Baki "Nâm u nişâne kalmadı fasl-ı bahârdan" Gazelinin Teması, Konusu, Ahenk Unsurları, Edebi (Söz) Sanatları (Tahlili)
GAZEL
Nâm u nişâne kalmadı fasl-ı bahârdan
Düşdi çemende berg-i dıraht i’tibârdan
Eşcâr-ı bâğ hırka-i tecride girdiler
Bâd-ı hazân çemende el aldı çenârdan
Her yaneden ayagına altun akup gelür
Eşcâr-ı bâğ himmet umar cûy-bârdan
Sahn-ı çemende turma salınsun sabâyıla
Âzâdedür nihâl bugün berg ü bârdan
Bâkî çemende hayli perîşân imiş varak
Benzer ki bir şikâyeti var rûzgârdan
Vezin: Mef’ûlü / Fâ’ilâtü / Mefâ’îlü / Fâ’ilün
Bâkî, Divan (haz. Sabahattin KÜÇÜK)
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİYLE
1. Bahar mevsiminden eser kalmadı; ağaç yaprağı bahçede itibardan düştü. Dalından kopup yere serildi.
2. Bahçedeki ağaçlar, dünya alâkalarından soyunma hırkasını giydiler, yani yapraklarını döktüler. Hazan rüzgârı çınardan el aldı, yani ona intisap etti, (onun ele benzeyen y apraklarını yerlere döktü).
3. Her taraftan ayaklarına altınlar (kızıl ve sarı yapraklar) geldiği halde, ağaçlar, hâlâ dereden himmet umarlar.
4. Fidan, bugün yaprak ve meyvadan kurtulup serbest kalmıştır; artık durmadan bahçenin ortasında sabah rüzgârıyla beraber salınıp yürüsün.
5. Ey Baki! Bahçede yapraklar çok perişan olmuş, savrulup duruyor. Oyle görünüyor ki, onların da devrandan şikâyetleri var.
GAZEL
Nâm u nişâne kalmadı fasl-ı bahârdan
Düşdi çemende berg-i dıraht i’tibârdan
Eşcâr-ı bâğ hırka-i tecride girdiler
Bâd-ı hazân çemende el aldı çenârdan
Her yaneden ayagına altun akup gelür
Eşcâr-ı bâğ himmet umar cûy-bârdan
Sahn-ı çemende turma salınsun sabâyıla
Âzâdedür nihâl bugün berg ü bârdan
Bâkî çemende hayli perîşân imiş varak
Benzer ki bir şikâyeti var rûzgârdan
Vezin: Mef’ûlü / Fâ’ilâtü / Mefâ’îlü / Fâ’ilün
Bâkî, Divan (haz. Sabahattin KÜÇÜK)
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİYLE
1. Bahar mevsiminden eser kalmadı; ağaç yaprağı bahçede itibardan düştü. Dalından kopup yere serildi.
2. Bahçedeki ağaçlar, dünya alâkalarından soyunma hırkasını giydiler, yani yapraklarını döktüler. Hazan rüzgârı çınardan el aldı, yani ona intisap etti, (onun ele benzeyen y apraklarını yerlere döktü).
3. Her taraftan ayaklarına altınlar (kızıl ve sarı yapraklar) geldiği halde, ağaçlar, hâlâ dereden himmet umarlar.
4. Fidan, bugün yaprak ve meyvadan kurtulup serbest kalmıştır; artık durmadan bahçenin ortasında sabah rüzgârıyla beraber salınıp yürüsün.
5. Ey Baki! Bahçede yapraklar çok perişan olmuş, savrulup duruyor. Oyle görünüyor ki, onların da devrandan şikâyetleri var.
Baki gazeli, resmi büyütmek için üzerine tıklayınız |
إرسال تعليق
YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...
1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.