Ömer Seyfettin Gurultu Hikayesinin Konusu, Özeti, İncelemesi


⬊Fatih Kutay/edebiyatfatihi.net 

Olay hikâyeciliğinin edebiyatımızdaki öncüsü Ömer Seyfettin'in hikayelerini okumayı çok seviyorum. Bazılarını dönüp dönüp tekrar okurum. İlk kez okuyacaklarım karşısında heyecanlanırım. Acaba usta yazarın hikayesinde bu kez hangi ilginç kahramanla tanışacağım, olayın seyri finalde nasıl sürpriz bir sonla bitecek diye merak eder, dururum.

Ömer Seyfettin hikayelerinde bu seferki durağım "Gurultu" oldu. Bu hikayeyi İnkılap Yayınları'ndan çıkan "İlk Düşen Ak" seçki kitabından okudum. Yerli ve yabancı  klasikleri kaliteli yayınevlerinden okumayı tercih ediyorum. İnkılap Yayınları genç okurları da düşünerek bazı yabancı sözcüklerin anlamlarını dipnot olarak vermiş, gayet yerinde bir yöntem olmuş.


Hikayemize dönelim: (🔽Hikayeyi okumayanlar ve okumayı düşünenler için yazının bundan sonraki kısmının hikayenin geniş özetini olduğunu hatırlatmak isterim.)

 Gurultu adlı kikayenin kahraman anlatıcısı yine ilginç biri... Sınavlarda mümeyyizlik (Sınavlarda soru soran kişi demek) yapmaktan sadistçe zevk duyan bir garip adam...  Bu mümeyyizlik işini kadar seviyor ki sağlığı için inanılmaz olumlu etkileri olduğunu düşünüyor :) Ben de şaka yapıyor sandım, ama kendisi bu konuda çok ciddi. Mümeyyizlik görevini sürekli yapsa iki yüz yıl yaşayacağını düşünüyor. Hele sınavlarda içeriye giren öğrencinin heyecanı, sanki canını alacaklarmış gibi müthiş korkusu karşısında aldığı zevk gerçekten çok tuhaf... Ömer Seyfettin'in zamanında sınavlar herhalde sözlü şeklinde yapılıyordu.

Kahraman anlatıcımız yine  seçkin okulların birinde Fransızca sınavında mümeyyizlik yaparken yaşadığı bir olayı hatırlıyor. Yanındaki ihtiyar mümeyyizle konuşurken diğer genç öğretmen sırası gelen öğrenciyı sözlü sınav yapıyor. Tahtaya yazdığı "gurultu, guruldamak" anlamlarına gelen Fransızca sözcükleri öğrenciye soruyor. Bu gurultu sözcüğünün  kahramanımızın yanında oturan ve sohbet ettiği yaşlı öğretmende çok ilginç bir hikayesi var. Hikayenin esasını da bu ilginç çağrışım oluşturuyor.

Yaşlı mümeyyiz yirmi sene önce hem çok zengin hem de çok güzel bir kızla evlenir. Evliliğin ilk gecesi çiçeği burnunda güzel karısıyla yataktayken karısının karnından gelen gurultu sesinden çok rahatsız olup adeta sinir krizi geçirir ve yatağı terk eder. Karısının yatağa dönme çağrısına cevap vermez ve bu "ilk geceyi" koltukta geçirir. Sabah kalktığında karısını odada bulamaz. Hizmetçisi kaynanasının geldiğini ve onunla konuşmak istediğini söyler.  Yatağı terk ettiği için kızının kendisini artık istemediğini, nikahın olmayacağını ve derhal kızından boşanacağını söyler.  Eğer boşanmaya yanaşmazsa kendisini Fizan'a kadar sürdürmekle tehdit eder. Bir karın gurultusu yüzünden anlamsız bir sinirle hem çok zengin hem de çok güzel karısını kaybetmiştir. Bu yüzden gurultu kelimesinin çağrışımları bu yaşlı mümeyyiz için hiç iyi değildir. www.edebiyatfatihi.net

Aşağıdaki Ömer Seyfettin hikayeleri de ilginizi çekebilir:

Başını Vermeyen Şehit
Büyücü
Falaka
Kaşağı
Kütük
Namus
Yuf Borusu Seni Bekliyor
Yüksek Ökçeler
TÜMÜ İÇİN TIKLAYINIZ



Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar