Başını Vermeyen Şehit Hikayesindeki Ek Fiiler ,Türleri ,İsimlendirilişi
BAŞINI VERMEYEN ŞEHİT
Yarın arifeydi. Öbür günkü bayram için hazırlanan beyaz kurbanlar, küçük Grijgal palangasının etrafında otluyorlardı. Karşıda... Yarım mil ötede Toygun Paşa'nın son muhasarasından çılgın kışın hiddeti sayesinde kurtulan Zigetvar Kalesi, sönmüş bir yanardağ gibi, simsiyah duruyordu. Hava bozuktu. Ufku, küflü demir renginde, ağır bulut yığınları eziyor... Sürü sürü geçen kargalar tam hisarın üstünden uçarken sanki gizli bir kara haber götürüyorlarmış gibi, acı acı bağırıyorlardı. Palanga kapısının sağındaki beden siperinde sahipsiz bir gölge kadar sakin duran Kuru Kadı yavaşça kımıldadı; ikindiden beri rutubetli rüzgarın altında düşünüyor, uzakta, belirsiz sisler içinde süzülen kurşuni kulelere bakıyordu. Bunların hepsi Türklerin elindeydi. Yalnız şu Zigetvar...
Yıkılmaz bir ölüm seddi halinde "Kızılelma" yolunu kapatıyordu. Sanki bu uğursuz kargalar hep onun mazgallarından taşıyor, anlaşılmaz bir lisanın çirkin küfürlerine benzeyen sesleriyle her tarafı gürültüye boğuyorlardı. Kuru Kadı içini çekti. Sonra "Ah..." dedi. İncecik, sinirli boynunun üstünde bir taş topuz gibi duran çıkık alınlı, iri kafasını salladı. Yeşil sarığını arkaya itti. Islak gözlerini ovuşturdu. Şimdiye kadar, asker olmadığı halde, her muharebeye girmişti. Birkaç bin yeniçeriyle dört beş topu olsa... Bir gece içinde şu kaleyi alıvermek işten bile değildi! Şimdi vâkıa müstakildi. Ne isterse yapabilirdi. Palanganın kumandanı Ahmed Bey, öteki boy beyleriyle beraber Toygun Paşa ordusuna katılıp Kapuşvar fethine gitmişti. Kapuşvar'dan sonra Zigetvar'ı saran ordu, kışın aman vermez zoruyla, zaptı yaza bırakarak Budin'e dönünce, o da askerleriyle tekrar palangasına gelmemiş, Toygun Paşa'nın yanında kalmıştı. Bugün Grijgal'den altı mil uzaktaydı. Palangaya yalnız Kuru Kadı karışıyordu; esmer, zayıf yüzünü buruşturdu: "Palanga, palanga...Amma topu tüfeği kaç kişi?" dedi. Bütün genç muharipleri, Ahmed Bey, beraberinde götürmüştü. Hisardakiler zayıflardan, bekçilerden, hastalardan, ihtiyar sipahilerden ibaretti. Hepsi yüz on üç kişiydi!!! Düşman, galiba öteki palangalardan çekiniyordu. Yoksa burasını bırakmaz, mutlaka almaya kalkardı. Biraz eğildi. İnce yosunlu, soğuk sipere dirseklerini dayadı. Aşağıya baktı. İki üç asker beyaz koyunların arasında dolaşıyordu. Bir tanesi karşısına geçtiği iri bir koçu, başına dokunarak kızdırıyor tos vurduruyordu. Öbürleri elleri silahlarında bu oyunu seyrediyordu. Bağırdı:
— Oynamayın şu hayvanla...
WWW.EDEBİYATFATİHİ.NET HAZIRLADI
Ek Fiil Almış Kelime Ek Fiil Almış Kelimenin Türü İsimlendirme
arifeydi isim ek fiilin geçmiş zamanı
otluyorlardı fiil şimdiki zamanın hikayesi
duruyordu fiil şimdiki zamanın hikayesi
bozuktu isim ek fiilin geçmiş zamanı
götürüyorlarmış fiil şimdiki zamanın rivayeti
bağırıyorlardı. fiil şimdiki zamanın hikayesi
bakıyordu fiil şimdiki zamanın hikayesi
elindeydi fiil duyulan g. zamanın hikayesi
kapatıyordu fiil şimdiki zamanın hikayesi
boğuyorlardı. fiil şimdiki zamanın hikayesi
girmişti fiil duyulan g. zamanın hikayesi
değildi edat ek fiilin hikayesi
müstakildi isim ek fiilin hikayesi
isterse fiil geniş zamanın şartı
yapabilirdi fiil geniş zamanın hikayesi
gitmişti fiil duyulan g. zamanın hikayesi
kalmıştı fiil duyulan g. zamanın hikayesi
götürmüştü fiil duyulan g. zamanın hikayesi
ibaretti isim ek fiilin geçmiş zamanı
kişiydi isim ek fiilin geçmiş zamanı
çekiniyordu fiil şimdiki zamanın hikayesi
kalkardı fiil geniş zamanın hikayesi
dolaşıyordu fiil şimdiki zamanın hikayesi
tos vurduruyordu fiil şimdiki zamanın hikayesi
seyrediyordu fiil şimdiki zamanın hikayesi
Yorum Gönderme
YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...
1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.