Yakup Kadri Ceviz Hikayesinin Konusu, Teması,  İncelemesi


20. yüzyıl Türk edebiyatının en önemli yazarlarından Yakup Kadri Milli Mücadele yıllarında savaşın yıkımlarını, terk edilmiş köyleri, yokluğu, yoksulluğu, Anadolu insanının durumunu yansıtan  hikâyeler yazmıştır. Anadolu’da Yunanlıların yaptıkları zulümleri yerinde görmek için 1922 yılında Mustafa Kemal tarafından kurulan Tahkik-i Fecayi Heyeti’nde görev alan Yakup Kadri, İzmir’den yola çıkarak Bursa’ya kadar birçok yerleşim yerini dolaşmıştır. Bu heyette görev alanlar arasında Halide Edip, Yusuf Akçura, Falih Rıfkı, Mehmet Asım gibi isimler de vardır.

Ceviz hikayesi de Milli Mücadele Dönemi'ni anlatan bir hikayedir.



YAKUP KADRİ- CEVİZ HİKAYESİ

www.edebiyatfatihi.net

Konusu: Anlatıcı ve yanındaki bir grup arkadaşının savaştan sonra gezdiği Anadolu köylerindeki izlenimleri ve Anadolu insanının durumu...

Teması: Milli Mücadele yıllarındaki Anadolu insanı

Özeti: Anlatıcı ve bir grup arkadaşı savaş sonrası Anadolu köylerini gezmektedirler.  Engebeli ve çok çetin yollardan geçerek terk edilmiş bir köye ulaşırlar. Her yer virane durumdadır, köyde yiyecek namına da hiçbir şey kalmamıştır. Gece kalacakları bir yer ararlar.  Sonunda bir çocukla karşılaşırlar. Çocuk onları bir köy evine götürür. Bu evde yaşlı bir adam ve genç bir kız vardır. Yaşlı adam yabancılara temkinli yaklaşır önce onları misafir etmek istemez, sonrasında ikna olur. Anlatıcı ve diğer arkadaşları kötürüm kalmış genç kadının hikayesini dinlerler, çok etkilenirler. Çocuk, misafirlere ceviz ikram eder. Yokluk ve yoksullukla boğuşan köyde Anadolu insanının misafirperverliği anlatıcıyı derinden etkiler.

Zaman: Hikayede anlatılanlar Milli Mücadele sonrası soğuk bir kış mevsiminde geçmektedir.

Mekan: Mekan Anadolu'da adı belirtilmeyen; savaştan sonra çoğu insanın terk ettiği harabe durumundaki bir köyde geçmektedir. 

Kişiler: Anlatıcı, anlatıcının arkadaşları, çocuk, çocuğun kardeşleri, genç bir kadın, ihtiyar bir adam...

Anlatıcı ve bakış açısı: Hikayedeki olaylar kahraman anlatıcının bakış açısıyla anlatımıştır. 

Anlatım Biçimi: Hikayedeki öyküleyici ve betimleyici anlatım biçimleri kullanılmıştır.

Hikayeden örnek: “On beş günden beri köyden köye dolaşıyoruz. Bu köylerin her biri öbüründen daha hüzünlüdür. Yorgunluk bir taraftan; gönlümüzdeki melâl öbür taraftan âdeta, nihayeti yok bir gurbet ve sürgün yolunda gibiyiz. (…) Altı saat yol aldıktan sonra bir köye varıyoruz… Mevsim sonbahar; hava soğuktur. Anadolu’nun sonbahar soğukları nasıl şeydir, bilir misiniz? Ah Tanrım, Anadolu’nun sonbahar soğukları… Bu insana manevi bir eza veren ve başa kömür gibi vuran acayip bir soğuktur. Vardığımız köyün methalinde bir bulanık su birikintisi var ki hayvan leşleriyle doludur. Burnumuz artık koku almıyor; fakat altımızdaki atlar henüz bizden daha çok hassastır; yanı
başlarındaki leşleri hisseder etmez, birdenbire doludizgin koşmaya başlıyorlar”

Dil ve Anlatım Özellikleri: Yazar Milli Mücadele sonrası Anadolu'yu ve Anadolu insanını gerçekçi bir anlatımla yansıtmış, sade, yalın ve etkileyici bir üslup kullanılmıştır.



Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar