kompozisyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kompozisyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Eki 2017

"Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir" Sözünü Açıklayan Bir Düşünce Yazısı

"Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir" Sözünü Açıklayan Bir Düşünce Yazısı

21. yüzyılda artık hayatımızın her alanında bilim ve teknoloji var. İyi ki de var ve iyi ki bu kadar çok gelişmiş düzeyde. Hayatımızın her anında bilimin bize sunduğu imkanlardan faydalanırız. Bilim ve tekonoloji hayatımızın her alanında bize müthiş kolaylıklar sağlıyor. Artık her evde bulunan teknolojik aletler sayesinde daha az yoruluyoruz, kendimize daha çok vakit ayırabiliyoruz.

Hayatımızı kolaylaştıran tüm bu icatların arkasında bilim var. İnsanoğlu günümüzdeki bilgi ve birikime, teknolojik seviyeye bilim sayesinde ulaşmıştır. Yolumuzu aydınlatan, işimizi kolaylaştıran her teknolojik buluşun ardında geçmişten bugüne getirilen bilimsel çalışmalar var.

Atatürk, bilimin ve teknolojinin ülkemiz için en gerçek yol gösterici (mürşit) olduğunu konuşmalarında ve eserlerinde sürekli vurgulamıştır. Ulu Önder'e göre “Bilim, gerçeği bilmektir.” Gerçeği bilmek birtakım batıl inanışlarla değil bilimsel bilgilerle mümkün olabilir. Bilimin yol göstericiliği ve rehberliği işte bu yüzden çok önemlidir. Atatürk de "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir!" sözüyle bilimin en gerçek yol gösterici olduğunu vurgulayıp bilimin açtığı ışıklı yolda ayrılmayın mesajını veriyor.


Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir.

edebiyatfatihi.net yazdı


7 Nis 2017

HABERLEŞMENİN OLMADIĞI BİR DÜNYA NASIL OLURDU ?


HABERLEŞMENİN OLMADIĞI BİR DÜNYA

Bir an gözlerimizi kapayalım ve haberleşmenin olmadığı bir dünya hayal edelim... Neler olurdu ? Böyle bir dünyada hayatımızda neler değişirdi  ?

Malumunuz , insanların çeşitli araçlar kullanarak birbirleriyle kurdukları iletişime haberleşme diyoruz .. Bizler için  haberleşme ve  iletişimin önemi diğer canlılara göre  daha büyük... Haberleşme olmadan da yaşanabilir belki ; ama bu , nasıl bir yaşam olurdu ? 

En basitinden günlük hayatımızda bir sorunla karşılaştığımızı düşünelim : Ne yaparız ? Aklımıza ilk önce ne yapmak gelir ? Hemen tanıdığımız birine haber vermek ve ondan yardım istemek akla ilk gelen bir seçenek... Haberleşme imkanı olmasaydı hızlı iletişim gerçekleşmeyeceğinden  zor durumda kalacağımız muhakkak...



İlla ki bir sorunla karşılaşmamız gerekmiyor . Gördüğümüz , duyduğumuz ilginç bir olayı hemen bir arkadaşımıza veya yakınımıza haber vermek isteriz... Sevinçlerimizi , üzüntülerimizi , türlü türlü hallerimizi mutlaka birileriyle paylaşmak isteriz...Bunu yapmanın yolu da haberleşme araçlarından geçiyor ... Haberleşme olmasaydı yakınımızda olmayan biriyle iletişim kuramazdık...

Mektup , telefon , internet vb. haberleşme araçları olmasaydı işimiz gerçekten zor olurdu ... Adeta ilk çağları yaşayan insanlar gibi olurduk ... Dünyanın bir ucunu bırakın burnumuzun dibindeki bir olayı bile kendimiz veya bir tanıdığımız görmediyse veya duymadıysa ondan haberdar olamazdık... 


Haberleşme insanlığın her döneminde çok önemli bir yere sahip ...Örneğin savaşlarda  haberleşme olmasaydı ordunun koordinasyonunu sağlanamaz , eksiklerinin giderilmesinde yardımcı olunamazdı. 

KISACA HABERLEŞME OLMASAYDI 
  • İstediğimiz zaman istediğimiz kişiyle görüşme imkanı bulamazdık.
  • Haberleşme olmasaydı kültürel devamlılık sağlanamazdı.
  • Bilgi alışverişi ve iletişim son derece kısıtlı olurdu.
  • Ülkedeki ve dünyadaki gelişmelerden haberimiz olmasaydı 
  • İnsanlık bügünkü medeniyet seviyesine ulaşamazdı.

19 Şub 2017

Bağımlılıkla İlgili Kompozisyon

BAĞIMLI DEĞİL BAĞLI OL...

Tuğçe Baş

Bağımlılık ; bir nesneye, kişiye ya da bir varlığa duyulan önlenemez istektir.

Bağımlılığa iten en büyük etken o bağımlı olunan nesne, kişi ya da varlığın keyif vericililiği, gerginlikten uzak tutabilme gücüdür. 

Şöyle ki , genç bir insanlar sorunlarıyla yüzleşip onların üstesinden gelmek yerine  kısa , kestirme , kolay yolu seçerler. Sorunlarından kaçarak kurtulmaya çalışması , onları gözmezlikten gelmesi zamanla o soruna karşı bağımlılık duygusu geliştirir . Maalesef çözümü başka yollarda arar ...

Alkol , uyuşturucu , sigara ve diğerleri... Zararlarını uzun uzadıya anlatmanın gereği var mı ? Yedi başlı canavar gibi... Bir kere esiri oldu mu insan kurtulması zor gerçekten...

Bağımlılık sadece zararlı maddelere olan önlemeyen istek değil... İnsanda bağımlılık yapan daha çok şey var 

 Mesela bir kişiye bağımlılığı ele alalım : Her akşam , her sabah konuştuğunuz hal ve hareketleri hoşunuza giden insana bir zaman sonra bağımlı olursunuz. O yokken bir boşluğun içindesinizdir. Sanki o yok olsa nefes alamayacak gibi hissedersiniz. Her sabah "günaydın" demesiyle uyanmak , her gece " iyi geceler " demesiyle onunla uyumak bir müddet sonra bizi o kişiye bağımlı hale getirir. Her hissi zirvede yaşarız. Aşkı da , hüznü de 

İçinde nefret bile olsa alışkanlık ya da bağımlılık yaratan her ilişki biraz aşktır . Onların hata üzerine hata ekleyerek sizi paramparça etmesi, neler yaşanırsa yaşansın bütün hatalarından sonra o kişiyi affediyorsanız bagimlisinizdir o kişiye. 


Elif Şafak bu hatalardan sonra yapılacak en güzel hareketin de bağımlılık olduğunu şu sözlerle ifade etmiştir ; " Bilmiyor ki özür dilemek de bir bağımlılıktır. Yerli , yersiz etrafındakilere ' kusura bakma , özür dilerim ' dedikçe bakılacak kusurları artar insanın." 
diyerek özür dilemenin de bir bağımlılık olduğunu anlatmıştır. 

Sonuç olarak güzel olan ne varsa bağımlı değil bağlı olmak en güzeli ve hayırlısı bence...

Tuğçe Baş
edebiyatfatihi.net