16 Mar 2015

Cahit Sıtkı'nın şiirlerinde dil ve vezin

Reklamlar


CAHİT SITKI TARANCI'DA 
Dil Ve Vezin

Cahit Sıtkı Tarancı'nın hayatını ve bütün değerini koyarak çalıştığı, bambaşka üslupla kurduğu şiirleri vardır. Onun yeniliği, biçim, hatta muhteva özelliklerinden çok başkalarına benzemeyen dünyasında ve söyleyişinde aranmalıdır.
Başlanğıçta Peyami Safa, Necip Fazıl Kısakürek ve Ahmet Muhip havası içinde olan Tarancı 1940'tan sonraki yeni şiir akımlarına katılmış olmakla birlikte biçime ve lirizme bağlı kalan duygulu – hüzünlü bir tarzı, mizacıyla yan-yana sürdürmüştür. Birçok yenileri etkileyerek, kendini taklit ettirmiş bulunan Tarancı, Sait Faik ve Orhan Veli'yle birlikte Türk Edebiyyatında 1940-50 yıllarının sanat çevresi olmuştur.
Şiiri herşeyin üstünde gören şair şiir güzelliğini üç temel şarta bağlamaktadır:
Yaşanmış olmak,
Hareket…
Form (Şekil)
Cahit Sıtkı, hece veznine ve kafiyeye, sonuna kadar bağlı kalan şairlerdendir. Fakat bu konularda önyargısı yoktur. Ölçülü veya serbest, her türlü şiirin güzel olabileceğine inanıyor:
“Nasıl ki, yemiş vardır dalında güzeldir, yemiş vardır tabakta. Bunun gibi mesela, şiir vardır aruzla söylemdiği için güzeldir, şiir vardır serbest vezinle söylendiği içn güzeldir”.
Batıdan gelen “saf şiir” anlayışı A.Haşim kanalıyla ona ulaşmıştır. Lakin yine de bağımsız kalmak istemiştir. Ne “memleketçi” şairlere, ne “hececi”lere, ne Nazım Hikmet’e, ne de Orhan Veliye bağlanabilmiştir. Garip akımı ile belli belirsiz bir yakınlığı vardır, o kadar. Deyişinin yalınlığı halk şiirine yaslanır; titiz bir kelime işçisi, bir mısra kurucusu olur. Ancak bütün bunlar Türk şiirinde başka bir havayı estirmez; “ustalığı” sayesinde kullandığı ortak temler aracılığı ile bu rağbeti artırmıştır. Yapılmış olan bir soruştarmaya göre, Türk sanatçıları arasında en beğenilen şair seçildiği gibi; Cumhuriyet devrinin en çok okunan şairlerinden biri olmuştur. Hece veznine mekanik bir hava veren durakları kaldırmış, yeni vezinler bulmuştur. Necip Fazıl orijinal, çarpıcı hayal ve benzetmeler peşindeyken, Cahit Sıtkı tüm tersine sadelik ve yalınlıktan hoşlanır.
C.Sıtkı’nın şiirde ideali, yukarılarda söylediğimiz gibi çok sevdiyi Verlaine gibi sade ve tabii söylemektir. Bu endişe ile şiir sentaksını çok basit tutmuştur. Mısralarının çoğu tek cümleden ibarettir. Uzak çağrışımlara, hayal oyunlarına ve derin düşüncelere gitmez. O, bu bakımdan da kendinden sonra gelen, hayat karşısında karamsar, var olanla yetinmeyen “gerçeküstü” bir şeyler arayan karışık, anlaşılması güc bir üslup kullanan nesilden ayrılır.
A.H.Tanpınar C.Sıtkı’dan kalan en önemli ögeyi şöyle dile getirmektedir: “…Cahit Sıtkı’da içine gömülü bir taraf vardı. Şiirimize asıl getirdiği bu tarafıydı. Onun eseri Türkçe’de bütün bir mahremiyet havasıdır. Şu şartla ki, Cahit bu “intimisme”i bütün insanlığa doğru genişletmesini bilmişti.” 

A.Hamdi Tanpınar aynı zamanda ondaki batı tesiri için şu değerlendirmeyi yapmaktadır: “…Cahit, Verlaine’i daima sevdi. Halk şiirinin havası hariç, üstünde en devamlı tesir şüphesiz Sagasse şiirinden gelir. Şiir tekniği o kadar değişmesine rağmen,ona daima sadık kaldı. Bu sevgide mizac ve hayat itibarıyla bir yakınlığın payı olsa gerektir. O da büyük Fransız şairi gibi, şiiri doğrudan doğruya hayatında arıyordu. fakat hayattan gelenleri daha az izlenmiş, daha az değişmiş olarak veriyordu…”
Şiir “kelimelerle güzel şekiller kurma sanatıdır” diyen şair ilk yıllarda vezne ve şekle çok önem verir; ses, anlam ve biçim bütünlüğünü şart koşar. Yine de “asıl mesele söylemek istediğimiz şeye en tam ifadesini getirmektedir: “Form meselesine bu kadar takılıb kalmam, onun hakiki mahiyetini araşdırma yolunda bu kadar çalışmam fiziki çirkinliğimin mahsülüdür. İnsan mahrum olduğu şeyin kiymetini ve manasını daha iyi anlayabiliyor. Formusuz da bu güzellik olmayacağı, olamayacağı bedihidir.”
Şiire batılı bir yaklaşımla giren şair yetiştiği yılların milliyetçi ve memleketçi havası ile Halk şiirinden tesirler alır.
Cahit Sıtkı, Türkce’yi güzel kullanan şairlerdendir. Sade, akıcı, ahenkli bir dil ile kaleme alınan şiirleri cazib olmakla birlikte yoğunluk ve derinlikten uzaktır. Daha çok zengin kafiyeyi tercih eder. İç kafiyeler kelime ve mısra tekrarları, aliterasyon ve assonanslardan faydalanmıştır.
Ana dilin bütün aklığı, konuşma canlılığı ve duygulu sıcaklığıyla yazan Tarancı’nın Güzel Türkce’yi şiirinin baş meselesi olarak aldığı görülüyor:
“Bu can, bu tende oldukça Türkçe ile daha ne güzel, ne yeni, ne harikulade şiirler yazacağız. Öyle yapalım ki, Ziyacığım, Türkçe bizden hoşnut olsun… Asıl olan şey kelimeleri yaşatmaktır… Türkçe yazdığını ve her şeyden evvel bu dili, bir kadını memnun etmeye mecbur oluğunu şair sıfatıyla unutmamalısın.”
“Şairin mesuleyeti ve şerefi sesle başlar, sesle biter. Yoksa kelimenin tek başına manasından beklenen güzellik, nesir hudutları içine girer. Şiir, nihayet bir kelime işidir, duygular, fikirler, buluşlar sonra gelir.”
Tabiata ve olaylara karşı gözleyici bir tavrı olan şair, mecaza karşı değil, yalın söyleyişe daha yatkındır. Çoğu dış aleme ve gerçeğe bağlı olan mecazları ise karışık ve şaşırtıcı değildir. Ancak, Orhan Veli gibi, Cahit’in de teşbih ve istiarelere tümüyle karşı olduğu sanılmamalıdır. Zamanı gelince bazı imaj ve sembollere, ritorik sorulara başvurduğu görülmektedir. Cahit Sıtkı, uzak çağırışımlardan ve hayal oyunlarından pek hoşlanmaz. Açık, aydın söyleyişi, düz anlatımı seçmiştir. Fazla derinlik ve tabiatın sınırlarını zorlamak onda yoktur. Necip Fazıl’ın aksine felsefi temalar ve iç içe mecazler yerine günlük aşkları, genclik, insanlık tasaları, gündelik dertleri ve mutlulukları söylemiştir.
Alınan parçalar Tarancı’nın sanat için sanat ilkesine sımsıkı bağlılığını gösteriyor. Toplumcu kaygılar ancak son dönemindeki birkaç şiirinde vardır. Sade, yalın ve ahenkli bir dille şiir söylemek, uzun cümlelerden kaçıp diyeceğini tek mısraya sığdırmak bol ve güzel halk deyimleri kullanmak üslubunda başlıca niteliklerdir. Halk şiirine, Türkçe’ye sadık olan şairin bu nitelikleri onu insanlara sevdirmiş ve Türk edebiyatında önemli şairler sırasında gelmesine neden olmuştur.

Artikel Terkait

Yorumları Göster
Yorumları Gizle

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4) Yorumunuza emoji eklemek için "Emoticon" butonuna tıklayın.
5)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.


EmoticonEmoticon

Edebiyat yazılılarında başarınızı artırın, kanalımıza abone olun!