Ömer Seyfettin, Ferman Hikayesinin İncelemesi

edebiyatfatihi.net

Ömer Seyfettin'in konusunu tarihten alan ve tarihi bir karakteri anlattığı hikayelerinden biri de Ferman'dır. Hikayede kendi idam fermanını bir beye götürmekle görevlendirilen yiğitliği ve cesareti dillere destan olan Tosun Bey'in hikayesi anlatılıyor.

Bu kısımdan sonrasının hikayenin geniş özeti olduğunu hatırlatmak isteriz...

FERMAN/ÖMER SEYFETTİN

Özeti:

Semlin'e giden Osmanlı ordusunun bir bölümü çok şiddetli  yağmur ve selden dolayı yolunu kaybetmiştir. Önden giden padişah otağını kurmakla görevli otağcılar da yolunu kaybetmiştir, konak yerine yalnız sadrazamın çadırı kurulmuştur. Padişah otağından (padişah çadırı) ise haber yoktur.

Hikayenin başkahramanı Tosun Bey dergâh-ı âli (padişah sarayı) mensuplarından, padişahın gözdelerinden olan pek genç bir kahramandır. Gür siyah bıyıklı, şahin bakışlı, geniş ve kalın omuzlara sahip, yiğitliği ve cesaretiyle herkesin kendisine hayran olduğu, namı dilden dile yayılan  bir kişidir.

Tosun Bey konak yerine gelince çok sevdiği ve değer verdiği padişahın otağının yerinde olmamasına çok öfkelenir. Kazasker Perviz Efendi'nin çadırına giderek padişah otağının nasıl kaybedildiğinin hesabını sorar.  Çok sert bir şekilde ağzına geleni söyler. Sonra dışarı çıkarak şiddetli yağmurda padişah otağını armaya çıkar, fakat bulamayıp geri döner.

Tosun Bey, geri döndüğünde  sadrazamın kendisini beklediğini öğrenir. Sadrazam kendisine bir iş çıktığını söyleyerek  Niş Beyi’ne götürülmesi gereken bir ferman olduğunu ve bu iş için yalnızca kendisine güvenebileceğini söyleyerek fermanı kendisine verir. Tosun Bey, hemen yola çıkar ve günler boyu yol aldıktan sonra bir gece vakti Niş’e ulaşır. Gün doğuncaya kadar bir çiflikte kalmaya karar verir. Tam uykuya dalacakken  rüyasında göğsünün üzerine koyduğu fermanın yandığını ve kana dönüştüğünü, tüm vücudunun alevler içinde kaldığını görerek uyanır. Ne olduğunu anlamaya çalışır, fermanda ne yazdığını çok merak eder. Zaten mührü bozulmuş olan fermanı, yaptığının çok yanlış olduğunu bilerek okur. Ve o şoke edici gerçekle karşılaşır.

Fermanda, kendisinin devlet için zararlı biri olduğu ve  başının kesilerek idam edilmesi emri vardır. Çok şaşırır, neden böyle bir emir verildiğini anlayamaz. Çünkü sadakatten, cesaretten, savaştan başka bir şey yapmamıştır. Kendisine bir iftira atıldığını düşünür ve önce bu emre karşı çıkıp Anadolu'ya kaçarak mücadele etmeyi düşünür. Fakat yola çıkacağı sırada babasının yanında çalışan ve kendisinin de çok değer verdiği Salih Ağa’nın ne olursa olsun padişahın emrinden çıkmaması gerektiğini, canını bile istese vermesi gerektiği sözlerini anımsayarak bu kararından vazgeçer ve Niş Beyi’nin yanına çıkarak fermanı verir.

Tosun Bey'i iyi tanıyan ihtiyar Niş Bey'i fermanı okuyunca sedire yıkılıverir ve emri yerine getirmektense  kendisinin kafasının kesilmesini isteyeceğini söyler. Tosun Bey hiddetlenerek emrin padişahtan geldiğini eğer bu emri yerine getirmezse yaşlı beyi öldüreceğini söyler ve onun üzerine atılır. Silahlı hademeler Tosun Bey'i tutar ve sonra Tosun Bey idam edillir.

www.edebiyatfatihi.net 

Diğer Hikaye İncelemelerimizden Bazıları:

Başını Vermeyen Şehit
Büyücü
Falaka
Kaşağı
Kütük
Namus
Yuf Borusu Seni Bekliyor
Yüksek Ökçeler
TÜMÜ İÇİN TIKLAYINIZ

Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar