Çittam (Bilinç)
Büşra TOPAL

Geçen sabah meditasyon yaparken kendimi kirli, karanlık bir denizin içinde, temizliğe aydınlığa çıkmanın hayalini kurarken buldum. O sabah on beş  dakika boyunca bunu düşünecektim. 

Süre başladı. Yosunların arasından, bulanıklığın, karanlığın içinden sürekli yüzerek çıkabilirdim ancak. Geçip giden hiçbir gemiye binmedim, bu benim başarım olmalıydı. Müzikler değişti, tütsüm söndü ama ben kendimi bir türlü aydınlığı hak etmiş hissetmedim derken sonlara geldiğimi hissettiğimde bir anda güneş göründü. O kirli deniz yerini ışıl ışıl bir şeye bıraktı. Onca yüzerek geçtiğim kirliliği unutmuştum. Sıcaklık ve dinginliğe ulaşmanın verdiği başarıyla içimi huzur kaplamıştı. Birdenbire düşünmeyi bıraktım. Dakikalar sonra istediğim şeye ulaşınca neden düşünmeyi bıraktığımı sordum kendime. Ve bunun cevabını hala net alabilmiş değilim.

Hayatta geçirdiğimiz günlerde hep mutlu veya istediğimiz gibi geçirmediğimizin farkındayız. Yeri geliyor birçok engelle, gözyaşıyla o kötü günlerin geçmesini bekliyoruz. Geçiyor elbette ama o güzel günlerin değerini de tam bilmiyoruz. İşte benim yukarıda yaptığım gibi. O kadar düşledim ki kirliliğin içinden geçip, berraklığa ulaşmayı. Bunun için kaç kulaç attığımı bilmiyorum. O karanlık bana hiç yılmamayı, yorulmamayı ve sabretmeyi öğretti. Düşlerken aydınlığa çıkabileceğimden pek emin değildim fakat bunu başardım. Ama aydınlığı pek önemsemediğimi fark ettim.

Belki de sadece hayatımızdaki o kötü günlerin geçmesi için çabalıyoruz. Mutlu olmayı ne kadar istesek de kendimize bunu biz vermiyoruz. Ben kirli bir denizden geçmeyi değil de yemyeşil sıcacık bir ormanda yürümeyi de hayal edebilirdim. Ama bunu ben kendime vermedim. Düşündüğümüz şeyler bizleri, hayatımızı oldukça şekillendirir. Bir kıyafet alırken bile siyah mı beyaz mı olacağına biz karar veririz. Düşlediğimiz şeyin hangi renkte olacağına da aynen böyle.

Kendime neden aydınlığa çıktığımda düşlemeyi bıraktığımı defalarca sorarken, istediğim amaca ulaşmanın sevincini de yaşayamadım. Çünkü aklımda tek bir soru: Ben bu sabah neden aydınlığa çıkmanın hayalini kurdum? Bilinçaltım bir şeylere ulaşma çabasını gösteriyordu bana. İstediğim şeylere ulaşma isteği, yol ne kadar kirli, engebeli karanlıkta olsa bunu başarabileceğimi gösteriyordu.

Gün içinde düşündüğünüz şeyleri bir deftere not edin tabi ki her düşündüğünüzü demiyorum. Sizi gerçekten etkileyen bir kelime ya da olayı. Günler sonra fark edeceksiniz ki bilinçaltınız size istediğiniz ya da sizi üzen bir şeyin kelimesini tutmuş, sizi düşünmeye zorlamış.

Benim tüm bu düşüncelerden sonra düşündüğüm kelime bilinç oldu. Kendine bir kelime seç ve bütün günü onu düşünerek geçir. Bilinçaltın seni ışığa ulaştıracaktır.

Işıkla kal!

Büşra TOPAL

Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar