Millî Edebiyat Döneminde “Maupassant Tarzı” hikâyeler yazılmasının sebepleri nelerdir?
Hazırlayan: www.edebiyatfatihi.net
Toplumcu bir sanat anlayışını benimseyen Millî Edebiyat sanatçıları içinde bulundukları dönemin zihniyetini, sosyal, kültürel, ekonomik vb. özelliklerini eserlerine yansıtmışlardır. Bu dönem hikâyelerindeki temel temalar, Anadolu insanının içinde bulunduğu ağır savaş koşullarının getirdiği acılar ve yoksulluk, Türkçülük, cehalet, ilericilik vb. temalardır. Bu dönem sanatçıları toplum için sanat anlayışının benimsenmesinden dolayı "maupassant tarzı hikaye"yle halka mesaj verme amacı taşımışlardır. Çünkü Maupassant tarzı hikayeler tahlil ağırlıklıdır ve bu hikayelerde mesaj verilir. Örneğin Milli Edebiyat Dönemi'nin güçlü hikayecisi Ömer Seyfettin yazdığı maupassant tarzı tarihi hikâyelerinde millet olma bilincini aşılamaya çalışır. Milli Edebiyat'ın önemli diğer hikayecileri Halide Edip ve Yakup Kadri de olay ağırlıklı hikayelerinde yani maupassant tarzı hikayeleriyle yaşadıkları dönemdeki Anadolu gerçekliğine ve Anadolu insanının sorunlarına dikkat çekerler.
✋ Milli Edebiyat Dönemi hikayelerinin yapı, tema, konu, şahıs kadrousu, dil ve anlatım özellikleriyle ilgili aşağıdaki yazımız da ilginizi çekecektir.
Milli Edebiyat Dönemi Hikâyelerinde Yapı:
Genellikle Maupassant tarzı hikâyeler (olay hikâyeleri) yazılmıştır. Hikâyelerde "serim-düğüm- çözüm" bölümleri vardır. Hikayelerde özellikle Tanzimat Döneminde görülen teknik kusurlar yavaş yavaş ortadan kalkmıştır. Teknik olgunluğa erişilmeye başlanmış; olay, zaman, mekân, kişi ve anlatım bir bütünlük içerisinde verilmiştir.
Milli Edebiyat Dönemi Hikâyelerinde Tema:
Millî Edebiyat sanatçıları, hikâyelerde genelinde toplumsal temaları işlemişlerdir. Osmanlıcılık, Türkçülük, Batıcılık akımları; temaların belirlenmesinde ana etken olmuştur. Sanatçılar, özellikle Türkçülük akımının etkisiyle eserler vermişlerdir. Anadolu insanının yaşam koşulları, savaş yıllarında çekilen sıkıntılar, bağımsızlık, yanlış Batılılaşma, geçmişteki kahramanlıklar, vatan sevgisi... tema olarak işlenmiştir. Millî Edebiyat Dönemi hikâyelerinde -geri planda da olsa- aşk maceraları unutulmamış ve bireysel temalara da yer verilmiştir.
Milli Edebiyat Dönemi Hikâyelerinde Şahıs Kadrosu:
Millî Edebiyat Döneminde yazılan hikâyelerdeki kişiler, önceki dönemlere göre büyük farklılık göstermektedir. Çocuklar, askerler, memurlar, işçiler, yoksullar, ihtiyarlar, zulme uğrayanlar, tarihteki kahramanlar, kısacası toplumun her kesiminden insanlar bu dönemdeki hikâyelerin şahıs kadrosunu oluşturmuşlardır. Bu kişiler, hikâyelerde genelde fiziksel (biçimsel) görünüşleriyle ve davranış özellikleriyle anlatılmışlardır.
Milli Edebiyat Dönemi Hikâyelerinde Dil-Anlatım:
Bu dönemde yazılan hikâyelerin en belirgin özelliği dilin sade olmasıdır. Ömer Seyfettin, "Yeni Lisan" makalesinde Millî edebiyatın millî dille oluşabileceğini savunmuştur. Bu düşüncesi teoride kalmamış, hikâyelerinde sade bir dil kullanmıştır. Bu dönem sanatçıları Osmanlı'nın en zor dönemlerinde yaşamış, pek çok savaş görmüş kişilerdir. Sanatçıların çoğu İstanbul dışına çıkmış, gerek Balkanlarda gerekse Anadolu'nun farklı yerlerinde bulunmuşlardır. Halkla iç içe olan sanatçılar, Anadolu'yu ve Anadolu insanını gözlemlemişler ve tanımışlardır. Eserlerinde gözlemlerini yansıtmışlardır. Gözlemle birlikte gelen tasvir, hikâyelerde kusursuzca uygulanmıştır. Bu dönem hikayecileri; gözlemlerini gerçekçi bir bakış açısıyla yansıtmışlar, realist bir tutum sergilemişlerdir. Hatta bazı sanatçılar, bir adım daha ileri giderek eserlerini naturalist bir yaklaşımla yazmışlardır.
Yorum Gönderme
YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...
1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.