1980 SONRASI TÜRK HİKÂYESİ
  • 1980’li yıllardaki siyasi ve toplumsal olayların sonuçları diğer alanları etkilediği gibi Türk hikâyeciliğini de derinden etkilemiştir.
  • 1980 sonrası Türk hikâyeciliğinde bir taraftan gelenek devam ederken diğer taraftan yeni arayışlar görülür.
  • Bu dönem hikâyesinde yazarlar ortak bir sanat anlayışıyla değil bireysel olarak hareket etmişlerdir.
  • Toplumsal konulardan çok bireysel konular işlenmiştir.
  • Hikâyelerde farklı kurgu teknikleri denenmeye başlanmıştır.
  • Yazarlar postmodernizmin anlatım imkânlarından yararlanmışlardır.
  • Hikâyelerde imgesel bir dil kullanılır.
  • Anlatımda “ben-yazar” anlatıcı öne çıkar.
  • Hikâyelerde bireyin toplumsal ilişkileri çevresinden soyutlanarak gösterilir.


BU DÖNEMDEKİ HİKÂYE YAZARLARI

1980’den önceki kuşaklardan gelen hikâye yazarlarının yanı sıra Murathan Mungan, Cemil Kavukçu, Özcan Karabulut, Jale Sancak, Ayfer Tunç, Murat Gülsoy, Murat Yalçın, Yekta Kopan, Nalan Barbarosoğlu, Sema Kaygusuz, Müge İplikçi, Nazan Bekiroğlu, Hüseyin Su, Seyit Göktepe, Cemal Şakar gibi yeni yazarlar da dil ve anlatım biçimi, konu ve kurgu bakımından özgün eserler verirler.

KÜÇÜREK (MİNİMAL) HİKÂYE TÜRÜ

Resim, sinema gibi sanat dallarında ortaya çıkan minimal yaklaşım, hikâye türünü etkilemiştir. Bu etkileşimin bir sonucu olarak 20. yüzyılın sonlarında küçürek hikâye ortaya çıkmıştır.

ÖZELLİKLERİ:

  • Türk edebiyatı için yeni türlerden biridir.
  • Hikâyenin alt koludur.
  • Şiir, fıkra, fabl, manzum hikâye, atasözü gibi birçok özelliğini taşıyan küçürek hikâye günümüzde bağımsız bir tür haline gelmiştir.
  • Kısa, yoğun anlatımı vardır.
  • Küçürek öyküde az sayıda kelime ile etkili bir anlatım sağlamak amaçlanır.
  • Mesaj, öğüt, eğiticilik gibi didaktik amaçların dışında bir anlatıma sahiptir.
  • Okuyucuyu şaşırtmak, öykünün başını ve sonunu okuyucuya bırakmak, küçük ve sıradan duyguları etkileyici bir tarzda anlatmak özellikleriyle öne çıkar.
  • Yabancılaşma, umutsuzluk ve bunaltı gibi ana temalar üzerine kurulan küçürek hikâyeler daha çok bireysel ögeleri ön plana çıkarır.
  • Klasik hikâyedeki serim, düğüm, çözüm bölümleri yoktur. Bu bölümler okurun düş gücüne bırakılır.
  • Yazar, çoğu zaman imgeler kurar ve onların gücünden yararlanarak hikâyesini anlatır.
  • “Dünya edebiyatında “flash fiction”, “short‐short story”, “anlık kurmaca” diye tanımlanır.
  • Franz Kafka, Max Jacob gibi yazarlar dünya edebiyatında küçürek hikâyenin akla gelen ilk yazarlarıdır.
  • Türk edebiyatında ise Ferit Edgü, Necati Tosuner, Tarık Günersel, Hulki Aktunç, Haydar Ergülen, Rasim Özdenören, Ayfer Tunç gibi yazarlar küçürek hikâyenin öne çıkan yazarlarıdır.
www.edebiyatfatihi.net hazırladı

Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar