Birini Pencere Kenarına Çiçek Koyacak Kadar Sevmek Lazım / Kemal Hamamcıoğlu

Birini Pencere Kenarına Çiçek Koyacak Kadar Sevmek Lazım // Kemal Hamamcıoğlu

Büşra TOPAL

Yazar Kemal Hamamcıoğlu'nu sosyal medya sayesinde ilk İnstagram'dan görüp paylaştığı şiirleriyle de Youtube'dan iyice tarzını anlamış oldum. Kısacası bu kitabı okumadan önce de kendisi çok sevdiğim yazarlardandı.

Birini Pencere Kenarına Çiçek Koyacak Kadar Sevmek Lazım; ismi ile arka kapak yazısıyla çok dikkat çeken ve özgün bir kitap. Zaten kitabı biraz incelediğinizde eğer daha öncesinde yazarın yazdıklarını takip ediyorsanız Youtube'daki şiirlerinin kitabın hikayesinin aralarına iliştirildiğini fark ediyorsunuz. Birçok kişi tarafından sevilen bir kitap haline gelmiş "Birini Pencere Kenarına Çiçek Koyacak Kadar Sevmek Lazım" karakterin ruh halini, durumunu, hislerini, yaşantısının çok güzel aktarılmış olduğunu görüyoruz.

Son yıllarda hayatımızın neredeyse tamamını kaplayan sosyal medya kitabın merkezinde bir konu olarak işlenmiş.

Karakter; daha önce hiç görmediği, sadece internet ortamından tanıdığı kadarıyla Barış adında birine aşık olmasıyla başlıyor. Baş karakterin ağzından okuyoruz Birini Pencere Kenarına Çiçek Koyacak Kadar Sevmek Lazımı. Herkese çok hitap etmese de benim için sorun olmuyor birinci tekil kişi ağzından bir hikaye okumak. Fazlaca melankoli içeriyor karakterin ruhu, çöküşünü, dibe vuruşunu, pes edişini, kendini sevmeyişini kısacası depresyondayken sadece birinin sesiyle mesajlarıyla kendini sevmeye başlıyor. Dibe vuruşunun acısını bütün hırsı ve öfkesiyle karşı cinsten çıkarıyordu.

Bu zamanlarda kitaptaki gibi sosyal medya aşklarını gördüğümüzde bize garip gelmiyor fakat karakter aslında hiç tanımadığı dilini bile bilmediği Barış'ı hayatının merkezine alıp yazmaya yeniden başlıyor. Bu ilişki sayesinde kendini melankoliden çıkarıp asıl kişiliğine dönüyor bütün bu olaylardan habersiz hiç görmediği birinin aşkı sayesinde sarı defterine yine bağlanıyor. Yazar yazmanın önemini burada vurguluyor. "İnsan hiç görmediği, dokunmadığı birine aşık olabilir mi?" sorusunun cevabını bu kitabı okuduğumuzda alıyoruz sanırım.

Kitap daha çok karakterin ruh halini, kişiliğini, düşüncelerini anlattığı ve tüm bu olaylar yalnızca tek kişi ile gerçekleştiği için Barış'ın iç dünyasına ulaşamıyoruz.

Kitaptan alıntılar;

· İstemsizce el nereye gidiyorsa, orda can acısı var.

· Yalnız kadınlar, kucağına aldıkları çantalarında kaç öksüz çocuk saklıyor?

· Ben, masada unutulmuş ağzı kahve lekeli bir kupa kadar sevmesini biliyorum.

· Canı çekince sevenin canı sıkılınca gidenin kalbimi yormasına izin vermeyeceğim.

· Sessiz olmalarım, sensiz olmamdanmış sevgilim.

· Uzayan kısalan saçlardan, sana ait olmayan anlardan, gitmediğin yollardan yorulmadın mı?

Aslında kitabı okurken yanınıza altını çizmek için bir kalem almanıza gerek yok. Çünkü kitap başlı başına size hayat veriyor.

Kitabın içinde de yer alan mutlaka okunması gerek dediğim şiirleri;

Öyle birine aşık ol ki
Yürürsen geçer
Sevsene beni
Öp omuzlarımı
Böyle sevme kimseyi
Aklıma ne zaman gelsen

Yazar ile imza gününde tanışma fırsatım olmuştu. Kalemine aldığı samimi dil kişiliğinde de vardı. Yazmaktan hiç vazgeçme dediği cümleleri hafızamdan hiç silinmeyecek. Hislerine teşekkür ediyor ve kitabı yakın zamanda okumanızı tavsiye ediyorum.

Büşra TOPAL/edebiyatfatihi.net