Milli Edebiyat Döneminde Olay Çevresinde Oluşan Edebî Metinler
Milli Edebiyat Döneminde Göstermeye Bağlı Edebi Metinler (Tiyatro)
Milli Edebiyat döneminde göstermeye bağlı edebi metinlerin (tiyatro) genel özellikleri şunlardır:
- Tiyatroda bu dönemle birlikte canlanmalar görülür.
- Özel ve resmi tiyatrolar kurulmuştur.
- Tiyatro eğitimi verilen Darülbedayi’nin yanında Türk operasının temelini kurmak amacıyla Darülelhan adı ile müzik bölümü açılmıştır.
- Bu dönemde tamamen Batılı bir tiyatro anlayışının temelleri atılmıştır.
- DİL ÖZELLİKLERİ:
- Doğal ve sade bir dil ve üslup kullanılmıştır.
- Uzun ve sağlam bir geçmişe sahip bulunmadığı için bu devirde de teknik bakımdan yine mükemmelliğe erişememiş olan Türk tiyatro eserlerinin en başarılı yönü, dil ve üslubun doğallığında ulaşılan aşamadır.
- Bu dönemde İbnürrefik Ahmet Nuri Sekizinci ve Musahipzade Celal sadece tiyatro eserleri vermişlerdir.
DAHA AYRINTILI BİLGİLER:
1914’te Darülbedayi'-i Osmani adı ile Türkiye'de ilk resmi şehir tiyatrosu kurulmuştur. Darülbedayi,
perdesini ancak 20 Ocak 1916'da açarak, ilk temsilini Hüseyin Suad'ın Çürük Temel adaptasyonu ile verebilmiş ve
bunu Halid Fahri'nin Baykuş adlı manzum piyesi takip etmiştir. Savaşın gün geçtikçe artan sıkıntıları içinde
Darülbedayi de güç durumlara düşmüş, fakat - aralıklı da olsa - çalışmalarını sürdürebilmiş ve Cumhuriyet'in
ilanından sonra İstanbul Şehir Tiyatrosu'nun kuruluşuna (1926) kadar varlığını kendi imkanları ile korumuştur.
Yerli piyesler yazılmasını teşvik suretiyle Türk tiyatro edebiyatına da hizmet edeceği belirtilen
Darülbedayi, Türk tiyatro yazarları için ciddi bir teşvik kaynağı olmuştur.
Bu devirde de daha çok, şiir, roman ve
hikayeye rağbet gösteren genç Türk yazarları, ancak 1915'den sonra piyes yazmağa başladılar.
Halkın tiyatroya
ilgisini arttırmak için ilk zamanlar repertuarında hafif Fransız komedilerine yer veren Darülbedayi'in tesirinde kalmış
olan bu genç yazarların piyeslerinin mühim bir kısmı hafif komediler ve vodvillerdir.
Bir kısmı da, yazarlarının
şair olması sebebiyle, manzum dramlar halindedir. Böylece, o zamana kadar daha çok Abdülhak Hamid'in temsil
ettiği, "manzum dram" geleneğine yeniden dönülmüş oluyordu.
Uzun ve sağlam bir geçmişe sahip bulunmadığı
için bu devirde de teknik bakımdan yine mükemmelliğe erişememiş olan Türk tiyatro eserlerinin en başarılı yönü,
dil ve üslubun tabiiliğinde varılan merhaledir.
Bu devirde yalnız tiyatro ile uğraşan iki yazardan birisi İbnürrefik Ahmed Nuri, ötekisi de Müsahibzade Celal'dir...
YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...
1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4) Yorumunuza emoji eklemek için "Emoticon" butonuna tıklayın.
5)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.
EmoticonEmoticon