BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR: Kendi dilinden yaşamını 1966 yılında şöyle anlatmıştır:
“ "Babamın çeşitli bölgelerdeki memurluğu, benim bütün memleketi kapsayan Halkevleri Müfettişliğim ve Doğu sınırlarında geçen askerliğim sayesinde Anayurdu köşe bucak dolaşabildim. Anayurt gibi Atatürk'ü de yakından tanımak talihim var; bazı mısraları sofrasında yazdığım oldu.
Zonguldak Yüksek Maden Mühendis Mektebi'nden diplomalıyım ama ilk günden beri Anadolu'nun insan cevheri ile haşır neşirim. Faruk Nafiz Çamlıbel, Eflatun Cem Güney edebiyat hocalarımdı. Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın sohbetlerinden yıllarca feyzaldım. Doğuda tanışıp kaynaştığım halk ozanları bana halkımı bir kat daha tanıtıp sevdirdiler. 1948 başlarında laiklik ve devletçilik ilkelerinde Atatürk'ün yolundan çıktığını gördüğüm için saflarından ayrılmaya karar verdiğim partinin bana sağladığı milletvekilliğini, Meclis kürsüsünden istifa etmek suretiyle bıraktım. Başka bir parti aday gösterdi, noter marifetiyle reddettim. Temsilciler Meclisi'ne çağrıldım, umutla katıldım. Cumhurbaşkanlığı kontenjanından senatör olmam istendi. Günlük politikadan tiksindiğim için kabul etmedim. O gün bu gündür yazarlık ve öğretmenlik yapıyorum.
EK BİLGİLER:
Zonguldak Yüksek Maden Mühendis Mektebi'nden diplomalıyım ama ilk günden beri Anadolu'nun insan cevheri ile haşır neşirim. Faruk Nafiz Çamlıbel, Eflatun Cem Güney edebiyat hocalarımdı. Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın sohbetlerinden yıllarca feyzaldım. Doğuda tanışıp kaynaştığım halk ozanları bana halkımı bir kat daha tanıtıp sevdirdiler. 1948 başlarında laiklik ve devletçilik ilkelerinde Atatürk'ün yolundan çıktığını gördüğüm için saflarından ayrılmaya karar verdiğim partinin bana sağladığı milletvekilliğini, Meclis kürsüsünden istifa etmek suretiyle bıraktım. Başka bir parti aday gösterdi, noter marifetiyle reddettim. Temsilciler Meclisi'ne çağrıldım, umutla katıldım. Cumhurbaşkanlığı kontenjanından senatör olmam istendi. Günlük politikadan tiksindiğim için kabul etmedim. O gün bu gündür yazarlık ve öğretmenlik yapıyorum.
EK BİLGİLER:
Rıfat Ilgaz: Usta yazar ve şair Rıfat Ilgaz, annesinin deyimiyle “derin bir kar”da dünyaya geldi. Bu da Ilgaz’ın demesi ile 1910′un Şubat ayına rastlıyor…
Oldukça üretken olan yazar, yazın hayatına şiirden mizah öykülerine, romandan çocuk kitaplarına birçok farklı alanda eser sığdırdı. Bir zamanlar toplatılan “Karartma Geceleri” eseri 2004 yılında 100 Temel Eser listesine girdi.
Ortaokuldayken liseye devam edip üniversite okumak istemesine rağmen babasının vefatı nedeniyle Kastamonu Muallim Mektebi’ne (öğretmen okulu) girdi ve mezun olduktan sonra Gerede ve Akçakoca’da İlkokul öğretmenliği yaptı. Daha sonra Gümüşova’ya başöğretmen olarak atandı.
Öğretmenlik yapmasaydı acaba Hababam Sınıfı’nı bu kadar güzel yazabilir miydi?
İstanbul’dayken ise hem Karagümrük Ortaokulu’nda Türkçe öğretmenliği yapıp hem de fakülte de felsefe okudu. 1943 yılında Karagümrük Ortaokulunda bir öğretmenle kavga ettiği için Nişantaşı’na sürüldü.
1944′ün Ocak ayında yayınladığı Sınıf kitabıyla adliyeler ve hapishaneyle tanıştı. 6 aya çarptırılan yazar, hapishaneden çıktığında hem öğrenciliğini hem de öğretmenliğini kaybetti.
Rıfat Ilgaz bir kent öğretmeninin gözüyle yoksul öğrencilerin başarısızlıklarının altındaki etkenleri ve eğitim sistemini “Çocuklarım” başlıklı şiirinde böyle sorguluyor;
Çocuklarım
Sizi yoklama defterinden öğrenmedim,
Haylaz çocuklarım.
Sınıfın en devamsızını,
Bir sinema dönüşü tanıdım,
Koltuğunda satılmamış gazeteler.
Dumanlı bir salonda,
Kendime göre karşılarken akşamı,
Nane şekeri uzattı en tembeliniz.
Götürmek istedi küfesinde,
Elimdeki ıspanak demetini,
En dalgını sınıfın.
Çoğunuz semtine uğramaz oldu okulun,
Palto, ayakkabı yüzünden;
Kiminiz limon satar Balıkpazarı’nda,
Kiminiz Tahtakale’de çaycılık eder.
Biz inceleyeduralım aç tavuk hesabı
Tereyağındaki vitamini,
Kalorisini taze yumurtanın.
Karşılıklı neler öğrenmedik sınıfta
Çevresini ölçtük dünyanın,
Hesapladık yıldızların uzaklığını,
Birlikte neler düşünmedik.
Sizi yoklama defterinden öğrenmedim,
Haylaz çocuklarım.
Sınıfın en devamsızını,
Bir sinema dönüşü tanıdım,
Koltuğunda satılmamış gazeteler.
Dumanlı bir salonda,
Kendime göre karşılarken akşamı,
Nane şekeri uzattı en tembeliniz.
Götürmek istedi küfesinde,
Elimdeki ıspanak demetini,
En dalgını sınıfın.
Çoğunuz semtine uğramaz oldu okulun,
Palto, ayakkabı yüzünden;
Kiminiz limon satar Balıkpazarı’nda,
Kiminiz Tahtakale’de çaycılık eder.
Biz inceleyeduralım aç tavuk hesabı
Tereyağındaki vitamini,
Kalorisini taze yumurtanın.
Karşılıklı neler öğrenmedik sınıfta
Çevresini ölçtük dünyanın,
Hesapladık yıldızların uzaklığını,
Birlikte neler düşünmedik.
NOT: BU ŞİİRİN İNCELEMESİ İÇİN TIKLAYINIZ
Tevfik Fikret: Edebiyat-ı Cedide topluluğunun lideri olan Tevfik Fikret, 24 Aralık 1867′de İstanbul’un Kadırga semtinde dünyaya geldi.
Aydınlanmanın çınar’ı olarak adlandırılan Tevfik Fikret hayatı boyunca devrimci ve idealist fikirleriyle Atatürk başta olmak üzere dönemin pek çok aydınını etkiledi.
Aydınlanmanın çınar’ı olarak adlandırılan Tevfik Fikret hayatı boyunca devrimci ve idealist fikirleriyle Atatürk başta olmak üzere dönemin pek çok aydınını etkiledi.
Türk edebiyatının batılılaşmasında büyük payı olan Fikret’in, Osmanlı Lisanı Öğretmenliği Sınavını kazanarak 1892’de çok sevdiği Mekteb-i Sultani’ye atanması ile yaşamında yeni bir dönem açıldı.
İlkokul üçüncü sınıf Türkçe öğretmeni olarak göreve başladığı okulda, Muallim Naci’nin vefatı üzerine edebiyat öğretmeni olarak çalışmaya devam etti. Hükümetin bütçede kısıntı yapıp memur maaşlarını yüzde on kesmesine tepki olarak 1895′te okuldan ayrıldı.
TEVFİK FİKRET'LE İLGİLİ EK BAĞLANTILAR:
Faruk Nafız Çamlıbel: Hecenin Beş Şairi’nden biri olan Faruk Nafız Çamlıbel, en ünlü eseri “Han Duvarları” ile bilinir.
1898 yılında dünyaya gelen Çamlıbel, şiire çocuk yaşlarda başladı. Yazarın ifadesine göre ilk şiiri “Saat”, “Çocuk Dünyası” adlı bir dergide yayınlandı (1914).
1898 yılında dünyaya gelen Çamlıbel, şiire çocuk yaşlarda başladı. Yazarın ifadesine göre ilk şiiri “Saat”, “Çocuk Dünyası” adlı bir dergide yayınlandı (1914).
Bir süre tıp öğrenimi gördükten sonra okuldan mezun olmadan ayrıldı ve gazeteciliğe başladı. Daha sonra ise 1924’te Ankara Erkek Muallim Mektebi edebiyat öğretmenliğine geçti; ardından Ankara Kız Lisesi’de öğretmenlik yaptı.
Edebiyat öğretmeni olarak Anadolu’da bulunması onu Memleket edebiyatına yöneltti. Hem hece ölçüsü hem de aruz ölçüsü ile yurdun güzelliklerini anlatan şiirler yazdı. Halk edebiyatı geleneğinden faydalandı. Tiyatro eserleri devrinde çok tutuldu.
Çoğu manzum olan bu eserlerde Türk efsaneleri ile Anadolu’da elde ettiği izlenimler anlattı.
Edebiyat öğretmeni olarak Anadolu’da bulunması onu Memleket edebiyatına yöneltti. Hem hece ölçüsü hem de aruz ölçüsü ile yurdun güzelliklerini anlatan şiirler yazdı. Halk edebiyatı geleneğinden faydalandı. Tiyatro eserleri devrinde çok tutuldu.
Çoğu manzum olan bu eserlerde Türk efsaneleri ile Anadolu’da elde ettiği izlenimler anlattı.
FARUK NAFİZ'LE İLGİLİ EK BAĞLANTILAR:
Necip Fazıl Kısakürek: Ortaokul edebiyat kitaplarının vazgeçilmezi “Kaldırımlar”ı yazan Necip Fazıl Kısakürek …
Maarif Vekili Hasan Ali Yücel tarafından atandığı Ankara Devlet Yüksek Konservatuarı’nda öğretim üyeliğini kısa süre sonra bıraktı ve kendisine İstanbul’da bir görev verilmesini istedi. Güzel Sanatlar Akademisi’nin Yüksek Mimari kısmına atanan Necip Fazıl, Robert Kolej’de edebiyat öğretmenliği yaptı.
Fransız edebiyatı şiir anlayışını Türk halk şiirinin ifade kudreti ile birleştirerek his ve fikir yüklü manzumeler meydana getirdi. Pek çok şiirinin ilham kaynağı tasavvuf¬tur. Mistik duygu ve düşünceleri, İnsanın içine gömülmüş gizli kalmış özlemleri kuvvetli bir nazım tekniği ile anlattı.
Usta yazar Kısakürek kendi ağzı ile şair olmasını şöyle açıklar:
“Şairliğim 12 yaşımda başladı…
Annem hastanedeydi. Ziyaretine gitmiştim… Beyaz yatak örtüsünde, siyah kaplı, küçük eski bir defter… Bitişikte yatan veremli genç kızın şiirleri varmış defterde… Annem, bir an gözlerimin içini tarayıp:
-”Senin şair olmanı ne kadar çok isterdim” dedi.
Annemin dileği bana, içimde besleyip de on iki yaşıma kadar farkında olmadığım bir şey gibi göründü. Varlık hikmetimin ta kendisi… Gözlerim, hastane odasının penceresinde, savrulan kar ve uluyan rüzgara karşı, içimden kararımı verdim:
-Şair olacağım!
Ve oldum.”
-”Senin şair olmanı ne kadar çok isterdim” dedi.
Annemin dileği bana, içimde besleyip de on iki yaşıma kadar farkında olmadığım bir şey gibi göründü. Varlık hikmetimin ta kendisi… Gözlerim, hastane odasının penceresinde, savrulan kar ve uluyan rüzgara karşı, içimden kararımı verdim:
-Şair olacağım!
Ve oldum.”
NECİP FAZIL'LA İLGİLİ EK BAĞLANTILAR:
Yorum Gönderme
YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...
1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.