Türk edebiyatı çok eskilere dayanmaktadır, Türkler İslâmiyetten önce o günkü inanç sistemlerine kültür ve geleneklerine bağlı bir edebiyata sahiptiler. İslâmiyet öncesi Türk şiiri kültürleşme sürecinde İslâmî kültürün etkisiyle yeni edebiyatlarla, şekil ve türlerle tanıştılar. Mitlerle örülü ozan-baksı destan geleneğine bağlı şiirler, İslâmî ögelerle örülerek yeni bir biçime dönüşmüştür (Arat,1969:XI; İnan,1969:547; Dizdaroğlu,1994:4). Her edebî gelenek kültür birikimi, dünya görüşü ve yaşama biçiminin değişmesiyle özgün anlatımlara kavuşur (Günay,1996:101-106). Âşık edebiyatı, ozan-baksı geleneğinin Anadolu'da yaşama biçiminin değişmesiyle ortadan kalkması üzerine 15.yy’dan sonra Anadolu'da başlamıştır (Köprülü, 1989:57). Efsane ve tarihin kaynaştırıldığı sözlü gelenek içinde oluşan ozan-baksıların taşıdığı kültür bu şiiri beslemiştir. Bu gelenek, İslâmiyet ve Anadolu kültür potasında şekillenerek, yeni coğrafyada yeni bir bakışla, yeni yaşama biçiminin beğenisine cevap verecek bir biçim ve öz kazanmıştır (Artun,1996:14). Milli öze bağlı ozan tipi, İslâmî öze bağlı âşık tipinin prototipi değildir. Âşık şiiri halk arasında mayalanmış, yaşadığı toplumun kültür dokusunun en önemli belirleyici ögelerindendir.

«
Next
Sonraki Kayıt
»
Previous
Önceki Kayıt

Hiç yorum yok:

YORUMLARINIZI ,SORULARINIZI AŞAĞIDAKİ YORUM KUTUSUNDAN YAZABİLİRSİNİZ...

Yorumunuz için şimdiden teşekkürler...Blogger'da bir hesabınız yoksa ''Anonim'' veya ''Adı/Url'' bölümünü seçerek kolayca görüşlerinizi belirtebilirsiniz...

reklamlar