Tanzimat Dönemi'nden İki Şiir Örneği ve İncelemesi

Hazırlayan: edebiyatfatihi.net

Tanzimat Fermanı
'nın ilan edilmesinden (1839), Meşrutiyet'in ilanına (1876) kadar geçen döneme “Tanzimat Dönemi” adı verilmiştir.

Bu dönemde  siyasi, askeri, idari, hukuk, ekonomik, sosyal, edebi alanda pek çok yenilik yapılmıştır. 

Yapılan yenileşme faaliyetleriyle Avrupa devletleri karşısında gittikçe zayıflayan devletin tekrar eski ihtişamlı günlerine dönmesi hedeflenmiştir. 
 
Edebiyatımız bu dönemde Batı etkisine girmiştir. Batı'dan örnek alınan türler edebiyatımızda ilk kez görülmeye başlar. Şiir alanında ise biçimde eskiye bağlı kalınmakla beraber içerikte daha önce görülmemiş yenilikler yapılmıştır. 

 Bu yazımızda Tanzimat Dönemi'nden iki şiir örneğini ve bu şiirlerin incelemesini bulabilirsiniz...

Tanzimat Dönemi'nden İki Şiir Örneği ve İncelemesi

İlk şiir örneği Tanzimat Dönemi'nin en gür sesli şairi Namık Kemal'in Murabba'sı...


Tam bir vatan ve hürriyet aşığı olan Tanzimat edebiyatının en gür sesli şairi Namık Kemal, Osmanlı'nın dağılmaya yüz tutmuş zamanlarında adeta haykırarak vatandaşları vatanı kurtarmaya çağırmıştır. Yüce bir ruha sahip Namık Kemal'in  vatan için çalışmasında hne dünyevi ne de uhrevi bir beklentisi yoktur.Onun için tek gaye, din için, millet için ve vatan için çalışmaktır. Bu yazımızda "vatan şairimiz" Namık Kemal'in Murabba başlıklı aşağıdaki şiirini şekil, yapı, ahenk unsurları ve  içerik bakımından inceledik. Faydalı olması dileğiyle..edebiyatfatihi.net

MURABBÂ

Sıdk ile terk edelim her emeli her hevesi.
Kıralım hâil ise azmimize ten kafesi.
İnledikçe eleminden vatanın her nefesi,
Gelin imdâda diyor bak budur Allah sesi.

Bize gayret yakışır merhamet Allah’ındır.
Hükm-i âtî ne fakîrin ne şehinşâhındır.
Dinle feryâdını kim terceme-i âhındır;
İnledikçe ne diyor bak vatanın her nefesi.


Mahveder kendini bülbül bile hürriyyet için.
Çekilir mi bu belâ âlem-i pür-mihnet için?
Dîn için devlet için can çekişen millet için,
Azme hâil mi olurmuş bu çürük ten kafesi!..


Memleket bitti yine bitmedi hâlâ sen ben.
Bize bu hâl ile bizden büyük olmaz düşmen.
Dest-i a’dâdayız Allah için ey ehl-i vatan!
Yetişir terk edelim gayri hevâ vü hevesi.

Namık KEMAL
Namık Kemal, Yeni Türk Edebiyatı 5
haz.: İsa KOCAKAPLAN

Günümüz Türkçesiyle

MURABBÂ

Doğrulukla her emeli, her hevesi terk edelim.
Bu yoldaki azmimize bedenimiz engelse onu da yok edelim.
Vatanın her nefesi eleminden inledikçe
Bak, gelin yardıma diyor, bu Allah sesidir.


Bize çalışmak yakışır, merhamet Allah’ındır,
Geleceğin takdiri ne yoksulun ne Padişahındır.
Feryadını dinle, ahın dile gelişidir,
Vatanın her nefesi inledikçe ne diyor, bak.


 Bülbül bile hürriyet için kendini mahveder.
Sıkıntılı dünya için bu bela çekilir mi?
Din için, devlet için, can çekişen millet için,
Bu güçsüz beden azme engel mi olurmuş?


 Memleket yok oldu fakat hâlâ sen ben davası bitmedi.
Bu durumda bize bizden büyük düşman olmaz.
Ey vatanseverler, düşmanın eline düşmüşüz, Allah için,
Artık yetişir, bencilliği, bütün tutkuları terk edelim.

ŞİİR İNCELEMESİ:

Nazım birimi: Dörtlük
Birim Sayısı: 4
Nazım biçimi: Murabba
Murabba Özellikleri:
  • Murabba, bent adı verilen dört dizelik kıt'alardan oluşan Divan şiiri nazım biçimidir. 
  • Murabbanın bent sayısı 3 ila 7 arasında değişir. 
  • Uyak düzeni üç şekilde olur:
  • aaaa-bbba-ccca-ddda-eeea...
  • bbba-ccca-ddda-eeea-fffa...
  • aaaA-bbbA-cccA-dddA-eeeA...
  • Murabbanın özellikleri şöyledir:
  • Nazım birimi dörtlük olan nazım şekillerinden biridir.
  • Genellikle 3 ile 7 dörtlükten oluşur.
  • Her konuda murabba yazılabilir. Ancak dini ve didaktik konular ile övgü, yergi, manzum mektup, mersiye vs. türlerde murabba nazım şekli daha çok kullanılmıştır.
  • Aruz kalıbıyla yazılır.
  • Önemli murabba şairleri Aşki, Muhabbi, Hayreti, Taşlıcalı Yahya Bey, Fuzuli sayılabilir.Tanzimat döneminde de Namık Kemal murabba şeklinde şiir yazan önemli sanatçılardandır.
www.edebiyatfatihi.net inceledi

Namık Kemal "Murabba" Şiir Tahlili 

AÇIKLAMASI VE YORUMU

Doğrulukla her emeli, her hevesi terk edelim.
Bu yoldaki azmimize bedenimiz engelse onu da yok edelim.
Vatanın her nefesi eleminden inledikçe
Bak, gelin yardıma diyor, bu Allah sesidir.

Vatan şairi Namık Kemal'in şiirlerinde en çok durduğu temalardan biri de "vatan"dır. Ona göre "Vatan, milletin evi ve kılıcının ekmeğidir. Vatan, milletin annesidir. Bizi doğurup besleyen, büyüten odur. Vatan toprağı, bizim vücûdumuzun mayasıdır." İlk dörtlükte şairimiz bireysel heveslerden, çıkarlardan sıyrılıp vatanımızı tehlikeden kurtarmak gerektiğini söylüyor. Osmanlı'nın yıkılmaya yüz tutmuş hali  karşısında duyarsız olan insanları  harekete geçirmeye çalışıyor; bunu yaparken de kendisinin de çok saygı gösterdiği ve inandığı dini söylemlerden faydalanıyor. 

Bize çalışmak yakışır, merhamet Allah’ındır,
Geleceğin takdiri ne yoksulun ne Padişahındır.
Feryadını dinle, ahın dile gelişidir,
Vatanın her nefesi inledikçe ne diyor, bak.

Şair bu dörtlükte zor durumda olan vatanın kurtarılması için çalışmak gerektiğini, merhametin ancak Allah'ta geleceğini belirtiyor. Yoksa kurtuluş ne padişahta ne de başka birindedir. Bu çağrı Allah'ın çağrısıdır ve çok çalışıp Ona tevekkül edilmesi gerektiğini vurguluyor. edebiyatfatihi.net

 Bülbül bile hürriyet için kendini mahveder.
Sıkıntılı dünya için bu bela çekilir mi?
Din için, devlet için, can çekişen millet için,
Bu güçsüz beden azme engel mi olurmuş?

Hürriyet kavramını şiirde ilk kez kullanan "vatan şairimiz" Namık Kemal bu dörtlükte de hürriyet kavramına atıfta bulunuyor. Bülbülün bile hürriyet için kendini parçaladığını söyleyip hürriyet için, vatan için çaba sarf etmeyen insanları bülbülden bile aşağı görmektedir. Çünkü hürriyet geçici bir dünya için vazgeçilmeyecek kadar değerlidir onun için. 


 Memleket yok oldu fakat hâlâ sen ben davası bitmedi.
Bu durumda bize bizden büyük düşman olmaz.
Ey vatanseverler, düşmanın eline düşmüşüz, Allah için,
Artık yetişir, bencilliği, bütün tutkuları terk edelim.


Şair burada vatanın kurtuluşu için vatandaşların sen-ben kavgasını, ayrılık-gayrılığı, kişisel menfaatleri bir kenara bırakıp vatanın kurtuluşu için çalışmaları gerektiğini belirtiyor. Bu söylerken şairimiz adeta bir yalvarış içindedir. Vatanın düşmandan kurtulması için tüm vatandaşların bir ve beraber olmaları konusunda Namık Kemal "Allah için" diyerek adeta yalvarmaktadır.


AHENK UNSURLARI

Şiirde ahenk ve ritim aruz ölçüsü, kafiye, redif ve her türlü ses benzerliğiyle sağlanmıştır.

ÖLÇÜSÜ: aruz ölçüsü → feilâtün  (fâilâtün) feilâtün feilâtün feilün (fa'lün)

KAFİYE VE REDİFLERİ:

 İlk dörtlükte: 
-i redif ; "es" tam kafiye

ikinci dörtlükte: "ındır" redif; "ah" tam kafiye

üçüncü dörtlükte: "için" redif ; "et" tam kafiye

dördüncü dörtlükte:  "en" tam kafiye 

edebiyatfatihi.net inceledi

TEMA :  Vatan

2.ŞİİR ÖRNEĞİ

Tanzimat Dönemi'nden ikinci şiir örneği Ziya Paşa'ya ait... Dönemin önemli devlet adamı ve sanatçısı Ziya Paşa'nın gazeli dönemin zihniyeti yansıtan bir şiir...

ZİYA PAŞA - GAZEL
Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşâneler gördüm
Dolaştım mülk-i islamı bütün viraneler gördüm

Bulundum ben dahi dar-üş-şifa-yı Bab-ı Âli'de
Felatun'u beğenmez anda çok divaneler gördüm

Huzur-ı gûşe-yi meyhaneyi ben görmedim gitti
Ne meclisler ne sahbâlar ne işrethaneler gördüm

Cihan namındaki bir maktel-i âma yolum düştü
Hükümet derler anda bir nice salhaneler gördüm

Ziya değmez humarı keyfine meyhane-i dehrin
Bu işretgehte ben çok durmadım ammâ neler gördüm

Ziya Paşa


Günümüz Türkçesi'yle...

Küfür diyarı denilen Batı'yı, Avrupa ülkelerini gezdim, orada bayındır şehirler ve köşkler gördüm
Islam ülkelerini de dolaştım, baştan sona viraneler gördüm

Ben de Babıali hastanesinde bulundum
Orada Eflatun'u beğenmeyen nice divaneler gördüm

Hiçbir zaman meyhane köşesinde (dünyada) huzur bulamadım
Zira pek çok mecliste, eğlence âlemlerinde bulundum

Adına dünya denilen ve insanların topluca katledildiği bir yere yolum düştü
Orada da hükümet denilen mezbahalar gördüm

Ziya, içkinin sebep olduğu baş ağrısı bu dünyan meyhanesinin keyfi için çekilmez
Bu dünya meyhanesinde ben çok kalmadım ama neler gördüm...

İNCELEMESİ

Ziya Paşa,  gazelinde Osmanlı'nın geri kalmışlığından, Batı ülkelerinin gelişmişliğinden bahsediyor. Yöneticilerin eğitime, ilme önem vermediği, insanların zulme uğradığı anlatıyor. Ziya Paşa bu gazelinde
  • İçinde bulunduğu zamandan şikayet etmektedir.
  • Eski şiir biçimlerine bağlı kalmıştır. 
  • Yer yer nükteli ve hicivli anlatımlara da başvurmuştur. 
  • Öğüt verici ve ders verici didaktik bir şiir tarzı vardır. 


Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar