Bu yazımızda 1980 sonrası Türk romanını  genel özelliklerini, bu dönemdeki önemli yazarlar yer alıyor. 


1980 SONRASI TÜRK EDEBİYATINDA ROMAN
Genel Özellikler:
1980 öncesi modernizmin etkisinde eser veren sanatçılar 1980 sonrasında dünyadaki gelişmelerin de etkisiyle postmodernist tarzda romanlar yazmaya başlamışlardır.

Orhan Pamuk, İhsan Oktay Anar, Bilge Karasu, Rasim Özdenören, Nedim Gürsel
gibi birçok yazar bu yönelime örnek verilebilir.

Bu dönem romancılığımızda, olağanüstü unsurlara dayalı alegorik (sembolik) anlatımdan ve hayal gücünden yararlanılarak okuyucuyu gizemli bir dünyaya sürükleyen fantastik roman türünde de eserler verilmiştir. Barış Müstecaplıoğlu, Orkun Uçar, Alp Araş, Gündüz Öğüt, Saygın Ersin gibi yazarlar bu roman türüne örnek verilebilir.

Yine bu dönemde günlük yaşantıda rastlanamayan, ilginç, farklı, gizemli olayları konu edinen macera ve polisiye türünde romanlar da yazılmaya başlanmış ve giderek yaygınlaşmıştır. Osman Aysu, Ahmet Ümit, Çelil Oker, Cenk Eden, Birol Oğuz gibi yazarlar bu türlerde eser veren sanatçılardır.

1980 sonrası Türk romancılığında Mehmet Eroğlu, Latife Tekin, Ayla Kutlu, Buket Uzuner, Tezer Özlü, Erendiz Atasü, Nazlı Eray, Öner Yağcı, Hulki Aktunç, Alev Alatlı, Leyla Erbil gibi birçok sanatçıda kimi eğilimlerin izleri görülse de sanatçıların özgün ve bireysel yaklaşımları da önemli bir yer tutmaktadır.

1980’lerden itibaren yazarlarımız postmodernizmin metnin yapısını şekillendiren kimi özelliklerinden ustaca yararlanmışlardır.

Geleneksel roman, birçok yönüyle standart, mantığa dayalı bir içeriğe sahiptir. Yazarlar, nesnel yaklaşımla ele aldığı konuyu belirgin kişi, mekân ve zaman çerçevesi içinde aktarır. Bu tarz romanları okur kitlesi yadırgamaz. Postmodern romanda ise yazar, gerçekliği öznelleştirip kurguyu değiştirir.

Üstkurmaca: Postmodernist yazarın bir kurguyla yetinmeyip kurgu içinde kurgu oluşturmasına üst kurmaca denir. Yazar, bunu yaparken de anlatımının kurmaca olduğunu okura sezdirir ya da doğrudan söyler.

Fantastik öge, olmayacak bir durumun olmuş gibi aktarılması, hayalî unsurların kullanılmasıdır. Postmodernist roman, fantastiği gerçeklikle sentezleyerek okura sunar.

Tarihe yönelme, postmodernist roman anlayışında tarihî bir olay, durum ve kişilerden yararlanmadır. Tarih, ders veren bir öge olarak algılanmaz. Postmodernist romanda tarih, yazarın kurgusunu yerleştirmek için kullandığı bir fondur. Tarihin oluşumuna büyük katkı sağlamayan kişi ve olaylar ele alınır. Kimi zaman da tarihî büyük kişiler olağan yaşantıları içinde romana yansıtılır.

Metinler arasılık:
Postmodernizmde yazarın resim, müzik, bilim, siyaset, din vb. edebî metnin alanında yer almayan her şeye yönelik yaptığı dolaylı alıntıya metinler arasılık denir. Metinler arasılık bir hatırlatmadır, bu hatırlatma özgün ve bireyseldir. Böylelikle tarihî dönemlerde üretilmiş bilgiler, sözler, düşünceler doğrudan ya da dolaylı biçimde kurmaca esere eklenir. Böylece yazar, sahip olduğu kültürel donanımını eserine katar. Metinler arasılık, yazar merkezli bir özelliğe sahiptir. Yazar, farklı alanlara ait metinlerin özelliklerini az da olsa kurmaca veya çoğunlukla bütüncül bir anlayışla metnine pastiş, parodi ve ironi yöntemleriyle yerleştirir.

Pastiş bir yazarın, başka bir yazarın ya da anlatım türünün dil ve anlatım özelliklerini taklit etmesidir. Postmodernist romanda biyografi, otobiyografi, bilimsel metin, destan, masal, halk hikâyesi, efsane gibi edebî türlere özgü üslup öğelerinin ve söyleyiş tarzlarının, metnin temel üslubu olarak kabul edilmesidir. Pastişte taklit, metnin üslubuyla ilgilidir; metnin konusu taklit edilmez.

Örnek: İhsan Oktay Anar, Puslu Kıtalar Atlası romanında “Râviyân-ı ahbâr, nâkilân-ı âsâr, muhaddisân-ı ruzigâr şöyle rivayet ederler ki”, “Anlatırlar ki” gibi Türk halk hikâyelerinin giriş bölümünde kullanılan kalıplaşmış ifadelerini romanında kullanarak pastiş yapmıştır.

Parodi, belli bir metnin konusunun örnek alınmasıdır. Bir başka deyişle parodi, bir metinden yeni bir metin oluşturmaktır Örneğin Benim Adım Kırmızı romanının yazarı Orhan Pamuk bu eserinde, Umberto Eco’nun Gülün Adı romanını konu açısından örnek almıştır. Orhan Pamuk, Umberto Eco’nun romanını ad, konu, zaman, mekân gibi ayrıntılar yönüyle örnek almış, kendine ait çalışmalarla özgün ve yeni bir roman oluşturmuştur.

İroni, başka bir eserle kurulan ilişkide mizahi bir niteliği amaçlamaktır. Yazar, örnek aldığı metnin biçim ve içerik özelliklerini, kurgu tekniklerini alaya almak ya da okuyucuyu eğlendirmek amacıyla metni değiştirir. Böylece bir yapıttan gülünç, eğlendirici yeni bir yapıt türetir.

Kolaj: Resim sanatında da kullanılan bu teknik, roman sanatında gerçek ya da kurmaca metinlerin bir romanın an metnine serpiştirilerek yerleştirilmesidir.

Yazıya Tepkini Göster!

2 Yorumlar

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Yorum Gönderme

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar