Ziya Osman Saba, Çocukluğum şiiri konusu, teması, Ahenk Unsurları, ölçüsü, kafiye ve redifleri, şiir anlayışı, dil ve Anlatım, incelemesi... ➥ www.edebiyatfatihi.net


İrfan Yiğit/edebiyatfatihi.net


"Gökyüzü gibi şu çocukluk, hiçbir yere gitmiyor." diyor Edip Cansever... Çocukluk hiçbir yere gitmiyor evet, hatıralarımızın uzak dallarında bir kuş olup cıvıldıyor çoğu zaman, bir eski ağarık fotoğrafla gözlerimizde bir sevinç pırıltısı ya da hüzünle hatırlıyoruz o mesut günleri... 

Belleğimde hatırladıkça içimi ısıtan o anları çok özlüyorum. "Tekrar o günlere dönebilsem!" dediğim geçmiş zamanlar... Mesela sobalı evde gece yorganın altından ateşin  tavana vuran dalgalı ışıklarını hiç unutmuyorum. O tavanda ışık hüzmelerinden ne hayali varlıklar kurgulardık! O anlar, yün yorgana sımsıkı sarılıp uykunun en güzel hali olarak kazınmış aklıma. Fokur fokur kaynayan o bakır güğümü, sobanın üstündeki  kestaneleri, kızarmış ekmekleri, sobanın üstünde kızardıkça odaya yayılan portakal, mandalina kokularını duyarım hâlâ hatıralar canlandıkça...

"Çocukluğa özlem duymak büyüdükçe elimizden kayıp giden mutlu günleri özlemektir." Tıpkı Ziya Osman Saba'nın "Çocukluğum" şiirinde olduğu gibi... Bu yazımızda Çocukluğum şiirini incelemeye çalıştık... edebiyatfatihi.net


ÇOCUKLUĞUM

Çocukluğum, çocukluğum...
Uzakta kalan bahçeler.
O sabahlar, o geceler,
Gelmez günler çocukluğum.

Çocukluğum, çocukluğum...
Gözümde tüten memleket.
Artık bana sonsuz hasret,
Sonsuz keder çocukluğum.

Çocukluğum, çocukluğum...
Habersiz ölen kardeşim,
Mezarı bilinmez eşim,
Her bir şeyim çocukluğum.

Çocukluğum, çocukluğum...
Bir çekmecede unutulmuş,
Senelerle rengi solmuş,
Bir tek resim çocukluğum...

Ziya Osman SABA

İÇERİK: 

Yedi Meşaleciler olarak bilinen edebi topluluğun en önemli şairi Ziya Osman Saba, gösterişe kaçmadan içten, sade bir dille yazdığı şiirlerinde çocukluk anıları, geçmişe duyulan özlem, ev ve aile sevgisi, Allah’a kulluk, küçük mutluluklar ile yetinme, öteki dünya özlemi, ölümün yakınlığı, yoksul hayatlara acıma gibi temaları işlemiştir. Bu şiirinde de Ziya Osman Saba çocukluğun saf ve masum günlerine duyduğu o özlemi sıcacık üslubuyla ifade etmiştir.

Çocukluğunu "uzakta kalan bahçeler; sabahları ve geceleriyle bir daha gelmeyecek günler, gözünde tüten memleket, rengi solmuş tek bir resme" benzeten şair, elinden kayıp giden çocukluğunun bir daha geri gelmeyeceğinin farkındadır ve bundan derin bir keder duyar. "Her bir şeyim çocukluğum." dizesi aslında şairin içinde bulunduğu ruh durumunu çok iyi özetliyor. Bu dize; çocukluğunun gitmesiyle her şeyini yitirmiş bir insan psikolojisinin dışavurumu gibidir.

Tema: Çocukluk özlemi

Şekil Özellikleri:

Nazım birimi: Şiir aynı tema etrafında ses ve anlam kaynaşmasından oluşan dört dörtlükten oluşmuştur.

Ahenk Unsurları:

Şiirde ahenk kafiye, redif, aliterasyon, asonas ve kelime tekrarlarıyla sağlanmıştır.

Kafiye ve redife örnek:

-- bahçeler
-- geceler   "-ler" redif; "e" yarım uyak

--memleket
--hasret       "et" tam kafiye

--kardeşim
--eşim       "-im" redif; "eş" tam kafiye
...

Ölçü: Şiir 8'li hece ölçüsüyle yazılmıştır.

Dil ve Anlatım: Şiirde sade, yalın, içten  bir üslup  kullanılmıştır.  Devrik ve eksiltili ifadelere sıkça yer verilmiştir. 

Şiir anlayışı: Saf (öz) Şiir anlayışı

Cumhuriyet Dönemi'nde Saf Şiir Özellikleri:
  • Saf şiirciler her türlü ideolojik eğilimin dışında kalıp okurda sadece estetik haz uyandıracak şiirler yazmayı amaçlamışlardır. 
  • "Sanat, sanat içindir." anlayışıyla şiir yazmışlardır.
  • Bu şiir anlayışının öncüleri Ahmet Haşim, Yahya Kemal Beyatlı'dır.
  • Bu dönem şairleri şiirin bir dil ve yapı işçiliği gerektiği bilinci ile şiirlerini Ahmet Haşim ve Yahya Kemal'in oluşturdukları zemin üzerine kurmuşlardır.
  • Saf şiirciler, ölçüden ve uyaktan kopmadan şiirin konularını bireyselliğe ve düşselciliğe yaslandırmışlardır.
  • Hece ölçüsünü kullanmışlar ancak şiirselliği hece kalıplarında ya da ölçü ve uyağın gücünde aramamışlar imgelere yönelmişlerdir.
  • Eserlerde içsel ve bireyci bir yaklaşımla evrensel insanı ele almışlardır.
  • Şiirde didaktikten uzak durmuşlar, musikiden yararlanmışlardır.
  • Şiir anlaşılmak için değil duyulmak, hissedilmek için yazan sanatçılar, anlama fazla önem vermememişlerdir.
  • Daha çok sembolizm akımından etkilenmişlerdir.
  • Aşk,  ölüm, yalnızlık, metafizik gibi tüm insanlığı ilgilendiren konuları işlemişlerdir.
  • "Şiiri soylu bir sanat"  kabul eden saf şiirciler dizeye çok önem vermişlerdir.
  • Hece ölçüsünü modern şiir geleneğine yaklaştırmışlar, ancak hecenin durak sınırlandırmasından da şiiri kurtarmışlardır.
  • İlk kez Ahmet Haşim tarafından oluşturulan Saf şiir(öz şiir) anlayışı Cumhuriyet döneminde de bazı şairlerle birlikte varlığını devam ettirmiştir.


.

Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar