Âşık ve âşıklık geleneği hakkında bilgi
Âşık edebiyatımızın kendine mahsus olan şiir geleneğinin temelleri, İslâmiyet öncesi Türk toplumunun sesi olan ozanlar tarafından atılmıştır. Edebiyatımızda halkın anlayabileceği sade bir dille ve genellikle saz eşliğinde şiirler söyleyen şairlere saz şairi adı verilir. Halk şairi veya âşık da denir. Bunların ortaya koyduğu şiirlere de âşık tarzı halk şiiri adı verilir.
Kendilerine âşık denilen halk şairleri, şiirlerini genellikle köy köy, kasaba kasaba gezerek halkın topluca bulunduğu yerlerde söylemişlerdir. Bunlar şiirlerini yazıya geçirmezlerdi. Çok defa topluluk karşısında yer ve duruma uygun olarak irticalen (hazırlıksız olarak, içine doğduğu gibi) söylerlerdi. Saz şairleri aynı zamanda eserlerinin bestekârı olmuşlar; şiirlerini güftesi ve bestesiyle birlikte ortaya koymuşlardır.
Bunlar şiirlerinde aşk, gurbet, yalnızlık, tabiat gibi temaları işlemişlerdir. Ayrıca sosyal olaylar ile dinî-tasavvufî konulara da yer vermişlerdir. Saz şairlerinin söylediği şiirler gerek kendilerinden sonra gelenâşıklar, gerekse halk tarafından ağızdan ağıza söylenerek yaşatılmaya çalışılmıştır. Bu yüzden pek çok şiir değişikliklere uğramış veya unutulmuştur. Bazı âşıkların şiirleri ise cönk adı verilen mecmualara kaydedilmiştir.
Âşık tarzı halk edebiyatı, İslâmiyet öncesi Türk edebiyatı geleneğinin bir devamıdır. Âşık tarzı halk edebiyatı bu geleneğini günümüze kadar sürdürmüştür.
Bu gün de Anadolu'da saz şiiri geleneğini, kısmen de olsa devam ettiren âşıklar vardır.
YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...
1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4) Yorumunuza emoji eklemek için "Emoticon" butonuna tıklayın.
5)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.
EmoticonEmoticon