sürekli yeni anlatım biçimleri arayan yazar, bu yönüyle zaman zaman şematizme düşmekle, dış gerçekleri yanlış yerlere koymakla, hatta bozmakla eleştirildi.
 Bener’in eserlerinde ölüm izleği önemli bir yer tutar. Bunda yazarın genç yaşta doğum sırasında kaybettiği ilk eşi ve doğumdan sonra yaşatılamayan çocuğunun da etkisi vardır. Bu evlilikten sonra tekrar başından evlilikler geçmesine rağmen Vüs’at O. Bener’in çocuğu olmadı. 
 Okurdan çaba isteyen, ayrıksı bir dili olan Bener’in kişilerinin 
gündelik hayatın ikiyüzlülüklerini dışa vuran bilinç akışlarını, Virgül dergisindeki yazısında, Orhan Koçak “iç konferans tekniği” olarak adlandırmıştır. 
 Öykülerinin yanı sıra Vüs’at O. Bener’in şiirleri, kısa dizelerden oluşan, esprili, ironik ve şaşırtıcıdır.
Eserleri:
Öykü: Dost, Yaşamasız, Siyah-Beyaz, Mızıkalı Yürüyüş, Kara Tren, Kapan
Oyun: Ihlamur Ağacı, İpin Ucu
Roman: Buzul Çağının Virüsü, Bay Muannit Sahtegi’nin Not



Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar