Seçim Sizindir

Büşra TOPAL

Hayatımız boyunca günde onlarca belki yüzlerce düşüncenin ya da bir nesnenin seçimini yapmak zorunda kalıyoruz. Bir günü ele aldığımızda sabah ne giyeceğimizden başlayarak, kahvemizin sütlü mü sade mi olacağının bile seçimini yapmaya maruz kalabiliyoruz. Peki bunlar oldukça basit bir olayken bir de beynimizin her gün bizlere sunduğu düşünce tepsisinden de bir şeyler almaya mecburuz gibi yaşıyoruz. Günlerdir bizi uyutmayan bir düşünce, olay, durum karşısında beynimizin kontrolünü bir türlü ele alamıyoruz.

Biri size yüz sayfalık Fransızca  makaleyi iki saatten az bir süre içerisinde İngilizce'ye çevirmenizi isteyip, çeviremediğiniz takdirde öldürüleceğinizi söylese o andan itibaren çalışmaya başlarsınız. Bunun ne kadar zor olduğunu bildiğiniz halde yetiştirmek için tüm gücünüzü kullanırsınız. Fakat zorunda bırakıldığınız için bütün bildiğiniz kelimeler omuzlarımıza bir yük gibi biner. Ama bunu yapmayı özgürce seçersek bu bizim için güzel bir tecrübe olur. Biz istemeden birinin bizi zorlayarak yaptırdığı şeyler, hayatımızın en korkulu ve ıstıraplı deneyiminden biri olur. Zorunda olmak, bizim seçimimiz dışında olduğu için kendimizi kurban durumunda hissedip mutsuz oluruz. Kimse size bunu düşünmeye mecbursun deyip başınıza silah dayamadığına göre sizi uyutmayan, ağlatan düşüncelerin suçlusu tamamen sizsiniz.

İçinde bulunduğumuz durumdan mutsuzsak, muhtemelen bizim seçimimiz olmadan omuzlarımıza binmiş bir olayın içinde olduğumuzdandır.

Kabul etsek de etmesek de her zaman seçeriz.

Hiç düşünmemek diye bir şey yok elbette. Bu imkansız bir şey hatta hiç düşünmemek diye bir şey yok elbette.  Bunun bizi etkilemesi ve süresini belirlemek dışında. Neyi kafaya takmayı seçiyoruz?

Olayları nasıl yorumladığımız ve nasıl tepki verdiğimizi her zaman kontrol edebiliriz. Arabanın süratli gitmesinde bizim etkimiz vardır. Ve ne kadar temkinli yol alırsak kaza yapma riskimiz o kadar düşer. Fakat görüyorum ki biz önümüze bir ışık, bir insan veya yol ayrımı gelene kadar hiç duraksamayıp sürekli hızımızı artırıyoruz. Çok süratli ilerleyen bir arabanın bir anda fren yapması ne kadar tehlikeli ise, insanın düşüncelerini de bir olay karşısına gelene kadar durdurup kontrol altına almaması; arabanın içindeki sürücünün kendine verdiği zararla eşdeğer.

Ne yapacağını seçmek bu seçimle birlikte gelecek yeni sorunlardan sorumlu olmayı da getirecektir elbette. Sen arabanı süratini arttırdıkça bir insana çarptığın takdirde oluşan durumdan sorumlu olduğun gibi. Düşüncelerin seni yıprattığında zihninde oluşan karmaşanın suçlusu sen olduğun gibi.

Yani bazı şeyleri sulayıp yetiştirmek veya kökünden koparmak tamamen bizim seçmemizdir.

Büşra TOPAL

Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar