• Hikayeciliği meslek edinen ve modern edebiyatımızın en güçlü öykücülerinden olan yazar,belli bir iş tutmamış, başıboş bir bohem hayatın sonunda içki ve sirozdan ölmüştür.
  • O BİR iSTANBUL ÖYKÜCÜSÜDÜR.
  • Düşüncelerini ve hayallerini içtenlikle anlatır. 
  • Öyküle­rinde yakından tanıdığı, gözlemlediği kişileri okuyucu­larına tanıtır. Kişileri, yaşadıkları çevreye ve karakterle­rine uygun olarak ele alır ve anlatır. Deniz, doğa, yaşlı bir adam, bir boyacı çocuk, balıkçı kahvesi... Onun öy­külerinde sık sık rastlanan unsurlardır.
  •  Öykülerini yapmacıklıktan ve sanat kaygısından uzak bir dille yaz­mıştır.Öykü sayısının çokluğu, konu çeşitliliği, öykü yazma yönteminde yaptığı değişiklikle dikkat çekmiştir.
  •  Sayı­sı yüz elliyi aşan öykülerinin, konusu çoğunlukla kısa bir süre içinde gördüğü, kişiler, olaylar olduğundan, öykülerinde alışılagelen giriş-gelişme-sonuç bölümleri bulunmaz. Bu özellikleriyle bir durum öyküsü niteliği taşıyan öyküleriyle klasik yöntemden ayrılmıştır.
  • Edebiyatımızda Çehov tarzı öykünün temsilcilerindendir. Öykülerinde ele aldığı konulan, insan ve toplum, insan ve doğa, psikolojik konular olarak üç grupta top­layabiliriz.
  • İnsan ve toplumu konu aldığı öykülerinde, genel ola­rak, toplumun herhangi bir olaya ya da insana karşı gösterdiği tepki, sınıf ayrılıklarının ortaya çıkardığı sa­kıncalar, işveren-işçi ilişkileri, toplumun düşkünlere kar­şı ilgisizliği, zenginlik-yoksulluk gibi, içinde yaşadığı toplumun sorunlarını dile getirmiştir. En çok üzerinde durduğu konu ekonomik dengesizliktir, insan ve doğa­yı konu edindiği öykülerinde insanın doğayla mücade­lesi ve doğaya verdiği zarar üzerinde durmuştur.
  • Psikolojik konulu öykülerinde de dostluk, insan sevgi­si başta olmak üzere aşk, özlem, yalnızlık gibi, değişik konuları işlemiştir. Hayaller üzerine kurulan kimi öykü­leri de bir ölçüde gerçeğe dayalıdır. Çünkü onu hayal kurmaya yönelten genellikle gündelik yaşayışında rastladığı insanlardır.
  • Yazmanın kendisi için bir ihtiyaç olduğuna inanmıştır. Gözlemci ve gerçekçi bir yazardır. Toplumu konu alan öykülerinde toplumdaki bazı problemleri işler.
  • Sait Faik'in dikkati çeken bir başka yönü de, öyküsün­deki kişilerle, kendisindeki insan sevgisini okuyucula­rına da aktarmasıdır. 
  • Sanat kaygısından uzak bir dille yazması ise öykülerini okuyucuya sevdiren önemli öğelerden biridir. 
  • Cumhuriyet Dönemi öykü yazarları arasında, kendi çizgisinde gelişen bir yazar olarak ta­nınmıştır.
ESERLERİ:

ÖYKÜ:
Semaver (1936)
Sarnıç (1939)
Şahmerdan (1940)
Lüzumsuz Adam (1948)
Mahalle Kahvesi (1950)
Havada Bulut (1951)
Kumpanya (1951)
Havuz Başı (1952)
Son Kuşlar (1952)
Alemdağ’da Var Bir Yılan (1954)
Az Şekerli (ölümünden sonra, 1954)
Tüneldeki Çocuk (1955)
Mahkeme Kapısı (Adliye röportajları) (1956)
Balıkçının Ölümü-Yaşasın Edebiyat (1977, derleyen Muzaffer Uyguner)
Açık Hava Oteli (1980, Konuşmalar-mektuplar derleyen Muzaffer Uyguner)
Müthiş Bir Tren (1981, deleyen Muzaffer Uyguner)
ŞİİR:
Şimdi Sevişme Vakti (1953)
ROMAN:
Medar-ı Maişet Motoru (1944, ikinci baskı 1952′de “Birtakım İnsanlar” adıyla)
Kayıp Aranıyor (1953)
Yaşamak Hırsı

Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

أحدث أقدم

Reklam

Reklamlar