FONETİK (İŞİTSEL) SANATLAR | GÖRSEL (PLASTİK) SANATLAR | DRAMATİK(RİTMİK) SANATLAR |
|
|
Tiyatro Sinema Opera
|
“Cumartesiydi. Madeni eşya fabrikası hafta tatiline hazırlanıyordu… Fabrikanın yüz elli amelesinden sekseni, on dörtle on altı yaş arasında erkek çocuklardı ki, yirmi kadarı ‘pres’ makinelerinde çalışıyordu. Üstleri başları paramparçaydı. Aşağı yukarı aynı boy ve aynı kalıpta olduklarından birbirlerine benziyorlardı. Ustabaşı tamir odasının yanına gitti. Kapının sağ duvarındaki mermer levhada şarteli indirdi. Atölye çatısı altında dönen ana volan sarsılarak yavaşladı ve fabrika istop etti. Herkes paydos sanmıştı… Hâlbuki ustabaşı; tornalardan birinin üstüne sıçradı, düdük öttürdü, ameleyi topladı. Nutuk söyler gibi: ”Bana bakın! ”diye bağırdı. ”Öğleden sonra iş var… Sabaha kadar çalışacağız belki de… İsteyen gidebilir, kalan çift yevmiye alacak… İsteyen gider, dedim zorla değil…”Atölyeye bir sessizlik çöktü. Sonra mırıltılar, fiskoslar başladı… Onuncu presin işçisi çocuk Sami, etrafına bakındı, yutkundu, gözlerini ovaladı… Öyle canı sıkılmıştı ki…”Gitsem mi?” diye aklından geçirdi, sonra caydı. Ustabaşı aksidir. Sami işi bırakır giderse ustabaşı bir daha adım attırmaz onu. Fabrikanın ameleye ihtiyacı yok ki; kapının önü kendi kadar çocuklarla dolu…”
(Orhan Kemal/Önce Ekmek)
2. Yukarıdaki hikâyeyi dikkatle okuduktan sonra tablodaki soruları cevaplayınız. (10 Puan)
Tema-
Konu |
Tema: Çocuk işçiler Konu: Hafta tatilinde de çalıştırılan çocuk
işçilerin dramı |
Mekân
ve Zaman |
Mekan: Madeni eşya fabrikası Zaman: Bir cumartesi günü |
Anlatıcı-bakış
açısı |
Anlatıcı:
3.kişili anlatıcı Bakış
açısı: İlahi (Tanrısal) bakış açısı |
Hikâye
çeşidi: |
Olay
hikâyesi |
Anlatım
Biçimleri |
Öyküleyici,
betimleyici anlatım |
3. Olay ve durum hikâyesinin farklarından beş tanesini yazınız. (10 Puan)
- Olay hikâyesi olay üzerine kurulurken durum hikâyelerinde hayatın herhangi bir bölümünden alınmış bir durum, kesit okuyucuya aktarılır.
- Olay hikâyesinde merak ögesi ön planda tutulur, durum hikâyesinde merak ögesi önemsenmez.
- Olay hikâyesinde "serim", "düğüm" ve "çözüm" bölümlerinden oluşan klasik bir yapı vardır durum hikâyesinde çoğu zaman böyle bir klasik yapı bulunmaz.
- Olay öyküleri belirli bir sonla biterken durum hikâyelerinde son okuyucunun hayal gücüne bırakılır.
- Olay hikâyelerinde mekânların kişi üzerindeki etkileri üzerinde durulurken durum hikâyelerinde mekân önemsenmez.
Somut
isim |
Eşya, fabrika, kapı… |
Soyut
isim |
akıl |
Cins
İsim |
Kapı,
torna, düdük, çocuk… |
Özel
isim |
Sami |
Çoğul
isim |
Çocuklar,
makineler… |
5. “Uyku” adlı hikâyeden birer adet isim tamlaması bulup tabloya yazınız.
Belirtili
İsim Tamlaması |
Kapının önü, fabrikanın ihtiyacı |
Tamlayan
ile tamlananı arasına sıfat girmiş belirtili isim tamlaması |
Fabrikanın
yüz elli amelesi, kapının sağ duvarı |
Takısız
İsim Tamlaması |
Mermer
levha |
Zincirleme
İsim Tamlaması |
Tamir
odasının yanı |
6. Metinleri sınıflandırma tablosundaki boş bırakılan yerleri tamamlayınız.
- Argo; ortak dilden ayrı olarak belirli toplulukların ses, yapı, söz dizimi ve anlam bakımından farklılık gösteren dili veya kelime dağarcığıdır.
- Sanat metinleri edebî bir heyecan uyandırmak, estetik zevk ve anlayış kazandırmak amacıyla yazılır.
- İlk örneklerini Rus yazar Anton Çehov’un verdiği hikaye türü durum hikayesidir.
- Jargon aynı meslek veya topluluktaki insanların ortak dilden ayrı olarak kullandıkları özel dil veya söz dağarcığıdır
- Hikayelerde toplumsal değil sadece kendini temsil eden kişiye karakter denir.
- Bir dilin, tarihî gelişimi içinde yazılı kaynaklarla izlenemeyen dönemlerinde ayrılmış kollarına lehçe denir.
- Standart Türkçe, İstanbul Türkçesi esas alınarak biçimlendirilmiş olan konuşma ve yazı dilidir.
- Edebiyat malzemesi dil olan güzel sanat etkinliğidir.
- Düşünceyi geliştirme yollarından tanık gösterme düşünceyi desteklemek için konuyla ilgili söz sahibi ve güvenilir bir kişinin sözünden yararlanmaktır.
- Hikâyelerinde konu ve olaydan çok, şiirsel etki yaratacak durumları ele alan ve daha çok bir İstanbul hikâyecisi olarak bilinen yazarımız Sait Faik Abasıyanık’tır.
8. Edebî metinlerle öğretici metinleri tabloda verilen ölçütlere göre karşılaştırınız. (10 Puan)
Edebî Metinler ile Öğretici Metinlerinin Karşılaştırılması |
||
Edebî
Metinler |
Ölçütler |
Öğretici Metinler |
Gerçekler kurgulanarak anlatılır. |
Gerçeklik |
Gerçekler
yorumlanmadan aktarılır. |
Çeşitli duyguları yaşatmak, okuyucuya
edebî zevk vermek amacı güdülür. |
Amaç |
Okuyucuya
bilgi vermek, bir konuyu kavratmak… |
Üslup kaygısı vardır, ifadeler süslü ve sanatlıdır. |
Üslup |
Üslup kaygısı yoktur, ifadeler duru ve yalındır. |
Üslup kaygısı yoktur, ifadeler duru ve
yalındır. |
Anlatım |
Nesnellik
hâkimdir. |
Kelimeler
yan ve mecaz anlamlarıyla kullanılır. |
Anlam |
Kelimeler
genellikle gerçek ve ilk anlamlarıyla kullanılır. |
9. Aşağıdaki iletişim örneğindeki iletişim ögelerini yazınız.
Edebiyat öğretmeni sınıfta hikâye çeşitlerini işlemektedir. Konuyu bitirdikten sonra ön sırada oturan Sıla’ya “Olay hikâyesinin edebiyatımızdaki öncüsü kimdir?” diye sorar. Sıla da “Ömer Seyfettin” cevabını verir.
- Gönderici ➠ Edebiyat öğretmeni
- Alıcı ➠ Sıla
- İleti ➠ “Olay hikâyesinin edebiyatımızdaki öncüsü kimdir?”
- Kanal ➠ Ses dalgaları
- Dönüt ➠“Ömer Seyfettin”
- Bağlam ➠ Sınıf ortamı
· Dar, pis, karanlık, toprak döşeli sofayı geçtiler. (Eş görevli sözcükleri ayırmak için)
· Geldim, gördüm, yendim. (Sıralı cümleleri ayırmak için)
· Cihan yırtılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz. (Ara sözü ayırmak için)
· Gençler, cesaretimizi destekleyen ve devam ettiren sizsiniz! (Hitap kelimelerinden sonra)
· Bugünlerde başımı kaşımaya vakit bulamıyorum, dedi. (Tırnak içine alınmayan alıntı cümleden sonra)
Yorum Gönderme
YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...
1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.